2014 Dünya Kupası'nın adeta erken finali hükmündeki Brezilya-Almanya maçı, haftanın en çok konuşulan 'mesele'si oldu. (İsrail bombardımanı altında can veren onlarca Filistinli sadece bazıları için gündemdi. Dertti, kederdi.) Erken finalin erken skoru, ev sahibi Brezilya'yı maçın otuz dakikasında yerle bir etti.
Bendeniz futbol seyircisi değilim. Ama futbol seyredenleri seyreden iyi bir seyirciyim. 25 yaşındaki güzeller güzeli Ana Lu'nun heyecanına tanığım mesela. Günlerdir adını söylemiyor, kendisinden sadece Brezilya diye bahsediyordu. Brezilya kazansa idi bu zafer Ana Lu'ya iyi gelecekti. Öğrenmeye çalıştığı İngilizcesine, nefret ettiği işine nasıl bir katkı sunacaktı kendisi de bilmiyor ama, zafere ziyadesiyle hazırdı. Parmaklarına sürdüğü sarı, yeşil oje ile geleceğinden neredeyse emin olduğu zafere tanık olmak için Şikago'nun en dev ekranından maçı seyredebilme aşkı ile yer aradı. Dekolte giyinmeyi sevdiği için sırtına geçirmeyi düşünmediği Brezilya formasını, çantasına giydirip dolaştı günlerce.
Zafere sonuna kadar inanmışlar için hezimetin kabulü zor. Çarşamba sabahı Ana Lu'nun yüzü bir gün önce tırnaklarına sürdüğü sarı ojenin rengindeydi. Gece boyu ağlamış olmalıydı. Günaydın demeden önce, bir kelime söyleyeni öldürürüm diye başladı güne. Teselli istemiyordu. Salı gecesini unutmak istiyordu sadece. Bir unutmayı başka bir unutma ile değiş tokuş ediyordu. Maçı Brezilya kazanmış olsa idi kişisel hayatındaki her türlü hayal kırıklığını unutacaktı Ana Lu. Brezilya maçı kaybedince bu defa maçın kaybedildiği zamanı unutmaya gark oldu.
Savaştan kaçanları gördüm şimdiye kadar. Kaçarken bütün ailesini yitirenlerin hüznüne tanık oldum. Yarım bıraktığı üniversite hayatına geri dönebilmek için gece gündüz direksiyon sallayan göçmenlerin, hayata karışma azimlerine dua ile eşlik etmeye çalıştım. Hiçbirinde Ana Lu'nun acıları değiş tokuş eden hali yoktu. Onların acısı değiş-tokuş edilmeyecek kadar yekpare bir acı idi çünkü.
Tam da şimdi söylenecek sözdür futbolun sadece futbol olmadığı gerçeği. Bireyin ya da etnik kimliğin kendisine ebedi adres bulma azmidir bir takım ile var olmak, bir takımın zaferine hazırlanmak, hezimetine katlanmak.
İmaj savaşında maçı kazanan her şeyi kazanıyor. Kaybeden neyi kaybettiğini bilememenin sıkıntısına gark oluyor daha ziyade.
Her ülkenin kendince zaferi karşılayışı var, bir de dünyanın onun adına zaferi karşılayışı.
Dünya Almanya'nın zaferini 'ciddiyet' üzerinden okudu.
Almanya milli takımı ev sahibi Brezilya'yı, seyircisinin önünde ilk otuz dakikada 'rezil' ederken, aynı zamanda tarihi disiplinini ve ciddiyetini de güncellemiş oldu.
Küresel dünyada, 'Futbol asla sadece futbol değil'. Bu önerme İslam dünyası için önümüzdeki günlerde çok daha başka anlamlar ihtiva edecek gerilimi barındırıyor.
IŞİD'ın 2022'de Katar'da düzenlenecek olan Dünya kupası için yapmış olduğu 'uyarı' gibi:
'İslami Hilafet Devleti kurulmuştur ve Dünya Kupası organizasyonunun düzenleneceği Katar diye bir ülke yoktur. Katar artık İslam devletinin bir parçasıdır. Orada Müslümanların halifesi ve emiri Ebu Bekir Bağdadi'nin sözü geçer. Halife, boş oyun ve eğlencelerin düzenlenmesine asla izin vermez. Bu yüzden FIFA'nın başka alternatif aramasını tavsiye ediyoruz. IŞİD elinde Scud füzeleri bulundurmaktadır ve bunlar rahatlıkla Katar'a ulaşabilir. Amerika da bunu bilmektedir.'
Haziran 1998'de, ABD'yi yenen İran'dan, Dünya Kupası'nda oynayan Suudi Arabistan'dan sonra, tam da HERKES 'saha'ya inmişken...
Fethi Naci 'Ne kadar Türk futbolu varsa o kadar Türk romanı var' dediğinde kıyamet kopmuştu. O günden bu yana Fethi Naci'nin önermesinin, hayatın değişik açıları içinde doğrulanmasına tanık olduk. Şimdilerde önerme ne kadar demokrasi o kadar futbol muhtevasına bürünmek üzere...
IŞİD'ın boş oyun ve eğlence vurgusuna dikkatinizi çekmek isterim. Konuştuğumuz konu ne olursa olsun öncelikle ele almamız gereken boyut, mekan ve zaman duyarlılığı olmalı. Eskiler malayani işlerden uzak durmayı hatırlatırdı. Bunu hatırlatması gerekenlerin şimdi, kendilerinin ziyadesiyle malayani işler peşinde olduğunu görmek bendenizi ziyadesiyle karamsar yapıyor.