12 Ekim 2016 Çarşamba

Cennet Salt Bedensel Haz Yurdu Değildir



وَقَالُوا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَذْهَبَ عَنَّا الْحَزَنَ إِنَّ رَبَّنَا لَغَفُورٌ شَكُورٌ

"Ve diyecekler ki: "HÜZNÜ/TASAYI bizden gideren Allah'a hamdolsun; gerçekten de Rabbimiz, tarifsiz bir bağışlayıcıymış, Kendisine yapılan şükre hadsiz hesapsız bir karşılık verenmiş."

(Fatır Suresi 34. ayet)


**
        Cennet konusu Kur'an'ı Kerim'de vazıh bir şekilde beşer düzeyine indirilmiş gaybi bir konudur. Cennetteki nimetlere sürekli vurgu yapılır. Geleneksel algıda Cennet "hurilerle" meşhur olmuştur ve özellikle bu konuda aşırı ve abartılı ifadeler dillendirilmiştir. Allah için canını veren, dünyalar kadar sıkıntılara katlanan mücahidler ve şehidler sanki sadece "hurilere" kavuşmak için canlarını feda ettikleri iması yapılır. Bu da işi trajikomik durumlara götürmektedir. Oysa cennet ayetleri tümüyle okunduğu zaman "huri" mevzusuna birkaç atıf yapılıp geçilir. Bir ayette de cennetten de yüce olanın da "Allah'ın rızası" olduğuna vurgu yapılır. 

        

        Bununla birlikte yukarıda verdiğimiz ayette cennete girenlerin hamd etmesinin gerekçesinin kendilerinden "hüznün/tasanın" giderilmesi olarak dile getirilmiştir. "yeme-içme" ve "huri" gibi nimetlerle mukayese edildiği zaman, cennete girenlerin en çok rahata kavuştuklarının ifadesi bunlar değil, "hüznün ve tasanın giderilmesi" olduğunu görüyoruz. Çünkü bu dünyada var olan hüzün, bedensel nimetleri bile anlamsız hale getirecek çaptadır. Öyleyse, cenneti daha çok bedensel haz mekanı olarak lanse etmek eksik kalır ve hatalı da olur. 

 

       Kur'an, cennet yurduna şu ismi verir: "Darus'Selam" (Barış ve Esenlik Yurdu). Değil mi ki bu dünyada nimetler içerisinde yüzsek bile şayet "Barış ve Esenlik" ortamı sözkonusu değilse arzulanan hazzı elde etmemiz akamete uğrayacaktır. O halde cenneti anlamlı hale getiren bedensel hazlardan daha büyük nimetler vardır, cennet vurgusu çoğunlukla bunlara yönelik olmalıdır. 

 

        Yine başka ayetlerde cennette "yalan sözün" ve "boş söz"ün olmayacağı yönündedir. Evet, insanın aslında şu dünyada en çok muzdarip olduğu konularda biri de bu değil midir: yalan ve boş söz. Ne kadar nimetler içerisinde yüzersek yüzelim şayet yaşadığımız toplumda bu iki kötü özellik (yalan ve boş söz) varsa, nimetlerin tadına varılabilir mi? 

 

        O halde cenneti bu manevi nimetlerle anmamız daha gerçekçi ve daha çekici olmaz mı? Bunları söyleyerek asla bedensel haz nimetlerini boşa çıkarma çabasında değilim. Onların da olması son derece doğaldır. Gayem sadece işi dengeye getirmek. 

 

        Cihad dendiği zaman insanın aklına gelen ikinci kelime "Huri" olmamalıdır. Hem dünyada yaptığımız cihadımızda gayemiz cariye elde etmek değil ki keza, ahirette de salt huri elde etmek değildir.. Yüce Rabbimiz zaten, "hariran" ifadesiyle bir görüşe göre özgürlük nimetini de vereceğini ifade buyuruyor. (Kimileri "ipek" olarak anlıyor). İki görüşü birlikte ele alarsak ipekler içinde özgür bir yaşam. Bu da en derin arzularımızdan biri değil midir? 


        Hasılı;, cennet, salt bedensel hazza hitap eden, insanı sadece mide ve uçkura indirgeyen bir yurt değil, bilakis bunlarla beraber (ki bunlar bu dünyada da var) daha yüce nimetleri içerisinde barındıran bir yurt olacaktır. Aslında insanların şu an dünyada ızdırabını çektiği durum hazların eksikliği değil, yüce erdemlerin eksikliğidir. Cennet özlemimizi kamçılayan durum, bu dünyada tesis edilemeyen yüce erdemlerdir. Bunun için cenneti arzuluyoruz. Barışın olduğu, kinin olmadığı, tasa/hüzün/kaygının olmadığı, boş ve yalan sözün olmadığı, kıskançlık ve tuzak kurmanın olmadığı bir yurt özlemi içerisindeyiz ve kendimizde yüce hasletleri kesb ederek bu yurda layık hale gelme çabasındayız. 

 

        Cennet salihlerin yurdudur. Salih insanları bu dünyada bulmak zor ise şayet (ki zor), o halde cennet gibi bir yurdun olması duygularımız, arzularımız açısından da zaruri oluyor ve Yüce Rabbimizde salihlerin bu özlemini giderecek bir yurt hazırlamıştır, bunu vahiyden öğreniyoruz. O halde bizim de son sözümüz şu olsun: "Salihler için Barış Yurdu hazırlayan Yüce Allah'a hamd olsun"

 







Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...