13 Eylül 2020 Pazar

Geçmiş Kavimlerin Durumu Ne Olacak? Taha 52

 FİRAVUNUN "GEÇMİŞ KAVİMLERİN DURUMU NE OLACAK?" SORUSUNA MUSA'NIN CEVABI :

"Musa şöyle dedi: Onlar hakkındaki bilgi Rabbimin katında bir kitaptadır. Rabbim yanılmaz ve unutmaz." 

(Taha:52) 

**

 [Kompleksiz cevaba bakar mısınız?

Rabbe olan güvene bakar mısınız?]

9 Eylül 2020 Çarşamba

Şeyh Ahmed Eş-Şerif Es-Senûsî (1873- 1933)

Afrika'da doğup gelişen ve büyük


hizmetler ifa eden Senûsi hareketinin önderlerindendir. Trablusgarp işgali sırasında İtalyanlara karşı verdiği büyük mücadele ve kahramanlığı ile tarihe geçmiş din alimi ve büyük liderlerdendir. Senusi tarikatının ve buradaki halkın başında büyük mücadele vermiş ve uzun süre düşmanın ülkeyi ele geçirmesine engel olmuştur. Osmanlı Devleti İtalya ile barış yapmak zorunda kalıp buradan çekildikten sonra da mücadelesini sürdürerek işgale direnmiş, Osmanlı Devleti de el altından desteğini mümkün mertebe sürdürmüştür. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ile bağını en güçlü şekilde devam ettirmiş, savaşın sonlarına doğru bizzat Padişah tarafından İstanbul'a davet edilmiş ve kendisine büyük bir alâka gösterilmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu'nun bir çok yerini gezerek Kuva-yı Milliyecilere destek olmuş ve onlar için vaizlik yapmıştır. 

Eğer Mü'minlerden İki Topluluk Çatışırsa Ayeti





Bu ayete dikkat edelim. Biz bu ayeti okurken genelde şu çıkarım yaparız: Demek ki müslüman da olsa iki kişi veya topluluk arasında çatışma olur. Kendimiz ile çatışma halinde olduğumuz birileri aklımıza gelir.


KAÇIRDIĞIMIZ NOKTA ŞURASI: Biz neden hiç arabulucu rolünde olmuyoruz?! Oysa Kur'an böyle bir rolden bahsediyor. Bence çatışanlardan haksız olan ceza alacak olsa bile arabulucu olma rolü üstlenmesi gerekip de üstlenmeyen de CEZA İLE KARŞILAŞACAK. 

Neden SEYRETTİN?! Neden arayı bulmadı

8 Eylül 2020 Salı

Şımarıkça İfadeler Rızkın Daralmasına Sebeb Olabilir Fecr 15 16

 Şımarıkça ifadeler rızkın daralmasının bir sebebi olabilir. 

Bolluk ve darlığı iyi okumayan tiplerin düşeceği bir durumdur bu.. 

**

Fecr suresinde bu tipoloji iyi vurgulanır. Dikkatle inceleyelin:

"İnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde «Rabbim bana ikram etti» der. 

Ne zaman da Rabbi onu (darlıkla) sınayıp onun geçim alanını sınırlandıracak olsa, bu kez de Rabbim beni zelil etti der." 

(Fecr 89:15-16)

Kur'an Bizi Paranoyak Milliyetçilikten Koruyor - Bakara 134

 "Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız size aittir. Siz onların yaptıklarından sorulmazsınız." (bakara:134)

**

Sürekli geçmişi ile övünen, sürekli soybağı ile geçmişini öven, 

başka soydan olanları aşağılayan, kendi soyunu üstün tutana 

Kur'an tek cümle cevap veriyor: 

"ONLAR BİR ÜMMETTİ GELDİ GEÇTİ"..

Kur'an bizi "paranoyak" milliyetçiliklerden koruyor. Elhamdulillah

6 Eylül 2020 Pazar

Aynı Sorun Ümmet-i Muhammed'de Olamaz mı? En'am 91

DİKKATLE OKUYUN. AYNI SORUN ÜMMET-İ MUHAMMED'DE OLAMAZ MI? KİTABA ÇEŞİTLİ YOLLARLA EKLEME VEYA ÇIKARMA VEYA PASİF HALE GETİRME....

(Enam 6/91)

وَمَا قَدَرُوا اللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِ إِذْ قَالُوا مَا أَنْزَلَ اللَّهُ عَلَىٰ بَشَرٍ مِنْ شَيْءٍ ۗ قُلْ مَنْ أَنْزَلَ الْكِتَابَ الَّذِي جَاءَ بِهِ مُوسَىٰ نُورًا وَهُدًى لِلنَّاسِ ۖ تَجْعَلُونَهُ قَرَاطِيسَ تُبْدُونَهَا وَتُخْفُونَ كَثِيرًا ۖ وَعُلِّمْتُمْ مَا لَمْ تَعْلَمُوا أَنْتُمْ وَلَا آبَاؤُكُمْ ۖ قُلِ اللَّهُ ۖ ثُمَّ ذَرْهُمْ فِي خَوْضِهِمْ يَلْعَبُونَ

(Yahudiler) Allah'a hak ettiği ölçüde değer vermediler. Çünkü “Allah hiçbir insana bir şey indirmiş değildir." dediler. De ki "Öyleyse Musa'nın insanlar için bir ışık (nur) ve bir yol gösterici olarak getirdiği o Kitabı kim indirdi? Siz onu yapraklar üzerine döküp gösteriyor birçoğunu da #gizliyorsunuz. Size de atalarınıza da bilmedikleri şeyler öğretilmiştir. Sen, "Onu indiren Allah’tır” de sonra onları daldıkları yerde bırak da oynamaya devam etsinler.

*****

#Yahudilerin kendi kitaplarına yaptığı bu tahrifi yüce Rabbimiz neden bize anlatıyor???

Nedeni şu: Dine yapılacak olan #eklemelere ve #çıkarmalara dikkat etmek!!!!

O halde bizler inananlar olarak ilk önce Allah'ın kitabını iyice bellemeliyiz ve itikadi sınırları vahiy ile çizmeliyiz...

Topluca Savaşa Çıkmayın Tevbe 122

MÜSLÜMAN TOPLUM İÇİN GÜNDEME BİNAEN ÖNEMLİ BİR AYET... 

"TOPLUCA SAVAŞA ÇIKMAYIN. GERİDE DİNİ TEFAKKUH EDECEK BİRİLERİ OLSUN, Ki savaştan dönenleri ikaz etsinler"

*

“Mü´minlerin tümünün öne fırlayıp çıkmaları gerekmez. Öyleyse onlardan her bir topluluktan bir grup, çıktığında (bir grup da), dinde derin bir kavrayış edinmek (tafakkuhta bulunmak) ve kavimleri kendilerine geri döndüğünde onları uyarmak için (geride kalabilir). Umulur ki onlar da kaçınıp-sakınırlar." (Tevbe 9:122) 

*

-Buradan, Kur'an'ın müslümanları dinde derinleşip dini iyi kavrama ve anlamalarını sağlamak istesiğini anlıyoruz. 

- Herkesin savaşa gitmemesi gerektiğini. 

- Savaşa gidip gelenlerin uyarılmaları gereken konu varsa uyarmaları gerektiği. Çünkü savaş psikolojisi yanlış adımlar attırabilir.

4 Eylül 2020 Cuma

Yoğun Düşünceler

Yoğun düsünceler

Yumruk olup beynimi vurmakta

Niçin, Nasıl soruları

Hepsi bir olmuş üzerime gelmekte..

Sağlam cephe: akıl ve iman..

Püskürtme cabasında soruları..

Akıl zorlanıyor insanların zelil eylemlerini açıklamada..

İman şaşkin kalıyor saçmalıklar karşısında..

Hikmetsiz, derinliksiz eylemler..

Yıpratıyor benliğimi..

Zorluyor beynimi..

Özletiyor öteyi..

Adıyamanlı Çocuk ve Sokaklar - Şiir


Çocukluk yıllarımın geçtiği sokaklar 

Sizi ne kadar da özlemişim 

Sizi ne kadar da özlettiler....

Soğuk havalarda oynardık, üzerinizde

Çamurluydunuz ve ayakkabılarımızın içi hep su dolardı... yorulurduk...

Eve geldiğimde annecağızım sobayı yakmış olurdu..

İliklerimize kadar ısınırdık sobalı odada 

Doyamazdık ama, sokaklarda oynamaya 

Ve pencereden yine çamurlu sokaklara bakardık 

Güneş yeniden çıkınca biz de tekrar çıkacaktık sokaklara....

Yer yer çukurlar vardı üzerinizde ve içi su dolu

İlerden gelen arabaya gözümüzü dikerdik 

İçi su dolu çukurlara girip suyu sıçratacaklar mı diye...

Aynen beklediğimiz gibi olurdu..

Neler yaşamadık ki sokaklarda?...

Üstümüz kirleniyordu ama yüreğimiz temizdi. 

Bugünleri hiç sormayın  ey sokaklar...

Bugün elbiselerimiz temiz belki ama ya yüreklerimiz?

Yıpranan yüreklerimiz...

Bugünü sormayın ey sokaklar, sormayın...

Bugün ayakkabılarımızın içi su dolmuyor belki, ama yüreklerimiz cahiller tarafından kahır doluyor.

Gafiller acıtıyor kalbimizi.

Dost dediklerimiz yüreklerimizi yakıyor 

İnsan dediklerimiz beşerce vahşileşiyor..

Toprak artık yok hep beton var..

Yollarda çukur yok, yok ama..

Artık evden sokaklara bakan çocuklar da yok.

Dedim ya başta 

Özlettirdiler sizi

Yetişkin çağımız yenik düştü

Çocukluk yıllarımızın çukurlu sokakları galip geldi...


16.02.2018 -

Mustafa Tosun

Kur'an'da Sahabe Tevbesi - Tevbe 118

    Allah, Tebük seferine iştirak etmeyen ve haklarındaki hüküm ertelenen o üç kişiyi [Ka'b bin Malik, Hilal bin Ümeyye, Mürare bin Rebi'yi] de affetti.

    Çünkü dünya onca genişliğine rağmen onların başına dar gelmiş, çektikleri vicdan azabı kendilerini ezdikçe ezmişti. Sonunda Allah'a karşı yine Allah'tan başka bir sığınak olamadığını anlamışlardı ki zaten Allah da onlara tevbeye yönelme azmi vermiş ve tevbelerini kabul etmiştir. Çünkü Allah samimi tevbeleri hep kabul buyuran, tevbekar kullarına çok merhametli olandır.+
    Bu güzel örnekliği görüyor musunuz?

    Dünya dar gelmiş kendilerine.
    Sahabe bu. Cihada özürsüz yere katılmama günahı işlemiş. Ve sonradan derin ve samimi tevbe. Bu şekilde vahye konu olup bize müthiş örnek olmuşlar.

Pratik hayat bu. Yaşanan hayat. Peygamberin cemaatinden.
    Madem Kur'an diyoruz ve okuyoruz. Bu güzel örneklikleri analım ve bu değerlerin farkında olalım..
Tevbenin nasıl olacağına dair pratik bir örneklik. İslam cemaatinin günaha giren kardeşlerine ıslah olmaları için uyguladığı sosyal tecrit. Ve daha nice derslerin çıkarılacağı örnek olay..

Gözyaşı Dindarlığı - Tevbe 87

+(Ey peygamber!) Kendilerine binek temin etmen için sana başvurup senden, "maalesef size binek temin imkanım yok" cevabını alan, Allah yolunda savaşa katılmak için gerekli imkanı bulamamanın üzüntüsü içinde GÖZYAŞI DÖKEREK evlerine dönmek zorunda kalan mü'minler için de hiçbir günah ve sorumluluk yoktur.+

(tevbe:92 mustafa öztürk meali)

Şimdi modern mealci kardeş bu ayeti nasıl anlayacak acaba, yahut kuru fıkıhçı kardeş?

" Silahın yoksa ağlamaya ne gerek var, yok işte, sorumlu değilsin" mi diyecekler....?

Acaba bu ayeti okuyunca kalpteki imanın cihad şevkini ve sorumluluk bilincini görecekler mi?

Allah için, İslam için bir şeyler yapamamanın kalbe indirdiği hüznü yaşıyor muyuz? Başka deyişle Allah için bir şey "yapmıyor" olmanın ezikliğini yaşıyor muyuz?

Sahabeyi rivayet bilgisi ile artistçe eleştiriye tabi tutanlar, bu gözyaşlarını da görecekler mi?!

///

Hani piyasada bol bol dindarlık çeşitleri var ya, ben de aşağıdaki ayete dayanarak GÖZYAŞI DİNDARLIĞI ifadesini kullanmak istiyorum. Nefsim başta olmak üzere bu dindarlık seviyesinin neresindeyiz?
<< Bir de (savaşa katılabilecekleri bir bineğe) bindirmen için sana her gelişlerinde "Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" dediğin ve infak edecek bir şey bulamayıp hüzünlerinden dolayı gözlerinden yaşlar boşana boşana geri dönenler üzerinde de (sorumluluk) yoktur.>> (Tevbe:92)
Bu isimlendirme ile de en azından ayet zihnimizde kalır inşaallah.

Oryantalizmin Soruları - Ahmet Parlakışık

 Musiki, notalardan meydana gelir ve bu notaların düzenlenebileceği, birbirinden farklı sayısı yollar vardır. Fakat beste halindeki bir bütün, ayrı parçaların heyet-i mecmuasından daha büyük bir şeydir. Tahlil ederken, bundan bundan sıyrılan bir şey daima mevcuttur. Şiir de böyledir. Tahlil ederken, şiir


vezne veya kafiyeye göre sıralanabilir, mevzulara göre tasnif edilebilir; yazan kimsenin hayatındaki şartlara veya devrinin düşüncelerine bağlanabilir. Fakat gene de tahlilden sıyrılan bir şey vardır, tıpkı musikinin sehhar kuvveti gibi sözün sehhar kuvveti de aşk, acıma, hiddet, neşe ve keder hislerini harekete geçirme kudretine sahiptir. Şiirin tenkidi ve tahlili ile meşgul olan bir insanın bir şiir hakkında yazacağı hiçbir şey şiirin bu esaslı vasıflarına nüfuz edemez. Şiir burada, istediği gibi tasarruf edebileceği, hususi hak ve havasına sahiptir. Büyük bir şairde veya musikişinasta bulunan ve onu, nazmetmek ve nağmeler düzmek kabiliyeti bulunabilecek başka normal insanlardan ayıran bir şey vardır. (32)

2 Eylül 2020 Çarşamba

Baba Bak Arabalar İçin Zıpzıp Yapmışlar! - Yaşanmış Hikaye

 Kızım Meryem 4 yaşında, arabaların yavaşlaması için bizim evin önündeki yola yeni yapılmış tümseği görür ve şöyle der: "Baba bak, arabalar için zıpzıp yapmışlar." (daha önce de kiraz reçelindeki kiraza ballı zeytin demişti)

😊😊
Beni sevindiren şey şu, eşyaya isim koyma yeteneği. Elbette ki isim koyma, önceki tecrübelerle yapılıyor. Zihne önceden yerleşmiş bilgi ile. İnsan fıtratı, hiçbir şeyi anlamsız görmek istemez, bu nedenle ona bir isim koyar, bir rol verir. İsim koyma ve rol verme yeteneği gelişmemiş insan, çevresindeki birçok şeyi anlamsız ve gereksiz görebilir. Böylece hayatı çekilmez ve anlamsız bulur. Stresli-gergin kişilik hali oluşur. Zira bilgi ve tecrübe(pratiği akılda tutulan bilgi) ile gelişmemiş zihin, insanı çevresinde olan bitene karşı daima tepkisel bir hale sokar ve insanı "anlam yakalayamaz" duruma getirir.
Yaşa Meryem...





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...