30 Haziran 2021 Çarşamba

Z Kuşağı Üzerine Düşüncelerim

 Z-kuşağı üzerinde biraz düşündüm. Her şeyi sorgulayan, aklını kiraya vermeyen vs özellikleri vurgulanıyor. 

Mesela nefis ve irade kontrolleri ne durumda bilmiyorum....

26 Haziran 2021 Cumartesi

"Dindarlığını Allah Göster, Bana İnsanlığın Lazım" Sözü Üzerine

Bu söz, 

kanaatimce içi boş ve yanıltıcıdır. Görünürde parlak olsa da, yer yer insanın işine yarasa da ve dindarlık bilinci zayıf insanların hoşuna gitse de..

Peki.. Neden❓

25 Haziran 2021 Cuma

Ayetler Üzerinden Sırat-ı Mustakim'in Özellikleri

Fatiha suresinde her gün Yüce Rabbimizden dilediğimiz “bizi dosdoğru yola ilet” duasında bu yolun özellikleri nelerdir, onunla ilgili mini bir araştırma yaptık. Dua ediyoruz ama arka planının dolu olması gerekir. Doğru yolun gereklerini eğer yerine getirme çabasında olmazsak duamızın arka planı güçlü olsun.

21 Haziran 2021 Pazartesi

Mürted ve Cezasına Dair - Prof. Abdurrahman ATEŞ

 Abdurahman Ateş(*)

Kur’ân, mürteddin durumu ile ilgili olarak dünyevî bir cezadan açıkça söz etmemekte, sadece ahiretteki cezayı hatırlatmakla yetinmektedir

İslam hukukunda, Müslüman iken kendi iradesiyle İslam’dan çıkan kimse anlamında kullanılan “mürted” veya dinden çıkma eylemi anlamındaki “irtidad”ın kapsamı ile bunların cezaları, İslam’ın erken dönemlerinden bu güne tartışma konusu olmuştur. Konuyla ilgili delillerin zahirinden hareketle ortaya konan hükümler ile delillerin arka planı dikkate alınarak yorumlanması suretiyle elde edilen hükümler farklı sonuçların elde edilmesine neden olmaktadır. Bu yazıda netameli olan bu konu ile ilgili delillerden elde ettiğimiz sonuçları değerlendireceğiz. Gerek Kur’an, gerekse Hz. Peygamber ve sahabe uygulamaları referans alındığında İslam’ın, Müslüman olmayanlara, (başkalarına kabul ettirme ve zorlama şeklinde olmaması şartıyla) dilediği gibi inanma ve inançlarını yaşama özgürlüğü tanıdığı görülecektir. “Dinde zorlama yoktur.” (Bakara 2/256); “Dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.” (Kehf 18/29); “Eğer Rabbin dileseydi bütün insanlar iman ederdi, ama insanların kendi iradeleriyle inanmalarını istediği için bunu istemedi. Şimdi sen mi iman etsinler diye insanları zorlayacaksın?” (Yûnus 10/99) âyetleri de bu gerçeğe işaret etmektedir.

19 Haziran 2021 Cumartesi

Hayatı Anlam Zemininde Yaşamak

 Hayatı anlam/maksat seviyesinde yaşayanların 1 dakikası bile çok değerlidir. Anlamı hazmetmek ve perçinlemek için zamana sürekli ihtiyaç vardır. Anlamı elde etme araçlarından/eylemlerinden biri "kitap okuma" ve diğeri ise "tefekkür etmedir"..

Düşünün tüm bu bahsettiğim süreci kimi insanlar sadece ve sadece oyunla, ma'layani şeylerle geçirir ve değerli zamanı biter. Acıkır yemek yer. Uykusu gelir uyur. Böylece anlamdan uzak bir hayat fasid bir şekilde döner durur.

Ancak anlam/gaye/ufuk yükünü omuzlayanların, hayata/zamana bakış açıları çok farklıdır..
Size anlamlı/gayeli ve dahası akıl ve kalp eksenli (yani duygu ve düşüncenin aktif olduğu) bir yaşam süreci tavsiye ederim. Sadece yeme ve uyuma (fiziksel ihtiyaçlar düzeyi) eksenli değil..
Bu iki yaşam tarzının kilit noktası ise "başkalarını düşünmektir". O da anlamlı hayatın pratik tezahürüdür.. Bundan kasıt başkasının hakkını hukukunu/menfaatini gözetmektir, savunmaktır.
*
Hayatlarında anlamı bulamayanlar, öldükten sonra sadece mide/haz seviyesinde yaşadıklarını anlayacaklar. Bizce hayatın anlamı Allah'tır. Onun dosdoğru yoludur.

13 Haziran 2021 Pazar

Gençler Popüler Kültür Karşısında Eriyor Ey Müslümanlar!

Müslüman kardeşleri ile birarada olmayan, sohbet/ders gibi etkimliklere iştirak etmeyen, bireysel takılan kişiler/gençler popüler kültürün heva ve hevese dayalı zemininde eriyorlar. Maalesef müşahade ediyoruz.

Müslümanlar -dogmatik olmamak kaydı ile- cemaat ve sohbet havuzlarını diriltmeliler. Aksi halde özellikle gençler direnemiyor. Dönüşüyor. Bilinçsizce popüler kültür dönüştürüyor yoksa bilinçli bir dönüşüm değil...

 

12 Haziran 2021 Cumartesi

Konferans Notları - İhsan Sureyya Sırma

 Ihsan Süreyya Sırma hocamızın konferansından Notlar:

* Eloğlu için, gavur için şii-sünni farketmiyor.

* Katolikler ortodoks Bizans'ı da çok katletti.

* Siz Allah'a güvenirseniz O da size yardım eder.

* Renault ismi, Bizans komutanlarından birinin adı. Kudüs'ü yakıp yıkacagımz diyen bir komutan.

* Selahadin Kudüs'e girerken icerdekilere eman veriyor.

Yaratan O Hidayeti Gösteren De - Şuara 78

 Bugün şu ayeti yerinde yaşadım:

الَّذِي خَلَقَنِي فَهُوَ يَهْدِينِ

"Ki O'dur beni yaratan, bana doğru yolu gösterecek olan da O'dur."

(Şuara Suresi 78. Ayet)

**

Oysa insan aciz  bir varlık. Allah insanı yarattı. Büyütüp geliştirdi. İnsana baktı. Dünyayı insan için elverişli kıldı. Kainat adeta insanın emrinde. Peki insana ne oluyor? Çağının ve atalarının kirlilikleri ile zihnini kalbini kirletip kendisini yaratana sırt dönüyor. İnsanı en iyi tanıyan Allah değil mi? Peki insan hakkında en iyi hüküm verecek olan, kanun koyacak olan yine Allah olmasın mı? Çağın seküler ukalalıgı bize parlak görünebilir. Ancak Allah'ı hayattan dışlayan bu zihniyet aslında Allah'ı inkar ediyor. Peki Allah'ın arzında O'nu inkar etmek de neyin nesi?!

Ancak burası imtihan dünyası herkes istediği şeye inanacak. İnsana da bu özgürlüğü veren yine Allah'tır. Ancak ahirette hesap çok çetin olacaktır....

11 Haziran 2021 Cuma

İnsanın Derunundaki Güdü

 İnsanın derununda yer alan güdülerden biri de bugünü ve yarını için iz/eser/etki bırakmaktır.

Kendini, eşyayı, kainatı tanıyan/bilen/kıyaslayan ve böylece derinlik sahibi olan insanda hasıl olur bu güdü.
Aksi ise günübirlik, az geriden, az öteden yaşayanlarda hasıl olmayabilir.

7 Haziran 2021 Pazartesi

Dua Bilinci

 Hayatın şifresi, duadır. Yaratıcıya sürekli yalvarma modu ve O'ndan talep ve O'na teşekkür.. Dua, hayatın özüdür.. Merkezi eylem, duadır. Maksud eylem, duadır. Dilde ve kalpte ve fiilde kendini gösterir ve böylece kulluk gerçekleşmiş olur. Dua bilinci, kime ve nereye ait olduğunun farkında olmaktır. Duanın merkezi, kalptir. Dua bilinci, kalpte karar kılar ve ardından zihne, eyleme ve lisana yansır. Aslolan ilahi rabıtaya muhtaç olduğunun farkında olmaktır. İşte dua, bu rabıtadır.. Rabıta, imana dayalı ilahi bağlantıdır.. Şirkten ari olmalıdır. Dua ederken Yaratıcının Semi', Basir, Habir, Latif olduğunun farkında olmak, rabıtayı Şirkten korumayı sağlar..

Dua, Allah'a çağrıdır, Allah'ı hayata davet etmektir. Yeme İçme yatma vb ihtiyacı olmasa insanın ölene kadar hep dua etse yeridir.

Lgbt ve Renklerine Dair

 Lgbt rengi gökkuşağı rengi diye ilahi kudret sonucu oluşan gökkuşağına ve rengine düşman olmamalıyım. Gökkuşağı ve renkleri lgbt'den önce de vardı.

Sorunları travma, saplantı haline getirmeyelim. İradevi Lgbt'lilik sapkınlıktır. Ama o renkler temizdir ve güzeldir. Renklere düşman olmayalım. Şuur bu gibi durumlarda işe yaramayacaksa ne zaman yarayacak?
Sen o renkleri gördükçe lgbt aklına geliyorsa sorun sende. O renkleri ben görünce ilahi kudret sonucu yağan yağmurdan sonra ruhu okşayan o güzel renkler aklıma geliyor. Cidden öyle. Ama sen böyle devam edersen kendi elinle o renkleri onlara zimmetleyeceksin.
Tamam mı canım kardeşim. Daha geniş ufuk ve daha relaks..

6 Haziran 2021 Pazar

Deizm ve Ateizmde Asıl Vebal Kimde?

Müslümanlar, gençlerinin niçin deizm'e veya ateizm'e kaydıklarının sebebi olarak 'kendilerinden' kaynaklı bir sebeb arıyorlarsa, bana göre ne ayet ne de hadis buna sebebtir, asıl sebeb,

- Hayatı tüm yönleri ile kuşatan özü-sözü-ameli bir müslüman örnekliğini piyasada görememeleridir. Başkaca elle tutulur bir sebeb yok. Bu suç ümmetin yetişkinlerine aittir. Allah (cc) kimin nasıl örneklik sergilediğini kimin misak'a ihanet ettiğini en iyi bilendir.
Bunun dışında bazıları gider ayete takılır, hadise takılır, inkar eder falan. Bu onun problemidir. Derdi hakikatse araştırır öğrenir. Bu gibileri inkar ve küfrü de tercih edebilirler, imanı da. İman eden de var inkar eden de. Bunun için kendimizi veya islamı suçlayacak değiliz. Böyle tipler benim bildiğim Kuran ve sünnete göre münkir tiplerdir. İyi insan olabilirler. Hesapları Allahadır. Görüyorum bazılarını ve acıyorum. Allahsız yani anlamsız bir hayata mahkumlar..
Ama biz daha çok müslümanların çocuklarının bu kaymalarına sebeb olan, özü sözü bir ve örnek şahsiyet müslüman eksikliğine odaklanalım! İşte burdaki vebal bize aittir. Ama öteki münkirin vebali de kendisine ait! O dilerse başkalarının hatasına bakmadan gidip hakikati öğrenebilir, öğrenmelidir de. Buna rağmen inkar ediyorsa kendisi bilir. Allah nasıl hesap soracağını çok iyi bilir.

Avnullah Kazimî ve Hatırat Kitabı

 SON BİTİRDİĞİM KİTAB ile Avnullah El Kazimi ismini ve yaşadıklarını öğrendim. Halide Nusret Zorlutuna'nın babası.

Abdulhamid dönemi istibdat karşıtı ve eziyet görmüş. Ama vatanperver. Meşrutiyet taraftarı olduğu halde o dönemde de çeşitli iftiralarla Divan-ı Örfi'ye giden biri.. Bu arada Kerkük'e vali olarak atanmış aynı zamanda. Her şey çorba taa o dönemlerden.
Hayatını ve yaşadıklarını okudum. Aman Allahım o dönem ile bu dönem neredeyse aynı... İhtilaller, darbeler, mahkemeler, şüpheler, sahte evraklar, iftiralar vs. bu dönemden tek fark, idamın olmaması..
Adam Kerkük Valiliğine atanıyor ama kısa süre içinde haydi mahkeme seni çağırıyor, denilerek gidiyor Divana... Beraat ediyor, temize çıkıyor.. Kitaptan edindiğim izlenim şu ki, son dönem Osmanlı aydınları gerçekten birikimli.. Ve o dönemde ırk ayrımcılığı henüz yok gibi. Adam Kürdistan ve Arabistan semtleri diyor, mesela.
Hatırat türü olduğu için heyevan ve merakla okudum.
Hasılı siyasi polemik ve komplolar bu ülkenin başını çok ağrıtmış ve hala ağrıtıyor.. Artık adam olup işimize gücümüze bakalım yaa...
Sizlere de okumanızı tavsiye ederim. Özellikle hatırat ve Osmanlının son dönemi olması da önemli...

2 Haziran 2021 Çarşamba

Cami Cemaati Terkibi Üzerine

 "Cami cemaati" olgusu sosyolojik bir vakadır. İçi boş bir olgu değildir. Sakin ve önemli bir alan. Birçok entelin ihtiyaç duyacağı bir zemin. Tabi aynı zamanda cami cemaatinin de entellektüel zemine ihtiyacı var.. Bundan da önce Kur'an'ı anlamaya ihtiyaçları var. Duygusallıktan kaynaklanan efor ile sabah namazını cemaatle kılma durumları var iken sosyal hayatta aktif dindarlık üretme konusunda zayıflar. Bu nedenle sakin/anlamlı/içi dolu bir zemin olan "cami cemaatine" hikmetle yaklaşıp Kur'an'ın anlamı ile buluşturup bütüncül/muhkem/sosyal dindarlık seviyesine çıkması sağlanmalıdır. 

Diyanet bunun üzerinde çalışmalar yapmalıdır.

Aksi halde tek tip, robotik, din içinde "din" olan yapıların kucağına itilirler..

Hucurat 13'ten Zihnime Yansıyanlar

İnsanın kendini tanıması ve geliştirmesi için bir zıddına ihtiyacı var. Yahut kendisinden farklı olana.

İnsanlık, bu ontolojik/fıtri/doğal rekabet zemininde gelişir. Bu nedenle fıtri farklılıkları yok etmek, her şeyi tektipleştirmek insanlığın gelişimine darbedir. İnsanlık zıdlarla kaim olup ilerlemektedir.

Ben sendeki farklılığı görüp kendimi kontrol edeceğim, sen bendeki farklılığı görüp kendini kontrol edeceksin. Bu bir nimettir.

Devletler tek tipleştirme ile halkı iyi yöneteceğini sanıyor ama istidatları törpülüyor farkında değil. Böylece robotlaşmış insanlık oluşuyor. Diğer adıyla sömürü...

1 Haziran 2021 Salı

Tevhid, Tekfir ve Şirk Üzerine - Said Ali Ekinci

Kişi ve kurumların işlediği hatalar, islam’a ve Müsümanların geneline mal edilmemelidir. Bu nedenle İslamî kavramları, yanlış kullanan kişi ve kuruluşların tasallutundan, tekelinden kurtarmamız gerekmektedir. Bu minvalde; tevhid, şirk, küfür, cihad, şehadet ve hüküm gibi kavramları tekfirci grupların; cemaat, hizmet, himmet, abi, abla, ihvan gibi kavramları da pragmatist kişi ve grupların elinden kurtarmak gerekir.

İbni Teymiyye'nin Necaşi Hakkında Yorumu

 Bakın!! İbni Teymiyye Allah'ın hükmü ile hükmetmeyen NECAŞİ hakkında şöyle der:

"Biz kesin olarak biliyoruz ki, Necaşi'nin kendi halkı arasında Kur'an ile hükmetmesi imkanı yoktu. Çünkü onun kavmi Kur'an'ın hükümlerine inanmamakta idiler. Bununla birlikte Necaşi ve onun gibiler İslam şeriatını yerine getirmemelerine ve iktidarlarını devam ettirecek ahkamı tatbik etmiş olmalarına ragmen cennette mutlu olarak bulunan kimseler arasındadır. (Allahın izniyle)"

(islam devletind kamusal özgürlükler kitabından)
Raşid el Gannuşi

İnsanların Gelişimine Ket Vuranlar

        Özellikle geçmişteki alimlerin kitaplarını okuyup kendilerini geliştirerek fikir sahibi olanlara, hâla "sen arapça biliyor musun?", "Sen şunu biliyor musun?", "Oniki ilmi aldın mı?" gibi sözde mantıklı gibi görünen soruları soranlar aslında şunu söylemiş oluyorlar:

        "Yahu kardeşim ben bir alimin peşine körü körüne takıldım. Yıllarca o ne dediyse ben onu yaptım. Başka incelemeler ve mukayeseler yapmadım, yapmam da. Benim yaşadığım zamanda yaşayan alimler kim oluyor ki kitap yazıp milleti aydınlatacak. Ben geçmiştekiler ne yazmışsa ona uyuyorum. [Sofrada ne varsa hepsini abur cubur yiyen obez misali]. Sen de şimdi kalkmış o inandıklarıma/yediklerime itiraz ediyorsun. Ne kadar okuma yaparsan yap seni Arapça bilmemekle köşeye sıkıştırıp kendi körlüğümü örtbas ederim.... vs vs"

**
        Ne olursunuz bu tip insanlar gibi davranıp insanların gelişimlerini engellemeyin. Madem böyle diyeceklerse o halde alimlere desinler, kitap falan yazmasınlar, biz de okumayalım. Onca okumalar yapan insanları hala şunu bunu bilmemekle itham edenlerin ilme, akla, fikre ne kadar ihanet ettiklerini bilmeleri lazım... Geçmiş alimlerin kitapları ile yetinecek isek o halde onlar da kendilerinden önceki kitaplarla yetinmiş olsalardı, denir herhalde.
        Okumak bir baslangıçtır, daha başlangıçta bile insanların olan hevesini yok edecek "katolik" mizaçlı kişilikler her daim başımızın belası olacaktır.

Ya Sabır.. Ya Sabır..

Hedefi Iskalatılan Gençlik

        25 yaşına kadar sınavlarla, testlerle, rekabetle hayata sözde hazırlanan genç, maaşlı olduğu günden itibaren yarışın ve sınavın bitmesi ile kendini öyle bir rehavete bırakır ki, sanki cennete girmiş.


        Ve başlar emeklilik döneminden daha akim bir süreç o dinamik yaşlarda.

O Zaman Da Peygambere Kulp Bulmuşlardı - Nahl 24,25

 


Baksanıza taa peygamber zamanındaki "modernler" de bir kulp bulmuşlar kendilerine... Hatta başka ayetlerde "bu Kuranı değiştir" diyor müşrikler. bugünkiler de peygamberin uygulama biçimini gözardı ederek anlamları modernize edip değiştiriyorlar. Peygamber kendi çağdaşları olduğu halde inen vahye "bunlar öncekilerin masalları" diyor o günün müşriği... Demek ki inanmak istemeyen kendine çok rahat kulp bulabiliyor, dün de bugün de... O halde bugünki modernite ile mankurtlaşmış zihinlerin Kur'an'a yaklaşımlarına dikkat edelim. Çok parlak söz ederler ama aslında yüreklerine ilk karar kılan modern yaşam algısıdır, Kur'an'a da bu algı ile yaklaşıyorlar... Ayetler nahl suresinden....

/

Aman Allahım!! Tarih okuması yapamamak ne de berbat bir durum. Oysa bunu diyenlerin kendileri de 'masal' oldular.. İlahi vahyin sürekliligini 'eskilerin masalları' diye okumak ne de ucuz bir okuma! Oysa Vahiy çaglarüstü bir gerçekligi barındıyor içinde.. Ayetin devamında diyor ki Rabbimiz mana olarak, bilgisiz insanları Allahın yolundan bu şekilde saptıranlar onların da yükünü taşıyacaklar kıyamet gününde...






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...