“Onların işleri aralarında
müşavere iledir.”
İfade-i celile mü’minlerin her işinin
müşavere ile olduğunu belirterek hayat müşavere rengini veriyor. Daha öncede
belirttiğimiz gibi bu ayet Mekke devrinde ve henüz İslam devleti kurulmazdan
önce gelmiştir. Şu halde müşavere hususu müslümanların hayatında devlet
yönetimindeki müşavereden çok daha şümulludur. Müşavere İslam cemaatinin
alamet-i farikasıdır. Henüz devlet kurulmamış da olsa, İslam cemaati hususi
manada müşavere emri ile mükelleftir. Vakıa İslam’da devlet, cemaatin şahsi
hususiyetlerinin tabii bir sonucundan başka bir şey değildir.Cemaat ferdi ve
içtimai hayata İslam nizamını yerleştirerek devlet etme gücünü kendi içinde ve
bünyesinde taşır. Bunun için zaten İslam cemaatinde şura prensibi çok erken
gelmiştir. Ve şura mefhumu sırf devlet ve hükümet mekanizmasındaki çerçevesinden
çok daha geniş anlamlıdır. Meşveret damgası müslümanca yaşamanın ana
damgasıdır. İnsanlığa kumanda etmek için seçilmiş olan seçkin topluluğun ana
alametidir ki kumanda vasıflarının en gereklilerinden birisidir.