Bari biz de sınırları tanımayıp kardeş olabilsek....
**
Aslında bu depremler ulus mantığı ile örülmüş zihinlerde olmalı ki, yapay tel örgüleri paramparça etsin...
Bari biz de sınırları tanımayıp kardeş olabilsek....
**
Aslında bu depremler ulus mantığı ile örülmüş zihinlerde olmalı ki, yapay tel örgüleri paramparça etsin...
"Şu gördüğünüz nil benim değil midir"deyip mülke ve güce dayanarak "sizi ben yönetirim ve benim dediklerimi dışına çıkamazsınız ve değiştirilmesini teklif dahi edemezsiniz", demek istemişti.
Musa peygamberin ilk gündemi "İsrailoğullarını zulümden kurtarmak" idi, yoksa firavuna "abdest nasıl alınır"ı öğretmek değildi.
Bu kadar sosyal, adil ve zulme karşı duran peygamber kıssaları okuyanlar birçok sosyal ve adil olmayan olaylarda "dut yemiş bülbül" rolünü oynuyorlar.
Hud:28
*
Kısacası Paşa keyfiniz bilir.
Tabi bunu böyle diyen Nuh Peygamber gece gündüz demeden davetini de hiç aksatmadı. Bu sözler daha çok inatçı kafirler için...
Davetin en bariz özelliği inanılan şeyde kararlılık ve özgüvendir. Daha kendi kalbinin kanaat getirmediği şeyi başkasına nasıl anlatıp, nasıl inandıracaksın?!
Firavunun kavmine...
Hala sakınmıyorlar mı?"
(şuara:10-11)
Allah peygamberleriyle zalimlere müdahale ediyor.
Peygamberler bu yönleri siyasi kişiliklerdir diyebiliriz çok rahatlıkla. Dindarlık zulme karşı duruş bilincidir. Peygamberler kuru vaizci değillerdir.
*
Rabbimiz, özellikle önceki peygamber kıssaları ile Hz. Muhammed'e hem tevhid inancının bir geçmişinin olduğunu hem bu inancın geçmişte de müntesiplerinin olduğunu hatırlatarak ona tarihsel bir dayanak ve moyivasyon vermiştir. Bu çok güçlü bir dayanaktır.
*
O halde günümüz müslümanları geçmişe sırtını dönmemeleri ve geçmişlerini külliyen kötü görmemeleri gerekir. Tarihindeki iyi olan örneklikleri öğrenmesi gerekir. Aksi halde büyük bir motivasyondan mahrum kalır. Dayanaktan mahrum kalır. Köksüz ağaç konumuna düşer.
*
Bundan dolayı ben tarih ile ilgili araştırmalarımı daha da arttıracağım.
Zira zenginlik geçicidir. Kalıcı olan Salih ameldir. İmandır, teslimiyettir. Teslimiyet gereği ise infak etmektir.
"Ana"okulundan dönen kız annesinin çalıştığı geldi ve odaya doğru yöneldi...
Kızını gören anne: "Gel kızım" dedi.
Kız, suratı asık bir şekilde birkaç adım attı ve uzaktan öylece baktı annesine...
Anne bir daha seslendi: "Gel kızım yanıma" dedi.
Akşama kadar "ana"okulunda olan yavrucağız sitemkar ve hafif kızgın bir edayla:
"ANNE BUGÜN SENİ ÇOK ÖZLEDİM" dedi ve çıktı odadan...
Orda bulunan bizler de bu manzara karşısında çok etkilendik.
**
Bize göre yarım günlük olan ayrılık, o yavruya göre acaba ne kadardır?
Çocuklarımızı adeta kendi ellerimizle "vildanen şiba" yapıyoruz. Yani kıyametin dehşetini gören çocukların ak saçlı hale gelmesini ifade eden bir ibare...
Çocukların anneye bağlı olduğu yıllarda onlardan kısa süre bile olsa ayrı kalması adeta kıyametin dehşetini yaşaması gibi bir şey çocuğun zihninde... Bu manzara karşısında onu anladık.
Öyle ki o kız çocuğu anneden yarım gün ayrı kaldığı halde "Bugün Seni Çok Özledim" diyor.... Aslında diğer günler de öyle ama demek ki bugün patladı kızcağız...
**
Çocuk marka ile değil SEVGİ ile büyür.
**
Anne baba, çocuğunu eğitim için bir yerlere gönderse de sevgiyi asla ihmal etmemeli...
Değerler, normlara kıyasla daha soyut olup, bize "iyi" ve "kötü" hakkında fikir veren ideal
düşüncelerdir. Bu bakımdan değerleri, bir toplumun "olması gereken" idealleri ve hedefleri olarak görmek mümkündür. Normlar ise değerleri yaşama geçirmemize imkan tanıyan somut kurallardır. (20)
*
Kuralların anlamlılığını ve etkinliliğini yitirdiği durumlara sosyolojide "anomi" adı verilmektedir. Anomi, modern toplumda ortaya çıkan yeni bir sorundur. (20)*
Değer ve normlar genellikle sosyalleşme sürecinde öğrenilir ve birey için alışkanlık niteliği alır. İçselleştirildiği oranda normların yerine getirilmesine yönelik dışarıdan yapılan zorlamalarda gereksiz hale gelir. Ama sürekli olarak dışarıdan yapılan zorlamalar da içselleştirmeyi engelleyebilir. Bu bakımdan sosyalleşme sürecinde dışarıdan yapılan müdahaleler aşamalı olarak azaltılmalıdır. Aksi takdirde gençlerin ileriki yaşlarda da sürekli olarak dışarıdan düzeltilmeleri gerekecek ve olgunlaşmaları hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmeyecektir. (21)
*
__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...