Başarının
yolu, başarısız denemelerdir.
Bunu
geç öğrendik.
Toplum da acımasız bu konuda. Başarı üretmediğin her adımında jet hızıyla kınıyor seni ailen, çevren...
"Azimle
devam et, yaparsın" demek yerine "bak, sınavı kazanmazsan var ya,
seni şöyle yaparım, şu ustaya gönderirim, evlendiririm" gibi kestirme ama
moral bozucu söylemleri tercih ediyorlar genel olarak.
Oysa bu gibi ifadeler, kalpte derin yaralar açıyor. Çocuk daha sonra başarı gösterse bile bu derin yaraların izini taşıyor.a
Hatırlıyorum, birisi yaptığım net sayısını sormuştu, ben de söyledim. Dudağını bükerek verdiği cevap şu: “Bu netle bir şey olmaz!”
Halbuki, daha yolun başındaydım. O cümle öylece kalmış zihnimde. O cümleden sonra motive edici şeyler gelmedi tabi.
Bir
arkadaşımın babasının meşhur sözü idi: “100 alan öğrencinin de iki eli, iki
gözü var, o alıyorsa sen niye alamıyorsun?” Oysa arkadaş zayıf not almamıştı.
İşte bu ve bunun gibi cümle motive edici değil. Tam tersi moral bozucu. Can sıkıcı. Bunu söyleyen babaya, “baba sen hayatındaki başarının neresindesin” demek gerek.
Birisi
daha anlatmıştı. Kpss sürecinde, hassas ve kaygılı iken ebeveynin kurduğu cümle:
“Bak kazanmazsan sana şu yerde bir dükkan açarız dükkana bakarsın, ona göre….”
Ey ebeveyn, bunu şimdi söyleme! Sınav sonucunu bekle, kazanamadığı zaman can alıcı sözlerle söyle.
Sen çocuğunun beynine o an “kazanamama” sinyalleri
gönderiyorsun farkında mısın? Kaygısı daha da büyüyor. Zihni derin düşüncelere
dalıyor, "acaba kaybedersem nasıl olur" gibi kaygı ifadeleri beyninde cirit atıyor ve çocuk probleme odaklanamıyor.
İyi niyetle söylediğin cümle zamansız olduğu için zehir etkisi yapıyor!
Yarışma esnasında olan birine “Nasılsın, iyi misin?” dendiğini düşünün. Bu iyi niyetli cümle bile zamansız olduğu için kötülük olacak. Sana cevap vermek için bakması bile ona zaman kaybıdır. Aynen bunun gibi çocuğa bu süreçte söylenen moral bozucu cümleler daha kötü sonuçlar doğurur.
Moral bozucu ifadem en hafif tabir. Resmen beyinde nükleer bomba tesiri yapıyor. Her yöreye ait aşağılayıcı ifade biçimleri var.
Özellikle ders çalışma sürecinde veliler bu durumları iyi yönetmeli. Laf sokma basitliğine kaçmamalı. Başarısızlık anında hemen moral bozucu cümle yağmuru yağmamalı. Çocuğun azmini besleyecek cümleler kurulmalı.
Başarı
öyle hemen olacak şey mi?
Hangi
öğrenci çalışmadan deneme netlerini ful yapmış? Hem her öğrencinin seviyesi ve
kapasitesi aynı mı?
Çocuğuna sabırla, kararlılıkla çalışmalarına devam etmesini, başarısızlıklarını fırsat bilip üstüne gitmesini (güzelce ama) telkin etmelisin ey ebeveyn. Başarısızlık hallerini başarıya doğru birer merdiven basamağı olarak görmeyi ifade etmeli.
Çocuğunu
elbette takip edeceksin. Disiplinin olsun ama gardiyanlık edasıyla değil.
Çocuk
anlasın ki sen ona desteksin, cellat değilsin.
"Ne
güzel, yanlışlarının farkındasın, onlara odaklan ve onlara yönelik çaba sarfet
ya da bir daha o yolu deneme. Başka bir yol bul." diyerek yol göster veya
varsa bildiğin başarı örneklerini ona dokundurmadan anlat.
Disiplinli
ol ama çocuğun kalbini paramparça etmeden!
Konu
uzun ve başka boyutları var. Ben nokta atışı yapmak istedim. Anne baba olmak
sadece çocuğu biyolojik olarak doğurmak ve büyütmek değil. En önemlisi sevmek ve sevgiyi
belli etmek. Sonra da yaş durumuna göre bütüncül ilgilenmek. Selam ve dua ile…
Mükemmel yazmışsınız . Her ebeveynin okuması gerekiyor.👏👏
YanıtlaSilTeşekkürler
SilBir eğitimci olarak dediklerinize katılıyorum hocam
YanıtlaSilTeşekkürler
YanıtlaSilBende bir öğretmenim hocam çok güzel bir noktaya değinmiş anne ve babanın çocuk üzerisindeki etkisi bir öğretmenden daha fazla kesinlikle...
YanıtlaSilEyvallah.. aynen dediğiniz gibi..
SilKaleminize ve yüreğinize sağlık Hocam...
YanıtlaSil