29 Aralık 2022 Perşembe

Yılbaşı, Noel, Seküler Kutlamalara Bakış

Yılbaşı üzerine notlar yazacaktım ama kafamda toparlamadığım için yazmak istemedim. Tümüyle kendimi ifade edememekten çekindim. Geçenlerde biriyle bu konuda yazışınca birkaç noktaya değinerek düşüncemi ifade etmek isterim.
 
Bazıları işi sadece çerez yemeye indirgeyip "ne var ki bunda" modunda... Bana göre bu basit ve derinliksiz bir yaklaşım..

Konuya şuradan giriş yapayım:
27 Aralık günü Milli mücadelemizin öncülerinden ve Kur’an şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un vefat yıldönümü idi. Mazlum bir şekilde öldü bu değerli şahsiyet, nedeni ne acaba?

100 yıldır bu ülkeye ait olmayan elbiseler zorla giydirilmeye çalışıldı.
Takvim değişikliği de bu zorbalıklardan biriydi. Hicri takvimin bizler için manevi değeri vardı. Hz. Muhammed'in hicretini baz alıyordu. Takvim tek başına araç gereçtir ama çıktığı toplumun inanç ve kültür izlerini taşır. Takvim değişikliği masum bir eylem değildi bu nedenle. Değişimler toplumların doğal halleriyle ve öz kararlarıyla sadır olursa anlamlı olabilir. Aynı anda iki takvim bile kullanılabilirdi belki nitekim Osmanlı Rumi takvimi üretti. Bunlar ayrıca tartışılır. Osmanlı'nın kendisi de ayrı tartışılır.

Bazıları işi Osmanlı’nın yanlışlarına getirme kurnazlığıyla şu an hala aktif kemalist zorbalığa nerdeyse teşekkür modunda olacak, bunu yutmayız.

Bu halk her ne kadar direnmiş olsa da maalesef torunları rejimin tüm aparatlarıyla (okul,medya vs) dönüştürüldü. Tarihine ve inancına kör hale getirildi. Yılbaşı vs kutlamalarına asıl tepki buradan geliyor. Dedeler babalardan, babalar çocuklardan daha fazla hissetti rejimin zorbalığını,   çocuklar ise artık kanıksadığı için dirençlerini kaybettiler. Bu zorba silsileyi unutan nesiller popüler kültürün etkisinde çabucak kalabiliyor.

Yılbaşının hem seküler kutlama yönü var (içkili ve kadın erkek eğlenceli) hem de noel baba ve çam ağacı gibi kültürel figürler var. Tv'lerde yıllarca görünen, millete empoze edilen bu. Kemalizmin bu ülkede nasıl işletildiği herkesçe bilindiği halde yılbaşı ile ilgili bazı müslümanların antipatik davranması tuhaf görülüyor bazılarınca. Oysa bu bir bilinç idi. Bu bir tepki idi. Rejimin dayatmalarına karşı haklı sivil bir tepkiydi. Evet birçok yönümüzle dönüştük, dönüştürüldük ama bu demek değil ki küllerin arasında çıkan dumanı yok sayalım. O bilinci hafife alalım.

Tepkiselliğin arka planı bu iken,
şu da var ki bu işi kuru fıkıhçı/ezberci anlayışla tekfir sebebi sayanlar da ayrı garabet. 
"Yılbaşın kutlu olsun diyen kişi kâfir olur" diyen vaiz de tefakkuhsuz bir dini söylemle insanların nefretini topladığını ve yanlış yaptığını bilmeli.

Ey vaiz! Emperyalizmin cici sömürüsü maya tutuyorsa bir sebebi de sensin, üslupsuz ve hikmetsiz dil, meseleleri analiz etmeden tekfir etmek emperyalizmin ekmeğine yağ sürüyor.
Müslüman toplumdaki yozlaşma sanki sadece bu imiş gibi vaveylayı koparmak. Neden miras, arazi cinayetleri, ve sair adaletsizliklere karşı bundan daha fazla vaveyla koparılmaz mesela.
Yahut daha önemli konulara hakkıyla değer verilmez. Adalet mesela...
Cidden tek bu konuda değil, maalesef benzeri başka konularda meseleleri analiz etmeden pat diye konuşan kardeşlerimiz kaş yapalım derken, göz çıkarabiliyor. 

Hasılı yılbaşı, ölüme bir sene daha yaklaşma gerçeği ile değerlendirilerek evvela tevbe ve istiğfarı gündemimize almalıyız. Önümüzdeki sene için iman zemininde salih ameller üretme, kendini geliştirme, kitap okuma, dil öğrenme, müzik enstrümanı öğrenme, bıranşında ilerleme planları yapmamız gerekir. Zamanın kıymetini iyice tefekkür ederek, yeniden asr suresi üzerinde düşünmeliyiz. Birilerinin çerez yemesi üzerinden konuya giriş yaparak, kıyameti koparacak dereceye gelmemek gerek. Rejimin dayatmalarıyla malul hale gelmiş Müslüman çocuklarını bir çırpıda tekfir etmemek gerek. Güzel öğütle ve hikmetle anlatmak gerek.

Noel olgusu da 25 Aralık'ta İsa peygamberimizin doğum günü olarak Hristiyanlarca bilinir ve kutlanır. Neyse ki doğumu konusunda mutabıkız. Bu vesile ile de İsa peygambere ve annesi Meryem'e selam göndererek, Kur’an’da nasıl anlatılıyorsa çocuklarımıza anlatabiliriz. Tevhid öncülerini yeniden hatırlamış oluruz. 

Ama şu var ki Müslüman olduğunu iddia eden ne yılbaşı gecesinde ne de başka gecelerde içkili ve kadın erkek karışık eğlencelerin olduğu ortamlara girip kutlama yapamaz, yapmamalıdır. Eğer kitaba ve nebiye iman ediyorsa buna dikkat etmelidir.

Şunu da unutmadan not edeyim. Maalesef devlet eliyle organize edilen (yakın zamanda özel sektöre geçmiş) bir kumar çeşidi olan piyangonun da
yılbaşı gecesinin heyecanına dahil edilerek uygulanması kabul edilemez. Kalbinde az da olsa iman közü taşıyanlar bu kumara el uzatmamalı. Helal parasına haram karıştırmamalı. Kendisine çıkmasa bile o senesine haramla başlama bereketsizliğini tercih etmemelidir. 

Kısacası,
İnanan insanın dünyası seküler insanla aynı dünya değil. 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...