1 Aralık 2021 Çarşamba

İSLAM, CEMAAT VE SORUMLULUK

Akılcılığın ifrat boyutu, insanı bireyselciliğe iter. Bireyselciliğe mahkum olan ise bir zaman sonra yalnızlığın depresifliğine düçar olur. İnsanın yalnız kalması ne kadar doğal ise toplumsallığa da o kadar doğal. Yeter ki ifrat ve tefrit derecelerine varmasın.

 Cemaati ise en meşhur tarif ile akıllı birliktelik olarak bilinir. Yani bireyi toplum oluşturmaz, birey toplumu oluşturur. Hayatın gerçekliğinde toplum olmak da bir ihtiyaçtır zira. İslami anlamda ise aynı akideyi taşıyan insanların birlikteliği de İslami bir gerekliliktir. Kur’an’da bu durumun emarelerini fazlasıyla görürüz. (İki Müslüman topluluk savaştığı zaman bile aralarını bulacak bir topluluğa görev verilir).

İslam, bireyin şahsiyetleşmesini ve şahsiyetleşenlerin ise

İslam kardeşliği çerçevesinde,

Allah rızası hedefiyle ve

Kuran merkezli sünnet zemininde cemaat olmasını ister. 

İslam’ın insana sadece mistik bir atmosfer sunmaz. Müslüman şahsiyetin hayatın her alanını İslami sorumlulukla yaşayabilmesi için bir topluluk dayanağına ihtiyacının kaçınılmazlığı bilinir. Hayatın doğa seyrinde de bu topluluk halleri mevcuttur. Aile, akraba, hemşehri vs.

Peygamber, sahabesi ile eğer cemaat halinde olmasa idi. Yani herkes bir telden çalsa idi, ilk Müslüman cemaatin siyasi, askeri, ekonomik gücü olmazdı ve püskürtülmeleri, sindirilmeleri, yok edilmeleri daha kolay olurdu.

Örneğin; Lut peygamber, cemaat halinde olacak kadar iman sahibi sahabesi olmadığı için çok sıkıntı çekti.

İster dün, ister bugün, ister yarın cemaat olmanın kötü örnekleri ne kadar olursa olsun

yukarıdaki kriterlere dayalı olarak müslümanların cemaat halinde olması her zemin ve zamanda gereklidir. Hem fıtridir hem islami bir sorumluluktur.

Müslümanların farklı gruplar halinde olmaları kendilerini cemaat şuurundan uzak tutmalı. Evet insani ve islami algı biçimleri gereği farklılaşmalar olabilir, ama bu asla ortak müştereklerin etkisini yok etmemeli. Bunun farkında olarak cemaat ve ümmet şuurunu korumalıyız.

Günümüzde postmodernizmin getirisi ile insanlar bireyselciliği tercih ederken bir kısım müslümanlar da, cemaat ve ümmet olmayı kerih görüp bireysel takılmayı tercih ederek sorumluluklardan kaçmaktadırlar. Son raddesi deizm dediğimiz şey.... Çeşitli sorunlardan doalyı bu sonuca varabilirler, ancak bizce olması gereken tamir ve tedavi. Rasulullah evs ve hazrec’i nasıl birleştirdi ise (Allah’ın yardımıyla) bizler de cemaat ve ümmet birlikteliğini diri tutmalıyız

Konunun farklı boyutları var ve tartışılabilir. Uzatmama adına bu kadar ile iktifa ediyorum.

Görüş ve yorumlarınızı bekliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...