14 Ocak 2021 Perşembe
"Zengin Semt Diye Çok Almayın Ha" Dedim Esnafa - Yaşanmış Hikaye
13 Ocak 2021 Çarşamba
"Meclise Tıpçı Girdim Hukukçu Çıktım Yassıada'da Doktoramı Veriyorum" - Burhaneddin ONAT
DP Antalya mebusu Burhanettin Onat Yassıada'da Yargılanırken...
》Burhanettin Onat, hakkında tanık olarak dinlenen Hüseyin Nail Kubalı'ya anayasa ile ilgili sorular sorarak tanık olan kişiyi zor durumda bıraktı. Bunu gören mahkeme reisi Salim Başol, tanığı kurtarmak için Onat'a yönelerek: "Siz tıp doktorusunuz. Sorularınız anayasa ile ilgili. İhtisasınız dışında. Bunları nerden öğrendiniz?" Onat şu cevabı verdi: "EFENDİM, MECLİSE DOKTOR GİRDİM, HUKUKÇU ÇIKTIM. YASSIADA ÜNİVERSİTESİNDE DE DOKTORA TEZİMİ VERİYORUM" dedi.
(Adnan Selekler, 27 Mayıs Zor Günler-Anılar, Olaylar, Yorumlar, s. 24)
Genç Mahkum Anlatıyor: "3 Bin Sene Geçmiş Sanki" - Yaşanmış Hikaye
Bonzai almıştım bir ara, azdı ama. Etkisini bir süre sonra gösterdikten sonra bir baktım ki ben ölmüşüm annem babamlar üzerimde durmuş ağlıyorlar. Beni tutup tutup sallıyorlar. Uyan oğlum uyan diyorlar. Sonradan benim cenazemi hazırlayıp gömecekler. Ben olan biteni görüyorum. Beni gömüyorlar. Ben ruh gibi oralarda dolaşıyorum. Latif varlıklar beni alıp götürüyor. Engel olamıyorum. Sonradan bazı şeyler daha yaşıyorum. 3 bin sene geçtiğini sanıyorum.
Gözümü bi açtım ki taksideyim. "Nereye gidiyoruz?" dedim. "Köye" dediler. "Nerden geliyoruz peki?" "Urfa'daki hastaneden." "Ne oldu bana?" dedim. "3 gündür seni götürmedigimiz yer kalmadı. 3 gün boyunca baygındın ve bir türlü uyanmadın. Nerdeyse ölecektin..." dediler...
Ben hiçbir şey hatırlamıyordum ve hala da o anları hatırlamıyorum. Sonraki birkaç günde ise şuurum yerindeydi ama sersem sersem dolaşıyordum etrafta. Bir daha almadım o zıkkımı. Beni bulaştıran şey ise saçma sapan bir meraktı....
**
Rabbim bizi ve gençlerimizi koru. Özenti, Merak tuzağı şeytanın en sinsi tuzaklarıdır. Birçok gencimiz bu cehaletin kurbanı olmaktadır. Bu nedenle muhakkak ilgilendiğimiz gençlik gruplarımız olsun. Onlara sahip çıkalım.
Yunanlılar Suriyede Mülteci Konumda Yıl 1942
Yıl, 1942
Nazi ve Sovyet işgalinden kaçan yaklaşık 40 bin Avrupalı, Suriye, Mısır ve Filistin'de kurulan kamplara yerleştirildi.
Foto: Yunanistan'dan Suriye'ye mülteci olarak gelenlere yemek ve kıyafet dağıtıldı.
12 Ocak 2021 Salı
Bir Mahkum Dedi Ki - Yaşanmış Hikaye
Türklerin 100 Yıl Önce Yuttuğu Mikrobu Şimdi Kürtler Yutuyor
11 Ocak 2021 Pazartesi
Newroz/Nevruz Günü'ne Müslümanca Bakış Denemesi
Kutsal bayram mı? Hayır tabiki. Bildiğin kültürel bir etkinlik. Eğer kutsalsa hangi dinin kutsalı? Eğer İslam’ın kutsalı değilse -ki değil o halde müslüman kürtlerin olaya farklı bakması gerektiği bilinmeli. Peygamberimiz kendi arap kültürünün bile bayramlarını değiştirdi. Çünkü İslam hayatı şekillendiren ve putperestliğin her biçiminden korumaya çalışan bir din. Neden biz Müslüman kürtler İslam öncesi kürt efsanesini kutsallaştıralım. Newroz baharın gelişi itibariyle ateşsiz ve dualı, şükürlü bir şekilde idrak edilebilir. Zira baharın gelişi zaten Allah’ın ayetidir. Biz yabancısı değiliz ki Allah’ın ayetlerine. Ama işin içine başka kutsallıklar katıp ateşsiz bu iş olmaz derseniz o zaman biz de yokuz deriz.
Eğer efsaneleri din edinmemişseniz ne ala. Ne güzel. Gerçek kurtarıcılar peygamberlerdir. Onların izini takip etmek gerek. Eğer gerçekte Demirci Kawa insanları o zalimden kurtarmışsa, inşaallah Allah mükafatını verir, gerçek durumunu bilemeyiz. Ama onu putlaştırmama konusunda hassas olmalıyız. En azından Müslümanım diyen kürtler.Mesela ateşin üzerinden zıplamalı olarak kutlanılan newruzda Yüce Allah’a dualar ediliyor mu, baharın getiren Allah’a hamdler, şükürler ediliyor mu, bir kerecik bile Allah’ın adı anılıyor mu? Bunu sorgulamak bir Müslümanın en doğal hakkı. Üstelik yeri göğü yaratan, her sene baharı geri getiren Demirci Kawa değil. Bakın insanlar Yüce Allah’ı bir kenara koyup Demirci Kawa efsanesine göre haberleşme aracı olarak kullandığı ateşi kutsallaştırıyor. Özgürlük falan diyerek sosluyorlar. Acaba özgürlük diyenler, Kawa’ya göre mi diyor, yoksa kendi şimdiki ideolojilerini mi kastediyor, bunu da sorgulamak lazım. Zira sadece hayatta kalmak ile özgürlük elde edilmiş olmuyor. İslam’da özgürlük Yüce Allah’a kul olarak gerçekleşir. Demirci Kawa’nın bireysel eylemini eğer gerçekten yaşanmışsa da fıtri bir eylem olarak görürüm. İnsanların hayatlarını kurtarmak elbette ki önemlidir.
Türkçe Ezan Üzerine
Ezanın Türkçeleştirilmesinde rol oynayan dokuz kişiden biri olan Ali Rıza Sağman bile bu durumu şöyle eleştirmiştir: Ezan Türkçe okundu da ne oldu? Cami fazla cemaat mi kazandı? Ezanın taşıdığı birkaç kelime, Türkçemizi mi zenginleştirdi? Öte yandan ‘monşer’ler ile ‘’bonjur’’lar dilimizi kökünden kemirip duruyor. ‘’Mersi’’ler ‘’sağol’’ları kapı dışarı savarken ezandaki birkaç kelimenin Türkçe okunmasını lazım görmek doğrusu anlaşılmaz bir muammadır. Dilimizi önce diğer yabancı kelimelerin salgınından kurtaralım da sıra ezandaki beş kelimeye gelsin.
Öne Çıkan Yayın
RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:
__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...