acı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
acı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mayıs 2021 Perşembe

Büyüklerimiz Acılara Nasıl Dayanıyor?

Gerek cehalet, gerek imkansızlıklardan dolayı ayakta kalmayı başardılar ve çocuklarını düşe kalka yetiştirdiler. Acılara dayandılar. Az önce bir büyüğümüz şöyle diyerek kendini motive etti: 

"Evlat çok daha büyük acılar var, onların yanında bunlar bir şey değil. Bir ölüm, bir hapis, bir cinayet vs. çok daha büyük acılardır. Allah beterinden saklasın".

İşte bu son cümle modern/hızlı/tatminsiz insanın zihninde yok!!!

12 Şubat 2020 Çarşamba

Acı Satan Biri

Acı satan biri varmış, dedi babası Meryem'e zamanın birinde.
Bunu duyan Meryem şaşkın bir şekilde sordu babasına:
- Olur mu öyle şey baba? Kim satın alacak ki acıyı?
Babası tebessüm ederek şu cevabı verdi kızına:
- Can kızım, bu dünyada acılar insanı olgunlaştırır, hayatı anlar ve yaşanır hale getirir. Elbette ki basiretle bakarsa bir daha acı satın almasına gerek kalmaz.
Meryem, babasını anlıyor gibi dinlemeye devam ederken, babası cevabın sürdümüş:
- Çiçek kızım bilir misin, rahatlıklar içinde kıvranan ve beyni sulanan insanlar var. Ama acılar dengeye getirir insanı.
Meryem yorgun ama umutlu bir şekilde babasının sözünü şöyle kesti:
- Babacığım. Bu sözlerini ileriki yıllarda galiba daha iyi anlayacağım.
Meryem babasını anlamaya çalıştı ama zorlandı sanki. Meryem bir şeyi
 anlamadığı zaman umutsuzluğa kapılmıyordu.

20 Aralık 2012 Perşembe

Acılara Farklı Bir Bakış

        Su sert kayalara hırçın bir şekilde çarparak tatlılaşır.
        Sevgiler de hayatın zor zamanlarını sabır ve dirençle yaşayarak olgunlaşırlar.

        Bu önemli bir gerçektir. 

        Kur'an ayetlerinin birinde:
        "Hoşunuza gitmese de savaşmak size farz kılındı; mümkündür ki nefret ettiğiniz bir şey sizin için iyi olabilir ve yine mümkündür ki hoşlandığınız bir şey de sizin için kötü olabilir: Allah bilir, ama siz bilmezsiniz." (Bakara:216)

        Yeter ki insan basiretle/derin bakışla olaylara bakabilsin. Ama şu da bir gerçek ki hayatın bu zor anları kişiye basiret kazandırmadığı zaman bilinmelidir ki karşısına daha zor zamanlar çıkabilir. Çünkü insan ilerlemeye/gelişmeye matuf olarak yaratılmıştır. Kişi kendini olduğu gibi bırakmamalıdır. Hayat okulunun yazılı/yazısız materyallerinden kendine ders almalıdır. Bu konuda Mustafa İslamoğlu şöyle der: "Basiretle bakarsanız acılarınız hocanız olur." Evet, bu basireti kazanıncaya kadar zorluklar/acılar canımızı yakacak. Kazandıktan sonra kişi hayatla dost olacak ve barışık olacaktır. Olaylar kişiyi yıpratmayacaktır.

        İnsanımız modern yaşamın sentetik yönüyle hemhal olduğu için bakışı da duruşu da sentetik hale gelmiştir. Tasavvurlar değişmiş, başlar ayak, ayaklar baş olmuş. "Bu devirde babana bile güvenme" herzeliği nakış nakış işlenmiştir modern insanın zihnine. Halbuki vakıayı hakikatmiş gibi dile getirmek de nerden çıktı. 

        Evet, toplum güvensiz bir hale gelmişse bile sen buna direnç göster ve bunu hayatında hissettir. Modern yaşamın bu tür dezenformasyonları insanı zehirlemiştir. Dolayısıyla hayata basiretle bakma yeteneği epeyce donuklaşacak ve insan acılar içinde kıvranacak ve yeni acılar ortaya çıkaracak eylemler üretmeye devam edecek. Kendi elleriyle kıyametini hazırlamış olacaktır insanoğlu...

        Bu halde 21. yy küstahlığına kapılmadan çağlar üstü mesajı taşıyan ve çağlara hayat veren vahiyle tanışmaktan başka kurtuluş yolu görünmemektedir. İnsanımız bunu anlamalıdır. Kendi kökenine inen insanın, karşılaşacağı tek şey acziyettir, aciz olanın üreteceği eylem kibir olmamalıdır.
 
        Hayatı inşa malzemesini iyi seçmeli insan. Hayat şeytani depremlerle sarsılmalara sürekli maruz kalmaktadır . O halde hayat için en sağlam malzeme VAHİYDİR.






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...