22 Aralık 2012 Cumartesi

Müzik Üzerine

      İnsanın ruhsal istekleri bedensel isteklerinden kat kat fazladır. Ruhun yapısı, bedenle kıyaslanmayacak derecede bilgi dünyamızdan uzak ve bir o kadar önemlidir. Ancak vahiyle anlayabiliyoruz insanoğlunun yapısını bir de somut olarak insani tecrübelerle. İnsan aslında iç dünyasının/ruhunun direktifleriyle hareket ettiğini unutmamalıdır. İç dünyasındaki malzemelerin ne olduğuna dikkat etmeden hayat üzerine hesap yapmamalı aslında insanoğlu. O halde şunu diyebilir miyiz? İnsan ilk önce kendini tanımalı, çapının ne olduğunu bilmeli. Kendine bir ayna bulmalı ve o aynaya bakıp kendisini tanımalı. Ayna derken de sadece insanın saçını, kaşını, dudağını gösteren aynayı kastetmiyorum. Ruhunu gösterecek bir ayna! Bu, camdan yapılmış bir ayna değil. Bu ayna, Yüce sözlerle meydana gelmiş bir Kitap... Vahiy! Tabi ki herkes kendi için farklı aynalar bulmak isteyecektir. Dikkat ederseniz, kendi için dedim. Kendisi nereden bilecek gerçek aynanın hangisi olduğunu? En azından şunu diyebilir bir insan: 'Beni Yaratana sormalıyım kim olduğumu!' Aslında bu, yapılacak en makul eylemdir. Yapana bin selam olsun.
      Müzik ruhun eylemlerinden biridir. Nötr anlamda bir ihtiyaçtır. Ancak bu ihtiyacın negatif yollarla giderilmesi ruhun kalitesine darbe vuracaktır. Ruh da beden gibi ihtiyaçlarını helal yollarla gidermelidir. Bir ressam nasıl ki nü resimleri çizerek ruhunu kirletiyorsa veya kirletmişliğini deşifre ediyorsa tıpkı bunun gibi de bir müzisyen veya müzik dinleyicisi de müzikleriyle ruhunu kirletmemeli. Ruhun Allah'tan bize üflenen bir nefes olduğunu göz önünde bulundurursak o zaman yönümüzü hangi tarafa çevireceğimizi kestirebiliriz aslında. O halde seçeceğimiz bütün seçimlerimizde rahmani olma özelliğine dikkat etmemiz gerekecek. Bu Rabble barışık olan insan için bir zevktir. Ama şeytanla bilerek veya bilmeyerek dost olanlar için zor olacaktır.

      Müzik, cahiliye toplumunun en önemli enstrümanlarından biridir. Bunu çok iyi kullanıyor. Müzik, ruhun masum bir ihtiyacıdır. Kişi bu ihtiyacını her önüne gelen hoş müzikle gidermeye kalktığında, bir bakıyorsunuz bu şekilde kişiliği azar azar inşa oluyor. Arabesk müziklerle meşgul olanları gördüğünüzde, bir bakıyorsunuz o müziklerin meydana getirdiği halet-i ruhiyedeler çoğu zaman. Pop dinleyenlerin de aynı şekilde. Buradan anlıyoruz ki (rahmani olmayan) müzik, enstrümanlarla çalınan ve aynı zamanda insanların ruhunu çalan büyük bir enstrüman. Ruhunun başı boş dolaşmasını istemeyenler buna dikkat etmeliler. Kulağa her hoş gelene eyvallah etmemeliyiz. Aksi halde ruhumuzun bir tarafı hep kirli kalacaktır. Daha da koruma altına almazsak bu kirlilik daha da yayılacaktır.

      Ruhumuzu çöplükte bulmadık. Ruhumuz diri olduğumuzun delilidir. Ruhumuzu kirletecek eylem ve söylemlerden uzak durmak en birinci görevimiz olmalıdır.

      Müzik, eğlence endüstrisinin müşteri toplayıcısıdır. Bir konsere gelen sayısı ile bir konferansa gelen sayısını kıyasladığımızda bunu çok daha net görebiliyoruz. İnsanlar bu kadar neyin peşinde koşuyorlar diyorsunuz. Aslında Allah'ın ruhu kirli bir malzemeye alıştırdığı için bırakamıyor. Tıpkı sigara alışkanlığı gibi. Sigara bedene zarar verir (rahmani olmayan) müzik de ruha. Bunu sosyal hayatta çok bariz bir şekilde görüyoruz.

      İslami müzik diyeceğimiz alan da dikkatli ve dengeli olmalıyız. Bunun içerisinde de ciddi bir seçim olmalı. Müziğe kullanacağımız bir ilaç gibi bakmalıyız. İslami deyipte şirk barındıran müzikler sakıncalıdır. Tevhidi şuuru yansıtan müzikler tercihe şayandır. Bununla beraber kültürel anlamda evrensel ma'ruf çizgisinde olan müziklere de sakıncalı gözle bakmayabiliriz. Bunun için vahyin oluşturduğu basirete sahip olmalıyız. İslami müzikte asıl önemli olan, vahyin çizgilerini geçmeyen özellikte olmasıdır. Bu çok dar bir alan değil. Aslına bakılırsa, vahyin evrensel nitelikteki doğrulara itiraz etmediği görülür. Bunlara fıtri doğrular da diyebiliriz. Vahyin doğruları ile fıtratın doğruların aynı kalemden çıktığı için çatışma olmaz. Müzik için de bu ölçüyü gözetebiliriz.

      Müzik, bir mesaj taşıyıcısıdır. Müzikle iletilen mesaj direk ruha yansımakta ve ruhla muhatab olmaktadır. Duyguları canlandırmaktadır. Mesaja, ruhta yer açıyor müzik. O halde kişi ruhuna ne tür mesajların iletildiğine dikkat etmelidir. Sürekli kadın/aşk ve süfli/belden aşağı konuları işleyen müzikler için, direk ruhu kirleten müzikler diyebiliriz. Özellikle açıkça Allah'ın koyduğu haramlardan helalmiş gibi sözler sarf edilen müziklerde mevcut. Ruhunu Allah'tan aldığına inanan, bu tür müziklere dikkat etmeli. Yeni yeni duyguları oluşan gençlerin bu tarz müziklere yönelmeleri aslında bir balığın oltadaki ekmek parçasına yönelmesi gibi bir şey. Bu konuda gücümüz yettiği ulaşmalıyız gençlere. Ruhunu kirli müziklere kaptıranların kurtulmaları güç, kurtulsa bile etkisi hala üzerinde olacak, ama bunun sebebinin zamanında dinlediği o müzikler olduğunu kestiremeyecek. Ancak kendini vahiy aynasına bakarak tanıma gayretinde olanlar bu etkiden kurtulabilirler. Mesaj taşıyıcı olan müzik, bazen de ideolojik mesajlar taşıyor. Örneğin marş olarak nitelenen müzikler bu gruba girebilir. Hatta her devletin bir marşının olması bile bu anlamda müzik dilinin önemini ortaya koyuyor. Bizim burada asıl konu ettiğimiz nötr müzik değildir, mesaj taşıyıcı müziktir. O halde Rahmani mesaj taşıyıcı müziklerin ruha uygun olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Diğerleri kulağa hoş gelebilir, ama bizi götürdüğü yere bakmalıyız. Bizim şu yeryüzünde bir dakikamızı bile boşa harcayacak zamanımız yok, diyebilmeliyiz.

      Müzik hakkında söylenecek çok şey var. Mü'min şahıs vahyin doğrultusunda hayatının her alanına çeki düzen vermesi gerektiği bilinciyle hareket edip bunu müzik alanında yapmalıdır. Bu açıdan çocuklarımızın müzik zevkini daha erken yaşlarda düzenlemeliyiz. Onları vahyin aydınlığından koparmayacak müziklerle tanıştırmalıyız. Müzik ihtiyaçlarını bu şekilde gidermelerini sağlamalıyız. Bu açıdan müziği kötü gören geleneksel İslam anlayışına da küçük bir dipnotla müziği topyekün haram görülmesinin doğru olmadığını dile getirmeliyiz. Müzik ruhun bir ihtiyacıdır ve bu ihtiyacın da helal haram sınırı vardır. Dikkat etmemiz gereken konunun asıl burası olduğunu bilmeliyiz.

      Son olarak değerli bir alimin müzik hakkındaki görüşünü dile getirerek bitirmek istiyorum yazımı:
MÜZİK BOYAR, RAHMANİ OLANI RAHMANİ BOYAR; ŞEYTANİ OLANI ŞEYTANİ BOYAR. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...