28 Aralık 2013 Cumartesi

Rönesans İnsanı/Toplumu

Rönesans dönemi insanı Allah'la yarışmaya kalktı. O'nu rakib gördü. O'na muhtaç olmadığını sandı. Teknolojinin, tüm ihtiyaçlarını gidereceğini sandı. Kibirlendi. Gururlandı. Oysaki bu yarışta kaybedecek olan hep insan olacaktı. Kendisini yaratana karşı katı önyargılar taşıyan rönesans insanı gün geçtikçe teknolojinin erdiği sahte özgüvenle gafletinin derinliğini arttırmaktadır..
Nefsin ilahlığının aracı haline gelen teknoloji rönesans insanını şehvetinin esiri haline getirdi ve fıtratının ihtiyacına karşı körleştirdi. Şehvetinin gönüllü esiri ve fıtrat körü olan rönesans insanı olan modern insan, dengesizliğin ve dipsizliğin en tipik örneğidir. Bütün bunlara karşın kendisini de dünyaya nizam verme makamında görüyor.
Üçüncü dünya ülkelerinin insanları ise modernizmin bu rüzgarından korunacağı yerde kendisine ait olan her ne varsa terk etme pahasına bu rüzgara kucak açıp kendini bırakır hale geldi. Bu haliyle üçüncü dünya ülke insanlarının gelişmesi imkansız hale gelmiştir. Uzun yıllar süre gelen ve adeta kalıtım yoluyla taşınmakta olan derin kültüründen ve inancından kopan ve bundan rahatsızlık duymayacak kadar narkozlanmış bu insan insanlar, batılıların kölesi/askeri/pazarı olmaktan başka bir sonuçla karşılaşmayacaklardır. Hayatının öznesi olmayan bu tip toplumlar sürekli yönlendirmelere maruz kalacaklardır. Bu büyük bir ızdıraptır, azaptır. Kökünden kopmuş bir ağacın çürümesi misali çürümeye yüz tutmuş toplumlar olarak varlıklarını sürdürmektedirler.
Rönesans insanının zamanı bu denli kirlettiğini, hayatı bu denli denegsiz hale getirdiğini rahatlıkla/acıyla görüyoruz. Başarılarının meydana getirdiği şımarıklığının acısını üçüncü dünya ülkeleri ödüyor. Batı bunun keyfini yaşıyor. Bu dünyadaki insanların adeta manevi genleriyle oynuyor ve etkisiz/pasif/silik toplumlar haline getiriyor. gelişimlerini takib ediyor ve istemediği düzeye geldiğinde çomak sokuyor. Tarihsel kavgaları depreştiriyor ve düşmanlıklardan kendine menfaat üretiyor. Allah'ı kendine rakib gören ve O'nu hayattan dışlayan modern insanın dünyaya sunduğu tablo işte budur. 
Nefislerinin, şehvetlerinin çizgisinde yaşamaktan rahatsız olmayan bireyler bu berbat tablodaki başarı grafiğinin basamaklarıdır. Tevhid inancına göre yaşayan bireyler ise bu tablonun başarı grafiğini azaltan, aşağıya çeken bireylerdir. O halde bize düşen tevhid akidesinin ilkelerini benimsemiş bireyler olmaktır ve bu bireylerin sayısını çoğaltmaktır.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...