30 Mart 2021 Salı

Bu Kazan Ne Zaman Sönecek? - Şiir

Kaynayan bir kazan...

Yürek kızdıran..

Canı yakan..

Bu kazan ne zaman sönecek?..

Ya Rabbi!

Nuh'un dediğini diyorum: Enni meğlubun fentesir

Kuluna yardım et..

Çıkacağım yerden hayırla çıkar..

Gireceğim yere hayırla girdir..

(31.03.2013)

Algı Operasyonuna Gelme! - İsra:36

 "Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur." (İsra:36)

Ayeti bugüne taşırsak,

"Algını (kime ait olursa olsun) medyanın yönetmesine izin verme, bir haberi iyi öğren"
diyebilir miyiz?

Zaman, maalesef propagandalarla algıları yönetme zamanı olmuş.

Kim kime, neyi ne kadar yutturursa...
O başarmış demektir(!)

Ne menem bir çağdayız ya...

İşte bu nedenle bilgili olmak zorundayız. Kulağımızın duyduğunu, gözümüzle ve gönlümüzle gördükten sonra karar vermeliyiz. Gözümüzün gördüğü hakkında kulağımızla açıklamasını dinlemeliyiz ve gönlümüze sorarak karar vermeliyiz.

29 Mart 2021 Pazartesi

Nesillerimiz Altı Yaş Öncesi Sevgisizlikten Ölüyor! Bedenen Yaşasa da!




Galiba Nesillerimiz 6 Yaş Öncesi Sevgisizlikten Kaybediliyor?!

Bizim ikizler 6 yaşına doğru gidiyor. Odaları ayırma sürecindeyiz. Bugün biri gece kalkmış lavabosuna kendisi gitmiş ve dönüşte benim ayak tarafıma uzanarak yatmış. Hiç farketmedim... Ötekisi de uyutmaya çalışırken "baba gitmeyin sizi özlüyoruz" diyor. Yani öteki odaya gitmemizi istemiyorlar. 4 yaşını doldurmaya 3 ayları var. 

*

Bu ve benzeri örnek olaylardan anlıyorum ki, çocuk anne baba ilişkisi çok ama çok önemli. Nasıl ki ekmek ve su ile büyüyor. Aynen öyle de anne babanın sevgisi, ilgisi, duygusal teması ile de ruhu güçleniyor. Özgüveni oluşuyor. 

*

Şimdi düşünüyorum da geçmişten bugüne birçok anne baba, çocuğuna gerekli sevgi, ilgi ve duygusal teması göstermeyip böylece çocuğun ruhunu/özgüvenini güçlendirmeden hayata bırakıyor. Küçük yaşlarda sevgi eksikliği ile beraber üstüne bir de vurmalar ve kızmalar da olunca topluma nasıl nesiller bırakıldığını tahayyül ediniz. 

Kanaatimce toplumsal sorunlarımızın temeli sevgisiz ve ilgisiz, bol vurmalı ve kızmalı çocukluk süreçlerinde atılıyor. Sizlerle paylaşmak istedim.

28 Mart 2021 Pazar

"Çocukluğum Türk Çocuklarına Özenerek Geçti" - Vahdettin İNCE

        İlkokula başlarken tek kelime Türkçe bilmiyordum, köyümüzdeki
diğer çocuklar gibi. Dili düşe kalka öğreniyorduk. Ses benzerliklerinden dolayı kelimeleri karıştırıyorduk. Kastettiğimiz şeyle söylediğimiz söz uymuyordu ve dönüp birbirimize gülüyorduk. Bir arkadaşımız “dişim ağrıyor” diyecekken “dışım ağrıyor” demişti de öğretmenimiz gülmekten kırılmıştı. Zavallı çocuk dişinin ağrıdığını söylemenin neresi komiktir diye içinden geçirmişti herhalde. Kürtçede hem tilkiye hem de bağırsağa “rovî” denir. Bir derste öğretmenimiz tilkinin resmini göstermiş ve Türkçede buna tilki denir demişti. Arkadaşlarımızdan biri bir gün sırasında kıvranıyordu. Garibim, karnını üşütmüştü. Öğretmen ne oldu, diye sorunca da “tilkim ağrıyor” diye cevap vermişti. Basit bir mantıkla Kürtçede olduğu gibi Türkçede de tilki ile bağırsak için aynı kelime kullanılmalı diye düşünmüştü.

27 Mart 2021 Cumartesi

Toplumda Dedikodulara Sebeb Olan Bir Halimiz


 

Toplumda dedikoduların önünü açan şey bizim toplumsal yapımızdır. Muhataba, eleştiri ve bize katılmama payını, yüzümüze karşı söyleme fırsatını/imkanını vermeyince iş arkadan cekiştirmeye doğru gidiyor.

Yani sorun derinlerde yine. Hepimizin yarası.
Oysa dostluklar birbirine %100 katılmayı gerektirmez. %70 olur, %80 olur, bazen % 0 olur. Ama dostluk yine devam eder.
Bir de insanları özgür kılacak esas formül şu cümledir: "Baki Dost Ancak Allah'tır"
Oysa Kur'an, kapısını çaldığınız ev sahibi "musait değiliz bugün" derse geri dönün, der. Bu sadece bir örnek. Yani alınganlık ile anlayış arasında dağlar kadar fark var desek yanlış demiş olmayız değil mi?

Zekeriya (As) Niçin Evlat İstiyor? - Meryem:5,6

Bismillah 


"Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum; karım da kısırdır. Tarafından bana yerimi alacak bir halef ver; o, Ya‘kūb hânedanına da vâris olsun; rabbim, onu rızana erdir!” /Meryem:5-6

26 Mart 2021 Cuma

Üstad Nursi'den İndirilen-Uydurulan Din Ayrımı

Seyyid olmayan "Seyyidim" ve seyyid olan "Değilim" diyenler, ikisi de
günahkâr; ve duhul ile huruç haram oldukları gibi, hadis ve Kur’ân’da dahi ziyade veya noksan etmek memnudur. Fakat ziyade etmek, nizamı bozduğu ve vehme kapı açtığı için, daha zararlıdır. Noksana cehil bir derece özür olur. Fakat ziyade etmek, ilimle olur. Âlim olan mâzur değildir.

Kezalik, dinden birşeyi fasl veya olmayanı vasl etmek, ikisi de caiz değildir. Belki hikâyâtın bakırları ve İsrailiyatın müzahrafatı ve teşbihatın mümevvehatı elmas-ı akidede, cevher-i şeriatta, dürer-i ahkâmda ithal etmek, kıymetini daha ziyade tenzil ve müteharrî-i hakikat olan müşterisini daha ziyade tenfir ve pişman eder.

(Muhakemat, Onikinci Mukaddeme)
**
Üstad Said Nursi, burada din'e ekleme yapmanın çıkarma yapmaktan daha büyük bir haram olduğunu söylüyor. Özellikle bu eserleri döne döne okuyan kardeşlerimiz bu notu derinlemesine anlarlarsa çok iyi olacak.

Aslında burada Üstad, indirilen din'e uydurma eklemeler yapmamaya vurgu yapıyor. İşte bu tevhidi bir hassasiyettir..

(Görüş ve değerlendirmelerinizi bekleriz)

23 Mart 2021 Salı

Çocuğunuzun Benliğine Saygı Duymazsanız...

 Küçüklükte çocuğunuzun #benliğine saygı duyup ona değer vermezseniz o da ileride sürekli savunma
pozisyonuna girip
#hatalı olsa bile kendine toz kondurmamaya çalışır. Çünkü daha önce çok ezilmiştir ve değer görmemiştir. İlgi görmemiştir. Büyüdüğü zaman hatalı olsa yine benliğine sahip çıkmaya çalışır. Artık dışlanmaktan bıkmıştır.

Oysa küçükken yeri geldiğinde uyarı ve ikaz; yeri geldiğinde ödül ve takdir olsaydı, çocuk büyüdüğü zaman başarısızlığını hazmedip kendine çeki düzen verecekti.

Bazı babalar özellikle, topluma dinamit yetiştiriyorlar adeta. Patlamaya hazır bomba..

Hayata hazır değil ama varoluşunu da ortaya koymaya çalışan bir ruh hali ve tabi ki hep düşmeler düşmeler.

21 Mart 2021 Pazar

Münafık Kelimesinin Etimolojisi


(Herkesin kendisini sorgulayacağı ibretlik bir bilgi)
"Köstebek, tarla faresi veya arap tavşanı denilen hayvanın yer altındaki yuvası iki deliklidir. Deliklerden biri yeryüzüne açık olup buna "kasıa" adı verilir; diğeri ise yeryüzüne kapalıdır, buna da "nafıka" adı verilir. Köstebek ihtiyaç anında kapalı olan bu deliği başıyla hafif vurup yeryüzüne çıkacak şekilde ince olarak inşa etmiştir. Hayvanın bu deliği gizlemekteki maksadı güvenlik amaçlıdır. Şayet avcı veya düşmanı "kasıa" denilen giriş deliğine girerse, o hemen "nafika" denilen gizli deliğinden dışarı çıkarak canını kurtarırdı. İşte köstebeğin yuvasına bir tarafından girip diğer tarafından çıktığı gibi, münafık da İslam'ın bir tarafından girip diğer tarafından çıkan kişi olarak görülmüştür."
Adem Apak/Siyer1
*
Arkadaşlar aman köstebeği örnek almayalım. Bu çözüm sadece ona has ve bir de Allah vergisi, o böyle yapabilir. Gidip köstebeği örnek alacağımıza Allah'ın hepimize vergisi olan akıl ve kalbimizi kullanarak onurlu ve izzetli köstebekler pardon insanlar olalım 😊😊 Taa köstebek gibi davranmaya ne gerek var? Ama öyle köstebekler pardon insanlar duydum ki köstebekten daha fazla delikleri var. Köstebek masum kalır yani. Rabbim bizleri korusun münafık olmaktan ve olanlardan...

Zira peygambere ve sahabeye çok çektirdiler. İslam Davasının gücünü emen bu parazitler bugün de aynı rolü oynuyorlar. Münafığın kim olduğunu en iyi Allah bilir. Hele vahiy artık olmadığı için hiçbirimiz kesin bilemeyiz. Ama az çok da amelinden, sözünden, gözünden de anlaşılır. Rabbim feraset ver ki, onların tuzaklarına düşmeyelim. Zira enerjimizi bitirecek mantıklı(!) sözler, bizi yoldan çevirecek tumturaklı planlar, bizi birbirimize düşürecek fiskoslardan, sinsiliklerden tek başımıza korunamayız ancak Senin yardımın gerekli... Bizi yardımsız bırakma! Sadıklarla ve salihlerle bizi karşılaştır ve onlara dost et...
*
Münafıkları daha iyi tanımak için bakınız:Kur'an meali. (Tespitler ilahidir, yani tam onikiden)

"Gömleğim Onu Kurtaramayacak" Dedi Nebi

Allah Rasulü -selam üzerine olsun- bakın münafıkların reisi İbn Übey
hakkında ne diyor:
"Gömleğim ve onun üzerine kıldığım namazım, kendisini Allah'tan gelecek azaptan kurtarmayacaktır. Fakat ben, bu sayede onun kavminden bir kişinin müslüman olmasını ve nifaktan kurtulmasını umuyorum". (taberi,cami'ul beyan) (adem apak/siyer1)
*
Bu notu okur okumaz, bugünki Kuran merkezli hocaların hikmetsiz itirazları geldi aklıma. Bu halkın hurafelerine saldıralım derken, kalplerinde nefret büyüttüler. İşte peygamberi örnek almamanın insanı getireceği yer. Konu ile ilgili çok ayrıntı var. Peygamberimiz mevcut evs ve hazrec müminleri arasındaki bütünlüğü korumak için çeşitli dengeleri gözetmiştir.


İslami Yaşam Özgürlüğü ve Peygamber


 

Peygamber ve sahabenin mücadelesinin temelinde Aziz İslam'ı özgür bir şekilde yaşamak vardı.

Günümüzde her ne kadar kurumsallaşmışsa da şirk güçleri, bu uğurda çabamız ölene kadar sürmelidir. Müslümanlar olarak ilahi kardeşlik sözleşmesi zemininde bir arada olmayı başarmalıyız.
Peygamberin ve sahabenin özgürlük mücadelesi asla başkasının esareti üzerine değildi. Bu örnekliği bizler de taşımalıyız bu çağa... Kendi İslami özgürlüğümüzün peşinde olmalıyız. Teslimiyetçi kişilikler silikleşmeye mahkumdur zira.
Çağın hegemonik güçlerine ve ideolojilerine karşı sabır/direniş ruhunu kuşanmalıyız. Tevhid davasının mücadelesini vermek muvahhid bir yürek için büyük bir heyecandır. Bunun için zihin teri ve yürek teri dökmekten asla çekinmez ve tabi alın teri de.... Rabbe yönelişini sürekli güncel tutar, firavuna giden Musa ve Harun'a "beni anmayı unutmayın" ayetini bilir. Dua ile ilahi gücü kendisine celbeder. Ve hiçbir zaman unutmaz ki, "güzel sonuç, muttakilerindir"...

17 Mart 2021 Çarşamba

Ah Adıyaman

 Ah Adıyaman..

Adeta güneşi başka güneş..

Havası başka hava..

Suyu zaten bambaşka..

Memleketin fıtrata olan mührü silinmez gibi..

Kişi İçten İmanı Kabul Etmedikçe Durum Vahim - En'am:35

 Bu Ayet Bana İnsanların Ne Kadar ÖZEL ve İmtihanın Ne Kadar ŞAHSİ ve CİDDİ Olduğunu Öğretti! Bir de şunu: Kişi İçten Bizzat Kendisi Kabul Etmedikçe Durum Vahim:


"(Ey Peygamber!) O müşriklerin imandan yüz çevirmeleri zoruna gidiyorsa şunu iyi bilmelisin ki, yerin derinliklerine doğru bir tünel kazmaya veya göğe merdiven dayamaya gücün yetse ve böylece onlara (istedikleri türden) bir mucize getirsen onlar yine imana gelmezler. (Yine bilmelisin ki) Allah dileyeseydi/layık görseydi onların tümünü imana getirirdi. O halde, sakın bu gerçekten bihaber gibi davranma!"

en'am35

16 Mart 2021 Salı

Elma Kokusuyla Ölen Çocuğa Niçin Öldürüldüğü Sorulduğu Zaman

“Diri diri gömülen kıza hangi suçundan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda;”  (Tekvir Suresi 8-9)


 "Elma kokusu ile ölen çocuğa hangi suçtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman.........."

Yüce Rabbimiz Halepçe mazlumlarına rahmetini versin.

Yakın tarih katliamlarının belki en acı olanı. Asla unutmamalıyız. Kin ve nefret için değil. Bir daha yaşanmaması için... 

Annem demişti, o vakitler bizler de evlerimizin pencerelerine naylon çekmiştik, piyasada naylon kalmadı nerdeyse...

-Hep o zalimlerin dünyayı fesada uğratması korkusu insanların huzurunu nasıl da kaçırıyor. Aman Allahım… 

Kötüler güç birliği yapıyorsa iyiler neden yapamıyor? Kötüler bu kadar cesursa, iyiler neden bu kadar cesur olamıyor, asıl sorular bunlar?

Halepçe Katliamı asla ve kat'a Müslümanların eylemi değildir.

Arap Baas Partisi denilen içinde hem arapçılığın olduğu hem de sözde sosyalizmin olduğu küfür ideolojisidir. Bununla beraber Saddam bu ideolojilerin entelektüel düzeyinde bile değildir.

Hasılı yine geldik, katı milliyetçiliğe, katı materyalizme ve tabi emperyalizme... 

Diktatörleri besleyen emperyalist batı onları başımıza bela etti. Onlar da acımadan insanlarımızı katlediyorlar. Bu coğrafyalardaki farklılıklar İslami hoşgörü ile bugüne geldi ama maalesef bu yüzyıllarda diktatörler bu farklılıkları yok etmeye çalışıyor. Şu an Suriye'de ise Esed kasabı bunu yaptı, yapıyor. 

Özellikle savunmasız kürt kavminin yaşadığı bu trajedi inşaallah bir daha yaşanmaz. Maalesef ders almadığımız da görülüyor.  Bu anlamda ümmet ruhunu taşıyanlara çok iş düşüyor. İslam ülkelerindeki milliyetçiliklere ve mezhepçiliklere karşı mücadele içinde olmalıyız. Selam ve dua ile..

 


13 Mart 2021 Cumartesi

Batı'nın Bilimsel Gelişmesi Onu Ahlaklı Yapmış Mıdır?

 Batının teknik olarak ilerlemesi onun felsefesini, dünya görüşlerinin eleştirilmesini hatta reddedilmesini muaf hale getirmez..

Teknik ilerleme, tüm insanlığın ortak mirasıdır. Bir kesimin başarısı değildir.
Batı, evet çalışmış ve üretmiştir ama bu durum onu kibirden, emperyalist davranmaktan alıkoyamamıştır ve hatta daha da azdırmıştır. 3.dünya ülkelerindeki kan ve gözyaşının asıl müsebbibi seküler batı iken hala onların eleştirilmesine tahammül etmemek acınılası bir haldir.

Bilim'e Bakış ve Kovid

 “Doğa bilimleri bardağından içilen ilk yudum sizi ateist yapar ama bardağın dibinde Tanrı sizi beklemektedir.”

Fizikçi Werner’in bu sözünü çok önemsiyorum.
Ancak Allah’ın kudretini ortaya koyan bilimsel çalışmalar, maalesef Allah’ı farketmeye perde yapılıp putlaştırılabiliyor. Bu kadar gelişmişlik karşısında Allah’a boyun eğme gibi bir ihtiyacın artık olmadığını, O’nu pasif bir varlık olarak kabul etme nezaketini(!) göstermeyi de lütuf olarak görenler de cabası…

12 Mart 2021 Cuma

Ümmetin Marşı: İstiklal Marşı


İstiklal mücadelesini yürüten 1.meclis 12 Mart 1921'de kabul edilmiştir. Ümmet ruhuyla, İslami
değerlere haiz bu marş asla ve asla 1 tane ulus'a ithaf edilmemiştir. Ve asla ulus mantığı ile yazılmamıştır. Döneceksek tekrar o ruha dönmeliyiz. Bu ülkenin gerçek zemini 1. Meclisteki zemindir.

*

11 Mart 2021 Perşembe

Biz Kaçak İçiyoruz, Yerli Çayı Size Verelim - Yaşanmış İyilik Öyküsü

         Komşusunun maddi durumunun çok da iyi olmadığını biliyordu. Öte binadan başka bir
komşusunun gıda paketi dağıtımı yaptığını duyunca hemen onu arayarak, yakın komşusunun durumunu anlatıp onun için de gıda paketi talep etti. Öteki binadaki dağıtıcı komşusu ise komşusuna güvenle olumlu cevap verdi. 

        Birkaç gün sonra yakın komşusuna gıda paketi geldi. Paketi alan komşusu sevindi ve çok teşekkür etti. 

        Paketi alan komşu açtı paketi, baktı ki, içinde "yerli çay" var. Kendileri "kaçak çay" içtikleri için, yerli çayı vermek üzere kendisi için yardım talebinde bulunan komşusunun kapısını çaldı, "biz içmiyoruz siz içiyorsunuz alın siz" dedi komşusuna.... 

        Komşusu ısrarla almak istemedi, ama ne kadar almak istemedi ise de diğer komşu ısrarını arttırdı. Çaresiz kalan komşu istemeyerek de olsa almak zorunda kaldı. Almak istememesinin en önemli sebebi, bu hayırlı işe Allah için aracı olduğundan içine asla maddi bir şey girmemesiydi.

        Yerli çayı alan komşunun bu hassasiyeti devam etti. Çayı eşine vererek, "bu çayı biz içmeyelim, sen fakir ailelere götür", dedi. Eşi de bu kararı destekleyerek çayı aldı ve onun fakir ailelere götürdü.     

        Bir gün sonra öteki binadaki, paket verdiği aileyi arayarak "size verdiğimiz paketteki çay, yarım kilo muydu yoksa bir kilo muydu?" diye sorunca, paketi alan komşu çayı verdiği komşusunu arayarak: "komşu onun gramajı ne kadar idi, ben tam hatırlayamadım" deyince, komşusu ona şu cevabı verdi:

        "Ya komşu, onu eşime verdim, fakir ailelere ulaştırması için, açıkçası içmek istemedik, ben de dikkat etmedim gramajına"

Evet... Yaşanmış bir hikaye bu. Rabbim böyle hassasiyet sahibi insanlarımızın sayısını çoğaltsın. Birine yaptığı iyilikten nemalanmayan kişiler toplum için hayati bir ihtiyaçtır. Çoğu insan birine iyilik eder de, sonrasında gıdım gıdım çıkarır karşılığını veya karşılık bekler. İşte Allah için yapılan iyiliğin hali böyle değildir, Allah için iyilik yapan kendi alın terinin dışında bir menfaat beklemez, hele hele başkasına yaptığı iyilikten nemalanma hesabı yapmaz. Bu konuda İnsan Suresinde geçen ayetleri sizlerle paylaşmak isterim: 

7.  Onlar, verdikleri sözü yerine getirirler ve dehşeti her yerde hissedilen bir günden korkarlar.

8.  Onlar, kendileri sevip istedikleri halde yoksula, yetime ve esire de yemek verirler.
9. (Ve şöyle derler:) "Biz sizi Allah rızâsı için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz.
10. 
Biz, öfkeli, çetin bir günde rabbimizden (azabından) korkarız."

8 Mart 2021 Pazartesi

Ümmet Devlet(leri) Modeli

Ulus devlet modeli küresel kapitalist düzenin yutmak istediklerini küçük lokma yapma modelidir. Müslümanlar Ümmet devlet(ler)i modelini geliştirmeliler...

*
Ümmet modeli, mezhepçiliği ve ırkçılığı etkisiz eleman haline getirir.
*
Ümmet modeli müslüman toplumları dış saldırıları püskürtecek büyük güç oluşturmaya götürür.
*
Ümmetin unsurları arasında hiyerarşik üstünlük anlayışı olmaz. Dayanışma ve yardımlaşma anlayışı olur.
*
Müslüman şahsiyet en olumsuz ahvalde bile mezhepçilik ve ırkçılık ve sair sapmalardan kendini ümmet şuuru ile korur.

7 Mart 2021 Pazar

"Kadınlar Günü Kutlu Olsun" Diyerek Geçiştirilmemeli

        Kadınlar gününü iyi işlemek


lazım. Söylenecek çok sözümüz var. 

        Sadece "kutlu olsun" demek yeterli değil. İlk olarak bu günün köküne inmek gerek. İşçi kadınların, emeklerinin karşılığını alma mücadelesi ile başlayan ve sonunda ölümleri ile sonuçlanan acılı bir gün, bu gün. Yani kapitalizme karşı, emek sömürücülüğüne karşı direnen kadınların günü imiş bu gün. O halde düz mantık olarak kadınlara en başta Kapitalizm Nedir? sorusunun cevabı iyice belletilmeli. Kadınların algılarını yutan bu canavar tanıtılmalı. Kapitalizmin bugüne yansıması nedir? Mesela bilinçsiz tüketici olmayarak kapitalizme karşı durulabilir mi veya yerli üretim yaparak kapitalizme darbe vurulabilir mi? Bu soruların cevaplarının verilmesi ile kadınlar gününü idrak edilir. Özellikle evin dışındaki çalışma hayatına girerek bol maaş alan kadınlara kapitalizm ahtapotu ve kolları iyi tanıtılmalı.

Suriyeli Kardeşlerimizi Anlamaya Dair Siyerden Bir Anekdot

 BİR NEBZE DE OLSA SURİYELİ MUHACİRLERİ ANLAMAK İÇİN SİYERDEN BİR ANEKDOT

Habeşistan'a hicret eden Esma bint Umeys, Hz. Ömer'e şu sözleri sarfediyor:
"Siz burada Allah Rasulü yanında, onun koruması altındaydınız. O sizin açlarınızı doyurup, sizin dertlerinizle ilgileniyordu. Halbuki biz orada VATAN HASRETİ içinde birçok problemle karşılaşıyorduk"
*
Adem Apak
siyer 1

Sahabeler Habeşistan'da Necaşi Tarafında Savaşmış

 BUGÜNE IŞIK TUTACAK SİYER BİLGİSİ

Tarihçilerin çoğu Habeşistan'da gerçekleşen iktidar mücadelesinde savaşma çağına gelmiş Müslümanların Necaşi'nin safında yer alıp ona destek olduklarını kaydederler. Nitekim onlardan Hz. Zubeyr ülkede meydana gelen iç savaşa fiilen katılmış, bunun sonucunda Necaşi kendisine çok değerli mızrak hediye ettmiştir.
*
Adem Apak
Siyer 1

5 Mart 2021 Cuma

Müslümanlar İhtilaflara Devam Etsinler Bakalım!

        Müslümanlara ne oluyor ki teorik ihtilaflardan dolayı "dünya hali" başlarına gelen belalarda birbirlerinin yanında olmuyorlar. Yani her cemaatin iktidar hesabı mı var? Varsa işimiz yaş o halde.

        Baksanıza? Canımız ancak "bizim cemaatte" olanın başına bir şey gelince mi yanacak? Başkası "gebersede" umurumuzda olmayacak nerdeyse. Biri diyecek "haketti o recmi kabul ediyordu", öteki diyecek "haketti o kabir azabı yok dedi".

        Dünya belaları bu ihtilaflardan daha acıdır haberiniz olsun ey Müslüman kardeşlerim. Buruc suresindeki gibi Cebbarlar müminleri ateşe atarlarsa yine görürüz o zaman recm'i, kabir azabını, mucizeleri, şefaati ve diğer ihtilafları. Nitekim atıyorlar da ateşe...

        Cemaatçilik yapan kim olursa olsun benim nazarımda Kur'an'ı zerre kadar anlamamış demektir. Aramızda bari bir hukuk olsun. Kardeş olalım yine farklı düşüncelerimiz olsun. Ama birbirimizi belden aşağı vurmayalım.. Ya da birinin başına bir şey gelince "oh oldu" demeyelim. Ya da Allah için adaleti ikame edelim. Yine fikri olarak karşı çıkalım.

        Korkarım müslümanlar da "cemaat vesayetçileri" olacak ve böylece "askeri vesayetçileri" bize aratmayacak...

Ulema'nın Üç Özelliği: Bir Teori, İki Uygulama

 ULEMA'nın Kurani olarak 3 Özelliği:

1) Allah'ın Kitabını Okurlar.
2) Salatı İkame Ederler.
3) Allah'ın Kendilerine Verdiklerinden Gizli Açık İnfak Ederler.
(Fatır Suresi 29. Ayet)
**
Dikkat ederseniz dostlar Kur'an'ın alim tarifinde 1 teori 2 uygulama var. Demek ki ulema sadece bilen değil aynı zamanda uygulayan demektir. Ulema tarifi yapan başka ayetler de var.

4 Mart 2021 Perşembe

"Bane Ne, Nemelazım" Mı Diyorsun, Bekle O Zaman!



     
Sosyoloji de böyle bir kural var mı bilmiyorum ama ben olabileceğini düşünüyorum. Tespit ettiğim kural
şu:

Toplumsal yaşamın, beraberinde getirdiği bir gerçeklik var: "İki kişinin birbiriyle olumlu ya da olumsuz etkileşiminden, bu etkileşime müdahil olmayan üçüncü kişi öyle veya böyle etkilenir."

3 Mart 2021 Çarşamba

"Kur'an Harfleri İle Yazıldığı İçin Yere Atmayın"

    Akit gazetesi Osmanlıca ek veriyor. (Hala devam ediyor mu bilmiyorum, epeydir okumuyorum o gazeteyi)
Güzel bir hizmet Osmanlıca ders vermesi. Bunda bir sorun yok. Ama maalesef sayfanın üst kısmında trajikomik ve cahilce bir ifade var: 

Hilafete Dair

Gün geçtikçe hilafetin önemi anlaşılıyor. Hilafet, kısaca müslümanların birliğidir, özellikle siyasi, ekonomi ve askeri...

Ancak elbette ki güncellenmesi gerekir idi. Ama batıcı zihniyet onu kökten kopardı. Müslümanların siyasi birlik şuuru, ulusçuluk zehri ile zehirlendi, kirletildi.. Sorunları ıslah edecek islami ruh var iken batıcı kadro bu ruhu da etkisizleştirip müslüman ümmeti başını kopardı.. Ve daha çok ulusçuluk zehri akıttı topluma. . Türkler ve Araplar tümüyle zehirlendi, kürtler de zehirlenmeye devam ediyor.

Rahmetli Erbakan'ın D8 PROJESİ, hilafetin ıslah edilmiş veya güncellenmiş versiyonu olacaktı. Ama batı ve içimizdeki batıcılar ona da engel oldu.

2 Mart 2021 Salı

Diyanet Ne Yapmalı? (Fetih Suresi Bağlamında)

 Fetih suresi okumaları anadolu kültürüdür. 

Sünnette olmayan bir uygulamadır. 

Savaşı kazanmak için sözlü dua edilir elbet sünnette var. Ama Kur'an'daki ayetler mezkur konu ile ilgili daha çok o günün şartlarında "besili atlar hazırlayın" diyerek maddi, fiziksel hazırlığa atıf yapar. Müslümanların o yönde gelişmesini ister. Nitekim Türkiye bu konuda yerli savunma atağıyla önemli mesafe katetmiştir. Zaten bu mesafe olmasa idi eli kolu bağlı izlerdi olan biteni. 





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...