Hüda-Par kürt nüfusun etkin olduğu bölgede ortaya çıkan siyasi bir harekettir. Ancak yelpazesi ülkenin ve hatta dünyanın tümüdür. Kürt milliyetçileri ise bunun farkında olmayarak onları dar bir alana hapsetmek istiyorlar. Bu nedenle de acımasız eleştiriler yapıyorlar. Hüda-Par bu eleştiriler karşısında vakarını bozmadan ilerliyor. Kürt meselesinin Türkiye’deki yansımasına da bîgane kalmayan Hüda-Par, yüksek sesle bu konuda görüşünü ortaya koymaktan da asla çekinmemektedir. Özellikle ülkenin nüfusunun nerdeyse yarısı olan kürt nüfusun anadilinin resmi dil ve eğitim dili olması ve Kemalist rejimin zulümleri konusunda görüşlerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Ama tabi kürt milliyetçileri bunlarla tatmin olmuyorlar. Bundan dolayı da Hüda-Par’ı ağır eleştiriye tabi tutuyorlar. Hüda-Par, milliyetçi sapmanın travmatik psikolojisinin farkında ve istikametini belirlediği akidesi onu bu travmatik sapmadan korumaktadır.
Hüda Par aynı zamanda Pkk terörüne karşı da tavrını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu tavrın dayanak noktası İslami şuurdur. Milliyetçilik zokası yutulmuş olsaydı Pkk ve türevleri bir şekilde tolere edilirdi. Ama Hüda-Par bu zokayı yutmamıştır ve buna direnmektedir. Ki Pkk’nın derdi kürtlerin fıtri haklarının ötesinden ideolojik anlamda İslam düşmanı bir yapıda olduğu herkesçe malumdur. Müslüman ümmetin ırkçılık ve ideolojik sapmalarla zelil olduğu şu zaman diliminde Hüda-Par kendini korumaya ve bu virüslere karşı derman üretmeye çalışan siyasi bir harekettir.
Ümmet coğrafyaları arasında
hiçbir ayrım yapmayan bu siyasi hareket, ümmet için umut olma özelliğini
korumaktadır. Kürt milliyetçileri Arakan, Filistin, Doğu Türkistan gibi ümmet
coğrafyalarını duydukları zaman kırmızı renk görmüş gibi olsalar da Hüda Par
bunlardan asla çekinmemektedir. Mazlum ümmet coğrafyalarını yer yer gündemine
almaktan asla kaçınmamaktadır. Bu vizyonuyla ümmet için umut olan bir siyasi
hareket olduğunu yeniden vurgulamış olalım. Türkiye sisteminde başat olan
batıcı/seküler Kemalist rejimin asimilasyonuna karşı yerel bir hareket olma
özelliği Hüda-Par’ın alamet-i farikasıdır.
Kürt milliyetçilerinin çevre
ülkelere karşı daimi düşman gözüyle bakması (taklid ettikleri türkler gibi)
Hüda-Par’ın ümmetçi vizyonuna etki etmemektedir. Zira Hüda-Par, ümmetin başına
gelenlerin farkında. Batıcı, ulusalcı sapmanın yüzyıl önce bu topraklara kabus
gibi çökmesi sonucu ümmet paramparça edilmiş bir halden bugüne gelmiştir ve
hala da bu sapmanın zararlarını yaşamaktayız. Arapların arap merkezli devlet
kurması sadra şifa olmadığı gibi Türklerin türk merkezli devlet kurması yine
sadra şifa olmamıştır. İşte Hüda Par bu tarihsel sürecin farkındadır. Kürt
nüfusun başına gelen zulümlerin sebebi olan milliyetçilik, kürtler için
kurtuluş yolu olamaz. Fıtri düzeyde kavmî özelliklerini korumanın dışında sahte
milliyetçi kutsallar icad ederek adeta türklerin ve arapların izinden gitme
çabasına karşı direnmektedir Hüda-Par.
Hüda Par yeni bir siyasi hareket
(50 yıllık partilere göre). Elbette ki tabanının genişlemesi için zaman
ihtiyacı vardır. Müntesiplerinin bu konuda azimli ve sebatkar olduğunu
düşünüyorum. Zira bu siyasi hareket, manevi dinamiklerini inancından,
akidesinden almaktadır. İnşaallah bu konuda istikamet krizi yaşamadan ümmetin
maddi ve manevi terakkisine hizmet eder.
Hüda Par son olarak İran-cılık
konusunda eleştirilmektedir. Bu eleştiriyi yabana atmamakla beraber etiket
olarak yapıştırılmasını da insaf dışı görüyorum. Hüda-Par, ümmet kaygısıyla hareket
ettiği için şii-sunni ayrımını katı bir şekilde düşünmemektedir. Bu konuda inşallah
daha da güven verecektir ümmete. Ümmetin gücünü kemiren iki virüsten biri
mezhepçiliktir, diğeri ise menfi milliyetçilik. Hüda-Par bunun farkındadır. Yönetecekleri
insanlar için hizmet üretme potansiyeli taşıyan bu hareket maalesef bu iki
virüsle de mücadele etmektedir.
Hüda-Par tüm ülkeyi kapsayan bir
siyasi hareket vizyonunu geliştirme sürecinde cemaat düzleminin üstüne çıkmayı
da başarmalıdır. Yani bu siyasi hareketin içerisinde Müslüman toplumun farklı
kesimleri de uyumlu bir şekilde siyaset yapma zemini elde etmelidir. Salt
cemaat kökenli kalmak gelişimin önünde bir engel olabilir.
Özetle bu siyasi hareket, batıcı/seküler
türk ve kürt merkezli milliyetçi sapmalar karşısında “iki yanlış bir doğru
etmez” mantığıyla ve ümmet ve insanlık vizyonu ile siyasi hareketini
sürdürecektir inşallah. Elbette ki manevi gücünü akidesinden alarak… Rabbim
yolunu açık eylesin.
Not: Bu konu ile ilgili yazımı
güncelleyerek yeniden paylaşma gereği duydum.
(Bu yazıdaki görüşlerim, sivil
bir şekilde kendi penceremden Hüda-Par’ı okumadır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder