9 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
9 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mart 2023 Cumartesi

Bilenle Bilmeyen Bir Olmaz Ama Bilen Kim? - Zümer 8-9

Ayetleri kırparak sloganlaştırma hatasına düşmemeliyiz. Mesela Kuran "hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?" diyor değil mi?

Az yukarıdan alsak ayeti. Bilenle ve bilmeyenle kimin kastedildiği net anlaşılıyor

İşte ayetler:

10 Eylül 2022 Cumartesi

İki Mü'min Topluluk Çatışırsa - Hucurat 9

 


Yukarıdaki ayete dikkat edelim. Biz bu ayeti okurken genelde şu çıkarım yaparız: Demek ki müslüman da olsa iki kişi veya topluluk arasında çatışma olur. Kendimiz ile çatışma halinde olduğumuz birileri aklımıza gelir.
KAÇIRDIĞIMIZ NOKTA ŞURASI: Biz neden hiç arabulucu rolünde olmuyoruz?! Oysa Kur'an böyle bir rolden bahsediyor. Bence çatışanlardan haksız olan ceza alacak olsa bile arabulucu olma rolü üstlenmesi gerekip de üstlenmeyen de CEZA İLE KARŞILAŞACAK.
Neden SEYRETTİN?! Neden arayı bulmadın?!

11 Mart 2021 Perşembe

Biz Kaçak İçiyoruz, Yerli Çayı Size Verelim - Yaşanmış İyilik Öyküsü

         Komşusunun maddi durumunun çok da iyi olmadığını biliyordu. Öte binadan başka bir
komşusunun gıda paketi dağıtımı yaptığını duyunca hemen onu arayarak, yakın komşusunun durumunu anlatıp onun için de gıda paketi talep etti. Öteki binadaki dağıtıcı komşusu ise komşusuna güvenle olumlu cevap verdi. 

        Birkaç gün sonra yakın komşusuna gıda paketi geldi. Paketi alan komşusu sevindi ve çok teşekkür etti. 

        Paketi alan komşu açtı paketi, baktı ki, içinde "yerli çay" var. Kendileri "kaçak çay" içtikleri için, yerli çayı vermek üzere kendisi için yardım talebinde bulunan komşusunun kapısını çaldı, "biz içmiyoruz siz içiyorsunuz alın siz" dedi komşusuna.... 

        Komşusu ısrarla almak istemedi, ama ne kadar almak istemedi ise de diğer komşu ısrarını arttırdı. Çaresiz kalan komşu istemeyerek de olsa almak zorunda kaldı. Almak istememesinin en önemli sebebi, bu hayırlı işe Allah için aracı olduğundan içine asla maddi bir şey girmemesiydi.

        Yerli çayı alan komşunun bu hassasiyeti devam etti. Çayı eşine vererek, "bu çayı biz içmeyelim, sen fakir ailelere götür", dedi. Eşi de bu kararı destekleyerek çayı aldı ve onun fakir ailelere götürdü.     

        Bir gün sonra öteki binadaki, paket verdiği aileyi arayarak "size verdiğimiz paketteki çay, yarım kilo muydu yoksa bir kilo muydu?" diye sorunca, paketi alan komşu çayı verdiği komşusunu arayarak: "komşu onun gramajı ne kadar idi, ben tam hatırlayamadım" deyince, komşusu ona şu cevabı verdi:

        "Ya komşu, onu eşime verdim, fakir ailelere ulaştırması için, açıkçası içmek istemedik, ben de dikkat etmedim gramajına"

Evet... Yaşanmış bir hikaye bu. Rabbim böyle hassasiyet sahibi insanlarımızın sayısını çoğaltsın. Birine yaptığı iyilikten nemalanmayan kişiler toplum için hayati bir ihtiyaçtır. Çoğu insan birine iyilik eder de, sonrasında gıdım gıdım çıkarır karşılığını veya karşılık bekler. İşte Allah için yapılan iyiliğin hali böyle değildir, Allah için iyilik yapan kendi alın terinin dışında bir menfaat beklemez, hele hele başkasına yaptığı iyilikten nemalanma hesabı yapmaz. Bu konuda İnsan Suresinde geçen ayetleri sizlerle paylaşmak isterim: 

7.  Onlar, verdikleri sözü yerine getirirler ve dehşeti her yerde hissedilen bir günden korkarlar.

8.  Onlar, kendileri sevip istedikleri halde yoksula, yetime ve esire de yemek verirler.
9. (Ve şöyle derler:) "Biz sizi Allah rızâsı için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz.
10. 
Biz, öfkeli, çetin bir günde rabbimizden (azabından) korkarız."

25 Aralık 2012 Salı

Tevhidi Gerçekliğin Işığında 9

Kalbinde ve vicdanında helal kazanma kaygısını büyütenleri kuşkusuz Allah koruyacak, gözetecektir. (86)
***
Cahili düşüncelerin şemsiyesi altında yaşamak, insanı bütünüyle dini hazlardan, coşkulardan uzaklaştırır. İlk dönemin Müslümanları, bilgiyle olduğu kadar aşkla, aşkla olduğu kadar coşkuyla da donanmış bulunuyorlardı. (87)
***
Kişiliğini Allah'ın eliyle bulmamış bir topluluğun izzetinden söz edilemez. (88)
***
İslam'In yalnızca bir mezhebin imkanlarıyla açıklanması, ya da yalnızca bir mezhebin ilkeleriyle kuşatılmak istenmesi de Müslümanlar arasındaki farklılaşmayı derinleştiren etkenler arasında bulunmaktadır. Öncelikle bilinmesi gereken husus şudur ki, her hangi bir mezhebin ilkeleri din bütünü olarak algılanamaz. (91)
***
Tekelci zihniyet, dünyasını her şey bizimle kaim, her şey bizimle mümkün anlayışı üzerine bina etmektedir. (91)
***
Psikolojik iklim şartları sürekli olarak müslümanların aleyhine işletilmektedir. (93)
***
Müslümanlar başkaları tarafından belirlenen program ve yöntemlere bu bunları uygulamaya memur ve mahkum edilemezler. (93)
***
Müslüman topluluklar için din, yani İslam, bütün unsurlarıyla yaşanılabilir bir gerçeklik olmaktan çıkmış, yalnızca ideolojik bağlamda yaşatılabilen bir kültür ilgisi haline dönüşmüştür. (94)
***
Issızlarda İslami özlemleri dile getirenler, kamuoyu önünde sağcı politikaların uygar mümesilleri olarak hayatlarını devam ettirebilmektedirler. (94)
***
Zihni düzlemlerde Rahman'ın yasaları geçerliliğini korurken, pratik hayatın içinde Şeytan'ın yasaları yürürlüğe girmektedir. (95)
***
Müslümanlar geçmişi kavmi duyarlıkla değil, tevhidi bir duyarlılıkla irdelenmelidirler. (95)
***
Bilinmelidir ki soyut tartışmalar Müslümanları birbirinden uzaklaştırmakta, bereketi ortadan kaldırmaktadır. (97)





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...