ve Önündeki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ve Önündeki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ekim 2012 Pazar

Türkiye'de İslamlaşmak ve Önündeki Engeller 1

Eğer bir insan müslümanım diyor, ama İslam'ı bilmiyorsa, onun için İslami hizmet diye birşey düşünmem. Biliyor ama bildiği ile amel etmiyorsa, yapmıyorsa, bunu hayatında göstermiyorsa, müslüman olarak biliniyor, hem İslam'ı bildiği kabul ediliyor; hem de yapmıyorsa o da, belki kelime biraz ağır kaçacak ama, İslam'a hizmet değil de İslam'a hıyanet içindedir, diye düşünüyorum. (11)
***
İslam'da hem sekülarizm, laisizm hem de Batı'nın anladığı anlamda hürriyetten, din ve vicdan hürriyetinden bahsedilemez. İslam'da din ve vicdan hürriyeti:
1) Dini seçmemiş olanlar için
2) Başka din seçmiş olanlar için
söz konusudur. (11)
***
İslam toplumunda, bana ne, sana ne kelimeleri son derece az kullanılacak kelimelerdir. (12)
***
Batılı zihniyet ve sistem dine, vicdan ve mabedde yer veriyor. Vicdan ve mabedin dışında dine yer vermiyor. (19)
***
Biz bunları yaşadık ve gördük. Bize birçok cumhuriyet neslinin köksüz insanı, idareci ve öğretmen olarak gelip, "Sizin yüksek öğrenimde ne işiniz var? Şimdi gidin, köylerde, şehirlerde imam olun. Laik ve demokratik cumhuriyetin, eşi bulunmaz bir sistem olduğunu, ayetler, hadisler okuyarak bu millete anlatın." dediler. (26)
***
Bu sistemin bekçileriden istediğiniz kadar kemmiyet koparabilirsiniz. Ama keyfiyete yöneldiğinizde "DURUN" derler. (27)
*
Bir defasında yardım toplayan bir sahabi, cemaatin bayanlar kısmına geçiyor. Bir an önce Efendimizin talebini yerine getireceğiz diye kollarından bileziklerini, kulaklarından küpelerini çıkarıp o yardım toplayan sahabinin eteklerine atarken, heyecanlarından kulaklarını yırtan sahabi hanımlar olmuştur. (31)
***
Mescid devlet misafirhanesi olarak kullanılmıştır. Gayri müslimlerin mescidin bir köşesinde ibadetlerini yapmalarına izin verilmiş ve kendilerine ikram edilmiştir. (32)
***
Mescidin içinde de mescidin dışında da bir Allah'a ibadet ve itaat ederiz. İtaat bir Allah'adır. (32)
***
Peygamberimiz mescidin dışında başka ilahlara tapınmayı şöyle anlatmış:
"Siz mescid dışındaki hayatınızda insanlara tapınmazsınız. Yani Allah'a namaz kıldığınız gibi insanın karşısına geçip namaz kılmayabilirsiniz; fakat o insanlar Allah'ın irade ve rızası dışında bazı şeyleri emrederler, yaparsınız. Bazı şeyleri yasaklarlar, yapmazsınız; ondan geri durursunuz. Bu emirler ve yasaklarıyla çeliştiği, çatıştığı halde siz onlara itaat edersiniz. İşte bu da şirktir. (33)

***
Hangimiz, Hz. Peygamberin tarihte maruz kaldığı hakaretlere ve muameleye maruz kaldık?  (35)
***
Laikliğin özünde, dinin devlete müdahale etmemesi ilkesi vardır. Dinin siyasal hayattan, sosyal hayattan, ekonomik hayattan çekilmesi vardır. (41)
*
İnsanın aşkın boyutunu, ilahi boyutunu yok sayan bir özgürlük ve demokrasi anlayışından insanlığa hayır gelmemiştir ve gelmez. (42)
***
Evet, başörtüsü siyasettir. Biz de şimdi çıkıp, hayır efendim siyasi değildir demeyelim. Evet bu siyasidir. Ama parti siyaseti değil, İslamlaşma siyasetidir. Evet ben bu siyaseti benimsiyorum. Senin ne hakkın var dini yaşayışı engellemeye, bana başka siyaseti dayatmaya? (45)
***
Benim anlayışıma göre laikliğin her şekli İslama aykırıdır. Laiklik insan fıtratına zıttır. Çünki insan bölünmez. (74)
***
Senelerden beri bizi yönetmeye talip olanlar bize sormuyorlar. Siz bakmayın demokrasi lafını ağızlarından düşürmediklerine. Demokrasi, Türkiye'de tamamen bir aldatmacadır. Bana göre dünyada bir aldatmacadır. Ama özellikle Türkiye'de ve benzeri memleketlerde, demokrasi bir oyun bir aldatmacadır. (87)
***
İslam'da fıtratı bozulmamış insanların hoşlanacağı her şey var. (104)
***

Ensar Ne Demek?

Birinci tarihi ensar İsa Aleyhisselam'ın yardımcılarıdır. Onlara "Havariler" denir, biliyorsunuz. 12 civarında sayıları olduğu söylenir. İsa as "Men ensarillah" (Allah'a, O'nun rızasına giden yolda, O'nun iradesi istikametinde yürürken, bana kim yardım edecek, benim yardımcılarım kimlerdir?) diye sorduğunda o bir avuç kişi demişlerdi ki: "Biz Allah'ın dininin ve peygamberinin yardımcılarıyız."
Allah Teala dininin ve peygamberinin yardımcılarına öyle önem veriyor ki, onları öyle şerefli insanlar, kullar telakki ediyor ve tanımlıyorki, bu tanımlama insana Allah'tan verilmi bir paye, bir şeref olarak yeter. Dinine, peygamberlerine yardım edenleri, kendine yardım edenler olarak ilan ediyor. Allah ki, hepiniz bilirsiniz yardımdan münezzehtir. O yardım edendir. Ama öyle bir şeref veriyor ki bize, "Ensarullah" tabirini kullanıyor. Dinine, peygamberine yardım edenlere; peygamberin, dinin yardımcıları değil, "Allah'ın yardımcıları" diyor. Tıpkı kendi rızası için muhtaç kullarına ödünç verenlere "Allah'a ödünç verenler" dediği gibi, onu da diyor Kur'anda. Faizsiz, bir menfaat beklemeden Allah'ın muhtaç kullarına ödünç para verirseniz "Kim Allah'a menfaat beklemeden borç verirse..." dikkat buyurun Allah'a borç vermek kimin haddine düşer. Ama bizi şereflendirmek üzere demiş oluyor ki "Benim muhtaç kuluma borç verdiğinde Bana borç vermiş kabul ediyorum seni, Ben borçluyumsana" diyor Allah. Bunun üzerinde bir lütuf, kurbet, yakınlık, şeref tasavvur edilemez.
Ensarullah işte bu ensarullah.
(95-96)
*
Dünyada öyle bir düzen kurulumuştur ki, bu düzen devam etmelidir ve bir kısım insanların ağzına, onlardan alınacak süt miktarı ot verilmelidir. İşte bir kısım insanlar böyle "inek" olmalıdır. Diğer bir kısım insanlar da bu sütten kaymak yapmalıdır. (124)
***
İnsan hakları, demokrasi, sivil toplum, çoğulculuk, müsamaha vesaire; bunların tamamı düzenbazlıktır. Bunların tamamı ineğin boynuz sallamasını önlemek için ota sürülmüş aromalardır; onun iştahını arttırmak ve biraz daha ot yemesini, biraz daha süt vermesini sağlamak içindir, bu kadar. (124)
***
İnsan davranışı hep aklın gereği değildir. Aklı perdeleyen, onun doğru dürüst çalışmasını engelleyen, doğru dürüst çalıştığında, doğruyu bulduğunda, o bulduğu doğruyu fikair halinden, düşünce halinden, fiil haline geçirmesini engelleyen kuvvetler vardır; başka amiller, unsurlar, faktörler vardır insanda. (134)
***
Asırlar boyunca din dünyayı, iktidarı, srveti, Allah'ın kullarına değil, şeytanın, nefsin kullarına terketme ve bu oluşum karşısında sabretme sürecini destekleyici bir güç, bir kuvve olarak kullanıldı. Bu hakikaten hayıflanacak bir hadisedir. (145)
***
İslamlaşmanın ilk adımında, kişinin kendisi vardır. Kendisi iyi müslüman olmayan insanlardan bir İslam toplumu meydana gelmez. (148)
***
Allah'la ilişkisini kesenin yolculuğu, bulunduğu yerden aşağıya doğrudur. (151)
*
Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitimi ve kültür politikası, iyi bir İslam insanı yetiştirmeye yönelik değildir; dünya insanı yetiştirmeye, kimliksiz insan yetiştirmeye yöneliktir. Programların hedefi kimliksiz, yani dünya insanı, çağdaş insandır. (161)
***
İslamlaşma emelimizin önünde en önemli engel ve problem ideolojiktir. Yani İslamı bir hayat tarzı olarak görmek ve yaşamak istemeyenler, bir başka ideolojiye angaje olmuş fertler, topluluklar ve gruplar, açık ve gizli bütün imkanlarını kullanarak, İslam ülkelerinde toplumların İslamlaşmasını engellemektedirler. (164)
***
Allah yolunda savaş, Allah Teala'nın bir topluma emanet ettiği değerleri korumak uğrunda savaştır. (178)
***
Bir insan anadan üryan sokakta dolaşırsa, bu umumi adaba aykırıdır diye menediyorlar ve diyorlar ki: "Senin anadan üryan sokakta dolaşmaya hakkın yok." Ama aynı insan, anadan üryan televizyona çıkarsa ve öyle bir pozisyonda kendini gösterirse ki erbabı, mesela muzır kurulunun üyeleri: "Bu teşhir değil, sanattır." derlerse, o da umumi adab ve ahlaka aykırı telakki edilmez ve kısıtlanmaz. (179)
***
Müslümanlar imkan buldukları takdirde -çok afedersiniz- tuvalete girme işinden tutunuz, devlet başkanını belirleme, damadını, gelinini tayin etme, işini kazancını ayarlama, işine, alanına, sahasına kadar atacağı her adımın Allah rızasına uygun olup olmadığını sorgulamak durumundadır ve müslüman bunu ister. (184)
***
İslam'ın bütünü yaşanmıyorsa, parçası yaşanamaz. (187)





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...