Dinin insan hayatının bir kısmını aydınlatıp geri kalan kısmında onları dalaletin karanlıklarına terk etmesi mümkün değildir. Yine dinin bazı emirlerine uyup, diğerlerine uymama şeklinde kabulü de geçerli sayılmamıştır. İnsanlar tarafından ihdas edilip de zamanla dini inanış haline gelmiş olan doktrinler çevrenin problemleri ve ihtiyaçlarıyla sınırlanan beşeri fikrin tabiatıyla uyumlu görünse de bu inançlar, hayatın bazı konularıyla ilgilenmiş olmaktan öteye gidememişlerdir. Vahiyden doğan dinlere gelince, bunların da asılları -İslam hariç- kaybolmuş ve sonradan konulan prensiplerle karışmıştır. Bu konudaki tarihi gerçek; dinin, cehaletlerinden dolayı dini dondurup katılaştıran veya hedefleri için istismar eden din adamlarıyla temsil edilmesiydi. Bunun neticesi olarak insanlar, dini terk ederek dünya hayatının eğlencelerine meylettiler. Siyasi ve iktisadi hakimiyet sahipleri arzularını gerçekleştirme imkanı buldular. Dinler, ayin ve şekillere hapsedildi. Nihayet bu durum hayatın mühim hadiselerinin şahsi işlere dönüşmesiyle son buldu. İnsanlar, hayatın nimetleri konusunda ölçüsüz, delilsiz ve kötü davranırken din ehli, mabedlerin duvarları arasına çekildi. Din aydınlığından mahrum kalan hüküm sahipleri, ise, bir takım beşeri prensiplerle hareket ettiklerinden cemiyetin saadetini hiçbir zaman temin edemediler. (48)
***
Yeryüzü bütünüyle Allah için bir ibadet yeri, din için bir alan olarak belirtilmiştir. (50)
***
Oruç gücü yetene farzdır. Hacc, şartlarını taşıyan kişiye gerekir. Zekatı, nisaba malik olanlar verirler. Namaza gelince, insandaki özürler bile onu düşüremez. (53)
***
Namaz kılan kişi zihnen Allah'a yönelip, kendisini Allah'ın huzurunda duran ve O'na teslim olan birisi gibi hissetmedikçe bedeniyle kıbleye yönelmenin de manası olmaz. (57)
***
Namaz, alemlerin Rabbine ihlasla ve her şeyden soyutlanarak yönelmeye sevketmektedir. (69)
***
Bir seferinde Hz. Peygamber mescide girdi. İki direk arasına bağlanmış bir ip vardı. 'Bu ip nedir?' diye sordu. 'Falanca ibadetten çok yorulduğunda kendisini ona bağlar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: 'Hayır, onu yok edin. Sizden biriniz güç yetirdiği kadar namaz kılsın. Çok yorulduğu zaman yatsın, dinlensin.' (73)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
function bsrpGallery(root) {
var entries = root.feed.entry || [];
var html = ['
'];
for (var i = 0; i < entries.length; ++i) {
var post = entries[i];
var postTitle = post.title.$t;
var orgImgUrl = post.media$thumbnail ? post.media$thumbnail.url : '';
var newImgUrl = orgImgUrl.replace('s72-c', 's' + bsrpg_thumbSize + '-c');
var links = post.link || [];
for (var j = 0; j < links.length; ++j) {
if (links[j].rel == 'alternate') break;
}
var postUrl = links[j].href;
var imgTag = '';
var pTitle = bsrpg_showTitle ? '' + postTitle + '' : '';
var item = '' + imgTag + pTitle + '';
html.push('
', item, '
');
}
html.push('
');
document.write(html.join(""));
}
hoje = new Date()
numposts = 1;
var bsrpg_thumbSize = 175;
var bsrpg_showTitle = true;
document.write("
Öne Çıkan Yayın
RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:
__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder