30 Haziran 2013 Pazar

Öteler/Öte Bilinci

Öteler/Öte Bilinci

Garib kalmışsak burada,
Evet, özlemimiz öteleredir.
Şaşkın bakışlara sahip isek,
Evet, özlemimiz öteleredir.
Bakışlarımız kararlı ve uzun ise,
Evet, sebebi ötelerdir.
Merhametimiz ve kavgamız varsa,
Evet, sebebi ötelerdir.
Sesimiz gür çıkıyorsa şu alemde,
Evet, sebebi ötelerdir.
Ötelediysek bazı duygularımızı,
Evet, sebebi ötelerdir.
Zihnimiz farklı çalışıyorsa,
Evet, sebebi ötelerdir.
Gözyaşlarımız varsa şayet,
Evet, özlemimiz öteleredir.
Kırmıyorsak ve nefret etmiyorsak,
Evet, sebebi ötelerdir.
İnsanlığımız varsa şayet,
Evet, sebebi ötelerdir.
Dünya bir anlam kazanıyorsa gözümüzde,
Evet, sebebi ötelerdir.
Öte bilinci olmazsa şayet,
Yaşam anlamsızdır dostum.
O halde niçin varsın sen?
Korkma, söyle! Niçin burdasın?
Bizlerde bir sevgi ve umut varsa,
İşte sebebi ötelerdir.
Öteler... Öteler... Gözümüzü diktiğimiz esas yaşam yurdu...

24 Haziran 2013 Pazartesi

İslam Varlığı ve Yokluğu

Allah'a olan haşyetimizi yitirmemeliyiz.
Bu, insan olma gayretimizin sonucudur.

Dünyanın taşıyamacağı düşünceleri taşımak.
Racim şeytanın hain bir oyunudur.

Düşüncelerimizin vahiy ile yoğrulmaması,
Dünyevileşmenin yorumudur.

Nefs ile mücadeledeki mağlubiyet,
Terk-i takvanın oluşumudur.

Kafirin yaşam biçimine olan özenti.
Aziz İslam'ın yüreklerdeki yoksunluğudur.

Kıyamete kadar sürecek olan cihad,
Müslümanların İslam'a karşı olan sorumluluğudur.

İmandan sonraki en yüksek makam olan namaz,
Müslüman'ın İslam'a doğumudur.


18 Haziran 2013 Salı

Adanmak

adanmak ruhun yücelerde dolaşmasıdır... 
adanmak ruhun değerini bulmasıdır..
adanmak dünyevileşmekten korunmaktır..
adanmak özgürlüktür. (s.k)
adanmak şeytanın labirentinden çıkabilmektir..
adanmak dünyevileşenlerin nazarına basitleşmektir..
adanmak rabbaniliğin en temel şartıdır..
adanmak cennete kaydolmaktır..
adanmak rızaya ram olmaktır..
adanmak bir Hanne mesleğidir..
adanmak İbrahimi bir duruştur..
adanmak muvahhidlerin kamusunda geçer..
adanmak mü'minleri ulaşacağı bir şereftir..
adanmak çamurlaşmaktan kurtulmaktır..
adanmak tevhidin özüdür.. (s.k)
adanmak öncülerin hayalidir..
adanmak öncülerin eylemidir..

17 Haziran 2013 Pazartesi

Sistem Üzerine Analiz 1

Zor zamanların imtihanı ile rahat zamanların imtihanı farklı zorluklarda....
biz oy verdiğimizde devleti sahiplenmiş olmuyoruz... Bakın, sistem sadece parti kurmamızı istiyor değil... Yani biz bunlara parti kurdurursak onları ele geçirmiş oluruz demiyor/diyemiyor... Çünkü Atatürk döneminde bile Terakkiperver partisi kapatıldı... Neden? Çünkü sistemi rahatsız etti... Ve Menderes idam edildi, sistemi rahatsız ettiği için (öyle çok büyük bir rahatsızlık olmadığı halde).... Erbakan 5 parti kurdu beşi de kapatıldı... 28 şubat İslamcı bir partiye karşı yapıldı.... Cezayir de Abbas Medeni büyük bir oyla başa geldi, rahatsız oldular, kapattılar... Ak Parti istediğimiz düzeyde olmadığı halde, biz milli görüş gömleğini çıkardık dediği halde, kapanmanın eşiğine geldi... Yani sistemin içine giren hemen sistemin kulu kölesi olmuyor... Sistem kendi içinde hazmedemediklerini dışarı atıyor...
Sistem içi mücadele kalenin içeriden fethedilmesidir... Haa diyeceksiniz ki, yok dünyevileşir, yok ayağı kayar, yok sisteme entegre olur....Buna Tek söz: Bu dediğiniz hale girecekler olanlar bu yola girmeden önce kaliteli olmayanlardır... Bununla ilgili İsmet Özel'in çok orijinal bir sözü var ama hatırlayamıyorum... [hayberin nasıl fethedildiği aklıma geldi de bir ayrıntı var orada sonra araştırıp dönerim size]
Demokrasi meselesine biz kendi penceremizden bakacağız... Ama yaşam biçimi/din açısından asla kabul etmiyorum ve bu konuda sürekli Ahzab:36 ile cevap veriyorum... O ayet demokrasiyi sosyal hayatta ve hayatın diğer tüm fakültelerinde diskalifiye ediyor/reddediyor... Ancak yöneticilerin seçimle başa gelmesi durumu asla reddedilemez.. Evet, sistem İslami bir sistem değil... Başa gelen her istediğini yapamayacak... Ama yapabileceklerini yaptırma konusunda bir çabamız olmazsa, elimizden gelmeyenler konusunda ısrar edersek bu sünnetullaha aykırı olur... [Örneğin, hükümet evvela gücü yettiği kadar içkiyi, kumarı, zinayı engeller ama bunu sisteme kabul ettiremez.. Zaten ben hükümetten bunu beklemiyorum.. İnşaallah bu geçiş aşaması olacak... Adıyamandaki Belediye, şehirdeki o kötü evi satın aldı ve kapattı mesela, gücümüz yettiğini yapmalıyız evvela]
Mü'minler içgüdülerinin/mizaçlarının etkisinde fazlaca kalmamalı... Hele hele Rabbani safiyet netleşmediği sürece metodlarını 'Nebevi Metod', 'Rabbani Metod' diye isimlendirmemeleri gerekiyor... İşte geçmişin radikallerinin bugün aldığı halden bunu anlayabiliyoruz... Onun için derinlikli bir kişiliğe sahib olabilmeliyiz... Ama halis içtihatlarımız hatalı da olsa Rabbimizin katında azabı celbetmez inşaallah.. Yine de dikkat etmeliyiz.... Uzattım kusura bakmayın

Tevhid ve Yönetim

Tevhid tüm hayatı kuşatan bir olgudur/inançtır... Bakın, Kur'an tevhidin sadece yönetimsel anlamda icrasını istemez bizden... Örneğin A'raf Suresinin 189-190. ayetler, anne babanın doğan çocukları üzerinden bile şirke girdiklerini söylüyor. Rabbimiz yönetimsel tevhidin gerçekleşmesini mutlak anlamda bir teokratik devlet talebiyle istemiyor. Mü'minlerin adalet ve şura prensibini icra etmelerini ve ilahi prensiblere gönülden bağlı mü'minler üzerinden şeriatı hikmet ile icra etmesini ister.. Ama evvela Rad:11'in gerçekleşmesi gerekiyor. Bu zemin olmadan tevhidi, yönetimsel söylemlerde boğmak zaman kaybından başka bir şey değil.. Yani çatı elbette ki düşünülür ama temel ve duvarlarönceliklidir.. Habeşistan'a hicret eden mü'minler Kralı devirmek için gitmediler, adil kralın himayesinde yaşayıp Rad:11'in zeminini hazırlamaya gittiler. Toplumsal oluşum olmalı.. Tevhidi düşünce, sadece siyasi boyutu olan bir kavram değildir. Hayatın tamamını kuşatan bir kavramdır/inançtır. 
Ama elbette ki İslam tamama ermiş bir nimettir. Bu nimeti yerli yerince kullanmak icab eder.

Sistem Üzerine Analiz

Sistemin şerrinden korunmak için gerekli yollar kullanılmalı.. Dışarıda red bunu red şunu red.. içeride şu cemati red, bu cemaati red, öbürünü red... Tamam kardeş anlıyoruz 'La'nın izzetini... Ama bu iş çocuk oyuncağı değil ki... Sen ne kadar demokrasiden rahatsızsan, bir chp'li de rahatsız... Demokrasi sandık sistemi olarak ancak kabul edilebilir.. Yoksa hayat tarzı olarak asla kabulümüz değildir.. "Allah ve Rasulü bir şeye hükmettiği zaman mü'min erkek ve kadınların seçme/(ihtiyar) hakkı yoktur." (Ahzab:35)
Bu ayet demokrasi kültürünü/istediğimi istediğim gibi yaparım kültürünü yok ediyor/reddediyor... İşin bu tarafını tüm müminler bilmeli... Ancak bir ülke içerisinde o ülkenin yönetimine birinin dikta ile gelmesi midaha makul yoksa seçim ile gelmesi mi? Müminler kendi siyasi otoritelerinin olmadığı bir ülkede nasıl hareket etmeliler... Kendilerine hayat alanını dar eden birileri şayet başa gelecekse müminler buna engel olmamaları mı gerekiyor? Mesela peygamber neden Teslise inanan bir otoritenin ülkesine gönderdi arkadaşlarını, halbuki bu mantıkla gitmemesi gerekiyordu, o da tağuttu... Göndermesinin nedeni şu: "Orada adil bir kral var" Dikkatinizi çekerim "adil kral" diyor... tağuti yönetim demiyor.. O halde aslolan adalettir, adalet... Teokrasi değil... O katı tevhitçiler kendilerini dosdoğru yolda olduklarını sanmasınlar.. Biz biliyoruz onların dini anlayışlarına ne kadar hurafenin ve geleneğin bulaştığını... Öyle tek kötü olan modernizm değil, vallahi katı ve dogmatik gelenekçilik ondan daha berbat... 
Islah edilmemiş bir toplumun yokken senin yönetime kafa tutman, bir kereden yıkılmasını beklemen, dünya şartlarına uymuyor mirim... Bilgisayar oyunlarında bile 'level' var.. yani aşama, yani düzey... vahiy de tedricilik diye metot var... Toplumun pişmesi, olgunlaşması... Allah neden Musa ve toplumunu 40 yıl Sina'da bekletti, neden.. Çünkü dünya şartlarında 3 kuruşa 5 köfte yok... Çalışmak var didinmek var.. Öyle şunu bunu red ederek olmaz bazı şeyler... Peygamber her toptan rededici olsaydı, bir müşriğin hiamyesine girmezdi.. Derdi ki 'sen tağutsun, senin bir gıdım yardımın dokunmasın bana'...Ah bu bulutların üzerinde yaşayanlar ah.. Ah bu kitap ve silah kurbanları ah... Ah bu dilin kemiksizliği ah... Demokratik bir yaşam tarzını mü'minim diyen asla benimsememeli... 
Ama demokratik yaşam tarzının içerisindeki seçim/sandık olayında bir beis yok.. Bu her zaman oy kullanmalıyız anlamına gelmiyor... Kullanılacak yerler olur kullanılmayacak yerler olur... 

13 Haziran 2013 Perşembe

Eksik Dünya

Eksik dünya... 
Senin eksikliğin, 
Bizlerde de eksiltiler meydana getirmede..
Ama direnmek gerek..
Evet sen eksiksin,
Ama biz eksilmeyeceğiz.
Sadece mükemmel olamayacağımızı bileceğiz..

Acı ve Tatlı

Acılar ve tatlar bir kayığın iki küreği gibidir.
Biri diğerinden güç alır.
Acı ve tatlı... Sırtları birbirine dönmüş İKİ DOST.

Kalbe vurulan mühür: TEVEKKÜL

Kalbimin her köşesine TEVEKKÜL 
kelimesini kazımak istiyorum...
Ey bedbaht! Yok Allah'tan başka bir Vekil, yok!!

Kur'an İle Hayat Denizine Dalmak

Hayat denizinin derinliklerine dalmak istiyorsanız
Kur'an tüpünü kullanın!.
Kur'ansız dalış yapanlar, yosunlarla ve taşlarla karşılaşırlar..
Cidden bu böyle...
Bakıyorsunuz insanlara hayat denizinin kıyısında yüzüyorlar.. 
Ve sıkılıyoruz diyorlar, taştan ve yosundan...
Dal diyoruz derinliğe, gülüyor sana :)

2 Haziran 2013 Pazar

Nebevi Bir Vasıf: SABIR!

Bakın! Kur'an, peygamberlerin hepsi için ne diyor:
كُلٌّ مِّنَ الصَّابِرِينَ (Hepsi de sıkıntıya karşı direnen kimselerdi) -Enbiya:85-
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::Analiz:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Peygamberlerin bu özelliği ne kadar da hayatla iç içe... Bu özelliği taşıyanlar sosyal insanlardır. Hayatla iç içe olanlar sıkıntılara duçar olurlar. Ve buz özellik bu durumdan neş'et eder. Kuran'ın örnek verdiği insanlar gerçek insanlardır. Hayal üstü varlıklar değildir. Sabrı kuşanmak, bir peygamberi duruştur. Kur'an hayatın sıkıntılarına karşı sabrı kuşananları bize örnek vererek ayakta durmamızı bize öğütlüyor. Modern yıkım çağının insanları bu özellikten yoksunlar. Nebevi bir vasıf olan sabrı kuşanmak, hayata tutunabilmenin güçlü bir adımıdır. Ayetinde devamında ise sabrın sonunda rahmetin olduğu dile getiriliyor.. Ve onların salih kimseler oldukları söyleniyor. Dikkat ediyor musunuz, Kur'an'ın peygamberleri nitelemeleri ne kadar gerçekçi. Yani yaşayan hareket adamlarının vasıfları bunlar. Öyle entellektüel duruş sahibi değiller. Yani bilgi deposu. Hayır, hayatla iç içe olan bu rehberler, Allah tarafından taltif olunan be kendilerin görev verilen kimselerdir. Kur'an'ın rehber olarak bize gösterdiği insanlar hayatta var olan insanlardır. Fildişi kulelerde yaşayanlar değiller. Hayatın gerçek algılamasına sebeb vasıflar bunlardır işte. Kur'an bize bu dersi veriyor. Rehberler sabredenlerdir. Sabır hayatın her alanını kuşatan bir erdemdir. Nebiler bunu başarmışlardır. 
Şunu da unutmamalıyız ki, rahmet sabrın çocuğudur. Sabrın arkasındadır ama görünmez. Sabır kuşanıldığında beraberinde rahmet vardır ve tecelli edecektir.





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...