29 Mart 2012 Perşembe
26 Mart 2012 Pazartesi
Kur'an Nesli Ve Zama!
Kur'an
Nesli'nin en önemi özelliği ve onu Kuran Nesli yapan özellik, ZAMANINI
BOŞA HARCAMAMASI ve iyi bir şekilde KANALİZE edebilmesi idi..
Cahiliyenin boş kültürleriden yüz çevirip, Kur'an üzerine
YOĞUNLAŞIYORLARDI..
Dikkatli olmalıyız. Emperyalizm ve türevlerinin en çok hedefe koyduğu şey, ZAMANIMIZDIR.
İnsanların çoğu güzel şeyler yapmak istemekte. Ve yine çoğu bunlara ZAMAN ayıramamaktadır..
25 Mart 2012 Pazar
PEYGAMBER TAKİPÇİSİ OLMAK İÇİN...
Peygamberleri
tanıdınız diyelim. Peki onlara bağlanmanın ve onların takipçileri
olmanın en önemli yolları nedir diye sorsak, bunun cevabı şu olmalı:
"ARDINDAN HEMEN ZALİMLERİ DE TANIMAK!!"
Evet!! Peygamber takipçisi olmanın yolu "Dünyadaki zalimleri tanımaktan geçer."
Yüreğinizdeki merhamet, zalime nefretini arttırmadıkça ve aynı zamanda
sizi Peygamber takipçisi yapmadıkça GÖREVİNİ TAM İFA ETMİŞ OLAMAZ!
24 Mart 2012 Cumartesi
FİLİSTİN HAKKINDA YANILGILAR / Ahmet VAROL
Çağdaş emperyalizmin oyunlarıyla bir hançer gibi İslam aleminin bağrına saplanmış olan İsrail'in birtakım uluslararası kararla "resmi"leştirilmiş olması Filistin topraklarının statüsünü ve tarihi kimliğini değiştirmez. (20)
***
Geçmiş dönemdeki İsrail Devleti Filistin topraklarını tevhid ile yönettiği için bugünkü İsrail Devleti ile bir alakası yok. (21)
***
İsrail Devleti zorla, baskıyla çıkardığı Filistinlilerin arazilerine 'sahipsiz arazi' muamelesi yapmış, sonra "Sahipsiz Araziler Kanunu" adında bir kanun yapmış ve bu kanuna dayanarak dünyanın değişik yörelerinden getirilen yahudilere bu toprakları peşkeş çekmiştir. Sonra da siyonistler kendi hizmetlerindeki medya organlarından yararlanarak, utanmadan arlanmadan Filistinlilerin kendi arazilerini kendi elleriyle sattıkları iddiasını dünyanın değişik ülkelerine yaymışlardır. (22)
***
Türkiye medyası Filistin meselesini çoğunlukla Batı ve İsrail kaynaklarından takip ettiğinden isimleri ve kavramları da onların verdiği şekilde almaktadır. Oysa bizim Filsitin davasını İslami bir bakış açısıyla izlememiz ve o şekilde karar vermemiz gerekir. (31)
***
Siyonistlerin Kudüs'ü sahiplenmeleri, cahiliye Araplarının Kabe'yi savunmaları gibidir. ()
***
Geçmiş dönemdeki İsrail Devleti Filistin topraklarını tevhid ile yönettiği için bugünkü İsrail Devleti ile bir alakası yok. (21)
***
İsrail Devleti zorla, baskıyla çıkardığı Filistinlilerin arazilerine 'sahipsiz arazi' muamelesi yapmış, sonra "Sahipsiz Araziler Kanunu" adında bir kanun yapmış ve bu kanuna dayanarak dünyanın değişik yörelerinden getirilen yahudilere bu toprakları peşkeş çekmiştir. Sonra da siyonistler kendi hizmetlerindeki medya organlarından yararlanarak, utanmadan arlanmadan Filistinlilerin kendi arazilerini kendi elleriyle sattıkları iddiasını dünyanın değişik ülkelerine yaymışlardır. (22)
***
Türkiye medyası Filistin meselesini çoğunlukla Batı ve İsrail kaynaklarından takip ettiğinden isimleri ve kavramları da onların verdiği şekilde almaktadır. Oysa bizim Filsitin davasını İslami bir bakış açısıyla izlememiz ve o şekilde karar vermemiz gerekir. (31)
***
Siyonistlerin Kudüs'ü sahiplenmeleri, cahiliye Araplarının Kabe'yi savunmaları gibidir. ()
SAVAŞ ESİNTİSİ / Sömürü Gerçeği 2
Sömürü herşeyin anlamını öyle bir çekip almaktadır ki, anlamsızlık artık düzen olmaktadır. (52)
***
Toplumun gelişimi fiilen kadının gelişimi ile bağlantılıdır ve tersi de doğrudur. (97)
***
"Sömürgeci fabrikatör", akli melekeleri gereksiz olsun ve kişisel çabaları sonuçsuz kalsın diye sömürge çocuğa, ekmeğini çabası ve teriyle elde ettiği mukaddes bir "hak" değil, bilakis sömürgecinin kendisine sunduğu bir "lütuf" olduğunu empoze etmektedir. (125)
***
Her toplum, kendisini öldürecek fikirleri kendisi oluşturmaktadır. Fakat bu fikiler, sonra "öldürücü fikir"lerden daha tehlikeli olan "ölü fikirler" olarak o toplumun sosyolojik mirasında varlığını sürdürmektedir. (132)
***
Gerçekten insana en fazla yakışan ve insanı sevimli ve sempatik hale getiren kulluktur. (vehbi Yıldız)
***
Ölü fikirler daha tehlikelidir, çünkü onlar toplumun adetleriyle uyumlu olduğu için toplumun yapısına etkisini içten yapar. Bu fikirler, eğer bir tasfiye işlemine tabi tutmazsak İslami yapıyı içten parçalayan ırsi virüsleri oluşturur. (132)
***
Bilindiği gibi, bir ağaca nakledilen dal, bu ağacın meyvelerini vermez, bilakis kendi ana kökünün meyvelerini verir. (137)
***
İslam, en küçük bir köleye, eğer efendisi iş veya gıda olarak ona zulme etmiş ise [otomatik olarak] özgürleşme hakkını ona vermektedir. (167)
***
Toplumun gelişimi fiilen kadının gelişimi ile bağlantılıdır ve tersi de doğrudur. (97)
***
"Sömürgeci fabrikatör", akli melekeleri gereksiz olsun ve kişisel çabaları sonuçsuz kalsın diye sömürge çocuğa, ekmeğini çabası ve teriyle elde ettiği mukaddes bir "hak" değil, bilakis sömürgecinin kendisine sunduğu bir "lütuf" olduğunu empoze etmektedir. (125)
***
Her toplum, kendisini öldürecek fikirleri kendisi oluşturmaktadır. Fakat bu fikiler, sonra "öldürücü fikir"lerden daha tehlikeli olan "ölü fikirler" olarak o toplumun sosyolojik mirasında varlığını sürdürmektedir. (132)
***
Gerçekten insana en fazla yakışan ve insanı sevimli ve sempatik hale getiren kulluktur. (vehbi Yıldız)
***
Ölü fikirler daha tehlikelidir, çünkü onlar toplumun adetleriyle uyumlu olduğu için toplumun yapısına etkisini içten yapar. Bu fikirler, eğer bir tasfiye işlemine tabi tutmazsak İslami yapıyı içten parçalayan ırsi virüsleri oluşturur. (132)
***
Bilindiği gibi, bir ağaca nakledilen dal, bu ağacın meyvelerini vermez, bilakis kendi ana kökünün meyvelerini verir. (137)
***
İslam, en küçük bir köleye, eğer efendisi iş veya gıda olarak ona zulme etmiş ise [otomatik olarak] özgürleşme hakkını ona vermektedir. (167)
SAVAŞ ESİNTİSİ / Sömürü Gerçeği
İnsanın başına gelebilecek en büyük felaket gaflettir.
***
Irkçı eğilim, varlığa 'ben'in birliğini bölen ruhsal bir bölünmenin eseridir (18)
***
Toplumsal kalıtımın ve uygarlık üretiminin oluşturduğuna 'şahsiyet', belirli bir sülalanin nicel meyvesi ise 'birey' olarak isimlendirilir. (22)
***
İki sene önce Times gazetesinde, Tunuslular ve Fransızlar arasındaki iyi ilişkilere ilişkin bir makale yayımlandı. Makaleye göre bu ilişkinin başarılı olmasının nedeni, "Kültürlü Tunuslular, teknikten çok Edebiyata meyilli olmalarıydı." (35)
***
Sömürünün her zaman için etkisi maddi bir çöküşü hazırlamaktır. Fakat iş bununla bitmez. Ahlaki anlamda sömürgeyi kirletmek onun sömürücü olarak varlığını sürdürmesi açısından hayatidir. (43)
***
Gerçekten sömürü tan bir anarşidir; kavramları karıştıran, olayları saptıran ve sözü kancıklaştıran... (45)
***
Burada dikkat edilemsi gereken nokta, sömürgeci edebiyat, her ne zaman nefesini ve delillerini kaybederse eski 'klişeler' hurdalığına başvurmaktadır. Ondan sonra hasmını, 'çok eşlilik', 'harem', 'İslami fanatizm' ve 'komünizmle' suçlamaktadır. Bu, sömürünün insan kalabalıklarını tümüyle yoketmeye karar verdiğinde yaptığı şeydir. (51)
***
Sömürü herşeyin anlamını öyle bir çekip almaktadır ki, anlamsızlık artık düzen olmaktadır. (52)
***
Toplumun gelişimi fiilen kadının gelişimi ile bağlantılıdır ve tersi de doğrudur. (97)
***
"Sömürgeci fabrikatör", akli melekeleri gereksiz olsun ve kişisel çabaları sonuçsuz kalsın diye sömürge çocuğa, ekmeğini çabası ve teriyle elde ettiği mukaddes bir "hak" değil, bilakis sömürgecinin kendisine sunduğu bir "lütuf" olduğunu empoze etmektedir. (125)
***
Her toplum, kendisini öldürecek fikirleri kendisi oluşturmaktadır. Fakat bu fikiler, sonra "öldürücü fikir"lerden daha tehlikeli olan "ölü fikirler" olarak o toplumun sosyolojik mirasında varlığını sürdürmektedir. (132)
***
Gerçekten insana en fazla yakışan ve insanı sevimli ve sempatik hale getiren kulluktur. (vehbi Yıldız)
***
Ölü fikirler daha tehlikelidir, çünkü onlar toplumun adetleriyle uyumlu olduğu için toplumun yapısına etkisini içten yapar. Bu fikirler, eğer bir tasfiye işlemine tabi tutmazsak İslami yapıyı içten parçalayan ırsi virüsleri oluşturur. (132)
***
Bilindiği gibi, bir ağaca nakledilen dal, bu ağacın meyvelerini vermez, bilakis kendi ana kökünün meyvelerini verir. (137)
***
İslam, en küçük bir köleye, eğer efendisi iş veya gıda olarak ona zulme etmiş ise [otomatik olarak] özgürleşme hakkını ona vermektedir. (167)
***
Irkçı eğilim, varlığa 'ben'in birliğini bölen ruhsal bir bölünmenin eseridir (18)
***
Toplumsal kalıtımın ve uygarlık üretiminin oluşturduğuna 'şahsiyet', belirli bir sülalanin nicel meyvesi ise 'birey' olarak isimlendirilir. (22)
***
İki sene önce Times gazetesinde, Tunuslular ve Fransızlar arasındaki iyi ilişkilere ilişkin bir makale yayımlandı. Makaleye göre bu ilişkinin başarılı olmasının nedeni, "Kültürlü Tunuslular, teknikten çok Edebiyata meyilli olmalarıydı." (35)
***
Sömürünün her zaman için etkisi maddi bir çöküşü hazırlamaktır. Fakat iş bununla bitmez. Ahlaki anlamda sömürgeyi kirletmek onun sömürücü olarak varlığını sürdürmesi açısından hayatidir. (43)
***
Gerçekten sömürü tan bir anarşidir; kavramları karıştıran, olayları saptıran ve sözü kancıklaştıran... (45)
***
Burada dikkat edilemsi gereken nokta, sömürgeci edebiyat, her ne zaman nefesini ve delillerini kaybederse eski 'klişeler' hurdalığına başvurmaktadır. Ondan sonra hasmını, 'çok eşlilik', 'harem', 'İslami fanatizm' ve 'komünizmle' suçlamaktadır. Bu, sömürünün insan kalabalıklarını tümüyle yoketmeye karar verdiğinde yaptığı şeydir. (51)
***
Sömürü herşeyin anlamını öyle bir çekip almaktadır ki, anlamsızlık artık düzen olmaktadır. (52)
***
Toplumun gelişimi fiilen kadının gelişimi ile bağlantılıdır ve tersi de doğrudur. (97)
***
"Sömürgeci fabrikatör", akli melekeleri gereksiz olsun ve kişisel çabaları sonuçsuz kalsın diye sömürge çocuğa, ekmeğini çabası ve teriyle elde ettiği mukaddes bir "hak" değil, bilakis sömürgecinin kendisine sunduğu bir "lütuf" olduğunu empoze etmektedir. (125)
***
Her toplum, kendisini öldürecek fikirleri kendisi oluşturmaktadır. Fakat bu fikiler, sonra "öldürücü fikir"lerden daha tehlikeli olan "ölü fikirler" olarak o toplumun sosyolojik mirasında varlığını sürdürmektedir. (132)
***
Gerçekten insana en fazla yakışan ve insanı sevimli ve sempatik hale getiren kulluktur. (vehbi Yıldız)
***
Ölü fikirler daha tehlikelidir, çünkü onlar toplumun adetleriyle uyumlu olduğu için toplumun yapısına etkisini içten yapar. Bu fikirler, eğer bir tasfiye işlemine tabi tutmazsak İslami yapıyı içten parçalayan ırsi virüsleri oluşturur. (132)
***
Bilindiği gibi, bir ağaca nakledilen dal, bu ağacın meyvelerini vermez, bilakis kendi ana kökünün meyvelerini verir. (137)
***
İslam, en küçük bir köleye, eğer efendisi iş veya gıda olarak ona zulme etmiş ise [otomatik olarak] özgürleşme hakkını ona vermektedir. (167)
20 Mart 2012 Salı
NEVRUZ DEMEK NE DEMEK?!
..NEVRUZ ÜZERİNE...
Nevruz'u örfi anlamda kutlamak demek; Bizim için baharı Yaratan Allah'ı anmak demektir. Yeniden dirilişi bize baharla gösteren Yüce Allah'a hep beraber teşekkür etmek demektir. Aslında Allah Azze ve Celle bizlere ders veriyor...
İçimize baharla, ferahlık ve umut veriyor...
Gözlerimize fer, dizlerimize derman veriyor...
Hatta Kur'an'da bahseder... bu yeni dirilişten ve örnek verir.. Nevruz dendiğinde aklınıza ilk plan Allah gelmiyorsa, problem var demektir..
O halde NEVRUZ için ilk cümlemiz ne olsun?
::::::::::::::::::::BAHARI YARATAN ALLAH'A HAMD OLSUN::::::::::::::::::::::::: :
19 Mart 2012 Pazartesi
İman Kitabından Notlar-4
İblis'i kafir eden, mel'un eden ve matrud eden neydi? Elbette Allah'a inandığı halde O'nun hükmüne razı olmamasıydı. O'nun hükmüne razı olmayan, O'na O'nun yaratıcılığına, yüceliğine inansa ve O'ndan korktuğunu söylese yine de O'nu inkar etmiş sayılır. (127)
***
Materyalizm, Pozitivizm, Naturalizm, Laisizm birer akide hizbidirler. Bu ve buna benzer hiziplerden birinin dünya görüşüne inanan, İslam'ın dünya görüşünü reddediyor demektir.
Eğer demokrasi fikir ve inanç hürriyeti değil de kanun koymada beşer iradesini mutlak irade kabul eden bir sistem olarak tanımlarsa bu durumda demokrasi de akide hizbi haline gelir. (135)
***
Şirkin en yeni ve çağdaş biçimi Laisizm/Liberalizm adı altında pazarlanmaya çalışılmaktadır günümüzde. (136)
***
Tağutu inkar, Allah'a imanın olmazsa olmaz şartıdır. (143)
***
Tağut, insanoğlunun ilahlaştırdığı her şeydir. Daha doğrusu tağut insanla Allah arasına gerilen şeylerin tümüne verilen ortak isimdir. (147)
***
Besmele; insanın Allah'la iş yapması, Allah'ı işine karıştırmasıdır. Dolayısıyla besmele Allahsızlığı reddir. (156)
***
İnsanların önderlerini, din ulularını, büyüklerini hatta paygamberlerini rabbler edinmeleri sevginin ve bağlılığın cinayet derecesine vardığı bir aşırılık örneği. Allah bundan müslümanları şiddetle reddediyor. (158)
***
Yusuf peygamber dahi kendisine madden emeği geçen Mısır'lı bakanı rabbi (rabbim, efendim, büyütenim, besleyenim) diye anacak ve onun karısının meşru olmayan isteğini reddecektir. (158)
***
Materyalizm, Pozitivizm, Naturalizm, Laisizm birer akide hizbidirler. Bu ve buna benzer hiziplerden birinin dünya görüşüne inanan, İslam'ın dünya görüşünü reddediyor demektir.
Eğer demokrasi fikir ve inanç hürriyeti değil de kanun koymada beşer iradesini mutlak irade kabul eden bir sistem olarak tanımlarsa bu durumda demokrasi de akide hizbi haline gelir. (135)
***
Şirkin en yeni ve çağdaş biçimi Laisizm/Liberalizm adı altında pazarlanmaya çalışılmaktadır günümüzde. (136)
***
Tağutu inkar, Allah'a imanın olmazsa olmaz şartıdır. (143)
***
Tağut, insanoğlunun ilahlaştırdığı her şeydir. Daha doğrusu tağut insanla Allah arasına gerilen şeylerin tümüne verilen ortak isimdir. (147)
***
Besmele; insanın Allah'la iş yapması, Allah'ı işine karıştırmasıdır. Dolayısıyla besmele Allahsızlığı reddir. (156)
***
İnsanların önderlerini, din ulularını, büyüklerini hatta paygamberlerini rabbler edinmeleri sevginin ve bağlılığın cinayet derecesine vardığı bir aşırılık örneği. Allah bundan müslümanları şiddetle reddediyor. (158)
***
Yusuf peygamber dahi kendisine madden emeği geçen Mısır'lı bakanı rabbi (rabbim, efendim, büyütenim, besleyenim) diye anacak ve onun karısının meşru olmayan isteğini reddecektir. (158)
18 Mart 2012 Pazar
ÇANAKKALE NEDİR?
Çanakkale ortak bir payda...
Yine bu ruh, getiren bizi bir araya..
Bu konuda ise bize müthiş bilgi veren ise M. Akif..
Onun şiirleri üzerinde kafa ve yürek yormalıyız..
Şiirdeki o ruhu elde edip, öyle girmeliyiz 21. yüzyıla...
Ama birşeyleri tarihselleştirmeden yapmak en güzeli..
Ama birşeyleri tarihselleştirerek yapmak en sahtesi..
Yani bu ruh, 18. Mart'ta bir geliyorsa aklımıza, olmaz...
Bugün, İngiliz'e düşman deyip, yarın ise onu sarılmak..
Nasıl bir ruh, nasıl bir çelişki, nasıl bir dayanak..
17 Mart 2012 Cumartesi
MAÇ NESLİ!
Karısını
ve çocuğunu ihmal eder, toplumu ihmal eder, adam akıllı gazete okumaz,
ülkenin meseleleriyle ilgilenmez, sürekli spor okur, sürekli spor
izler.. Kitap az okur veya hiç okumaz.. Avrupa Lig'ini ezbere bilir ama
tarihinden haberi olmaz..
Gündem umurunda değildir.. Kimseye
futboldan başka anlatacak birşeyleri olmaz... Kendisi futbolla tatmin
olur.. Konferans yerine maçı tercih eder.. Hepsi aynı değil tabi ki.. Bu
özelliklere derece derece sahip olanları vardır.. Hepsi kötü değildir..
İşte size, büyük beşik stadlarda büyüyen MAÇ NESLİ!!
ŞEYTANİ EĞİTİM SİSTEMİ VE HARAMLAR!
İnsanlara: "Haramlar Nelerdir?" diye bir soru sorsanız, alacağınız muhtemel cevaplar ne olur biliyor musunuz?
- İçki, kumar, zina, faiz...tarzında olacaktır.. Hele bunların içerisinde ise en sivri hale
getirileni ise zinadır.. Halbuki hepsi kaçınılması gereken haramlardandır.
Şeytan'ın eğitim sisteminde, insanları direk HARAMA DAVET etme yoktur! Peki ne yapar şeytani eğitim sistemi? Şunu yapar: Kişiyi ZAMANINI BOŞA GEÇİREN biri haline getirerek evvela KİŞİLİKSİZLEŞTİRİR!
Sonra da hedefindeki kişiyi istidadına uygun haramlara SEVKEDER. O kişi
de gayet memnun bir şekilde harama girer ama hiç farkında değildir.
Üstelik haramlar sadece yukarıdakiler de değildir!
O halde işin başı nedir? ZAMANI BOŞA GEÇİRMEMEK!!
16 Mart 2012 Cuma
Halepçe!
Ey
Halepçe! Seni düşündüğümde anladım ki, dünyanın zalimleri çok korkak!
Ve mazlumların karşısında tir tir titriyorlar.. Ey Halepçe! Bu yüzden
sana, köpeklerinden bir köpeği saldırttılar.. Sonra o köpeği kuduz olmuş
diye de öldürdüler..
Masumiyetini düşündüğümüzde yüreğimiz temizleniyor, ey Halepçe!
11 Mart 2012 Pazar
PEYGAMBER FATURAMIZI ÖDEDİ!
Hayatımızın faturasını ödedi peygamber...
Gözünün önünde arkadaşlarına işkence edildi...
3 yıl Kureyşin ambargosu altında çok zor bir hayat yaşadı...
Taif'te çocuklar tarafından taşlandı...
Uhudda dişi kırıldı..
Savaşlarda sıkıntılar çekti...
Ona deli dediler, mecnun dediler...
Amcası ona en büyük hakaretleri etti.. Ama başkaları kucakladı..
Daha bir sürü fatura ödedi peygamber...
Söz de bugün onun ümmeti de onun faturaları uğruna cihad ediyor(!)
Sözde onun ümmeti vahiyle inşaa edilmiş bir toplum için çalışıyor...
Bile bile lades yapmaktan başka birşey yapmıyor ümmet!
Değişim Kurani yönde olmalı.. Başka gafiller yapmıyorsa bize ne! Allah bizden de soracaktır ondan da..
7 Mart 2012 Çarşamba
DİN Ne Demektir?
Din: Arapça köken itibariyle "deyn" kökünden türetilmiştir. Deyn: borç demektir. Kürtçe'de 'den" deriz.. O halde ıstılahi olarak ise şu anlamı taşır: Din=Borçluluk bilinci. Diğer anlamlarıyla: takib edilen yol, hesap bilinci, itaat v.b anlamları mevcuttur... (Kurana göre Dört Terim/Mevdudi)
O halde İslam Dini: İlkeleri Allah tarafından belirlenmiş ve elçisi Hz. Muhammed aleyhisselam tarafından bize bildirilmiş ilahi SİSTEMDİR..
İlahi sistemi kabul etmeyenler kendi akıllarınca yol, yöntem
belirlerler ve bizlerde bu duruma deriz ki: "İşte bu kendi akıllarınca
belirledikleri yol her ne ise onun DİNİDİR."
Din kavramı insanlık
tarihi ile yaşıt iken ve bir realite iken yeni yetme ideolojilerin
rüzgarına kapılıp dini tamamen yok sayacak hale gelmek! Şeytanın inkar
politikasının hedefini bulduğunu gösterir.. Ama elbetteki İslam'ı iman
hamlesini de sürekli yapan imanlı kullarda olagelmiştir.. Bu Allah'ın
bir yasasıdır.. Yani küfür de iman da sıfıra inmeyecek!
Hayatın özetini isteyene şunu diyelim: "Hayat, senin hangi tarafta olup olmadığındır."
HAKİKATE DÖLLENMEK
Hakikate
döllenmek istiyorsanız "Neden" ve "Niçin" sorularını sormak
zorundasınız. Döllenenen hakikatin beslenmesi için de hakikat çağrısı
yapan ne varsa onu tanımak zorundasınız. Bu soruları soramayan doğum
sancıları çekemez.. Ve hep hakikat çocuğunun hayalini kurar veya çocuk
diye taşı basar bağrına.. Ama taştan çocuk kokusu gelmez ki...
En güzel hakikat taşıyıcısı olduğuna inandığımız Kuran der ki: "Bu kitap düşünen bir toplum içindir."
Düşünmeyenler döllenemezler hakikat çocuğuna...
Düşünenler/yananlar, hakikatin aslında birer taşıyıcısı olurlar...
"Hakikat olsun da bağrımda benim istemem başka yar" derler!!!
5 Mart 2012 Pazartesi
İntihar
İntihar etmenin temelinde, Allah ile olan bağın zayıflığı var... Kim ne derse desin.. Çünkü insan
tesadüfen topraktan oluşmuş bir varlık değildir.. Onu Allah
yarattı.. Ve ruhundan üfledi ona.. İnsan için yeryüzünü bir anlam ve
amaç üzere yarattı ve bir hedef belirledi.. İşte insan bu anlam ve amaç doğrultusunda yaşamadığı zaman, hayat anlamsız ve çekilmez oluyor.. Bir
de üzerine toplumun baskısı, ekonomik vb. reel baskılar
bindiğinde kişi canına kıyıyor.. Bunun da temelinde esas olan MANEVİ
EĞİTİMSİZLİKTİR..
Nice diplomalılar da hayatın anlam ve amacını yakalayamadığı için intihar etmektedir.. Etmeyenler ise sürünmektedir..
Nice diplomalılar da hayatın anlam ve amacını yakalayamadığı için intihar etmektedir.. Etmeyenler ise sürünmektedir..
3 Mart 2012 Cumartesi
Ey insan! Senin için Allah'ın bir yasası olmasın mı?
Ey insan! Senin için Allah'ın bir yasası olmasın mı?
2 Mart 2012 Cuma
Kültür ve İdeoloji Kitap Notları (Ali Şeriati)
Batı zihniyetli bir entellektüel, iyi eğitim görmüş ve ilmi olabilir, o, yinede toplumuna yapıcı bir tarzda etsir edemeyecek kadar ondan kopmuştur. (15)
***
Yanlış ve köleci taklit, tiksindirici ve maymunsudur. (17)
***
Takizade demiştir ki:
"İranlılar, sizin tel seçeneğiniz vardır ve o da baştan aşağıya kadar Batı'lı olmaktır." (18)
***
İdrak edici ve gelişmeci bir zihinde, din gerçek anlamı bulur. (35)
***
Kuşkusuz İslam, insanın dinidir ve ben de kabul ediyorum ki dinin kıymeti, bağlıların sahip olduğu zihnin ve kavrayışın kalitesine dayanır. (35)
***
Bilimin ve onun ürettiği kuvvetin sonucu ile Avrupa sömürgeci bir güç olarak görünmeye başladı. (39)
***
Yüzyıllardır sakınılmış bulunan kaba ve tiksindirici ilkel tutum olan ırkçılıkta bilim adı altında tekrar tanıtılıp zorla kabul ettiriliyor ve uygulamaya konuluyordu. (39)
***
Bilim büyük uygarlığın yanıbaşında geniş insan kitlelerini kurban eden bilimciliği üretmiştir. Büyük sayıda Avrupalı olmayan ulusların kitleleri, kendisini bilim gücü ve araçları ile silahlandıran Avrupa sömürgeciliğinin direkt hedefleri olmuşlardır. (40)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
function bsrpGallery(root) {
var entries = root.feed.entry || [];
var html = ['
'];
for (var i = 0; i < entries.length; ++i) {
var post = entries[i];
var postTitle = post.title.$t;
var orgImgUrl = post.media$thumbnail ? post.media$thumbnail.url : '';
var newImgUrl = orgImgUrl.replace('s72-c', 's' + bsrpg_thumbSize + '-c');
var links = post.link || [];
for (var j = 0; j < links.length; ++j) {
if (links[j].rel == 'alternate') break;
}
var postUrl = links[j].href;
var imgTag = '';
var pTitle = bsrpg_showTitle ? '' + postTitle + '' : '';
var item = '' + imgTag + pTitle + '';
html.push('
', item, '
');
}
html.push('
');
document.write(html.join(""));
}
hoje = new Date()
numposts = 1;
var bsrpg_thumbSize = 175;
var bsrpg_showTitle = true;
document.write("
Öne Çıkan Yayın
RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:
__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...