Şeytanın Nihai Hedefi....

 Geçen hafta tefsir dersimizde bir ayet okuduk. Buraya taşımak istedim. Zira çok çok önemli..

Şeytan Allah'a karşı şu ifadeyi kullanıyor saptırma sürecinin sonucu olarak:

"ÇOĞUNU ŞÜKREDENLERDEN BULMAYACAKSIN"

*

Şeytanın Varlığının İspatı Yahut Vicdanı Rabbe Karşı Koz Olarak Kullanmak

 Şeytanın/iblisin varlığının adeta ispatı:

Tüm nimetleri vereni unutan, Ona şükretmek aklının ucundan geçmeyen, belki Ona isyankar yaşayan insan;

Şeytan Islık Çalana Mı İner Yoksa... - Şuara 221-223

 Bugün, lise sonda öğrencim sordu:

-- Hocam ıslık çalınca şeytan gelir mi?

Ben de dedim, "dur sana söyleyeyim şeytanın kime ve ne zaman geleceğini".

Aşağıdaki ayetleri okudum kendisine...

Dini bilinç seviyemize bakılırsa Kur'an'la gerçek anlamda daha yüzleşmemiş bir toplumuz sanki.. 

Kur'an ve Siyer'le bu toplum arasına uyduruk şeyleri koyanlar bu vebalin altından kalkamazlar.

Şeytan ve Fakirlik - Bakara:268

 "Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve yüz kızartıcı şekilde davranmaya teşvik eder." (bakara:268)

....işte birçok fırıldaklığın/yalakalığın/kalitesizliğin,

pasifliğin/suskunluğun/nemelazımcılığın altında bu korku yatıyor....

Psikologlar en cok Kuran okumalı!

Şeytana Kananlar Öyle Saf-Aptal Kimseler Değildi - Ankebut 38

 Bu akşamki tefsir dersimizde yakaladığımız

çok önemli bir tespit var:

Şeytana uyanlar öyle saf-salak tipler değil bilakis mubsirun yani gören, bilen, anlayan kimseler. Muhakkak siz de tefsirlerinizden inceleyiniz.

"Kendi yapmakta olduklarını şeytan onlara süsleyip-çekici kıldı, böylece onları yoldan alıkoydu. OYSA ONLAR GÖREBİLEN KİMSELERDİ." (mubsirun)

(ankebut:38)

Yani, "Onlar cahil ve aptal kimseler değil, bilakis çağlarının en medenî insanlarıydı. Dünyevî iş ve görevlerini büyük bir dikkat ve akıllılıkla yerine getiriyorlardı. Bu nedenle şeytanın onları aldatıp kandırarak kendi yoluna uydurduğu söylenemez. Tam aksine onlar şeytanın gösterdiği yola, arzu ve çıkarlarına uyduğu için bilerek ve farkında olarak tabi olmuşlar; zevksiz, eğlencesiz göründüğü ve ahlâkî sınırlamalar getirdiği için de peygamberin gösterdiği yolu bir tarafa bırakmışlardır."

(Mevdudi - Tefhimul Kur'an)

Allah'ı Çağırsaydın Ya - Enfal 24

     Yüce Rabbimiz bir ayet-i kerimede der ki:

  "Allah  kişi ile kalbi arasına girer" (Enfal:24)

Madem kalbine hükmedemiyorsun Allah'ı çağırsaydın ya..

Gece boyu secdeler edip "Allah'ım nefsim kalbimi işgal etti, kurtar beni" deseydin ya. Ama şeytan ve nefis sana nasıl bir çözüm sundu:

Musa Peygamber Kimden Allah'a Sığınıyor?

Musa Peygamber kimden Allah'a sığınıyor biliyor musunuz?

"Kibirli Olan ve Hesap Günü'ne inanmayan herkesten..." (mü'min:27)

**

Bir kişi de kibir varsa, yani sahte bir özbenlik, yani kendisinde olmayanlar varmış gibi algılama problemi, yani vitrinlik duruş, yani kof bir iç alem .....

Ve bir kişi de bu dünyada yaptıklarının hesabını verme inancı/şuuru yoksa, çakmışsa kendini kazık gibi bu dünyaya, har vurup harman savunuyorsa, eylemlerinin sebepleri ve sonuçları umurunda değilse, aslında bir 

"HİÇ"se, kendini hiçliğe adamışsa....

İŞTE BU GİBİLER YERYÜZÜNÜ CEHENNEME ÇEVİRİ(YO)R.

Onun ne olur insanlara hesap günü bilinci aşılayalım (ki şeytanlar tam tersi amaçla bizden daha hızlı çalışıyor. Görmüyor musunuz dünyaya kendini çakan kazıkları..
ruh yok, hayat yok, nefes yok, eylem yok, söylem yok... sadece yeme içme ve yatma var...)

Sığınıyoruz Yüce Rabbe - Mü'minun 97-98

SIĞINIYORUZ YÜCE RABBE: 

ŞEYTANLARIN AYARTMALARINDAN VE YANLARIMIZDA OLMALARINDAN..

وَقُل رَّبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ

وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ

Mu'minun Suresi'nin 97 ve 98. ayetlerinden şunu öğreniyoruz:

Şeytanların "hemeze"leri var. Yani ayartmaları/vesveseleri/dürtmeleri.
Ayrıca şeytanın kişinin yanında "hazır bulunması" (yehdurun) var. 

Yani kişiye yanaşması, zehrini zerk etmesi...

İşte bu iki durumdan dolayı Allah bize şunu öğretiyor:

Çok basit, "Deki: Rabbim sığınırım sana"

**

Evet Yüce Rabbimize sığınmalıyız. 

Bu sığınma içten gelen bir istekle olmalı. 

İçimizden geçen dürtüleri hissettiğimiz an, Yüce Allah'a sığınmalıyız.

Bu sığınma süreklilik arzetmeli. 

İşte ZİKİR budur. Gündemde tutma, hatırlama budur.