20 Mart 2015 Cuma

Ölüm - Şiir

Tüm insanların ortak acziyeti: ÖLÜM!
Suskunluğun en dip hali..
Bakışların en keskin hali..
Çaresizliğin diğer adı..
Sessizlik rüzgarı..
Maddenin en anlamsız anı..
ÖLÜM: Tüm insanların ortak acziyeti..

Ölüm

Tüm insanların ortak acziyeti: ÖLÜM!
Suskunluğun en dip hali..
Bakışların en keskin hali..
Çaresizliğin diğer adı..
Sessizlik rüzgarı..
Maddenin en anlamsız anı..
ÖLÜM: Tüm insanların ortak acziyeti..

Rahman Suresine Misafir Olun

Rahman Suresi
Alıp götürüyor insanı
Kalbi rahmetle dolduruyor
insanı huzura kavuşturuyor
Cennet tasviri muhteşem
Mizan ögüdü harika
Rahmandır Kuranı ögreten
Agaclar ve kaynak sular
Tertemiz eşler
İyilik karşılıgı iyiliktir müjdesi
Bitki ve agaçların secdesi
Denizlerin birlestigi yerdeki berzah
Daglar gibi gemiler
Her sey fanidir, baki Allahtır...
En güzeli de bu degil mi?
Kurtarıyor insanı şahisperestlikten, şirkten..
Baki Allahtır diyor ayet
Yok başka dost ve yardımcı yani...
Dostlar siz de misafir Rahman suresine,
Cennete...

28 Şubat 2015 Cumartesi

Güneş ve Umut - Şiir

Her sabah güneşi görmek
İnsanın içine tatlı bir umut damlatıyor
Her ne kadar biraz sonra insan onu kurutacaksa da
Güneş her gün damlatır umudu
O ayettir, ikan verir, iz'an verir, umut verir
Ama biraz sonra insan, bozar işte bozar
her şeyi bozar
Ey İnsan! Sen olmasaydın güneşten aldığım umutlar okyanus olacaktı
Sen kuruttun, çölleştirdin yüreği
Sen o mağrur sözlerin, o vitrinlik duruşunla bozdun tüm havamı
Kara bulutlar eksilmedi sayende kalbimden
Ama güneş yine de doğdu hep
Güneş umud ekti, yüreğimin ulaşamadığın yerlerine
Sabah gördüğüm bu aydınlık
Ufka uzatır gözlerimi, Umudu akıtır yüreğime
Ama ardından yine insan çıkacak karşıma...
Benim aklımda ise hep güneş vardır, hep aydınlık..
(urfa'da bir sabah)

26 Şubat 2015 Perşembe

Secdede Burnunu Yere Koymayan Genç-Yaşanmış Hikaye

Bir genç, camide namaza durdu, yanına yaklaşan orta yaşlı bir abi genç daha namazda iken kulağına yanaşıp:

- Burnunu tam yere değdir, öyle kafanı indirmeyle olmaz, dedi.

Ardından genci takibe devam eder, anlık gelişen olayı seyrediyoruz bizde.

Genç secdeye gittiğinde burnunu da yere değdirince, orta yaşlı adam:
- Hah şimdi oldu, dedi.
Yanındaki bir abi de: "Fazla karışma, serbest bırak, çok sıkma" dedi...
[İşte halimiz... Bence değişme ve gelişme var]

25 Ocak 2015 Pazar

Belki Birçok Sorunun Çözümü Burada Gizli

Belki de birçok sosyal sorunun çözümü burada gizli:
"Oğlum! Bu rüyanı kardeşlerini sakın anlatma.
Aksi takdirde onlar, sana zarar vermek isteyeceklerdir..."
(Yusuf:5)


dün akşam okudum bu ayeti.. zaten ilerleyemedim diğer ayetlere.. ayetten de rahatlıkla anlaşılıyor ki, yusufun kişiliği oturmamış kardeşleri yusufa karşı hased besliyorlar.. Yakup peygamber tüm oğullarını tanıyan bir baba olduğu için, yusuf'un pozitif bir özelliğinin pek ortaya çıkmasını istemiyor.. Çünkü bu zaten var olan hasedi daha da körükleyecek.. Buna rağmen Yusuf'un başına neler geldi.. /Bu işin Yusuf'a bakan tarafı..
Bize gelince...
Ailevi ilişkilerde tutun da sosyal arkadaşlıklara, iş arkadaşlıkları, okul arkadaşlıklarına kadar çok boyutlu bir yaşam alanımız var. Bu insanlarla ağzımızdan çıkan kelimelerle muhatab oluyoruz.. Konuşma özelliğimiz iç alemimizin çıkış kapılarından biridir... Kendimizle alakalı pozitif bir durumu bazen farkında olmadan dile getirdiğimiz zaman bir bakıyorsunuz ki muhatabınız da sizdeki mutluluğu üretmiyor.. Ama muhatab bunu pek de belli etmiyor.. Saflıklarımız bazen muhatabın zihninde tilkilerin oluşmasına sebep oluyor.. Sosyal ilişkilerde özellikle farkında olmadan iç dünyamızdaki pozitif ve negatif duyguları öyle bir ortaya koyuyoruz ki, aslında bunların muhatablarda nasıl bir yankı oluşturacağını o an kestiremiyoruz.. Samimi ortamın verdiği rehavet bizi gaflete düşürüyor.. Peygamberlerden öğreneceğimiz en değerli şeylerden biri hikmetli konuşmak ve hikmetli hareket etmektir.. Hatta şunu da yaşıyoruz.. 20 yıl önceki sözlerimiz bir bakıyoruz ki, dostlar tarafından ellerimize kelepçe yapılmış.. O an o sözler kimseyi incitmiyor belki... Ama nasıl oluyorsa kirli iç dünya sahipleri, sözleri ok'a çevirebiliyor veya sizi rahatsız edebilecek herhangi bir şeye... Bu konuyu teorik olarak düşünmüş değilim sadece.. Pratik olarak ortaya konulabilecek bir çok örnek olay var.. Sözlerimiz, paramız gibi olmalı.. Sağa sola çarçur etmemeliyiz.. Kime neyi söyleyeceğimizi iyi kestirmeliyiz.. Özellikle pozitif yönlerinizi ortaya çıkaracak eylemler, sadece eylem olarak kalmalı.. Sözlü olarak ifade edilmemeli.. Çünkü söz eylemin parlıklığını alıp götürebiliyor.. Dediğim gibi işin bir kaç boyutu var.. Mesela öyle arkadaşlıklar kurdum ben, ve sözlü olarak çok samimi davrandım.. Yani birçok konuşmalarımız oldu, özel veya genel.. Samimiyetin* aldanmışlığına bırakmıştım kendimi.. Günün birinde samimiyetin ikinci muhatabı öyle cümleler sarfetti ki sizin zor zamanınızda ve siz de derin hayal kırıklıkları.. Bu örnek dediğim gibi işin bir boyutu... 
Hasıl-ı susmak bazen devadır.. Yakup, Yusuf'a susmayı tavsiye etmişti.. Yakup, Yusuf'un bilmediğini biliyordu, bir baba olarak...
*(samimiyet hepimizin ihtiyacı olduğu bir duygu.. lakin siz de kabul edersiniz ki iç dünyası kirli olanlarla samimiyet olur mu?)

***
Yakub aleyhisselam'ın bir baba ve peygamber olarak oğlu Yusuf aleyhisselam'a yaptığı tavsiye çok önemli:
قَالَ يَا بُنَيَّ لَا تَقْصُصْ رُءْيَاكَ عَلٰٓى اِخْوَتِكَ فَيَك۪يدُوا لَكَ كَيْداًۜ
“Ey oğulcuğum!” dedi, (bu) rüyanı kardeşlerine anlatayım deme, yoksa [hasetlerinden] sana karşı bir tuzak hazırlarlar...(Yusuf:5)
**
Hayat okulunun bu dersini, bir peygamber olan Yakub (as), oğluna yapıyor. Hayatın ince falsolarını farketmek çok önemli. Aksi halde ruh dünyanıza beklemediğiniz yerde darbeler yiyebilirsiniz. Yusuf anlatmadığı halde, kardeşlerindeki kıskançlık onları ne kadar da acımasız hale getirdi. Oysa sevilmenin yolu bu değildi. Kabil de aynı hatayı yapmıştı. Modern çağın insanlarının bu hastalıktan bigane olduğunu söyleyebilir misiniz? Kirlenmiş iç dünyalara bir bakıyorsunuz ki, hasedleri ağızlardan kirli kelimelerle salya gibi dökülebiliyor. İnsan olmak zor evet, ama ben şunu da eklemek istiyorum: İnsanla yaşamak da zor... Darusselam'a olan özlemimiz bizi canlı ve diri tutuyor. Gerçek buluşma, gerçek dostluk, gerçek tanışma, gerçek huzur, gerçek tat....... tüm bunlar Darusselam'da olacaktır. Bu dünya fani. Toprak erozyona uğrar da insan uğramaz mı? Ancak yüreğine, kökü Darusselam'a ulaşacak ağaçlar ekenler inşaallah erozyona maruz kalmayacaklar. Bu ağacın adına direk "Salihat" ağacı diyebiliriz. Toprağı da yürekteki iman. 
**
Birbirini sevenler, salihat biriktirmek zorundalar. Allah'a ulaşmanın yolu salihattan geçer (Kehf:110).
Allah'ın selamı üzerinize olsun. 
"Ve min şerri hasidin iza hesed"

3 Ocak 2015 Cumartesi

Bölge’nin “emniyet sübabı”, PKK’yı bitirecek yegâne aktör: HÜDAPAR - Yusuf Kaplan

Seçimlerden önce, fitne fesat tohumları ekerek ülkeyi germek, kaosun eşiğine sürüklemek ve bizi birbirimize düşürmek istiyorlar.
Basirete ve ferasete ekmek kadar, su kadar ihtiyaç duyduğumuz bir sürece giriyoruz.






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...