27 Ocak 2016 Çarşamba

Ben Susarım - Şiir

Resimler de biter
Ateşler de söner
Duygular da tükenir
İnsanlar da gider
Güneş de batar
Karanlık da çöker
Ruhlar sessizliğe gömülür
Ben susarım

Yalnızlık

Dikerim gözlerimi uzak yıldıza
O da yalnızdır
Çekti gözlerim ruhumu
Bıraktı bedenimi olduğu yerde
Gitti o uzak yıldıza
Ve yalnızlığın zevkini tattı
Yalnızlık salt bir istek değildir lakin
Yalnızlık kurtulmaktır; 
Mizacı ham olandan,
Tadı acı olandan

24 Ocak 2016 Pazar

Zümer Suresi'nden Birkaç Not!


* Cennet zümerası'nın iki ana özelliği: Rablerine karşı TAKVALI olmaları (yani Allah'a karşı sorumlu olmak) ve AMİL Olmaları (yani salih amel üretmeleri) ÇOK ÖNEMLİ!! (73-74)
* Kafir olma ile Kibirli olma özellikleri eşitleniyor. Yani kafirin ameli kibirdir. Kibir varsa kafir olunur. ÇOK ÖNEMLİ!! (59)
* Kibirli olmanın bir hali, bir özelliği: YALAN.. Kibirli rahatlıkla yalan söyler. (60)
* Kulluğun açılımı şükürdür. Yani şakir olmak. Yeryüzünde yaşarken Allah'ın nimetlerinden dolayı O'nu hatırlamamak, O'nu umursamamak şükürsüzlük halidir.. ÇOK ÖNEMLİ!! (66)
***
Rabbim okumalarımızı eyleme dönüştürmeyi nasib etsin.

20 Ocak 2016 Çarşamba

Enbiya Suresi'nde İbrahim!

Bu akşam tefsir dersinde Enbiya Suresi'nde İbrahim peygamberimizin "feten" iken putlara karşı olan cesur duruşunu kıraat ettik/anlamaya çalıştık. Dua ettik, o cesaretten pay sahibi olmak için. 
**
İbrahim Peygamberimiz bizzat kendisini şahit tuttu. Neye?
Yüce Rabbisinin arzın ve semanın Rabbi olduğuna ve aynı zamanda Yaratıcısı olduğuna...
Sizce bu şahitliği nasıl ifa etmiştir?! Bence kilit mesele bu!
Dil ile bu şahitliği bir kere söylemiş olsa bile yaşamıyla bunu derecelerle kuvvetlendirmiş olması gerekir. Aksi halde bu ifade bir teoriden/nazariyeden öteye gitmezdi...
Eşhedu en lailahe.... derken bunun yaşamsal pratiğini ortaya koymadıkça essah bir ŞAHİTLİK sergilenmiş olunur mu?!
İbrahim, kelimenin tam anlamıyla "imana dayalı eylemi tek başına yerine getiren" harika bir usve idi!!!
Günümüz ideolojilerine, "feten" olan İbrahim acaba nasıl karşı dururdu?!
Asla ve kat'a kalbimizde yer vermiyoruz, Allah'ın hakkını takdir edemeyenlerin sistemlerine... Evet!!!

13 Ocak 2016 Çarşamba

Selamın Önemi - Yaşanmış Hikaye


13.01.2016
Muhataplarıma selam vermeyi çok önemserim. Günler boyu arda arda verilen selamlar muhatapta müthiş bir dostluk köprüsü meydana getirir. Bunun tersi ise tersi sonuçlar verir.
Şöyle ki, alt kat komşum dindar/şeyh kimliği ile temayüz etmiş birisi.. Her gün evden çıkar ve akşama eve gelir. Ancak binanın altında dükkanı olan ve aynı zamanda komşusu olan kişiye selam vermeden geçip gider. Günler boyu böyle devam eder. Ben dükkan sahibi bu kişiyle vaktim olursa bir iki dakika da sohbet ederim. Yine bu tarz sohbet esnasında dükkan sahibi komşum, yüreğinde biriktirdiği o serzenişleri bana öyle aktardı ki, şok oldum!! Serzenişi şu şekilde: "Bu adam dindar/şeyh kimliği ile her gün önümüzden geçer gider de bir kerecik bile selam vermez. Ne giderken ne gelirken... Bu nasıl dindarlık?! Bu nasıl şeyhlik?!..." şeklinde serzenişlerini uzattıkça uzattı. Orada anladım ki "Selam aslında insanın insana insanlık BORCUYMUŞ" Öyle olmasa bu adam neden bu kadar serzenişte bulunsun, değil mi?! Tabi ben çeşitli ihtimalleri dile getirerek selamsız geçen adam için mazeretler üretmeye başladım ama nafile!! Yine bugün aynı serzenişte bulundu. Böylece SELAMIN İNSANLIK İÇİN OLMAZSA OLMAZ, BİR MÜKÂLEME OLDUĞUNU GÜN GİBİ AÇIK ANLADIM.
Üstelik, arkadaşlar şunu da ifade edeyim ki, sürekli evinin önünden geçtiğiniz kişilere selam vermek bir yandan da gereklidir. Meydana gelecek çirkin dedikoduları önleme adına.. Evet, serzeniş dedim ama kızgın olan muhatap biraz da suizanda bulundu.. Belki hıncını bu şekilde almış olduğunu hissediyor. Suizanna varmamak şartı ile selam vermeyen serzenişte bulunmak o kişinin hakkı olsa gerek.. Tabi ne adına?! İnsanlık adına!! Fıtrat adına!! Yoksa kimse kimseye resmi olarak selam vermek mecburiyetinde değil.. Ama biz de fıtratın taleplerini resmi mantıkla ketmetmeyelim değil mi?
Selam vermek özgüven sahibi olmaktır, muhataba da güven vermektir.
Selam vermek, "seni farkettim, sen varsın" demektir muhataba.
Selam vermek, "içimde sevgi, muhabbet var, seninle de paylaşıyorum, alır mısın?" demektir.
Selam vermek, muhataba dua etmek demektir, Allah'ın rahmetini talep etmek demektir.
Selam vermek, dilsel anlamda barışçı olduğunun delilidir.
Selam vermek, kardeşliği her gün sulamak demektir. Evet sulamak..
Gerçek alemde de sanal alemde de selam vermek son derece önemlidir. Konuya bodoslama dalmamak için bir frendir selam, kibarlıktır, nezakettir.
**Evet hayattan size sunduğum bir kesit ve çıkarımlar..
Mustafa Tosun​

4 Ocak 2016 Pazartesi

NAMAZ İBRAHİM PEYGAMBERDEN BERİ BİLİNEN VE UYGULANAN BİR İBADET

"Ve iz beve'ne li ibrahime mekene'l beyti en la tuşrik bi şey'en ve tahhir beytiyelleti littaifine, VE'L KAİMİNE, VER'RUKKEİS'SUCUDİ"
**
Hani Biz, İbrahim'in (inşa ve ihya etmesi) için bu İbadet Evi'nin yerini tesbit ettiğimiz zaman; "Bana hiçbir şeyi şirk koşmadığın gibi, Mabedimi de tavaf edecekler ve (ona doğru) kıyama durup rüku ve secdeye kapanacaklar için (şirkten) temiz tutacaksın!" (demiştik).
(Hac:26)
**
Namazın köklü bir ibadet olması Tevhid dinin vazgeçilmezlerinden olduğu anlamına gelir. Değişken şeriat bağlamında değil, sabit akide bağlamında önemini korumaktadır..
Namazsızlık büyük bir cürümdür..

2 Ocak 2016 Cumartesi

Kulluğun Dayanak Noktası: Çok Basit! - Şuara:7-9


        "Onlar yeryüzüne hiç göz atmadılar mı? Zira Biz, orada çok miktarda HER TÜRDEN GÜZEL BİTKİLER yetişdirdik. Bunda kesinlikle BİR İŞARET vardır. Ancak onların çoğu iman etmez. Gerçek şudur ki Rabbin hem üstündür, hem de merhametli." (Şuara:7-9)

**

        Allah'ın arzından yaşayan milyarlarca insan var ve tamamı Allah'ın nimetlerinden faydalanarak yaşıyor. Bir kere herkeste bir ŞÜKÜR/TEŞEKKÜR bilinci oluşmalı değil mi? Kulluğun başlangıç noktası şükürdür. Yüce Allah'ın nimetlerine şükran duygusu beslemeyen nasıl cennetteki nimetlerin kıymetini bilecek. Allah'a teşekkür edebildikten sonra bir adım daha ilerlese tefekkür ile Yüce Allah'ın koyduğu sisteme uygun bir yaşam sürmesi gerektiğini anlar. Nankör olan iflah olmayacağını bilmeli. Yüce Allah'ın ilahi mesajına göre yaşamasının kendisinin lehine olduğunu farketmeli. 

        Arz ve Asuman'daki apaçık işaretleri görmeyen insan geçici sürede olan şu dünya nimetlerinin kıymetini dahi bilmiyorsa ona nasıl CENNET verilir. İnsan sahibine nankörlük ederse bu nedir? Vahiy ve peygamber aslında rahmet üstüne rahmettir. Kainat ayetleri, nimetleri ilk rahmettir. Ardından vahiy ve peygamber rahmeti gelir. 
Müslümanlara küs olabilirsin, ama bu yine de seni nimetlerinden faydalandığın Rabbe karşı nankör yapmamalı. Allah bilincini güçlü tut ve vahyin öğütleriyle kalbini/zihnini geliştir, böylece ufkun açılır ve problem çözücü olursun.. Ama nankörlükte inad edersen acı bir azaba gireceğini asla unutma! Çünkü sana nankörlük edenlere sen de öyle davranırsın...

1 Ocak 2016 Cuma

Kar ve Onun Rabbine Sesleniş

Ey Rabbim gökten gönderdiğin rızıklarla kullarını sevindiriyorsun.
Kar, hem zaruriyat hem de tahsiniyat yönümüze hitap ediyor.
Ağaçlarda meydana gelen desenlere insan bakmakla doyamıyor.
Hele karın yağışını izlemek insanı derin tefekkürlere daldırıyor
Toprak bayram ediyor.
Dağlar, güneşin yardımıyla kar'ı içinde depoluyor.
İnsan su olarak içiyor.
Ey ekosistemi harika dengelerle yöneten Rabbimiz!
Mükemmel olan Sensin Sen..
Bize düşen Sana sonsuz hamdlerle yönelip ölünceye kadar Senin öğütlerinle, kanunlarınla, emirlerinle yaşamak. 
Bize bu konuda yardım et.
Nimetlerine nankörlük edenlerden etme.
Etrafımızda Sen yokmuşssun gibi yaşayan o kadar çok beşer var ki.
Hayretler içerisinde kalıyoruz ey Rabbim.
Islah olmaları için Sana yalvarıyoruz.
Yağan karın beyazlığını kalplerimize de yansıt.
Yağan karın bereketliliğini zihnimize de yansıt.
Yağan karın güzelliğini suretlerimize yansıt.
Sen gönderdiğin rızıklarla bizi yalnız bırakmadığını hatırlatıyorsun.
Sen gönderdiğin rızıklarla bize sonsuz cömertliğini hatırlatıyorsun.
Sen gönderdiğin rızıklarla gerçek ilahın kim olduğunu bize hatırlatıyorsun.
Sen gönderdiğin rızıklarla acziyetimizi bize hatırlatıyorsun.
Ya Rab! Bizi Sana nankörlük edenlerden eyleme.
Ya Rab! Bizi Seni unutanlardan eyleme.
Ya Rab! Bizi Senin arzından çalım sata sata dolaşıp da Sana karşı umursamaz olanlardan eyleme.
Ya Rab! Senin öğütlerin, emirlerin ve kanunlarının hakim olduğu bir toplum inşa etme yolunda bize sabır/sebat, güç, moral, azim, dayanıklılık ver. Hem bedensel hem zihinsel hem de duygusal...
Ya Rab! Bizi peygamberlerin yanında saf tutan Rabbanilerden kıl.
Ya Rab! Bizi peygamberlerin düşmanlarına karşı kuvvetli kıl.
Ya Rab! Şeytan ve şeytansıların hilelerine karşı bize uyanık bir kafa, şehvetinin esiri olmayan bir kalp nasip et.
**
Ya Rab! Bizi rahmetinle kuşat. Şu geçimlik dünyada bizi gözünü ahirete dikenlerden eyle... Amin amin amin..





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...