Şeytanın/iblisin varlığının adeta ispatı:
Tüm nimetleri vereni unutan, Ona şükretmek aklının ucundan geçmeyen, belki Ona isyankar yaşayan insan;
Şeytanın/iblisin varlığının adeta ispatı:
Tüm nimetleri vereni unutan, Ona şükretmek aklının ucundan geçmeyen, belki Ona isyankar yaşayan insan;
"zaten orada müslümanlardan bir ev halkından başkasını bulamadık" (zariyat:36)
** ilginc... belirlenmiş mumin bir ev halkı... Acaba toplumun digerlerinin durumu nasıldı ki mumin kabul edilmemişlerdi?!!! Ürkütücü bir soru....
Tekfir Etmeye Meyyal Kardeşlerimiz Buraya Bakabilir Mi?
Kur'an'da Allah yolunda savaşmaya davet edilen ve savaşa katılmayan münafıklar için kullanılan bir ifade var:
"onlar o gün imandan çok küfre yakındılar"
Allah iman edenleri SAVUNUR
Hain ve kafirleri sevmez
Bu Ayet Bana İnsanların Ne Kadar ÖZEL ve İmtihanın Ne Kadar ŞAHSİ ve CİDDİ Olduğunu Öğretti! Bir de şunu: Kişi İçten Bizzat Kendisi Kabul Etmedikçe Durum Vahim:
- Cahiliye şiirinin Kur'an'ın açıklanması için kullanılması ve şiirin semantik alanda izlenecek yöntemde araçlardan yalnızca bir araç olarak kendisine başvurulması olayına daha İslam'ın ilk yıllarında rastlamaktayız. Hatta bu yöntemin babası İbni Abbas kabul edilir. İbni Abbas'a Maide 35. ayetinde geçen "vesile" kelimesinin anlamı sorulduğunda, Antere'nin şiirinden örnek getirerek bu kelimenin "hacet" anlamında olduğunu söylemiştir. (17)
- Hz. Ömer'in de Kur'an'ın garib bilinen kelimelerinin cahiliye şiiriyle açıklanabileceğini söylediği aktarılıyor. Hz. Ömer bu konuda: "Divanlarınıza sahib çıkın ve sarılın" deyince, "Divanlarımız nedir?" diye kendisine sorulmuş, o da: "Cahiliye şiiri, bunlarda kitabınızın tefsiri ve sözlerinizin anlamı vardır" demiştir. (17)
Allah'ı sevmek, peygamberi sevmek, kainat ayetlerini görüp hayretlere düşmek, Allah'ın azametini tefekkür edip kalpte O'na olan aşkı harlamak. İnsanları sevmek ve insanlara karşı itici olmamak.. Bir kafire haksız yere yumruk vurduğunda Allah'ın yarattığına saygısızlık ettiğinin farkında olmak. Üzerine küçücük, minicik bir böcek kondugunda, onu Allah'ın gönderdigini düşünüp kovmamak..
Dediler ki: “Sana hep aşağılık kimseler (erzel) uymuş iken, biz hiç sana inanır mıyız?”
Nûh, şöyle dedi: “Onların yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir?”
“Onların hesaplarını görmek ancak Rabbime aittir. Bir anlayabilseniz!”
“Ben inananları kovacak değilim.” /Şuara:111-114
Nuh peygamberin kavminden olan sözde ileri gelenlerinin ifadelerine bakar mısınız? İman etmelerini engelleyen şeylerden biri de toplumun aşağı tabakasında olanların Nuh'a iman etmesiymiş. Yani onlarla bir olmamak için bile olsa iman etmeyecekler. Yahu zaten böyle bir şartla edilecek olan iman, iman sayılır mı ki?
İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin.
Al-i İmran139: “Öyleyse çözülmeyin ve moralinizi bozmayın. Eğer yüreğinizde gerçek iman varsa, sırtınız asla yere gelmez.”
Yüce Rabbimiz "Peygamberler arasında bir ayrım yoktur" der. İkincisi olarak da "Deki: Ben de sizin gibi bir beşerim". İşte size iki Kurani ölçüt..
Rivayetlerden de şöyle iki ölçütümüz var: Biri "Hanginiz Muhammed?" sorusu, diğeri de "Karşımda ne titriyorsun be adam ben de senin gibi kuru et yiyen bir kadının oğluyum" nebevi sözü.
__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...