şahin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şahin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Haziran 2022 Perşembe

Bilinç Notları 39

 Allah'a inanmayan ama ahlaklı kişi, üzerinde yaşadığı yeryüzü ve altında yaşadığı gökyüzü ve bu ikisinden ortaya çıkan nimetleri tüketirken teşekkür edecek bir muhatap arama çabasına girmemesi sizce en büyük ahlaksız durum değil mi?

(insandaki şükür duygusu, ona tanrıyı buldurur, tabi şeytani manipülasyona uğramamışsa)
Teşekkür etmek en önemli ahlaki özellik değil midir? Minnettar kalmak. Bunu icra etmeden insanlar nasıl o nimetlere dokunabiliyor şaşırıyorum. Evet bence de ahlak gerekli...
Üstelik ahlaklı olmak, insanın ölüm ötesi sürece dair sorularına yanıt oluyor mu? /mt

1 Mart 2022 Salı

Bilinç Notları 11

 İZUTSU'DAN "ZENİM" KELİMESİNİN ETİMOLOJİSİNE DAİR. İlgilisine!

- Bir kabileye resmen üye kabul edilen ve doğal olarak konumları kanun kaçaklarından çok daha iyi olan yabancılar bile, çoğu kez, sadece 'dışarıdan gelmiş' oldukları için zorluk yaşıyorlardı. Kabilenin bu şekilde üyeliğe aldığı kişiye zenim adı verilirdi. Burada altı çizilmesi gereken nokta, bu kelimenin zamanla, 'düşük', 'soyu bozuk', ve 'kötü huylu' şeklinde ikinci bir anlam kazanmış olmasıdır. O kadar ki, Kur'an'da bu kelimenin geçtiği bir pasajla (Kalem 10-13) ilgili olarak, İbni İshak, Allah'ın hiç kimsenin soyunun aşağılamasının söz konusu olamayacağını ifade ederek; zenimin burada soyu bozuk bir kişi (li ayb fi nesebihi) anlamında değil, orijinal anlamında, yani kabileye sonradan girmiş kişi manasında kullanılmış olduğunu özellikle belirtme ihtiyacı hissetmiştir. (116)
(Malum hoca boşuna kendisini heder etti, ne vardı yani ibni ishakın yorumunu benimseseydi)
//

23 Ocak 2022 Pazar

Şahin Doğan’ın “Mustafa İslamoğlu Eleştirisi” Kitabı Üzerine

        Şahin Doğan hocanın kitabını kısa sürede okudum. Mustafa
İslamoğlu hocayı takip edenlerin de hassaten okumalarını tavsiye ederim. Zira kitap baştan sona eleştiri barındırıyor. (Çok az yerde muvafakatın dışında). Neden tavsiye ediyorum? Çünkü hayranlıkla okuduğumuz, takip ettiğimiz biri eleştiriliyorsa ve biz de o kişiyi tanıyorsak, biliyorsak bu eleştirilere kulak vermeliyiz, belki bizim bilmediğimiz durumlar vardır, belki de eleştirenin yanıldığı yerler vardır. 

Bildiğimiz kadarıyla Akabe Ekolü’nün eleştirel düşünme, kritik etme, körü körüne bağlanmama, şahısları putlaştırmama, mukayeseli okumalar yapma vs. gibi özellikleri var. Bu ekol çizgisinde gelişenler, hocalarının eleştirildiği kitaptan ne gocunurlar, ne rahatsız olurlar. Dikkatle okurlar, içinde hatalar varsa oturup yazarak cevaplarını verirler. Benim bu yazım genel bir değerlendirme, ayrıntılı değerlendirmeyi hocanın eserlerine iyice vakıf olanlardan bekliyorum. 

9 Eylül 2020 Çarşamba

Şeyh Ahmed Eş-Şerif Es-Senûsî (1873- 1933)

Afrika'da doğup gelişen ve büyük


hizmetler ifa eden Senûsi hareketinin önderlerindendir. Trablusgarp işgali sırasında İtalyanlara karşı verdiği büyük mücadele ve kahramanlığı ile tarihe geçmiş din alimi ve büyük liderlerdendir. Senusi tarikatının ve buradaki halkın başında büyük mücadele vermiş ve uzun süre düşmanın ülkeyi ele geçirmesine engel olmuştur. Osmanlı Devleti İtalya ile barış yapmak zorunda kalıp buradan çekildikten sonra da mücadelesini sürdürerek işgale direnmiş, Osmanlı Devleti de el altından desteğini mümkün mertebe sürdürmüştür. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ile bağını en güçlü şekilde devam ettirmiş, savaşın sonlarına doğru bizzat Padişah tarafından İstanbul'a davet edilmiş ve kendisine büyük bir alâka gösterilmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu'nun bir çok yerini gezerek Kuva-yı Milliyecilere destek olmuş ve onlar için vaizlik yapmıştır. 

9 Kasım 2014 Pazar

Ehli Sünnet Müdaafacıları Üzerine - Bülent Şahin ERDEĞER

Ebubekir Sifil, İhsan Şenocak gibi popüler isimlerle gündeme gelen Ehl-i
Sünnet Korumacılığı ve saldırganlığı ne zaman başladı
İlk dalga, Cemalettin Afgani  EBU'L A'LA EL MEVDUDİ,Seyyid Kutub Nebhani, İbni Teymiye gibi öncülerin 60'lı yıllarda çeviri eserlerle muhafazakar düşünceye alternatif olarak Türkiye İslamcılığı'nı mayalamaya başlamasına tepki olarak ortaya çıkmıştı. Tarikat-Tasavvuf-4 mehzeb taklidi'ni savunmak için "mezhepsizler" "müçtehid taslakları" gibi söylemlerle saldırılmıştı... Başını da Ali Nar, Mehmed Şevket Eygi, Necip Fazıl ve Mısıroğlu gibi isimler çekiyordu...

2. Dalga ise 90'larda yükselen İlahiyat fakültelerine karşı başladı. İşte Sifiller o dalganın temsilcileri. Özellikle bir yandan Ankaraokulu ve İslami Araştırmalar/İslamiyat dergilerinin öte yandan Haksöz Okulu, Akabe, İktibas, Çekmegil'in Nida gibi Kur'an merkezli dergilerin başlattığı sorgulama ortamına karşı Ehl-i Sünnet Müdafaası'nın akademik dolulukla tekrarlanması ve Akademik bir Cevap verilmesi kompleksinden kaynaklanıyordu. Önce İnkişaf ile başlayıp Rıhle ile devam eden serüvenin kısa özgeçmişi bu...

Sifil ve Şenocak bir "Ehl-i Sünnet" savunuyor. Bunun resmi tarihini de şöyle özetliyorlar:

1-Sahabe "fitne döneminde" içtihad ettiler Hz. Ali de Muaviye de haklıdır.

2-Selef diye blok bir nesil vardır. Selef temel konularda akaid ve fıkıhta ortak bir görüşü savunur. Örneğin Kader vb. konularda...

3-Halef de 4 Hak Mezheptir ve bu 4 Hak Mezhep=İslam'ın kendisidir.

4-Osmanlı dönemi yaşanan İslam meşrudur tasavvuf ve tarikatlar=İslamdır.

5-Bu İslam olduğu için farklı her görüş bidattir, sapıklıktır vs...

Ben bu algıya kökten karşı çıkıyorum. Kısaca şöyle cevaplayabiliriz:

C-1-Sahabe içtihad etmedi arasında Kur'an ve Sünnete sadık kalanlar ve kalmayanlar vardı ve bir iktidar savaşında önemli bir kriz yaşandı. Bugün yaşadığımız bölünmenin kökenlerinde Muaviye'nin darbesi var... "Muaviyeci İslam" var...

C-2-Selef diye blok bir nesil yok. Selef döneminde de bugün olduğu gibi akaid ve fıkıhta çok farklı eğilimler ve ekoller vardı. örneğin Kader vb. konularında...

C-3: Hak mezheb kavramı da İslam'ın Sünnilikten ibaret olduğu anlayışı da batıldır mezhebi din edinmektir.Ehl-i Kıble olan diğer görüşleri aforoz etmektir...

C-4: Osmanlı da blok bir yapı değildir resmi ideolojisi Kur'an ve Sünnet açısından çok ama çok sorunludur...

Sifil bu konuşmasında Ayetleri ancak "Selef onayından" geçerse kabul edin diyor... Kim Selef? Ehl-i beyt imamları mesela İmam Kasım Ressi selef mi? Hasan Basri Gaylan Dımeşki, Cad bin Dirhem vb. niye selef değil? Kim belirliyor bunu? Onlar değil "Selefi Salihin" Seleftir deniyor bu sefer...

Kur'an mı Selef'e Selef mi Kur'an'a uyacak?

Selefiler de sizi Selef'e davet etmiyorlar mı? Selef'te tevessül vb. konular nasıldı siz gerçekten selef'e mi tabisiniz? Bu sorular uzar gider...





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...