İhsan Fazlıoğlu’nun “Kendi dindarlığıyla ilgilenene
Müslüman, başkalarının
dindarlığıyla ilgilenene İslamcı denir” sözü, yüzeyde bir mizah ya da tipoloji gibi görünse de, derininde iki önemli yanılgı taşır. Bu yanılgılar, hem eleştirinin mahiyetini hem de sorumluluğun sınırını daraltan modern bir bireyci bakışın izlerini taşır. Birincisi, İslamcı kendini eleştirinin dışına koymaz; tam tersine, kendisini de sürekli muhasebe ve tashih süreci içinde görür. İkincisi, hem Müslüman hem İslamcı başkalarından sorumludur; çünkü Kur’an inananlara yalnızca kendilerini değil, toplumu da düzeltme görevi yükler.
