23 Ocak 2022 Pazar

Şahin Doğan’ın “Mustafa İslamoğlu Eleştirisi” Kitabı Üzerine

        Şahin Doğan hocanın kitabını kısa sürede okudum. Mustafa
İslamoğlu hocayı takip edenlerin de hassaten okumalarını tavsiye ederim. Zira kitap baştan sona eleştiri barındırıyor. (Çok az yerde muvafakatın dışında). Neden tavsiye ediyorum? Çünkü hayranlıkla okuduğumuz, takip ettiğimiz biri eleştiriliyorsa ve biz de o kişiyi tanıyorsak, biliyorsak bu eleştirilere kulak vermeliyiz, belki bizim bilmediğimiz durumlar vardır, belki de eleştirenin yanıldığı yerler vardır. 

Bildiğimiz kadarıyla Akabe Ekolü’nün eleştirel düşünme, kritik etme, körü körüne bağlanmama, şahısları putlaştırmama, mukayeseli okumalar yapma vs. gibi özellikleri var. Bu ekol çizgisinde gelişenler, hocalarının eleştirildiği kitaptan ne gocunurlar, ne rahatsız olurlar. Dikkatle okurlar, içinde hatalar varsa oturup yazarak cevaplarını verirler. Benim bu yazım genel bir değerlendirme, ayrıntılı değerlendirmeyi hocanın eserlerine iyice vakıf olanlardan bekliyorum. 

        Ancak gördüğüm kadarıyla, sadece kitap üzerinde kullanılan hocanın görseli üzerinden mahkemeye verme olayı olmuş. Kitabın üzerine görselin konması bence de hoş olmamıştı. Ancak  sonradan kitaba dair herhangi bir içerik eleştirisi veya reddiyesi ile karşılaşmadım.

        Kitap normalde iki bölümden oluşuyor: Esed meali intihalleri,  ve Said Nursi… Kitapta bir de M. Kemal ilgili birkaç yazı var. 

        İslamoğlu hoca, sadece Şahin Doğan tarafından değil, özellikle son dönem (artık son kaç yıl derseniz) vizyonuna, üslubuna ve çeşitli söylemlerine dair Müslüman muhafazakar kesim tarafından eleştiriliyor. Zira kendisi de bu kesimi sert ve rahatsız edici bir şekilde eleştiriyor. Hayırlısı ne diyelim. 

        Kitaba gelirsek; en çok iştirak ettiğim kısım M. Kemal ile ilgili tespitleri  idi. Hocanın M.Kemal’e dair son dönem tweetleri ve söylemlerine dair eleştirileri bence haklı ve yerinde. Bu konuda söylenecek çok bir şey yok. Seküler zeminde yeni bir türk ulusu inşası startını cebren veren bir komutan ve sonradan bir lider. Ayrıntılara girmek istemiyorum. Bu konu benim için de hayal kırıklığı.

        Said Nursi ve Esed bölümlerinde, Şahin Doğan hoca çeşitli mukayeselerini ortaya koymuş.

        Esed meali üzerinden biraz fazlaca yüklendiğini düşünüyorum ama külliyen haksız görmüyorum. Bu konuda hoca, mealin yeni baskılarında Esed ismini dipnotlarında belirtmesi gerektiği üzerinde yeniden düşünmeli. Her noktayı her adımı kastetmiyorum ama kritik alıntıları özellikle belirtmesi gerekir. Bununla beraber Şahin hocanın katılmadığım durumu da nerdeyse eseri tümden intihal olarak lanse etmesi. Evet, bakış açısı olarak Esed çizgisinde olması hasebiyle Esed’e yakın olması normal görülebilir ve bazı noktalarda benzerlikler de olabilir, ama bu durum meali tümden boşa çıkarmaz ve hocanın Esed mealinde olmayan orijinal dipnotlarının da olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Nitekim diğer meallerin de birbirine benzediği aşikar. Hangi ayette olduğunu hatırlamıyorum, İslamoğlu hoca mealinin bir dipnotunda “Bu ayetin mealini veya yorumunu Esed’e borçluyum” diye bir ibare okumuştum. Şahin hoca da denk gelmiştir eminim. Ayrıca kaynakça kısmında Esed’in isminin olması da yabana atılmamalı. Ben incelemedim ama Şahin hocanın dediğine göre Mustafa Öztürk’ten de alıntı var ne dipnotta ne de kaynakça da belirtilmiş. Bu iddia doğru ise gereken yapılmalı.

        Bu gibi durumlar için kıyameti koparmaya gerek yok ama eğer eleştirilen taraf bunları kulak ardı ederse ve hemen sonraki baskıda düzeltmezse bu ilmin saflığına uymaz, ilim yolcuları için mide bulandırıcı olur. Açıkçası Şahin hocanın bu tespitleri, basit bir şekilde halledilebilecek şeyler. Bunun için de eleştirilen tarafın ayrıntılı incelemeler yaparak gerekeni yapması ve Şahin hocanın varsa isabetsiz tespitleri ortaya koyulması gerekir. Bunu yapmayıp, mahkemeler vs gibi şeylere başvurmak kaçamak olarak görülür. Kitap tümden doğrulanmış sayılır.

        Esed ile görüş uyuşmasına gelirsek, her yazar neredeyse bir çizginin devamıdır ve etkilenmiştir. İslamoğlu hocanın da etkilendiği istifade ettiği yer yer sözlerini taklid ettiği şahsiyetler de olabilir. Şu an içeriğini hatırlamasam da hocanın Esed Meali’ne dair yazı dizisi de vardı. O yazıda Esed’e eleştirileri var. Tabi bu yazılar hocanın mealinden önce. 

      Hocanın maalesef son dönem vizyonu öyle farklılaştı ki, eskiyi referans almak artık zor. Ancak şunu da belirteyim ki, Şahin hoca kitabında ful eleştiri modunda,(gerçi kitabında adında eleştiri var) hatta yer yer fazlaca üstüne gidiyor hocanın. Bununla birlikte hakaret ve ğaliz ifadelerin olmadığını da söylemeliyim. İntihal konusunda “hırsızlık” gibi aşırı bir ifadesi olmasaydı daha iyiydi. Zira İslamoğlu hoca her ne kadar intihal ile itham edilse de mealinden önce onlarca kitabının olduğu ve kendisinin de bir araştırmacı olduğu sarahaten biliniyor. Bu nedenle intihal iddiasında bence daha dikkatli olunmalı. 

Şahin hoca, meal dışında İslamoğlu hocanın bazı aforizmalarının da başkasına ait olduğunu tespit etmiş. Ancak bunda da art niyet arayıp illaki “hırsızlık” olarak nitelemek kanaatimce doğru değil. Hocanın bu konuda daha hassas olması gerektiğini de söylemek isterim.

        Şahin hocanın nurculuğa dair eleştirileri varsa da, bu eleştiri kitabını adeta bir nurcu gibi vazife bilerek yaptığını da sezdim bir an, ama kesin öyledir demiyorum. Eğer öyle ise bana göre bu ciddi bir hata. Zira nurculuğun temel kitabı olan risalelerin evvela eleştiriye tabi tutulması gerekir. Şahin Doğan hocadan bunu bekliyorum. Evet, yer yer eleştirilerini yapıyor Risalelere (daha çok Nurculara) ama mezkur kitap gibi hatta daha ayrıntılı bir şekilde yazmasını beklerim. Bunu niçin söylüyorum. Bu kötülük değil. Birçok nurcuya faydası olacaktır. Zira nurcu kardeşlerimizin risalelere karşı öyle katı bir bağlılığı var ki, az buçuk deneyerek bunu müşahede etmişim. Şahin hoca benden daha iyi bilmektedir bu ahvali. Risaleleri okumuş biri olarak elmas yönlerinin kömür yönleri ile tefrik edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde kömüre de elmas muamelesi yapılması kaçınılmazdır. 

        İntihallere dair şunu da söylemek isterim. Bazı yerlerde İslamoğlu’nun Esed’ten farklı düşündüğünü yazdıktan sonra bu durumu da eleştiriyor Şahin hoca. Şaşırdım orda, madem İslamoğlu’nun intihalciliği eleştiriliyor, ne güzel farklı düşünmüş işte. Adeta “neden intihalin devamını getirmiyorsun” dercesine. 

   Aklımda olduğu kadar mucize konusunda tümüyle Esed gibi düşünmediği görülüyor mealinde, yer yer benzerlikler olsa da. Ama Şahin hoca bunu da tutarsızlık olarak görüyor. İslamoğlu hoca mucizeye yaklaşım olarak 4 madde ile bir tespit yapıyor Esed’ten farklı olarak, açıkçası bu bence önemli bir farklılık. Tabi İslamoğlu hocanın mealini konuşuyorum. Güncel halini değil. Zira dedim ya, önceki kitapları, yazıları ile şimdiki halinin arasında öyle makas oluştu ki, Şahin hoca bunu da eleştiriyor, bu konuda Şahin hocaya hak veriyorum. Ben şahsen İslamoğlu hocanın şu an ki vizyonunu değil, kitaplarını önemsiyorum.

        Risaleler bölümüne gelirsek, bu konuda da Şahin Doğan eski ile yeni arasında makasa değiniyor, haklı. Özellikle de İslamoğlu hocanın Kur’an’ı Anlama Yöntemi kitabındaki ciddi bir hataya değiniyor, sonradan İslamoğlu hocanın hatanın sehven olduğunu beyan ettiğini belirtiyor. Risalelerin içinde risalelere dair abartılı ifadeler olduğu kesin. Aslında eski İslamoğlu bunları kendi tarzıyla yorumluyordu, Üç Said yazısında güzel bir şekilde ve eski hutbesinde. Ama Risalelere dair son dönem keskin ifadelerine ben de iştirak etmiyorum. Zira İslamoğlu hoca Risalelere ve başka şeylere dair bir eleştiri yaparken müthiş sivri oklar oluşturuyor diliyle, yani ağır ve ilmiyattan uzak ifadeler, artık iş tekfire kadar gidiyor. İşi kızıştıranın bu vizyon olduğunu düşünüyorum. Belki Şahin hocayı da bu kitabı oluşturmaya sevk eden şey bu üslup biçimi. 

       Risalelere dair eleştirilecek ne kadar çok yön varsa da ondan daha fazla da iştirak edilecek muvafakat edilecek yer de var. Bir çırpıda tüketilmemesi gerekir bu eserlerin. Şahin hocanın da kitabında belirttiği gibi nurcuların risalelere bir gram toz kondurmaması ağır eleştirilere yol açıyor. Aslında Şahin hocanın Nurculara yapacağı en büyük iyilik, risaleleri Kur'an merkezli sünnet çerçevesinde elden geçirmek ve en azından yapabildiği kadar eleştirisini yapmak. Bu bana göre daha elzem bir durum. Ve kitaplaşmasını da bekliyorum.

        İslamoğlu hocanın son dönem vizyonu dediğim gibi bu kitabı taşıracak kadar eleştiriyi hakediyor. Ben açıkçası üzülüyorum ve dile getiriyorum eleştirilerimi. Biz hocayı, Kur'an merkezliliğin kontrolsüz ilerlemesini durduracak bir kişi olarak görüyorken kendisi daha da kapıldı bu rüzgara… Sonuçta tipik teorik düzeyde neo-harici bir vizyon ortaya çıktı. Ama ben umutluyum, tekrar yürek fethi vizyonunun baskın geleceğine... 

        Özellikle hocayı seven ve takip edenlerin bu eleştiri kitabını muhakkak okumasını isterim.

(Eserde değinmek istediğim başka maddeler de vardı ama yazı uzayacağından değinmek istemedim. Meramımı genel olarak ifade ettim. Yazıya dair değerlendirmelerinizi bekliyorum.)

   Not: Yazıda belirtmeyi unuttum. Mezkur kitapta geçtiği üzere İslamoğlu mealinin Bakara:259 ayetinin dipnotunda hocanın yorumunu teyid babında Fizilal-S. Kutup ifadesi var. Ben de baktım, o kıssanın temsili olduğuna dair Kutub'un yorumunda bir ifade bulamadım. Yani hangi gaye ile Kutub'a atıf yapıldığını anlayamadım. Teknik bir hata da olabilir. Bu gibi arızalar şayet varsa olduğu gibi bırakılmamalıdır.  

4 yorum:






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...