Teknolojiye 'haddini bilerek gel yanımıza' diyemedik..
Sevdiklerimizi kıyıda köşede bıraktık..
Dertleşme nedir? Unuttuk..
Kaprislerimiz, evhamlarımız bizi maddeyle dost etti..
Soğuk, cansız ve konuşmayan maddeyle dost olduk..
Maddenin şekil halmış hali olan teknoloji ile insanı değiştirdik..
Kardeşimizin sorunları umurumuzda olmadı..
Dedelere 'anlat dedeciğim geçmişi bize' demedik..
Dedelerimiz evimizde hep suskun suskun oturdular..
Onları dinlemek yerine yalancı filmlere göz diktik..
İçi tarih dolu büyüklerimizi susturduk..
Teknoloji haddimizi bildirdi.. Biz ona bildiremedik..
Doğayla bağımızı kopardık..
Ağacı ve karıncayı unuttuk..
Kaldırımların soğukluğu bize de sindi..
Eşya insandan dolayı değer kazanırdı eskiden..
Şimdi ise insan olmasa da olur diyoruz..
İki lafın belini kıramıyoruz artık, bu kadar güçsüz ve aciziz..
Dilsiz makinelerle dilsizleştik.. Lâl olduk... Gözlerimiziz karardı...
Eskiyi yâd edecek hafızalarımız yok artık..
Eskiye bugüne taşıyacak cesaretimiz yok.. Çünkü kompleksliyiz..
Biz artık biz değiliz...
"Elalem ne der?" zindanında tutsak olanların iç dünyası var mıdır?
Varsa da kof değil midir?
Hasıl-ı biz cesaretimizi kaybetmişiz... Özümüzü dışa vuamıyoruz..
Modernizmin ağlarına takılmışız.. Özgür ve özgün değiliz..
Bilinç yok! Fikir yok! Eylem yok! Aşk yok! Dostluk yok!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder