“Atatürk kendi cebinden parasını vererek Kur’an-ı Kerim’i Elmalılı M. Hamdi Efendiye tercüme ettirmiş, böyle bir kişi Kur’an’ı yasaklar mı?” diyorlar.
Demir perde gerisinde bir zamanlar Kur’an’ın bulundurulması da yasaklanmıştı. Perde yıkılınca ilk ziyaretimizde bolca Mushaf götürmüştük. Bunları Mushafsız kalan Müslümanlara dağıtırken gözyaşlarımızı tutamadığımız hatıralar yaşadık.
Türkiye’de ise Mushaf (Kur’an-ı Kerim) bulundurmak yasaklanmadı, ancak Kur’an’ı okutmak ve öğretmek yasaklandı. 1940’lı yıllarda mahallelerde bazı kadın hocalar ablalarımıza Kur’an okumayı öğretirlerdi, ama bu yasaktı, ikide birde o evler basılır, suç aleti Mushaflar ve cüzlere el koyulur, hoca kadınlara da eziyet edilirdi. O yıllarda çocuk yaşta iken ben bunları gördüm ve yaşadım.