31 Ekim 2012 Çarşamba

TEVBE SURESİ TEFSİRİ 1 - Abdullah Azzam

Amerika ve Avrupalılara göre hayat demek şehvani arzuları doyurmak, nefsin bütün istediklerini ona temin etmek demektir. Bu da kendilerine Roma imparatorluğundan kalan bir mirastır. (279)
***
Romalılar şehvani arzulara o derece dalmışlardı ki alkolik Roma'da en çok içki içmekle meşhur olan Bacchus isimli ayyaşı içki ilahı edinmişlerdir. (279)
***
Roma'nın en meşhur fahişesi olan Zient'i güzellik tanrıçası edinmişlerdir. (279)
***
Romalılar Zeus'u da tanrılar tanrısı kabul etmişler onun Olympos Dağı üzerine egemenlik kurduğunu kabullenmişlerdir. Bu tanrı onlara göre, geceleri insanların gözünden uzak bir şekilde zina etmektedir. Bugün Olimpiyat oyunları bu efsaneden kaynaklanmaktadır. (279)
***
Amerikalılar, Avrupa'nın memleketlerinden sürgün etmek istedikleri caniler ve eşkiyalardır. (280)

Türkiye'de İslamlaşmak ve Önündeki Engeller 4

Ensar Ne Demek?

Birinci tarihi ensar İsa Aleyhisselam'ın yardımcılarıdır. Onlara "Havariler" denir, biliyorsunuz. 12 civarında sayıları olduğu söylenir. İsa as "Men ensarillah" (Allah'a, O'nun rızasına giden yolda, O'nun iradesi istikametinde yürürken, bana kim yardım edecek, benim yardımcılarım kimlerdir?) diye sorduğunda o bir avuç kişi demişlerdi ki: "Biz Allah'ın dininin ve peygamberinin yardımcılarıyız."
Allah Teala dininin ve peygamberinin yardımcılarına öyle önem veriyor ki, onları öyle şerefli insanlar, kullar telakki ediyor ve tanımlıyorki, bu tanımlama insana Allah'tan verilmi bir paye, bir şeref olarak yeter. Dinine, peygamberlerine yardım edenleri, kendine yardım edenler olarak ilan ediyor. Allah ki, hepiniz bilirsiniz yardımdan münezzehtir. O yardım edendir. Ama öyle bir şeref veriyor ki bize, "Ensarullah" tabirini kullanıyor. Dinine, peygamberine yardım edenlere; peygamberin, dinin yardımcıları değil, "Allah'ın yardımcıları" diyor. Tıpkı kendi rızası için muhtaç kullarına ödünç verenlere "Allah'a ödünç verenler" dediği gibi, onu da diyor Kur'anda. Faizsiz, bir menfaat beklemeden Allah'ın muhtaç kullarına ödünç para verirseniz "Kim Allah'a menfaat beklemeden borç verirse..." dikkat buyurun Allah'a borç vermek kimin haddine düşer. Ama bizi şereflendirmek üzere demiş oluyor ki "Benim muhtaç kuluma borç verdiğinde Bana borç vermiş kabul ediyorum seni, Ben borçluyumsana" diyor Allah. Bunun üzerinde bir lütuf, kurbet, yakınlık, şeref tasavvur edilemez.
Ensarullah işte bu ensarullah.
(95-96)

29 Ekim 2012 Pazartesi

Şehadet

Canımsın, vuslatımsın
Beni Rabbime götürensin
Nasıl sevmeyeyim seni
Nasıl ölmeyeyim seninle
Anlamaz belki bazıları
Kanın bedelini bilmeyenler
Dünyaperestler, münafıklar,
Bir de 'Sen çok derinlere iniyorsun' diyenler

Sen dağlardasın en çok
Çeçenya, Afganistan, Filistin
Mücadelenin olduğu her yer
Cami avluları
-2003-

Kelimeler - Şiir

Kelimeler düzgün yerleşmese de
Na anlattığına bakın siz.
Bu kutsal gücün çağrısı
Dünyaperestlere, nankörlere, hainlere
'Ben Müslümanım(!)' diyenlere
Tağuta boyun eğenlere
Allah'tan başkasından korkanlara

Yeter aşıkların sözü ve kanı...

Yazmak - Şiir

Kağıt yetmez
Kalem yetmez
Kalbinde aşk taşıyanlar için

Kalbinde aşk olmayanları ise
Sıksan ya çıkar ya da çıkmaz
Bir harf ya da bir kelime
(2003)

Kentler

Fitne fesat yuvası kentler
İnsanları hep kötülüğe kenetler

İyilik mi? Yok değil,
Ama yok denecek kadar az

Öyle imanlar var ki kentlerde -az da olsa
O büyük fitneyi yok edecek
Öyle imanlar var ki dağlarda
İmanıyla, kanıyla zulmü devirecek

Kalpte yoksa girmesi zordur,
Yaşamak, kalbe girmenin en kolay yoludur.
Eğer aşıksan yaşarsın ve zafer senindir
Değilsen istenilen yerde susturulursun
Bu ne demek oluyor biliyor musun?
O kalp nasibini alamamış
İmandan, aşktan ve İSLAM'DAN
(2003)

Allah İçin

Allah için yapılan her şey haktır,
Çünkü destekçisi Allah'tır.
(2003)

Şehadet Şiirleri

Ücretimiz Allah'a ait
Çünkü canımızı O'na sattık.
Bu dünyada İslam hakimiyeti,
Öte dünyada O'nun cemali.
Ne güzel bu alış veriş, ne güzel!
(2003)
***
Yüreğimden gelen ses
Şehadet, şehadet, şehadet.
İslam'ın tam hakimiyeti için
Yüreğimdeki ses iç diyor and.
(2003)
***
Hasret kaldı bu topraklar,
Şehadet gülleri dermeye.
(2003)
***
İnsanlık özledi adaleti, bıktı zulümden.
Ayrı kalalı hükm-ü şeriat bizden!
(2003)

-Şehadet-
Sevdalandım ben sana
Bulabilir miyim seni Çeçenya'da, Afganistan'da.
Sever misin beni seni sevdiğim kadar
Gelebilir miyim seninle
Nişanlı olarak
Rabbimin huzuruna
İspatım olur musun benim.
Rabbimin hükümlerini,
Sorumlu tutarak kendimi.
İstediğim şey olan İslam'ın hakimiyeti
Ve bu uğurda canımı vermeye dair...
(2003)

28 Ekim 2012 Pazar

Türkiye'de İslamlaşmak ve Önündeki Engeller 3

İnsanın aşkın boyutunu, ilahi boyutunu yok sayan bir özgürlük ve demokrasi anlayışından insanlığa hayır gelmemiştir ve gelmez. (42)
***
Evet, başörtüsü siyasettir. Biz de şimdi çıkıp, hayır efendim siyasi değildir demeyelim. Evet bu siyasidir. Ama parti siyaseti değil, İslamlaşma siyasetidir. Evet ben bu siyaseti benimsiyorum. Senin ne hakkın var dini yaşayışı engellemeye, bana başka siyaseti dayatmaya? (45)
***
Benim anlayışıma göre laikliğin her şekli İslama aykırıdır. Laiklik insan fıtratına zıttır. Çünki insan bölünmez. (74)
***
Senelerden beri bizi yönetmeye talip olanlar bize sormuyorlar. Siz bakmayın demokrasi lafını ağızlarından düşürmediklerine. Demokrasi, Türkiye'de tamamen bir aldatmacadır. Bana göre dünyada bir aldatmacadır. Ama özellikle Türkiye'de ve benzeri memleketlerde, demokrasi bir oyun bir aldatmacadır. (87)
***
İslam'da fıtratı bozulmamış insanların hoşlanacağı her şey var. (104)
***

Türkiye'de İslamlaşmak ve Önündeki Engeller 2

Bir defasında yardım toplayan bir sahabi, cemaatin bayanlar kısmına geçiyor. Bir an önce Efendimizin talebini yerine getireceğiz diye kollarından bileziklerini, kulaklarından küpelerini çıkarıp o yardım toplayan sahabinin eteklerine atarken, heyecanlarından kulaklarını yırtan sahabi hanımlar olmuştur. (31)
***
Mescid devlet misafirhanesi olarak kullanılmıştır. Gayri müslimlerin mescidin bir köşesinde ibadetlerini yapmalarına izin verilmiş ve kendilerine ikram edilmiştir. (32)
***
Mescidin içinde de mescidin dışında da bir Allah'a ibadet ve itaat ederiz. İtaat bir Allah'adır. (32)
***
Peygamberimiz mescidin dışında başka ilahlara tapınmayı şöyle anlatmış:
"Siz mescid dışındaki hayatınızda insanlara tapınmazsınız. Yani Allah'a namaz kıldığınız gibi insanın karşısına geçip namaz kılmayabilirsiniz; fakat o insanlar Allah'ın irade ve rızası dışında bazı şeyleri emrederler, yaparsınız. Bazı şeyleri yasaklarlar, yapmazsınız; ondan geri durursunuz. Bu emirler ve yasaklarıyla çeliştiği, çatıştığı halde siz onlara itaat edersiniz. İşte bu da şirktir. (33)

***
Hangimiz, Hz. Peygamberin tarihte maruz kaldığı hakaretlere ve muameleye maruz kaldık?  (35)
***
Laikliğin özünde, dinin devlete müdahale etmemesi ilkesi vardır. Dinin siyasal hayattan, sosyal hayattan, ekonomik hayattan çekilmesi vardır. (41)

Türkiye'de İslamlaşmak ve Önündeki Engeller 1

Eğer bir insan müslümanım diyor, ama İslam'ı bilmiyorsa, onun için İslami hizmet diye birşey düşünmem. Biliyor ama bildiği ile amel etmiyorsa, yapmıyorsa, bunu hayatında göstermiyorsa, müslüman olarak biliniyor, hem İslam'ı bildiği kabul ediliyor; hem de yapmıyorsa o da, belki kelime biraz ağır kaçacak ama, İslam'a hizmet değil de İslam'a hıyanet içindedir, diye düşünüyorum. (11)
***
İslam'da hem sekülarizm, laisizm hem de Batı'nın anladığı anlamda hürriyetten, din ve vicdan hürriyetinden bahsedilemez. İslam'da din ve vicdan hürriyeti:
1) Dini seçmemiş olanlar için
2) Başka din seçmiş olanlar için
söz konusudur. (11)
***
İslam toplumunda, bana ne, sana ne kelimeleri son derece az kullanılacak kelimelerdir. (12)
***
Batılı zihniyet ve sistem dine, vicdan ve mabedde yer veriyor. Vicdan ve mabedin dışında dine yer vermiyor. (19)
***
Biz bunları yaşadık ve gördük. Bize birçok cumhuriyet neslinin köksüz insanı, idareci ve öğretmen olarak gelip, "Sizin yüksek öğrenimde ne işiniz var? Şimdi gidin, köylerde, şehirlerde imam olun. Laik ve demokratik cumhuriyetin, eşi bulunmaz bir sistem olduğunu, ayetler, hadisler okuyarak bu millete anlatın." dediler. (26)
***
Bu sistemin bekçileriden istediğiniz kadar kemmiyet koparabilirsiniz. Ama keyfiyete yöneldiğinizde "DURUN" derler. (27)
*
Bir defasında yardım toplayan bir sahabi, cemaatin bayanlar kısmına geçiyor. Bir an önce Efendimizin talebini yerine getireceğiz diye kollarından bileziklerini, kulaklarından küpelerini çıkarıp o yardım toplayan sahabinin eteklerine atarken, heyecanlarından kulaklarını yırtan sahabi hanımlar olmuştur. (31)
***
Mescid devlet misafirhanesi olarak kullanılmıştır. Gayri müslimlerin mescidin bir köşesinde ibadetlerini yapmalarına izin verilmiş ve kendilerine ikram edilmiştir. (32)
***
Mescidin içinde de mescidin dışında da bir Allah'a ibadet ve itaat ederiz. İtaat bir Allah'adır. (32)
***
Peygamberimiz mescidin dışında başka ilahlara tapınmayı şöyle anlatmış:
"Siz mescid dışındaki hayatınızda insanlara tapınmazsınız. Yani Allah'a namaz kıldığınız gibi insanın karşısına geçip namaz kılmayabilirsiniz; fakat o insanlar Allah'ın irade ve rızası dışında bazı şeyleri emrederler, yaparsınız. Bazı şeyleri yasaklarlar, yapmazsınız; ondan geri durursunuz. Bu emirler ve yasaklarıyla çeliştiği, çatıştığı halde siz onlara itaat edersiniz. İşte bu da şirktir. (33)

***
Hangimiz, Hz. Peygamberin tarihte maruz kaldığı hakaretlere ve muameleye maruz kaldık?  (35)
***
Laikliğin özünde, dinin devlete müdahale etmemesi ilkesi vardır. Dinin siyasal hayattan, sosyal hayattan, ekonomik hayattan çekilmesi vardır. (41)
*
İnsanın aşkın boyutunu, ilahi boyutunu yok sayan bir özgürlük ve demokrasi anlayışından insanlığa hayır gelmemiştir ve gelmez. (42)
***
Evet, başörtüsü siyasettir. Biz de şimdi çıkıp, hayır efendim siyasi değildir demeyelim. Evet bu siyasidir. Ama parti siyaseti değil, İslamlaşma siyasetidir. Evet ben bu siyaseti benimsiyorum. Senin ne hakkın var dini yaşayışı engellemeye, bana başka siyaseti dayatmaya? (45)
***
Benim anlayışıma göre laikliğin her şekli İslama aykırıdır. Laiklik insan fıtratına zıttır. Çünki insan bölünmez. (74)
***
Senelerden beri bizi yönetmeye talip olanlar bize sormuyorlar. Siz bakmayın demokrasi lafını ağızlarından düşürmediklerine. Demokrasi, Türkiye'de tamamen bir aldatmacadır. Bana göre dünyada bir aldatmacadır. Ama özellikle Türkiye'de ve benzeri memleketlerde, demokrasi bir oyun bir aldatmacadır. (87)
***
İslam'da fıtratı bozulmamış insanların hoşlanacağı her şey var. (104)
***

Ensar Ne Demek?

Birinci tarihi ensar İsa Aleyhisselam'ın yardımcılarıdır. Onlara "Havariler" denir, biliyorsunuz. 12 civarında sayıları olduğu söylenir. İsa as "Men ensarillah" (Allah'a, O'nun rızasına giden yolda, O'nun iradesi istikametinde yürürken, bana kim yardım edecek, benim yardımcılarım kimlerdir?) diye sorduğunda o bir avuç kişi demişlerdi ki: "Biz Allah'ın dininin ve peygamberinin yardımcılarıyız."
Allah Teala dininin ve peygamberinin yardımcılarına öyle önem veriyor ki, onları öyle şerefli insanlar, kullar telakki ediyor ve tanımlıyorki, bu tanımlama insana Allah'tan verilmi bir paye, bir şeref olarak yeter. Dinine, peygamberlerine yardım edenleri, kendine yardım edenler olarak ilan ediyor. Allah ki, hepiniz bilirsiniz yardımdan münezzehtir. O yardım edendir. Ama öyle bir şeref veriyor ki bize, "Ensarullah" tabirini kullanıyor. Dinine, peygamberine yardım edenlere; peygamberin, dinin yardımcıları değil, "Allah'ın yardımcıları" diyor. Tıpkı kendi rızası için muhtaç kullarına ödünç verenlere "Allah'a ödünç verenler" dediği gibi, onu da diyor Kur'anda. Faizsiz, bir menfaat beklemeden Allah'ın muhtaç kullarına ödünç para verirseniz "Kim Allah'a menfaat beklemeden borç verirse..." dikkat buyurun Allah'a borç vermek kimin haddine düşer. Ama bizi şereflendirmek üzere demiş oluyor ki "Benim muhtaç kuluma borç verdiğinde Bana borç vermiş kabul ediyorum seni, Ben borçluyumsana" diyor Allah. Bunun üzerinde bir lütuf, kurbet, yakınlık, şeref tasavvur edilemez.
Ensarullah işte bu ensarullah.
(95-96)
*
Dünyada öyle bir düzen kurulumuştur ki, bu düzen devam etmelidir ve bir kısım insanların ağzına, onlardan alınacak süt miktarı ot verilmelidir. İşte bir kısım insanlar böyle "inek" olmalıdır. Diğer bir kısım insanlar da bu sütten kaymak yapmalıdır. (124)
***
İnsan hakları, demokrasi, sivil toplum, çoğulculuk, müsamaha vesaire; bunların tamamı düzenbazlıktır. Bunların tamamı ineğin boynuz sallamasını önlemek için ota sürülmüş aromalardır; onun iştahını arttırmak ve biraz daha ot yemesini, biraz daha süt vermesini sağlamak içindir, bu kadar. (124)
***
İnsan davranışı hep aklın gereği değildir. Aklı perdeleyen, onun doğru dürüst çalışmasını engelleyen, doğru dürüst çalıştığında, doğruyu bulduğunda, o bulduğu doğruyu fikair halinden, düşünce halinden, fiil haline geçirmesini engelleyen kuvvetler vardır; başka amiller, unsurlar, faktörler vardır insanda. (134)
***
Asırlar boyunca din dünyayı, iktidarı, srveti, Allah'ın kullarına değil, şeytanın, nefsin kullarına terketme ve bu oluşum karşısında sabretme sürecini destekleyici bir güç, bir kuvve olarak kullanıldı. Bu hakikaten hayıflanacak bir hadisedir. (145)
***
İslamlaşmanın ilk adımında, kişinin kendisi vardır. Kendisi iyi müslüman olmayan insanlardan bir İslam toplumu meydana gelmez. (148)
***
Allah'la ilişkisini kesenin yolculuğu, bulunduğu yerden aşağıya doğrudur. (151)
*
Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitimi ve kültür politikası, iyi bir İslam insanı yetiştirmeye yönelik değildir; dünya insanı yetiştirmeye, kimliksiz insan yetiştirmeye yöneliktir. Programların hedefi kimliksiz, yani dünya insanı, çağdaş insandır. (161)
***
İslamlaşma emelimizin önünde en önemli engel ve problem ideolojiktir. Yani İslamı bir hayat tarzı olarak görmek ve yaşamak istemeyenler, bir başka ideolojiye angaje olmuş fertler, topluluklar ve gruplar, açık ve gizli bütün imkanlarını kullanarak, İslam ülkelerinde toplumların İslamlaşmasını engellemektedirler. (164)
***
Allah yolunda savaş, Allah Teala'nın bir topluma emanet ettiği değerleri korumak uğrunda savaştır. (178)
***
Bir insan anadan üryan sokakta dolaşırsa, bu umumi adaba aykırıdır diye menediyorlar ve diyorlar ki: "Senin anadan üryan sokakta dolaşmaya hakkın yok." Ama aynı insan, anadan üryan televizyona çıkarsa ve öyle bir pozisyonda kendini gösterirse ki erbabı, mesela muzır kurulunun üyeleri: "Bu teşhir değil, sanattır." derlerse, o da umumi adab ve ahlaka aykırı telakki edilmez ve kısıtlanmaz. (179)
***
Müslümanlar imkan buldukları takdirde -çok afedersiniz- tuvalete girme işinden tutunuz, devlet başkanını belirleme, damadını, gelinini tayin etme, işini kazancını ayarlama, işine, alanına, sahasına kadar atacağı her adımın Allah rızasına uygun olup olmadığını sorgulamak durumundadır ve müslüman bunu ister. (184)
***
İslam'ın bütünü yaşanmıyorsa, parçası yaşanamaz. (187)

23 Ekim 2012 Salı

Arapça Ezan ve Çorumlular

 

OKUMADAN GEÇMEYİN!
Ben Çorumluyum. Çorum'da Ulu Cami diye bir cami vardır. İki minareli, 4. Murat zamanında yapılmış. Günlerden bir mübarek cuma günü, o gün ilk defa ezan zulmü sona eriyor ve iki müezzin minareye çıkarak ALLAHU EKBER diye başlayan ezanı okuyacaklar... Camide hiç kimse yok, cemaatın tamamı avluda. Sadece duymakla yetinmeyip aynı zamanda gözleriyle de görmek istiyorlar. Caminin avlusu dolu olduğu gibi, etraftaki sokaklar da dolu. Herkes gözünü minareye dikmiş ezan saatini bekliyor ve o an geliyor. Müezzinlerden birisi Allahu Ekber, Allahu Ekber! diye kulakların yıllarca hasretle beklediği Ezan-ı Muhammedi'yi okumaya başlıyor. O gün okuyan ağlıyor ve dinleyen ağlıyor, yaşlıların sakallarını gözyaşları ıslatıyor. Sonra ezan bitiyor ve herkes içeri giriyor.


 -Türkiye'de İslamlaşma ve Önündeki Engeller
- Hayrettin KARAMAN
 


15 Ekim 2012 Pazartesi

Ebu Azb ve Dünyevileşme Süreci

 
Ebu Azb ve Dünyevileşme Süreci

Cahiliye Mantığının Bir Kodu

Cahiliye mantığının zihin kodlarından biri de şu:

"Herkes yapıyor biz niye yapmayalım!"


Vahiyle benliğini inşa etmemiş bireyler taklid bataklığında yüzerler.
İşte onların hiçbir zaman 'ben' demeye dilleri varmaz. Zira özgün benlikleri henüz oluşmamıştır. 


14 Ekim 2012 Pazar

BİLİNÇ IŞIKLARINI YAKMAK - 2

Bilimsel teknoloji devriminin yaşandığı tarihsel süreçler içerisinde, Müslümanlar dini hayatı törensel olgulardan ibaret bir hayat haline dönüştürdüler. (14)
***
Laik sosyal düzenlerde insani ilişkileryapay, sahte, anlık, yüzeysel kalıplara indirgendi. (14)
***
İçerisinde yaşadığımız iletişim ve pazarlama çağında, tüm insanlık magazin medyaları ile görsel/işitsel kültür araçları tarafından yürütülüyor. (17)
***
Günümüzde ABD yapımı kültür kalıplarını kullanmak "çağdaşlık" ölçütü sayılıyor. Laik dünya ABD bayağılıklarını modernlik olarak kabul ediyorlar. (17)
***
Yeni dünya düzeni sorumsuz, kayıtsız, liberal, bireyci tipler yetiştirilmesini sağlıyor. (17)
***
İslam, anlamlara ve ahlaka dayalı bir insani ilişkiler sisteminin adıdır. (18)
***
Müslüman yığınlar, modern dünya olgusunun dayattığı gerçekler karşısında İslami tavır alamadı. (19)

12 Ekim 2012 Cuma

BİLİNÇ IŞIKLARINI YAKMAK - 1


İslam kendisini vatan, bayrak, ulusal egemenlik v.b. gibi yerel mukaddeslerle tanımlamaz. (8)
*
20 yy. boyunca İslam dünyasında tarih, şu ya da bu kavmin üstünlük duygularını desteklemek amacıyla resmi tarih tezlerinin emri altına girdi. (9)
*
Tarihe bir Türk gibi, bir Arap gibi, bir Fars gibi değil BİR MÜSLÜMAN gibi bakmasını öğrenmeliyiz. (9)
*
İslam, insanın bilinçli eylemini savunur. Eylem bir sorumluluktur. (9)
*
Emperyalist dünya, İslam toplumlarında sömürüye, eşitsizliğe, zulme, adaletsizliğe ve tutsaklığa ses çıkarmayan bir İslam anlayışını temellendirmek istiyor. (13)
*
Modern zamanlarda Müslüman halklar karar verme gücü bulunmayan halklar haline getirildiler. (13)
*
Modern laik toplumların, İslami inançları, düşünceleri, anlama ve amaçları tartışmaya tahammülleri yok. Ödünsüz İslami tavırlar söz konusu olduğunda bütün dünya yasakçı siyaseti kullanabiliyor. (14)
*
Bilimsel teknoloji devriminin yaşandığı tarihsel süreçler içerisinde, Müslümanlar dini hayatı törensel olgulardan ibaret bir hayat haline dönüştürdüler. (14)
*
Laik sosyal düzenlerde insani ilişkileryapay, sahte, anlık, yüzeysel kalıplara indirgendi. (14)
*
İçerisinde yaşadığımız iletişim ve pazarlama çağında, tüm insanlık magazin medyaları ile görsel/işitsel kültür araçları tarafından yürütülüyor. (17)
*
Günümüzde ABD yapımı kültür kalıplarını kullanmak "çağdaşlık" ölçütü sayılıyor. Laik dünya ABD bayağılıklarını modernlik olarak kabul ediyorlar. (17)
*
Yeni dünya düzeni sorumsuz, kayıtsız, liberal, bireyci tipler yetiştirilmesini sağlıyor. (17)
*
İslam, anlamlara ve ahlaka dayalı bir insani ilişkiler sisteminin adıdır. (18)
*
Müslüman yığınlar, modern dünya olgusunun dayattığı gerçekler karşısında İslami tavır alamadı. (19)

8 Ekim 2012 Pazartesi

O halde varılan sonuç: Mü'min davasına güvenendir.

"(Hud) şöyle dedi: 'Bakın, Allah şahidim olsun ve siz de şahid olun ki, (Allah'a) ortak koştuğunuz ilahlarınızdan BERİYİM. (tabi ki) Allah dışındaki...
Haydi artık topunuz bana tuzak kurun; sonrada bana soluk aldırmayın."

Bu ayette şu durum dikkatimi çekti. Hud aleyhisselam davetini yaptıktan sonra ve burada ciddi bir rest alınca yaptığı şey, o kavim ile daha stratejik bir ilişkiye girmek değil, bilakis kendisi ile kavmini ayıracak kırmızı çizgilerini dile getirerek bir meydan okuma yapmaktadır.

O halde varılan sonuç: Mü'min davasına güvenendir.

1 Ekim 2012 Pazartesi

Ad Kavmini Helak Eden 3 Sebeb - Hud: 59

Hud Suresi'nin 59. ayeti bizlere Âd kavminin helak olmasına sebeb olan 3 suçtan bahsediyor.
İlk ikisi belli...

Ama üçüncüsüne dikkat edin!
 

1) Rablerinin mesajlarını reddettiler.
2) O'nun elçilerine karşı geldiler.
3) HER İNATÇI ZORBANIN YÖNETİMİNE BOYUN EĞDİLER.
 

(Hür mü'min artık hiçbir zalime boyun eğmemeli, şahsiyetini asla zalim yönetici karşısında eritmemeli)

 [ayetler didik didik edilmeyi bekliyor.]





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...