Fakat onlar, "Biz seni el alemin işine karışmaktan, ötekini berikini kollamaya çalışmaktan menetmemiş miydik?" diye karşılık verdiler.
{hicr:70}
*
Ayetten zımnen anlıyoruz ki, Lut Peygamber (ıslah niyetiyle) el alemin işine karışan, ötekini berikini koruyup kollamaya çalışan bir duruşa sahip...
Yani suya sabuna dokunuyor. Suskunluk ve nemelazımcılık girdabında değil. Toplumsal olaylara duyarsız değil.
Nebevi duruş işte budur!
#Teşriq #Tekbirleri #Üzerine #Tefekkür
Allahu Ekber Allahu Ekber
Lailahe illallahu vallahu ekber
Allahu Ekber Velillahilhamd
**
Peygamberimizin uygulamaları İslam medeniyetinin inşasında son derece önemlidir.
Eğer onun örnekliğini çağa taşımaz isek hayatımızı başka şahıslar işgal eder...
Müşriklerin agzından ayet üzerinden peygamberi tanıyoruz:
"Bu ne biçim peygamber (bizler gibi), yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor!..." (furkan:7)
Demek ki peygamberimiz çarşılara dolaşıyormuş. Yani halktan uzak yaşayan biri değil. Dogal bir yaşamı var. O halde zühd diye insanlardan uzak yaşama isabetli olur mu?
Karışık Bilinç Notları 📜
✏️
Atlarla ilgili mucizevi iki şey öğrendim: Subhanallah!
Atlar, uyurken ayakta dururlar. Uyku sırasında kaslar devre dışı kalır ve eklemler kilitlenir.
Bir de atların ayak kemiği kırıldığında yeniden kaynamaz. Bu nedenle de öldürürler(miş)..
Yüce Rabbimiz varlığının ve kudretinin delillerini öğrendikçe Ona olan imanımız güçleniyor.
✏️
Karışık Bilinç Notları 📜
✏️
Ermenilerle alakalı ilk defa güzel bir şey duydum ve paylaşmak istiyorum:
Mesele esnaflık meselesi. Oto tamirciliği ustalığı üzerinde konuşurken tecrübeli bir amcamız antep ve kayseri'nin esnaflığı sağlamdır dedi, ustalıkları iyidir dedi tıpkı ermenilerin ki gibi..
✏️
📜Karışık Bilinç Notları 📜
✏️
"Sözü süz de söyle. / Manayı inci gibi düz de söyle.
Rabbim bu irfana ulaştırsın bizleri.
✏️
#DEPREM #ERDHEJİ
İnsanlık olarak nasıl ki ortak ataya sahip isek,tıpkı bunun gibi -her ne kadar kilometrelerce uzaklıkta olsak da- yerin altında da ortak noktaya sahibiz.. Yerin altında meydana gelen saniyelik hareketlilik hepimizi etkiledi, hepimizi ayağa kaldırdı.
✏️
Musa Carullah geçmiş mezhep içtihadlarına muvafakat ettiği kadar Kuran merkezli tenkid de yapıyor.
Öyle nazik ve saygılı bir uslupla yapıyor ki, incitici bir dil hiç yok. Bugünler de bu özelliğin ne kadar önemli olduğunu sizler de takdir edersiniz.
Bu arada, peygamberimizi de bazen HİKMET PEYGAMBERİ bazen de ŞARİ'İ HAKİM olarak isimlendirir. Sünneti asla körlemecesine reddetmez. Hadislere iyice hakim, Arapçaya da.
Mehmet Görmez hoca yayına hazırladığı için onun da emeğine sağlık. Musa Carullah eminim Kuran merkezli savrulmaları görmüş olsa idi hayıflanır idi.
Geçmişi ile bağını hep kavga üzerine kurmuş, geçmişini sürekli negatif hayal eden ve tarihsel bütünlüğünü koruyamayan biri güçlü motivosyonunu kaybetmiş ve bugüne-geleceğe sağlıklı ve uzun soluklu ışık tutamayacaktır. Çünkü zaten uzun bir soluğu ve kökü yokturdur.
Bu akşamki dersimizde Musa peygamberin (as), Firavuna gideceği zaman ve sonrasında devam edecek olan tebliğ sürecinde Harun peygamberi 8as) yanında vezir/yardımcı olarak Allah'tan istediğini okuduk. Yani peygamber dahi olsa tek başına çekeceği zorluğun farkında olup yanında destekçi istiyor.
Peygamberin somut örnekliği (örneğin namaz) kitaplar üzerinden değil nesiller üzerinden taşınmıştır, gelmiştir bugüne. Namaz ritüeli tarihsel arka plana sahiptir ve tarih boyu tüm müslimlerin uyguladığı bir ibadettir.
Bismillah
"Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum; karım da kısırdır. Tarafından bana yerimi alacak bir halef ver; o, Ya‘kūb hânedanına da vâris olsun; rabbim, onu rızana erdir!” /Meryem:5-6
Peygamber ve sahabenin mücadelesinin temelinde Aziz İslam'ı özgür bir şekilde yaşamak vardı.
Peygamber kıssalarında gördüğümüz en önemli unsur, onların kavimlerine karşı net bir duruş sergilemeleridir...
BİR ABİMİZE DERGAH CAMİSİ İLE ALAKALI BİR BİLGİLENDİRME.
(Basit gelebilir ama bence değil, İbrahim peygamberin şehrine yakışmıyor)
Siyasal İslam konusunda
Şayet peygamberimizin hayatında siyasallık konusunda ilgisizlik olsaydı, Medine'ye gittiği zaman ve orda kral olacak olan Abdullah b. Ubey'e:
Yüce Rabbimiz "Peygamberler arasında bir ayrım yoktur" der. İkincisi olarak da "Deki: Ben de sizin gibi bir beşerim". İşte size iki Kurani ölçüt..
Rivayetlerden de şöyle iki ölçütümüz var: Biri "Hanginiz Muhammed?" sorusu, diğeri de "Karşımda ne titriyorsun be adam ben de senin gibi kuru et yiyen bir kadının oğluyum" nebevi sözü.
Evvela şunu vurgulayalım, siyerden kastımız önümüze gelen her rivayet değil. Mütevatir derecesinde sahih bilgiler ve pratize edilerek yaşama taşınmış Nebevi sünneti kastediyorum. Uydurma hurafeleri zaten reddetmeliyiz.
Kur'an meali, Peygamberimizin siyerinden bağımsız okunduğu sürece insanın düşünce dünyasında nesneleşmekten kurtulamaz. Kur'an, düşünceler içinde boğulur. Kur'an, düşünceyi terbiye edeceğine, çağa göre şekillenen düşünce, onu kırpar, keser, modifiye eder. Modern ve postmodern zihnin Kur'an'a olan yöneliminde artık bunu çok net görüyoruz.
Burada aslolan şudur ki, Kur'an'ı pratize eden peygamber ve ilk nesil var. Yaşanan bu süreçleri çok iyi belleyerek Kur'an'ın asıl maksadını anlamaya çalışmalıyız. Yoksa sadece lafızlarla uğraşarak yahut lugat atraksiyonları yaparak değil.
Kur'an ilk nesil üzerinden yaşamı tüm yönleri ile inşa etti. Bu bilinen bir gerçek. Elbette ki zamanın tağayyürü de var. O halde Kur'an diyorsak şayet nebevi pratiklere (sünnete) de vakıf olmalıyız.
Aksi halde çağa göre şekillenen düşüncelerimiz, Kur'an'ı yönlendirir ve Kur'an çağın şekillendirdiği düşüncelerimize mahkum olur. Oluşan bu durum aslında bizim geleneği eleştirdiğimiz durumun ta kendisi...
