16 Aralık 2014 Salı

Bir ‘Alfabe İnqılabı’na Değil, Bir ‘İnkilabın Alfabesi’ne İhtiyaç Vardı - Selahaddin Eş Çakırgil

Bugünlerde ‘osmanlıca’ denilen bir yazı üzerinde tartışılıyor, ülkede..
Japonların alfabesinde 400’den fazla harf veya şekil vardı.. Bunları şimdi 100’den aşağılara çekmişler, biraz azaltmışlar.. Yine de, alel-acele dikilen gecekondu barakalarını andıran o acaib şekillerin altına, üstüne, yan taraflarına, içindeki boşluklara atılan bir çentik veya çiziklerle yığınla mânâ değişiklikleri oluyormuş.. Bir de o şekilleri japon gazetelerinde yanyana değil de, yukarıdan aşağıya dizilmiş olarak görünce, dışardan bakanlar için daha bir zor gözükür.

6 Aralık 2014 Cumartesi

Pastahaneci ve Yaşlı Teyze

Pastahaneci iki hırsızlık olayını anlattıktan sonra herkesin morali bozuldu. Biri şehri şu iki kelime ile özetledi: Hırsızlık ve Yalan... 
Ancak hemen ardından pastahaneci şu olayı anlattı: Geçen haftaların birinde cuma namazına gitmiştim. Telefonumu dışarıdaki masanın üstüne unutmuş bırakmışım. Bunun da farkında değildim. Namaz dönüşü geldim baktım ki yaşlı teyzenin biri masada oturmuş ve öylece bekliyor. Beni görünce: "Evladım telefon sizden birinindir diye düşündüm ve birileri çalmasın diye bekledim!"
(bu olayı anlatınca herkeste bir rahatlama meydana geldi. 
İyiler hep insanın yüzünü gülümsetirler. Allah da onların yüzlerini ak etsin.)

Pastahaneci ve Hırsızlar


Pastahane aranıyor ve sipariş veriliyor. Motorla siparişi götüren elemana siparişin kendilerine ait olmadığı söyleniyor. Eleman aşağı bi iniyor: MOTOR YOK! Sonradan anlaşılıyor ki bir tuzak hazırlanıyor. Telefon eden kişi aranıyor. Cevap şu: Biri sipariş vermek için telefonumu istedi bende insanlık namına verdim.
(kendisinden telefon isteyen müşteriye telefon yok deyip geri çeviren pastahanenin sahibi bana anlatıyor olayı. bundan sonra iki hırsızlık olayı daha anlatıyor)

06.12.2014

1 Aralık 2014 Pazartesi

'Mushaf’a Abdestli Dokunmak' Meselesi



‘Ona ancak temizler dokunabilir’ manasındaki Vakı’a suresinin 79. Ayetinin Mushaf’a abdestli

1) Bu ayet indiğinde elde henüz kitap denilecek bir ‘Mushaf’ bulunmamaktadır.

2) O dönemde henüz abdesti farz kılan Maide Suresi 6. Ayeti inmemişti.

3) Ayetin hitap bağlamı mü’minler değil kafirlerdir.

4) Ayetin konusu insanlar değil cin ve melek gibi görünmeyen varlıklardır.

5) Ayetteki temizlik maddi değil, Al-i İmran Suresi 55, Enfal 11, Tevbe 103 gibi bir çok ayette kullanıldığı üzere manevi temizliktir ki, vahyin sayfaları da ‘temiz sayfalar’ (Beyyine 2) olarak anılır.

6) Ayette geçen cümle inşa değil haber cümlesidir. Yani ‘dokunmasın’ değil istese de ‘dokunamaz’ denilmektedir.

7) Ayet ahkam ayeti değildir. Çünkü Mekke’de inmiştir.

8) Vakı’a suresi 78. Ayette ki Meknun kitap, yani ‘saklanmış kitap’ elle tutulup gözle görülemez olan Kur’an’ın da içinde yer aldığı ‘Ana Kitap’tır..
dokunmakla hiçbir alakası yoktur. 

Zira:
Sadece Kur'an'a değil hiç bir kitaba abdestsiz dokunmamaya çalışalım. Abdest bizim manevi zırhımız olsun. Ancak bunu Haram konusu yaparsak Allah'ın hududuna girmiş oluruz. Bir şeyi yap güzel yada yapma iyi değil demek ayrıdır Helal - Haram saymak ayrıdır. Helal ve Haram koyma yetkisi sadece Allah'a aittir. Yasak koyma yetkisi ise Peygamberimize ve onun takipçisi olan İslam liderlerine aittir. Bu da kalıcı değil yasağın sebebi geçene kadardır.

17 Kasım 2014 Pazartesi

Kızıl Gök, Yağmur ve İnsan

kızıl gök
ve gecenin sessizligi
yagmur konuşacak birazdan
susun şimdi
onun sözleşmesi henüz yeni
dosttur o
tıpkı agaçlar gibi
insan gitsin
biz kalalım
ben yagmur ve agac
sen orda kal
ama korkma
gök kızıl
konuşan dost yagmur
yagmur kibirsiz ve harbi
insanlar gibi degil
sesi cok cıksa da fiskosları yok
korkacaksan kendinden kork
kibrinden, egondan, bakışlarından
sen orda kal
dostum yagmur gelsin
sabah da agacla konuşacagım
ben kainat korosundayım
biz dostuz
sacidleriz, kaimleriz..
ama sen anlamadın beni/bizi
kibir yazacagım mezar taşına
yalnız o tanıtır seni bana
**
gök kızıl
yagmur konuşacak

Kızıl Gök, Yağmur ve İnsan

kızıl gök
ve gecenin sessizligi
yagmur konuşacak birazdan
susun şimdi
onun sözleşmesi henüz yeni
dosttur o
tıpkı agaçlar gibi
insan gitsin
biz kalalım
ben yagmur ve agac
sen orda kal
ama korkma
gök kızıl
konuşan dost yagmur
yagmur kibirsiz ve harbi
insanlar gibi degil
sesi cok cıksa da fiskosları yok bari
korkacaksan kendinden kork
kibrinden, egondan, bakışlarından
sen orda kal
dostum yagmur gelsin
sabah da agacla konuşacagım
ben kainat korosundayım
biz dostuz
sacidleriz, kaimleriz..
ama sen anlamadın beni/bizi
kibir yazacagım mezar taşına
yalnız o tanıtır seni bana
**
gök kızıl
yagmur konuşacak

Güneş ve Vahiy İklimi - Şiir




semboldür güneş bu topraklarda
sabaha uyanan insan ilk onu görür karşısında
bulutsuz bir hava
sarı sarı tebessümlerle dogar güneş
insandaki umut tohumları o tebessümle yeşerir

vahyin ikliminde nefes alanlar
güven içinde yaşarlar bu alemde
'lehul mulk' hakikatine sırtını dayayan,
kurtarmıştır kendini mülke köle olmaktan
bu topraklarda öyleydi bir zamanlar
ama şimdi mal-mülk gerçek,
insan ise gölge





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...