25 Şubat 2012 Cumartesi

İMAN / Mustafa İSLAMOĞLU (18.baskı)

Batı; ilmi, Adem'i cennetten kovdurtan yasak meyve olarak algıladı (s.12)

*
Batı, ortaçağda akılsız imanın günümüzde ise imansız aklın dengesizliğinde bocalayıp durmaktadır. (s.12)
*
Bugün ümmet ilahi adaleti yeryüzünde gerçekleştirecekse eğer bunu teknolojik ve maddi alandaki üstünlüğüyle değil, daha çok çağdaş uygarlığın, iktidarından alaşağı ettiği iman ve ahlakı yeniden iktidar mevkiine geçirerek gerçekleştirecektir. (s.18)
*
Kur'an, imanın oluşturduğu örgüte Hizbullah, şeytanın oluşturduğu örgüte Hizbuşşeytan adını vermektedir. (s.28)
*
 Muharrifler, mücedditlerin en şiddetli düşmanı olagelmişlerdir. (s.28)
*
İslam akidede, rububiyette, uluhiyette, düşüncede, eylemde, ibadetteve siyasette özetle tüm alanlarda tevhidi öngören bütüncül bir hayat nizamıdır. (s.30)
*
Haricilerin Necedat kolu, ısrarla yalan söyleyenin kafir olacağını iddia etmekle birlikte içki içene uygulanması gereken had cezasını da kabul etmiyorlardı. Yine bazıları Kur'an'da olmadığı için recm cezasını da reddediyorlardı. (s.38)
***
Cehmiyye'den bazıları Allah'ı görmek istedikleri için Hz. Musa'yı, Maide 116'da nakledilen sözünden Hz. İsa'yı tekfir edecek kadar aşırı gittiler. (s.38)
***
Tarihi mürcienin en büyük cinayeti, müslümanı küfür ve nifaka, şirk ve zulme karşı duyarsızlaştırması, bağışık hale getirmesi, laubalileştirmesi olmuştur. (s.46)
***
Kufe'de bir boşboğazın laf olsun diye sorduğu soru Basra ilim mahfillerinde ciddi ciddi tartışılan, hayati ve akidevi bir konu haline gelecek ve tabi verilen cevap da akidevi olacaktı.
İşte size Kelamın akideleşmesi... (s.55)
*
Maturidi kelamcısı Nesefi, iman esaslarını altı madde değil, beş madde olarak sayıyor. Bunlar içerisinde 'kadere iman' maddesine yer vermez. (60)
*
Tevhid, İslam itikadının anahtarı, insanı en geniş manada mazi, hal ve müstakbel olarak kuşatan bitimsiz hayatın muazzam felsefesi. (91)
*
Allah'ın kendisine verdiği görevi aksatmadan yerine getiren güneş, mükemmel müslümandır. (93)
*
Allah'ı dünyaya ve dünya işlerine karıştırmak istemeyenlaik mantığa ilahi bir red olan şu ayeti alıntılamakta fayda var: "O GÖKTE DE İLAHTIR, YERDE DE İLAHTIR."(43/84) (96)
*
Tevhid ancak muvahhid toplumların eliyle ikame edilir. (97)
*
"Ummetukum ummetun vahide.." (21/92)
*
'Lailahe' bir enkaz temizlemedir. Daha önceden kabe yerleşmiş sahte ilahları ve onların tüm kalıntılarını temizleme operasyonudur. (103)
*
Gayb bilinci, her an Allah'la olmaktır. O'nu kendinize şah damarından daha yakın hissetmek,O'nun tarafından korunduğunuzu, gözetildiğinizi duyumsamaktır. (110)
*
Gayb bilinci, göksel bir sigortadır. (110)
*
Sorumsuzca bir hayat sürmek isteyenler Allah'sız bir dünyanın özlemiyle yanıp kavruluyorlar. (113)
*
Çağın lezzete ve şehvete dayalı akidesi ve bu imansız akidenin ibadethanelerine dönüşen bankalar, stadlar, diskolar, borsalar, anıtlar, anıt-mezarların işlev açısından Samiri2nin buzağısından ne farkı var? (123)
*
İblis'i kafir eden, mel'un eden ve matrud eden neydi? Elbette Allah'a inandığı halde O'nun hükmüne razı olmamasıydı. O'nun hükmüne razı olmayan, O'na O'nun yaratıcılığına, yüceliğine inansa ve O'ndan korktuğunu söylese yine de O'nu inkar etmiş sayılır. (127)
***
Materyalizm, Pozitivizm, Naturalizm, Laisizm birer akide hizbidirler. Bu ve buna benzer hiziplerden birinin dünya görüşüne inanan, İslam'ın dünya görüşünü reddediyor demektir. 
Eğer demokrasi fikir ve inanç hürriyeti değil de kanun koymada beşer iradesini mutlak irade kabul eden bir sistem olarak tanımlarsa bu durumda demokrasi de akide hizbi haline gelir. (135)
***
Şirkin en yeni ve çağdaş biçimi Laisizm/Liberalizm adı altında pazarlanmaya çalışılmaktadır günümüzde. (136)
***
Tağutu inkar, Allah'a imanın olmazsa olmaz şartıdır. (143)
***
Tağut, insanoğlunun ilahlaştırdığı her şeydir. Daha doğrusu tağut insanla Allah arasına gerilen şeylerin tümüne verilen ortak isimdir. (147)
***
Besmele; insanın Allah'la iş yapması, Allah'ı işine karıştırmasıdır. Dolayısıyla besmele Allahsızlığı reddir. (156)
***
İnsanların önderlerini, din ulularını, büyüklerini hatta paygamberlerini rabbler edinmeleri sevginin ve bağlılığın cinayet derecesine vardığı bir aşırılık örneği. Allah bundan müslümanları şiddetle reddediyor. (158)
***
Yusuf peygamber dahi kendisine madden emeği geçen Mısır'lı bakanı rabbi (rabbim, efendim, büyütenim, besleyenim) diye anacak ve onun karısının meşru olmayan isteğini reddecektir. (158)

*
Külli kader: Külli iradenin insana irade hakkı vermediği kaderdir.
Cüz'i Kader: Sonuçlarının insanın cüz'i iradesiyle belirlendiği kaderdir. (163)
***
Allah zoraki imanı değil, seçim ve iradeyi insanın kaderi olarak yazdı. Artık insan kaderiyle başbaşaydı. Yani özgür seçimiyle: "De ki: Hak Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkar etsin." (18/29) (166)
***
İnsan eyleminin yaratıcısı değil sahibi ve tek sorumlusudur. Çünkü onun kaderi seçmektir. (169)
***
İman-amel konusundaki klasik sunni tavır toplumdaki ahlaki hassasiyetin zayıflamasına neden olmuştu. Öyle ya, eğer her türlü ahlaksızlığı yaptıktan sonra insanın imanına hala hiçbir zarar gelmiyorsa ahlaklı olmak bir parça enayilik olarak algılanacaktır. (171)
***
Düşmek kaderse, kalkmak da kaderdir. 
***
İnsanın kaderi seçmektir. Siz seçersiniz o da sizin kaderiniz olur. (175)
***
Nebiler yangın kulesinin uykusuz nöbetçileridir. Bir ömür gözlerini kırpmadan yangınları topluma haber vermişlerdir, insanlar yanmasın diye gerekirse ateşe gönüllü atlamışlardır. (212)
***
Zahirci anlayışın yaptıkları:
"İhramdan çıktığınızda avlanınız." ayeti zahirine göre alınarak ihramdan çıkınca avlanmanın farz olduğu sonucuna varılmıştır.
Yine peygamberin bir hadisine dayanarak uykudan uyananın ellerini yıkaması farz olarak kabul edilmiştir. (230)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...