22 Temmuz 2022 Cuma

Amerika Mektupları - François Murat Erguinoz

- New York'a yerleşen Avrupa kökenliler, yaşadıkları kentin üstünlüğünü ve ayrıcalıklarının bilincindeler. "Biz Amerikalıyız" demiyorlar da "Biz New York'luyuz" diyorlar genellikle ve ABD'nin hiçbir yerinde oturamayacaklarını ileri sürüyorlar" (12)

- Ayrıca, eskiden göçmenlerin ABD topraklarına ilk ayak bastıkları yer olan Ellis Island ve elinde meşale tutan Özgürlük heykelinin bulunduğu Liberty Island gibi küçük adalar varmış. (13)

- Dünyanın en zengin kenti New York'un, yoksul ve kara yüzüydü Harlem. Filmlerde, hiç gösterilmeyen homeless'leri, yani evleri olmadığı için sokaklarda yaşayanları da gördüm. Los Angeles'te da görmüştüm onları. Bu varlıklı ülkede, açlıktan sürünmek için, illaki kara soydan gelmek şart olmadığından ne gariptir ki, evsiz barksızların hepsi beyaz soydandı. Aralarından biri yüreğimi sızlattı. Çünkü kaldırımda yatarken, göğsünün üstüne koyduğu kartona "evim yok ve aids'im var" diye yazmıştı. (15)

- Bir zamanlar beyaz anglosakson ve protestan çoğunluk ile siyah ve kızılderili azınlıklardan oluşan ABD nüfusu artık daha karmaşık yapıda. ABD, ülkeye yapılan göçlerle 30 ayrı halktan insanı ve büyük bir Latin Amerika kökenli insan topluluğunu barındıran bir ülke haline geldi. Ülkedeki azınlıkların nüfusu büyük bir hızla artıyor. Örneğin Kaliforniya'da yaşayan Latin Amerikalılar geçen hafta nüfus üstünlüğünü ele geçirdi. Hawaii, New Mexico ve Washington D.C. eyaletlerinde durum aynı akıbeti paylaşacağı belirtiliyor. 2010 yılında da Latin Amerikalı'ların ülkenin en büyük azınlığı olma özelliğini siyahların elinden alınacağı öngörülüyor. 2050 yılına kadar beyazların oranının yüzde 53'e kadar düşeceği ifade ediliyor. Son yıllarda ABD'de azınlıkların nüfusunun artmasının önde gelen nedenlerinden biri olarak beyin göçü gösteriliyor. Örneğin bilgisayar programcılığında çalışanların yarıya yakın kısmı Asyalı. (19)

- Bugüne kadar Kosova'da görev yapan Amerikan askerlerinin görevi kötüye kullanmasına en açık örnek olarak, Ocak ayında aynı birlikten çavuş Frank Ronghi'nin 11 yaşında Kosova'lı bir kız çocuğuna tecavüz edip öldürmesi gösteriliyordu. Askeri mahkeme tarafından ömür boyu hapse mahkum edilen Ronghi'nin avukatı, dava sırasında müvekkilini, söz konusu raporda belirtildiği gibi, "birlikteki insanlık dışı atmosfer"den etkilendiğini öne sürerek savundu. Bu olayın ardından yapılan genel soruşturmadan sonra hazırlanan raporda söz konusu birlikte genel bir disiplin birliği bozukluğu olduğu dile getirildi. (21)

- Morillon,  "Eğer tarih bilincinden söz etmek istiyorsak, sömürgecilik, kızılderililer ve Avustralya'daki yerliler gibi konularda önce kendi kendimizi sorgulamalıyız" dedi ve soykırım iddialarının rapora sokulmasının Türkiye ile ilişkileri donduracağına dikkat çekti. (35)

- Hollywood şöhretlerinin en büyük korkusu kansere yakalanmak. Son zamanlarda cep telefonlarının radyasyon yaydıkları iddia edilince yıldızlar, cep telefonu kullanmaktan vazgeçtiler. (39)

- 19. yüzyılın ortalarında Meksika'dan koparılan Kaliforniya, ABD'nin bir parçası değil de, öteki eyaletlerinden bambaşka,  apayrı, bağımsız bir ülke gibi. Hatta bundan dört beş yıl önce, Kaliforniya Eyalet Meclisi'nden iki temsilci, ABD'den ayrılıp, resmen bağımsız olayı önermişler. Gerçi bu öneri kabul edilmemiş ama, o temsilciler bölücülükle suçlanmamışlar. Çoğunluk Latin Amerika yani Güney Amerika kıtasından. Japonlar, Çinliler gibi Asya kökenliler de çoğunlukta. Kaliforniyalıların hepsi, kendi dillerini özgürce konuşuyor. Kendilerini anlatan bir bayrakları var. Kocamanbir ayı, ayının tepesinde bir yıldız çevresinde The Republic of California  yazılı. (47)

- Tütün 16. yüzyılda Amerika'da keşfedildi. Avrupa'ya ilk defa İspanyollar tarafından getirildi. Yeni olan her şey pahalıydı. (49)

- Kaliforniya'da 1998 yılından beri, toplumun bulunduğu, restoranlar, barlar, işyerlerinde sigara içmek yasak. Birçok işyerinde sigara içmek yasak olduğu gibi işe girerken de sigara içmeyenler tercih ediliyor. (49)

- Amerika'da günlük yaşama gözatarsak, yalnızlık ve bireycilikle karşılaşırsınız. Lokantalarda tek başına yemek yiyenler, sinemalarda tek oturanlar, huzur evlerine çocukları tarafından terkedilmiş ana babalar çokça var. Apartman daireleri pek yok, daha çok bahçe içinde müstakil evler var. Hızlı işleyen posta hizmetleri var. Etnik lobicilik var. Müslüman, Zenci ve Türk olmak çok zorlukları göze almak demek oluyor. Şehirlerarası iyi otobüs hizmeti yok. Yollarda korna sesi yok. Her evde birkaç telefon ve TV var. Çoğu evde internet'e bağlı bilgisayar var. Bol Amerikan filmi, TV programları, TVgüldürüleri var. Yabancı film pek bulamazsınız. (51)

- ABD'de enflasyon, işsizlik, vergi kaçırma yok. İş ahlakı ve yapılan işte kalite kontrolü ve standartları var. Örneğin, garsonlar bile işe alınmadan önce o lokantanın verdiği eğitimden geçmek zorundadır. Herhangi bir meslek sahibi olmak bir çeşit diploma ya da çalışma belgesi gerektiriyor. Bürokrasi var. Hem özel sektörde hem devlet sektöründe bol bol kağıt işlemleri var. Her iş için yazılmış el kitapları var. Bahçecilikten, boşanmaya, şirket kurmaktan Hint yemeği pişirmeye kadar her konuda kitap ve teyp bandı var. Her mahallede bulunan parasız ödünç alınabileceği bir halk kütüphanesi var. Girişimcilik, yeni proje, düşünmek, yaratıcılık var. İyi işleyen bir kredi piyasası var, dolayısıyla küçük-orta-büyüklükteki işletmecilere kapılar açık. (51)

-  Amerikalılar yemelerine, içmelerine çok düşkün insanlar. Her köşe başında insanın iştahını açacak, kafeler, büfeler, restoranlar birbirinden ilginç ve lezzetli yemeklerini sunuyorlar. Her ülkenin yemeğini bulabilirsiniz. (54)

- Amerikalıların çok ilgilendikleri bir konu da vitaminler, avuç avuç, vitamin içmekteler. Vitaminler, reçetesiz her köşe başında vitamin mağazalarında satılmaktadır. Her türlü derde deva vitaminlere Amerikalılar bir servet ödemekteler. (54)

- Kaçak Babalar Amerikan argosunda "Deadbeat fathers" diye anılıyor. Bu, evini terk edip başka kentlerde yeni yaşam kuran, mahkeme kararına rağmen çocuklarına nafaka ödemeyen erkeklere yakıştırılan bir sıfat. Ama iş rakama döküldüğünde sorun ciddi ve tehlikeli. Amerika'da 22 milyona yakın çocuk, baba sevgi, şefkat ve himayesinden mahrum, çeşitli güçlükler içinde sefalet çizgisi altında yaşıyor. Çocuklarını terkettiği gibi ödemeye yanaşmadığı nafaka toplamı ise 18 milyar dolar. (55)

- David Helfand adli bir inşaat mühendisliği şirketinin yöneticisi şöyle diyor: "Sigorta şirkeleri dostunuz değildir. Sigorta şirketinizin ahbabınız olduğunu ve deprem olduğunda size kumar makinasındaki gibi para ödeyeceğini sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz demektir. Depreme karşı güçlendirme bilime, sigorta ise siyasete ve kumara dayanır." Kaliforniya'da evin yapım tarihine göre sigorta primleri yıllık 500 ile 1200 dolar arasında değişiyor. (61)

- Amerika'daki sağlık hizmetlerinin çok pahalı olması sebebiyle, on binlerce Kuzey Amerikalı soluğu Meksikalı hekimlerin yanında alıyor. Diş tedavisinden yeni bir gözlük ihtiyacına kadar hemen her şey için Meksika'nın yolu tutuluyor. (70)

- Manhattan adasının güney ucu ise parasal açıdan dünyanın yönetildiği yer, Amerika'nın bütün finans kuruluşları, banka genel merkezleri bir mahalle küçüklüğündeki bu bölgede bulunuyor. Ünkü Wall Street de burada yer alıyor. Bir sürü geri kalmış ve kalkınmakta olan ülkenin kaderi Manhatta'nın güney ucundaki bu mahallede çiziliyor. (88)

- V. O. Key, Jr'nin Amerikan üniversitelerinde yıllardır ders kitabı olan 'Politika, Partiler ve Baskı Grupları' adlı yapıtı bu lobilerin ne denli güçlü olduklarını anlatır. (97)

- Dünyada en güçlü Ermeni lobisi Amerika'dadır; bazı karar organlarını parasal ve örgütsel güçlerine dayanarak etkilemeyi başarırlar. Amerika'da sıradan yurttaş, Türkleri iyi tanımaz. Hele Osmanlı döneminden adamakıllı bilgisizdi. Türk imajı, yanlış da olsa bir yandan 'haremde zevk-u sefa süren', öte yandan 'durmadan Hristiyan katliamı yapan' insanlardan ibaretti. Yıllar önce Amerika'ya göç eden çok sayıda Yunanlı ve Ermeni bu imajı daha da kötüye götürdü. Yeni dünyada zengindiler, örgütlendiler ve önemli yerlere geldiler. Örneğin, ekonomisi Japonya'nın tüm varlığıyla rekabet edebilen Kaliforniya'da içlerinden birini (Dökmeciyan) vali seçtirebildiler. Aynı federe devletin önceki valisi Reagan bu mevkiden başkan olup Beyaz Saray'a geçmişti. (98)

- Amerika'da yerliler dışında herkes ya göçmen ya da göçmen çocuğudur. Buraya gelip ilk yılllarda zorluklar yaşayanlar kendi varlıklarını olabildiğince eskiye götürmek isterler. Ermeniler de 1607'de ilk ingiliz yelkenlisinde olduklarını, hatta Kristof Kolomb'un gemisinde de bir Ermeni bulunduğunu yazıyorlar. Ama birkaç yıl sonra 1653'te Virginia Diggs'in Osmanlı sultanından bekçilik uzmanı istemesi üzerine iki Ermeni'nin yollandığı bellidir. Yaptıkları, ozan John Ferrar'ın dizelerine yansımışır, mezarları da oradadır. (98)

- Osmanlı toprağına misyonerlerin gelişi Ermeni varlığını birkaç yönden etkiledi. Amerikan papazları önce Müslüman Türkleri protestanlığa kazanmak istiyorlardı. Yıllar süren uğraş 23 kişiyi aşmadı. Dikkatlerini zaten hıristiyan olan Rumlara, Ermenilere ve Marunilere çevirmeleri kaçınılmazdı. Başlangıçta, kendi mezheplerine, yani Gregoryan Kilisesi'ne bağlı olan Ermeniler'in bir kısmı misyonerlere tepki gösterdi, bazı yabancı papazları öldürdüler de. Ancak, birçok Ermeni ailesi de çocuklarını Amerikan misyonerlerin açtığı Robert Koleji gibi okullara yolladılar. Müslüman Türklerin itibar etmediği bu okulların bazılarında, zamanla, Ermeni tedhişçilerinin propaganda malzemesi de hazırlandı. Örneğin, Merzifon'daki Anadolu Koleji'nde öğretim kadrosuna da girmiş iki Osmanlı uyruklu Ermeni, zaptiyelerce gözaltına alınınca o tarihte yurtdışında, 'bunlar masumdur' diye vavyela kopmuştu ama bir Ermeni-Amerikalı olan D. Nalbantyan 1963'te yayımlanan doktora tezinde ikisinin de tedhişçi olduklarını iftiharla belirtiyor. (98)

- Osmanlı sultanı, Ermenilerin Türkiye'den Amerika'ya göçlerini 1899'da yasakladı. Onlardan kurtulmak isteseydi, tam aksini yapardı. Asıl ucuz işçiye artık gereksinim duymayan Amerika 1924'te yeni göçlere düşük bir kota koydu. Ama gidenlerin çocuklara zamanla karar ve etki yerlerine geçtiler. Saroyan hikaye, roman ve oyunlarıyla Amerika'daki Ermeni toplumu halka sevdiren filmci Mamulyan zamanının en ünlü yıldızı Greta Garbo'nun 'Kraliçe Kristinası'nın yöneten kişiydi. 1941-45 savaşında 500 kadar Ermeni yaşamını yitirdi ama, Haig Şekerciyan Amerikan ordusunun ilk generaliydi. Harward profesörlerinden Dr. Kazancıyan plastik cerrah, Dr. Nacaryan böbrek nakli uzmanı, Dr. Damadyan kanser araştırmacısı, Dr. Parsegyan fizikçi, Dr. Dağlıyan atom enerjisini kuranlar olarak sivrildiler (99)

- Amerika'nın ilk sakinleri 100 yıl önce buraya gelmiş Kızılderililer. Amerika'yı ilk keşfeden ise Kristof Kolomb. Kristof Kolomb'u ın yıl Portekiz ve İspanya kralları ciddiye almadı. İspanya'dan Musevileri kovan, ünlü kraliçe İsabella De Castilla Kolomb'u desteklemiş. Önce Kanarya Adaları, Sargazos Denizi ve Atlas Okyanusu, ardından hep Batı'ya giderek ulaşılan yeni topraklar: Amerika yıl 1492

Amerika'ya gelen beyazlar, Kızılderilileri durmadan öldürmüşler. Amerika keşfedildiğinde 60 milyon Kızılderililer bugün 6,5 milyonluk yok olmaya yüz tutmuş bir ırk olmuş. Yeni topraklardan pay almak için göçmenler akın akın buraya gelmişler. İlk gelenler İspanyollar, Portekizler ardından İngilizler, Hollandalılar, Fransızlar göç etmiş. (100)

- Türklerin sayısı lobi oluşturacak kadar değil ne yazık ki. (101)

- Amerika'da fıkralarda Polonyalılar geri zekalı, İtalyanlar pis, Museviler aç gözlü, Yunanlılar hırsız, İngilizler züppe, Zenciler ilkel, Portorikolular vahşi olarak tanımlanıyor ve bu konuda üretilmiş fıkralara Amerika'da sadece gülünüyor! Başka ülkede olsa ırkçı damgası yersiniz. Amerika bir tüketim ve  marka tutkusu olan bir ülke. Haritada Türkiye'nin yerini bilmeyebilir bir orta sınf Amerikalı, ama markalar konusunda çok titiz. (101)

- ABD'nin bir başka özelliği de, gelişmiş ülkeler 220 volt elektrik kullanırken, onların 110 volta direnmesi. Oradan aldığınız elektronik cihazları Türkiye'de regülatörsüz kullanamazsınız. Özellikle saat ve teyp gibi devirli aletler frekans farkından dolayı hatalı çalışıyor. (101)

- Hükümet ve belediyeler insana çok önem veriyor. Sakatlara ayrıcalık tanınmış, öncelik verilmiş. 65 yaşını tamamlamış ve emekli olmuş vatandaşlara ülkenin her yerinde kolaylıklar sağlanmış Otobüsler için bedava serbest kartlar verilmiş, özel ve ucuz evler yapılmış. İşsiz olanlara az maaş geçen emeklilere de düzenli olarak para yardımı yapılıyor. (101)

- Dünya Bankası, Uluslarası Para Fonu (IMF) ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) politikalarının Üçüncü dünya açısından sömürgecilik ve egemen dünya kapitalist sistemi çağrışımlarıyla yüklendiğini gösterecek yeterince kanıt bulunmaktadır. Her türlü düzenlemeden yoksun küresel sermaye akışı, kalkınan ekonomilerin yazgılarını Wall Street tacirlerinin insafına terk etmiştir. Ne ki, bu sürecin tek kurbanı Güney ulusları değildir. Kuzeyde de -tam da burada, ABD'de- ABD hükümetinin "Amerikalı'yla sözleşme" ve "refah reformu" gibi iç politikalarından zarar gören bir "Güney" vardır. Bu politikalar Dünya Bankası ve IMF'nin gelişmekte olan ülkelere dayattıkları politikalar paketinin bir parçasını oluşturuyor. (128)

- Şimdi eldeki verileri yan yana getirelim. Bu teröristler son derece yetenekliler. Yüksek düzeyde eğitim görmüşler. Pilotluk eğitimi almışlar. Bilimsel bilgiye sahipler. Amerikan makamlarında olabilecek bazı gizli bilgilere, teknik bilgilere sahipler. Havalimanındaki kontrollere takılmadan kolayca dört uçak birden kaçırmışlar. Bunlar alt alta sıralanınca bu olayın Amerikan teröristleri tarafından yapılması ihtimali de ortaya çıkıyor. Bu ihtimali de göz önüne almakta büyük yarar var. (139)

-  BM'den tanıdığım Pakistanlı meslektaşım Zahid Ghani, "Dallas'ta eniştem Wagar Hasan'ı 15 Eylül'de yeni açtığı bakkal dükkanında tek kurşunla vurup öldürdüler. Kendi halinde, yardımsever, alçak gönüllü 4 kız babası mükemmel bir insandı. Katil cebindeki binlerce dolara el sürmemiş. Görünüşü farklı, ismi araplara benzediği için 11 Eylül terörizminin öcünü ondan aldılar" diyor. (147)

- Bazı hocalar müslüman kadınlara başörtüsü yerine şapka, dik yakalı kazak giymelerini tavsiye ediyorlar. Pakistan, Kuzey Afrika ve Mısırlı şoförlerin taksilerinde Amerikan bayrağı dalgalanıyor. (148)

kitap 224 sayfa


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...