23 Mayıs 2020 Cumartesi

SİGARANIN İNSANI DÜŞÜRDÜĞÜ ZİLLET HALİ

Gözlemi bizzat yapan anlatıyor:
Bir baba ve oğul bakkalın önündeler. İçeri girerken adamın oğlu dışarıdaki dolaptan bir içeçecek çıkarıyor ve öylece giriyor bakkala. İçeri girmiş olan baba bakkalcıdan sigara istemiş ve sigara alırken de muhtemelen elindeki parası yetmediği için çocuğunun elinde olan içeceği bıraktırıyor.
Gözlemin sonu şöyle: Baba sigara yüzünden çocuğuna istediği şeyi alamıyor. Elindeki parası ancak sigaraya yetiyor.
*
Sigara ağzı pis kokutan, ciğeri kirleten, babayı zelil duruma düşüren, belki yoksulun hakkını çalan bir merettir....

21 Mayıs 2020 Perşembe

DİNİN TEFERRUATINDA BOĞULMAK

... Hayattan Bir Kesit...

Güzel başladı. Halkın dili kürtçe olduğu için konuşmasına kürtçe başladı. Bildiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum, dedi. En azından zamanımızı verimli geçirmiş oluruz, dedi. Ben de akışkan bir kürtçeyi severek ve dikkatle dinlemeye koyuldum.
Şöyle devam etti:
"Ben camide cemaatle namaz kılarken geride idim. Cemaate geç kalan biri oldu. Eksik rekatları tamamlama adına ayağa kalktı ama tamamlarken yanlış yaptı........."
İşin doğrusunu anlatmaya çalıştı. Elbette ki boş değil konu...
Ancak tuhafıma giden şey şu oldu, halkı bir arada bulmuşken işlenmesi gereken konu bu mu olmalıydı? Müslümanların asıl sorunları bu gibi konular mı? Üstelik bir de "konu çok uzun ben kısa kesiyorum" dedi.. Oysa konu çok da uzun değil.. Toplumun adalet, hak, hukuk, aile ve insan ilişkileri gibi nice sorunları varken, kalkıp ayaküstü bile anlatılacak bir konuyu gündeme almak beni düşündürdü..
Üzerinde düşünülmesi gereken bir konu..
Vaizlerimiz keşke asıllar üzerine yoğunlaşsa..
Öyle değil mi?

18 Mayıs 2020 Pazartesi

Kutsal Sekülarizm Kitabından Kesitler

İktidar alanlarının sınırlarını koruyan düşünceler metafizikleştirilmekte ve nihayet sorgulama yapmak
istediğinizde, "vatan hain"liğinden "Allah'a (cc) isyan"a kadar negatifleme gündeme gelebilir. (39)
*
Durmadan Batı'dan niçin geri kaldığını sormanın ve bunu bir kapris haline getirmenin bir anlamı yoktur. Ortada bir yol ayrımı vardır ve bunlar arasındaki tercihimiz yolumuzu da belirleyecektir. Ya özne olur "tarihe gireriz" ya da nesleşir "tarih oluruz". (39)
*

17 Mayıs 2020 Pazar

Teşekkür Etmeyi Öğretmemişlerdi


Çocuk çöp konteynırının üstüne çıkmış topu düşmüş içine.

Lakin üstüne çıktıgı halde eli kavuşmuyor topa. Beni görür görmez "topu çıkaramıyoruz" deyip yardım istedi.

Kolumu uzatıp topu verdiğimde teşekkür edecegi yerde anlamsız anlamsız ve rahatsız edici sesler çıkardı.
*
Anlaşılan çocuga teşekkür bilinci verilmemişti.

Çocuklara insani bilinç kazandırmazsak olan yine topluma olacaktır... 17.05.2017

10 Mayıs 2020 Pazar

Hacc Kardeşliği - Yaşanmış Hikaye

Bu bir Hac hikayesi ve hac kardeşliği, ümmet kardeşliği. Haccın beklenen pratik sonucu:

Nihal teyze ile Emin Ceylan abi 9 sene önce Hacc'da tanışıyor ve birbirleriyle kardeş oluyorlar. Daha sonra geri dönünce 9 sene boyunca birbirlerini arayıp hal hatır soruyorlar. Nihal teyze 73 yaşında. Emin abinin her sene yaptığı ısrar 9. Senede meyvesini veriyor ve Nihal teyze İstanbul'dan Urfa'ya geliyor ve misafir oluyor hac kardeşine. Bundan sonrasını Nihal teyzeden dinlemelisiniz aslında. Yaşadığı mutluluğu öyle ifade ediyor ki, o misafirperverlik, o kalabalık aile ortamı, o tarlada çalışan insanlar, toprak, pamuk, damda sıra sıra yataklar, gökyüzünde yıldız edinmeler, geniş ova, sessizlik, doğal nimetler. ... ve en önemlisi Emin abinin "senin başımın üstünde yerin var Hacı Nihal" demesi...

İşte bunlar metropolde 50 yıl ömrünü geçirmiş olan Nihal teyzeyi adeta büyülüyor. Hanımefendi edasıyla duygularını bize öyle anlatıyor ki.. Haccın bir maksadı bu işte. Kardeş olabilmek. Irklar üstü insanlık bilincine sahip olabilmek... "İnsanları seviyorum" diyor Nihal teyze.. "İrfanla edeple kulluk etmeyi nasip etsin Rabbimiz bize" diye dua ediyor... "Biz şehirlerde adeta çekmecelerde yaşıyoruz ama burası bambaşka bir hayat" diye ekliyor..
Ve daha neler neler anlatıyor bu güzel Allah - misafiri... Biz de daha bugün tanıştık.. İnşaallah ona Adıyaman'ı da gezdireceğim..

Fotoğrafın çekildiği yer Hacı Emin abinin köyü Ballıca Urfa....

Karşınızda iman kardeşliğinin, güvenin resmi var..

Cami İçin Para Toplayan İki Kişinin Umudu

Yaşayanın bugün anlattığı bir olay.
UMUT
- İki kişi cami inşaatına yardım için esnafları geziyormuş. Tabi tanıdık bildik esnaflara gidecekler. Birkaç verme umudu taşıdıkları (mesela namaz kılan) kişilere gitmişler alamamışlar. Sonradan alevi olduğunu bildiği bir esnafa da gitmişler. Hatta o zaman Ramazan ve alevi vatandaş yemeğini yiyor. Bu iki kişi yine de girmiş ve "cami için para topluyoruz" demişler. Alevi vatandaş şöyle karşılık vermiş:
- Şu Ramazanda yemek yiyen birinden yardım isteme umudunuz var mı ki, para istiyorsunuz?

O iki arkadaştan biri şunu demiş:
- Sen de Allah'ın kulusun. Neden umudumuz olmasın?

Bu cevaptan sonra alevi esnaf arkadaşları bir miktar katkı sunmuş...

*
Bunu dinledikten sonra tebrik ettim o iki arkadaşı. Ön yargı ile yaklaşıp hiç yaklaşmayalım demediniz veya oruç tutmadığı için kınama moduna girmediniz. Umutlu olduğunuzu söylemeniz harika...
Evet alemlerin Rabbi olan Allah'ın tüm kullarına karşı hidayet açısından umudumuzu asla kaybetmemeliyiz...
(bu sosyolojik olayın umut kısmına odaklandım ben, tabi herkes kendi mizacına ve ön yargısına göre farklı da yaklaşabilir. Bakalım)

7 Mayıs 2020 Perşembe

Musriflerin Bir Özelliği - Yunus 12

Musriflerin bir özelliği "amellerinin kendilerine
süslendirilmiş   halde görünüyor olması. (Yunus12)

(ben buradaki insanın amellerinin kendine süslendirilmiş olmasını,  iç dünyalarına hakim olan haddi aşmışlık (musrif) ruh hallinin insana her yaptığını bir mantığa bürümesi olarak değerlendiriyorum. 

Yani musrif ruh hali kendince bir mantıkla üretiyor ve kötü de olsa yapıyor. Yoksa normalde insanın bariz bir kötülükte diretmesi çok zor.

(kur'andaki musrif ifadesi, öyle sadece suyu boşa harcayan değil, dikkatle bakarsak aslında kendini boşa harcayan diyebiliriz)

Rabbim korusun. Aslında musrif kişide özeleştiri yeteneği pasif hale gelmiş diyebilir miyiz? Her yaptığına bir mantık uyduran biri kendisini nasıl ve niçin eleştirecek ki? Kendini eleştirmeyen başkasının eleştirilerine de kulak vermez. İnsan için berbat karanlık bir durum.
(ramazan mukabelesi notları)

2 Mayıs 2020 Cumartesi

Anlam Dünyamızın Ekmeği ve Suyu: EĞİTİM



Eğitim, hayati bir ihtiyaçtır. İnsanoğlu için ekmek ve su ne kadar önemli ise eğitim de o kadar önemlidir. Bu ifademiz basit bir güzelleme olarak algılanmamalıdır. İnsanlık tarihini ve yaşanan bugünü derin sorgulamalarla analiz ettiğimizde eğitimli olmanın ne kadar önemli olduğunu çok net anlarız. İnsanın birbirine hayat hakkı tanımadığı veya hakkının bir kısmını gasp ettiği fesada dayalı kronik yaşam süreçleri eğitimin ne kadar elzem olduğunu bize çok net gösterir.

1 Mayıs - Sendikal Güç – Memur Sen


1 Mayıs, kapitalist vahşi kapitalist düzene ve zihniyetlere karşı bir isyandı.
1 Mayıs, alın terini ve emeği yücelten bir şuurun kollektif hale geldiği gündür.

1 Mayıs, işçinin hakkının sembolleştiği gerçeği yanında asla anarşiye ve kaosa malzeme yapılmamalıdır.

1 Mayıs, “alnındaki ter kurumadan işçiye ücretini verin” hakikatinin dışa vurumudur.

1 Mayıs’ın tarihçe itibariyle batıda oluşması, Müslüman bir şuur için yabancı bir olay gibi değerlendirilemez. İslam alem-şümul bir dindir ve yeryüzünün tamamı ile ilgilenir. Üstelik işçi-işveren etkileşimi dünyanın her yerinde gerçekleşmektedir. 

Dolayısıyla 1 Mayıs’ın tarihsel süreci emek sömürüsüne bir itiraz ise bu asla bir Müslümanın yabancı kalacağı bir durum olamaz.
*

Cübbeli Hocanın Dile Getirdiği Bir Hadise Eleştiri


Geçenlerde Cübbeli hocanın ballandıra ballandıra anlattığı bir hadis videosunu paylaşmıştım. Sosyal medyadan bir arkadaş neden eleştirdiğimi sordu. Bunun üzerine biraz daha araştırma yaptım. Şimdi hem hadisle ilgili fikrimi ve genel anlamda görüşümü hem de tirmizinin hadisi tasnif ettiği kategoriyi belirteceğim.


Bahse konu olan hadis:
3431- Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kim özürlü ve sakat birini görünce: Sana verdiği bu musibetten beni afiyette kılan ve beni birçok yarattıklarına karşı üstün kılan ve nimetlerle donatan Allah’a hamdolsun” derse yaşadığı sürece o dertten kurtulmuş olur. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
[Tirmizî: Bu hadis GARİBTİR.] (Aşağıda GARİB HADİS nedir, tanımını paylaşacağım)

Bu konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Zübeyr ailesinin itimatlı kimsesi olan Amr b. Dinar, Basralı bir ihtiyardır. Hadis konusunda pek sağlam biri değildir. Bazı hadisleri Sâlim b. Ömer’den tek başına rivâyet etmiştir. Ebû Cafer, Muhammed b. Ali’den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Özürlü kimseyi gördüğü zaman Allah’a sığınır bunu içinden yaparlar özürlü kimseye duyurmaz.”
(http://www.enfal.de/tirmizi/54.htm sitesinden alınmıştır)
*





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...