21 Nisan 2013 Pazar

Gelecek Tasavvurumuz ve Ortadoğu İntifadası 4

- TC Anayasası'nı ideolojik renklerden ve Kemalist tabulardan uzaklaştırmaya çalışmamız, yeni yapılacak olan
anayasaya kimliksel eklemlenme içinde olmamız değil, zulme ve küfre "la" dememizle alakalı bir durumdur. Bu  konuda resmi ideolojiyi ne kadar geriletirsek, kitle psikolojisini yönlendirmede o kadar mesafe alıyoruz demektir.
Örneğin Nisan 2010'da TBMM'de gündeme gelen kısmi anayasa değişikliği teklifine İslam düşmanlığı yapmaması, resmi ideoloji ve Kemalizm dayatmaması şartı ile destek vereceklerini açıklayan 20 Nisan 2010 tarihli "İslami Kuruluşlar Bildirisi" oldukça önemliydi. Ama bu bildiriyi, tevhidi değerleri mücessime gibi selefi şekilcilikle ele alan ve yorumu nasslaştıran bazı İslami öbekler "İslami Kuruluşlardan Tağuti Anayasaya Destek Çağrısı" gibi kabul edilemez ve konuyu çarpıtan yüzeysellikle değerlendirdiler. (114)
- Bize kendi inşa sürecimizle ilgili düşen görev, bu tür anayasaların ne -kadar inanç ve düşünce özgürlüğüne yer verip vermediğini değerlendirmek ve muhataplarımızı daha adil ve fıtri olana zorlamaktır. (115)
- İslam ümmeti uluslar gibi seküler temelli değil, vahiy ve şahitlik temelli bir toplumsal yapıdır. (116)
- Islah ve ihya süreçleriyle henüz dirilmeyen bir ümmete anayasa oluşturmak, olmayan bir İslam -toplumuna iktidar ve halife stratejisi sunmak bir hayalciliktir. (116)
- Türkiye'deki ve Ortadoğu'daki anayasa tartışmaları, hayatı vahiyle biçimlendirmek ve ümmet olmak çabalarımıza uygun ortam arayışı edinmekle akalalı bir konudur. (118)
- Eğer ABD'de okuyan her Arap çocuğu veya Müslüman ABD ajanı olsaydı, ABD'de eğitim gören Seyyid Kutup da Amerikan ajanı olurdu. (246)
- Geçmiş çağlarda Allah'ın eşya üzerindeki kaderi/takdiri unutulup, tabiat olaylarının arkasında cin, peri gibi gizemli güçler aranır; bu tür gizemli anlayışlara ilahi güçler yakıştırılıp şirke düşülürdü. Günümüzde sosyal ve siyasal olayların arkasında Allah'ın mutlak takdirinin olacağını unutanlar, birtakım açık ve gizli güç odaklarının kusursuz planlarının ve tuzaklarının olduğuna -ihtimal ötesinde mutlaşmış gibi- inanmakta, Müslümanların iradesini küçümserken bu güç odaklarında adeta yarı-ilah güçler vehmetmektedirler. (246)
- Türkiye'deki bütün bu gelişmeler tabii kimseyi hayali bir kurguya götürmemeli. Türkiye'deki İslam adına bir inkılab falan olduğu yoktur. Ama Türkiye'de Kemalist elitlere karşı çevrenin yani halkın önü açılmaktadır. Müslümanlar için de toplumsal dönüşüme hazırlayacak özgür bir tebliğ ortamı oluşmaktadır. (248)
- Tağutlaşan şahların, diktatörlüklerin, kralların, cumhuriyetçilerin veya demokratların Müslüman halkların fıtri ve vahyi talepleri karşısında yaptıkları sadece münafıklık ve zorbalıktır. (250)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...