Babamdan Tarihi Anekdot

        "Babam babasıyla 60'lı yıllarda Adıyaman'a gelip gittiklerini ve hıristiyan çok esnaf ve zanaatkarın olduğunu ve o zamanki Adıyaman merkezde genel olarak herkesin kürtçe konuştuğunu söyledi. Türkçe nerdeyse yok gibiydi, dedi. Hıristiyanlar da kürtçe konuşurdu."

        Sonradan büyük yaşta okula gitmiş ve evde kürtçe konuşmayın öğretmen tavsiyesi(!) ile yavaş yavaş dillerinden kopmuşlar veya çocukları kopmuş. Bu sadece 1 örnek. Böyle olmamalıydı diyebilmeliyiz. Yoksa dili değişse bile imtihan ve hayat devam ediyor aslolan Allah'a ahirete ve peygambere imandır. Ancak bu imana sahip olanlar fıtrata olan "emperyal" müdahaleye imanları gereği itiraz eded, isyan eder. Ortak dil yine olsun, ama ana dillere emperyal müdahale olmasın, olmamalı..

*

        Bugünki manzara ile kıyaslarak ortaya çıkan sonucu vicdanınıza ve imanınıza havale ediyorum.

*

        Ben fıtratın peşindeyim. Başka değil. Fıtratı gözetmeyen yönetimler zulüm üretirler. Ve bu zulüm öyle ya da böyle muhakkak çıkar. Siyasetle ilgilenen herkes "koruyucu siyaset" modelini gündem yapsınlar, "emperyal siyaseti" değil... Yeri gelir ekonomi önemlidir ama yeri gelir onur, izzet, fıtrat önemlidir...

Dindarlık Nasıl Bir Süreçtir?

     Dindarlık, hem duygu hem bilgi gerektiren bir süreçtir.  

Sadece duygudan ibaret olan dindarlık hurafeye dayalı teslimiyet üretir ve ümmet oluşsa da Tevhidi bir ümmet oluşmaz, şahısperest bir ümmet oluşur.

Sadece bilgiye dayalı dindarlık ukalalığa dayalı teslimiyet üretir, ümmet oluşturamaz, birlik kuramaz, yine Tevhidi bir yapı oluşmaz.

En doğrusu, duygunun ve bilginin eş değer şekilde ve gerektiği yerde etkin olduğu dindarlık sürecidir.

Bu da Kur'an'a ve Peygamberin yaşamına dengeli bir şekilde yaklaşmak la elde edilir. Birini diğerine tercih etme cerbezesine düşmeden.

    Kabul edersiniz ki, günümüzde her iki dengesizliğin örnekleri mevcut..

    Duygusuz ukala dindar

    Duygulu cahil dindar.

Kafirler De infak Veriyor. Ama Niçin?

        "Bu kafirler mallarını mülklerini insanları Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar ve bu gidişle harcayacaklar. Ne var ki bütün bu harcamalar yüreklerinde derin bir sızıya ve hayal kırıklığına dönüşmekten başka bir işe yaramayacak; çünkü hezimete uğrayacaklar. Ahirette ise bu kafirler cehenneme atılacaklar." (Enfal:36)

*

        Aslında bu ayetten alacağımız ders şu ki, infakın kapsama alanı sadece gıda paketi alıp verme değil. Müminin Allah yoluna davet için gerekli harcamaları yapması da infakın kapsamına girer. Girmeli de. Nitekim zekatın kapsama alanında "fisebilillah" maddesi de var.

Ekonomi Paradigmasından Ekoloji Paradigmasına Geçmek - Nazif Gürdoğan

        Ekonomizm yüzyılında, dünyanın geleceğini küresel tüketiciler belirleyecektir. Onlar toplu taşıma araçlarını, kağıt ve plastik ambalaj malzemeleriyle satılmayan ürün ve hizmetleri tevcih ederek, dünya ölçeğinde büyük bir hız ve yoğunluk kazanan Ekonomizm''in hayat kaynaklarını kurutabilirler. Aslında dünyanın her yanındaki tüketicilerin, pahalı ambalaj malzemeleriyle satılan ürünlerden uzak durmaları, yaşanılan hayatı zenginleştirerek, yeni açılımlar kazandırır.

*

Hintli Müslümana İnek Kesmek Vaciptir - Mevdudi

    Mevdudi'nin fetvalar kitabında okumuştum galiba,

    Bir hindu eğer müslüman olursa onun ölmeden önce en az bir inek kesmesi vaciptir. (kendi görüşü)

**

    Ne demek bu?

    Eğer müslüman olmaya karar verdiysen İslam'a aykırı olan duygu/düşünce/fikir/ilke/inkılap/inek/ateş/ideoloji/ulu önder/gavs ne varsa vazgeçip ve bunu somut olarak da göstermelisin. Lailahe illallah sözünün pratik açılımı budur.

**

Büyüklerimiz Acılara Nasıl Dayanıyor?

Gerek cehalet, gerek imkansızlıklardan dolayı ayakta kalmayı başardılar ve çocuklarını düşe kalka yetiştirdiler. Acılara dayandılar. Az önce bir büyüğümüz şöyle diyerek kendini motive etti: 

"Evlat çok daha büyük acılar var, onların yanında bunlar bir şey değil. Bir ölüm, bir hapis, bir cinayet vs. çok daha büyük acılardır. Allah beterinden saklasın".

İşte bu son cümle modern/hızlı/tatminsiz insanın zihninde yok!!!

Müslümanlar ve İktidar

 Müslüman şahsiyetin kalp/zihin dünyasında ve tabi ki eylem dünyasında tek mutlak iktidar sahibi ancak ve ancak Allahtır.

Devlet İle Devletçilik Arasındaki Farklar

Devlet, nötr anlamda iyi bir şey.

Devletçilik, bir o kadar berbat bir şey.

Devlet, halkın topyekün bir teşkilatıdır.

Devletçilik ise puttur.