toplum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
toplum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ekim 2021 Cuma

Topluma Zarar Veriyorsunuz Ey Kalıp Düşünceliler!

Kimileri şöyle bir kalıp düşünce içerisinde,aslında düşünce seviyesi bile değil;

Mesela biri solcuların uğradığı bir zulmü işlerse, bu "kalıp düşünceli" şöyle der: "Hımm bu kişi solculuğu kayıyor aaaa"
Veya kürt kavminin uğradığı zulmü işlerse yine o kalıp:
"hımm demek ki bu kürtçülüğe kayıyor"
Veya doğu Türkistanı işlerse başka cenahtan kalıp düşünceli,
"hımm demek ki bunda Türkçülük de var"
Veya selefilere dair bir haksızlık dile getirse, "demek ki bunda selefi damar da var"
Devleti eleştirse, "bu adam devlete karşı"
Devleti desteklese, "bu adam külliyen devletçi".
Çoğaltabilirsiniz örnekleri, zira böyle kalıp düşünceli aslında bana göre 1 düşünceye mahkum, esir olan bu gibi kişilerin topluma hayrı yok, şerri var..
Böyle tipler kendine ayar vermeli, insanlık seviyesine çıkabilmeli. İnsan aslında iradeli hür bir varlıktır.

23 Nisan 2021 Cuma

İslami Şuur ve İslami Şahsiyetlerin Handikapı

        İslami şuur, red ve tasdik temellidir. Red ve tasdiğin özü malumunuz La ilahe-İllallah'tır. Bu öz, hayatın tamamını kuşatması gereken bir öz'dür. Parçacı bir yaklaşımı kabul etmez. Parçalanınca öz olmaktan çıkar.

        Hem red hem de tasdik, belli düzeyde duygu/düşünce emeği gerektirir. Bunu başaramayan kitle seviyesinde kalır. Kitleye göre yaşar. Kitleyi model alır. Şahsiyet olarak var olunamadığı için.

27 Mart 2021 Cumartesi

Toplumda Dedikodulara Sebeb Olan Bir Halimiz


 

Toplumda dedikoduların önünü açan şey bizim toplumsal yapımızdır. Muhataba, eleştiri ve bize katılmama payını, yüzümüze karşı söyleme fırsatını/imkanını vermeyince iş arkadan cekiştirmeye doğru gidiyor.

Yani sorun derinlerde yine. Hepimizin yarası.
Oysa dostluklar birbirine %100 katılmayı gerektirmez. %70 olur, %80 olur, bazen % 0 olur. Ama dostluk yine devam eder.
Bir de insanları özgür kılacak esas formül şu cümledir: "Baki Dost Ancak Allah'tır"
Oysa Kur'an, kapısını çaldığınız ev sahibi "musait değiliz bugün" derse geri dönün, der. Bu sadece bir örnek. Yani alınganlık ile anlayış arasında dağlar kadar fark var desek yanlış demiş olmayız değil mi?

4 Mart 2021 Perşembe

"Bane Ne, Nemelazım" Mı Diyorsun, Bekle O Zaman!



     
Sosyoloji de böyle bir kural var mı bilmiyorum ama ben olabileceğini düşünüyorum. Tespit ettiğim kural
şu:

Toplumsal yaşamın, beraberinde getirdiği bir gerçeklik var: "İki kişinin birbiriyle olumlu ya da olumsuz etkileşiminden, bu etkileşime müdahil olmayan üçüncü kişi öyle veya böyle etkilenir."

25 Şubat 2021 Perşembe

Girdiğim Ortamlarda Farkettiğim Manzara

 Girdiğim yeni ortamlarda farkettiğim vahim durumlardan biri de şu:

Girdiği gruplar vesilesiyle dindarlaşarak ufku, o grubu ve grubun öğretisini aşamamış, bizzat kendisi olarak Kur'an'a yönelip bağımsız şahsiyet olamamış kardeşlerimizle nasıl tanışacağımızı bilemiyoruz...
Öyle klişe cümleler öğretmişler ki onlara, adam direk o klişe ifadeleri sana yöneltiyor ve soruyor, vereceğin cevaba göre seni, cemaatinin kalıplarından birine koymaya çalışıyor.
Bu büyük bir vebaldir dostlar, sizin göreviniz insanları önce Allah'ın mesajı ile tanıştırmak sonra da elçiyi o mesaj üzerinden tanıtmak... Başka değil...
Grupların itikat haline getirilmiş klişe yorumlarını din diye bu insanlara kabul ettirmek büyük vebaldir dostlar... Yazık adamlara...
Tek tip fanus grupçuklar, şahsiyetli birey yetiştirme yerine robot birey, ezberci birey, kapalı birey, dogmatik birey yetiştiriyorlar.
Sadece şunu bilsin o grupçuklar;
sahabeler, peygamberimize "Ya Rasûlullah bu vahiy midir, yoksa senin görüşün mü?" diye sorabiliyorlardı. Yetiştirecekseniz sorgulama yeteneği olan dindarlar yetiştirin... Başka değil..

13 Kasım 2020 Cuma

Mutedil İtaat Kültürü: Ne Robotik Toplu Yapı Ne De Ukalaca Bireysellikler

 Katı, dogmatik gruplarda aklı devre dışı bırakacak kadar olan itaat kültürüne nasıl itiraz ediyorsak, aklın şımartılması sonucu oluşan ukalalık ve sözüm ona kimseden emir almam mantığı ile itaat kültürünün dumura uğramasına da itiraz etmeliyiz. İşlerimizin ciddi yürümesi açısından itaat kültürünü mutedil hale getirmeliyiz her iki taraf açısından…

Birinci gruptaki katı itaatçiler robot hükmündedir. Bu evvela Allah’a karşı yapılan bir saygısızlıktır, hatta şirke kadar yolu var.

İkinci gruptakiler ile de uzun soluklu, tertipli, düzenli, halkın içine girecek kadar bir vizyona sahip olunamaz. Bir hizmet ve davet birlikteliği oluşturalamaz. Böyleleri ukalalığın gayyasında bireysel kalmaya mahkumdurlar. Kollektif çalışmanın bir parçası olamazlar. Entelektüel atraksiyonlarla yerlerine çakılı kalıp eylem yerine sürekli söylem üretirler.  

8 Şubat 2016 Pazartesi

Allah'ın İstediği Toplum ve Çaba

Allah'ın istediği toplumu oluşturma çabasını hakkıyla göstermeden, yani toplumsal değişim ve dönüşüm için gecesini gündüzüne katmadan duranların, Allah'ın kanunlarını istemeleri sizce ne kadar gerçekçi?!!!
**
Islam toplumu oluş(tur)madan, kanuni bir yönetim arayışı bulutlar üzerinde saray inşa etmeye benzemez mi?!!
**
Davetçi rolünden çok, yargıç rolüne soyunulduğu sürece İslam toplumu nasıl oluşacak?!!





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...