kurban etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kurban etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Temmuz 2023 Salı

Afrika Somali Gözlemlerim

2023 yılı Kurban organizasyonu kapsamında Yardımeli Şanlıurfa Temsilciliği olarak Somali'ye gittik. Beraberimde Yardımeli Malatya'dan  Serdar abi var. Ayrıca Belçika'dan Ayşe Kaya ablamız. Hepsiyle güzel bir tanışma zeminimiz oldu. 

Şimdi sizlere genel anlamda gözlemlerimi ve öğrendiğim bilgileri madde madde daldan dala atlayarak paylaşmak istiyorum.



Somali Aden havaalanına indik. Daha önce gittiğim Afrika ülkelerindeki gibi gösterişsiz küçük havaalanı..

Kanatlarda pervaneleri açıkta olan uçaklar hala kullanılıyor iç hatlarda.

Havaalanı çalışanı hanımların tesettürü göze çarpıyor. Bu sevindirici. 

Türkiye askeri havaalanını koruyor. Türkiye'den askerlerle karşılaştık. Selamlaştık. İnsan kendi ülkesinden birini görünce farklı bir duygu kaplıyor içini.

Toyotanın jeep tarzı arabalar yaygın. Tabi çok az. Genelde az sayıda zenginlerin bindiği arabalar.

Şebab denen radikal örgüt huzuru kaçırıyor. Eskiden bu kadar radikal değişmiş. Önceki yapının adı İslam mahkemeleri birliği imiş. Ancak nasıl olmuşsa El Kaide tarzında radikalleşmiş ve saldırılar düzenlemeye başlamış. Maksadı tüm Somali'ye hakim olmak ve İslami hükümleri icra etmek. Dediklerine göre onlar da batılı istihbaratların desteğini alıyor. Bu arada Somali önceki yıllarda bugünkine göre zengin ve huzurlu imiş.

Somalice dili etkin. Tabelalarda var. Arapça da ikinci dil gibi. 

Birçok noktada askeri kontrol var. Güvenlik maalesef sıkıntı. Yakın geçmişte peyderpey çatışma ve patlamalar olmuş Şebabın yaptığı. Bu nedenle aynı araba bir yere gidip geri dönse yine aramalardan geçiyor. Sıkıcı boyutta.

Yine diğer Afrika ülkelerinde gördüğüm patpat denen üç tekerlekli motosikletler burda da var. Şehir içi taşımacılıkta yoğun olarak kullanıyor. Arı gibi vızır vızır haldeler. Bazısı içinde tek başına güzel kıyafet giymiş bir erkeği taşıyor. Bazısı tıkış tıkış olmuş bir aileyi...

Tesettür toplumda etkin. Bence güzel bir durum. Türkiye gibi berbat değil. Ancak İslami görünürlükleri aynı şekilde ruh dünyalarında nasıl, bilinç dünyalarında nasıl bilemiyorum. Zira bazı İslami ritüeller artık kültürel hale gelmiş. Ancak dediğim gibi tesettür etkin ve bu güzel. Anne babalarına sahip çıkma var. İslam'ın karaktere kazandırdığı güzellikler de var. 

Yollar yine (diğe Afrika ülkelerinde olduğu gibi) tozlu ve büyük çukurlar. Belediyecilik çok zayıf. Araba ne kadar konforlu olursa olsun mide ve bağırsak depremleri yaşıyorsunuz. Üzülüyor insan. Neden böyle Allah'ım neden böyle?! Maalesef BM den gelen yardımlar taa BM den başlayarak gıdım gıdım eksilerek ulaşıyor. Bildiğiniz mantık.

"Kat" denen uyuşturucu tarzı bir ot var. Çiğniyorlar. Türkiye'de de benzerini kullananlar var galiba.

Coca Cola yine su gibi yaygın.. 

Çoğu evler teneke baraka halinde.. Beton evler de var ama yok denecek kadar az. Başkente yukarıdan baksanız resmen teneke baraka evlerden müteşekkil bir şehir göreceksiniz. Diğer Afrika ülkelerinde görmediğim bir manzara. Muhtemelen sac dediğimiz eskimiş çatılar burada hem duvar hem çatı hem bahçe çiti... Aman Allahım aman.. Bu arada hava sürekli nemli, Hind okyanusunun kıyısındayız. 

Trafik ışığı görmedim desem yeridir. Trafikte müthiş keşmekeş var. Karmakarışık. Yağan yağmurla oluşan göller ve ardından oluşan çamurlar vs. İnsanlar gerçekten zorlanıyor. Biz Türkiye'de bu durumları yaşamamış nesiliz.

Erkeklerin bazısı etek tarzında bir şal sarıp giyiyorlar. Yaygın bir kültür. Bunu da diğer Afrika ülkelerinde görmedim. 

Kurban kesim yerinde camide halı yoktu yer fayans. Merkezde bir camide halı olan cami gördüm.

Şehrin ortasında bir anayolun asfaltını Katarlılar yapmış. Güvenlik sorunundan dolayı kaldırımlar falan yapıl(a)madan bırakılmış. Toz toprak. Türkiye'nin yaptığı asfalt yol da var.

Bizi gören birkaç kişi Recep Tayyip Erdoğan diyerek selamladı.

1 litre mazot 0.84$

3litre doğal bal 100$. İlginç atıştırma yediğimiz bir sırada ekmek ve bal getirdiler. Özel ikram :). Uzun ince ekmeği yarıp içine bal döküyoruz ve öylece yiyoruz.

Kadınlar da misvak kullanıyor. Sürekli yanlarında. Açıkçası Türkiye'deki sigaraya göre bin kat iyi bir durum. Misvak hem nebevî bir kültür hem de gerçekten dişe sağlıklı.

Erkek ve kadınların bazılarında bildiğimiz zikir matik gördüm. Bu gibi ritüeller var ama sanki İslami bilince dair  daha büyük eksiklikler de var.

Şehrin merkezinde kaldırımı temizleyen temizlikçiler gördük. Belediyece maaş verilen.. Az sayıda ama. Mevcuda oranla çöp toplama sistemi çok zayıf.

Erkeklerin bazıları kına sürüyor sakallarına...

El Şebab örgütü güvenlik problemi oluşturuyor. Ancak Türkiyenin sihaları örgütün gücünü kırıyor. Bu nedenle Şebab Türkiye'ye kızgın, Somali halkı da minnettar. Tabi Somali halkı diyorum ama şu an Şebabın kontrol ettiği dört il var. Orası da bir bölge.

Somali'de son beş yıldır kısas uygulanmaya başlamış. Bundan önce askerler en ufak bir şüphede insan öldürebiliyormuş. Kısas uygulaması keyfi öldürmeyi sonlandırmış. 

Somalilerde vatandaşlık kimliği yok. Yani bizdeki gibi TC kimlik kartı yok. Ancak birisi aranmak istenirse kabileleler üzerinden aranıp bulunur dendi. Düşünün devletin hakimiyetini. Kabilecilik çok baskın. Maalesef siyasi süreçlerde kabile menfaati baskın geliyor.

Devlet okulu çok az, özel okullar çok. Aynı şekilde hastaneler de. Arkadaşın söylediğine göre devletin başkentte beş okulu ve 1 üniversitesi var.

Buradaki arkadaş anlattı ortalama her sene iki üç kişi timsahlar tarafından öldürülüyor. Ancak timsahtan kaçmanın basit yolu varmış, timsah suyun derinliğine inemediğinden kaçmak isteyenler suyun altından hızlıca başka yöne gidebilirmiş ayrıca timsaha yakalanan onun bir bacağını tutup sıkarsa timsah hızlıca fırlatıyormuş ağzındakini… Bu şekilde kurtulanlar varmış.

1985'ten sonra nüfus sayımı yok. Şu an nüfus tahmini olarak biliniyor. Bu da devletin etkinliğini ortaya koyuyor.

Cuma ezanından önce sala okunmadı. Ezandan sonra ezan duasının da okunduğunu görmedim. Müezzin namazdan sonra bir şey okumadı. Kısacası Türkiye'de biraz uzatma var.

Ayrıca kadınlar da cumaya ve bayram namazına katıldı. Türkiye bu konuda geride.

Hava alanının dış kısmını Afrika Birliği askerleri kontrol ediyor. Bu nedenle Somali devletine ait araçlar dahi kontrol ediliyor. Kağıtlar açılıyor. Köpekler getiriliyor. Ciddi bir arama yani. Uganda askerlerini gördük.

Somali havaalanını Türkiye yapmış. 2011 yılında galiba Erdoğan bu ülkeye gelince düzgün inecek pist yokmuş. Hatta risk alarak inmişler. Bunun üzerine Türkiye "size havaalanı yapalım belli bir süre biz işletelim sonra size devredelim" demiş. Şu an havaalanı işletmesi Türkiye'ye ait.

Evc sistemi üzerinden para gönderiliyor. Yani telefon numarası. Çok yaygın. Hatta dilenciler bile boynuna tel no asıyor. Yardım etmek isteyenler o tel no'ya yardım yolluyor. Hatta bir abinin tanıdığı Somalili bir gence bu GSM sistemi kolaylık sağlıyor.

Bu arada başkent Mogadişu'da Yardımeli derneğimizin evvela kadın çocuk hastanesi olarak sonra da diğer branşların da olduğu bir hastanesi var. Muhteşem iş görüyor. Somali halkı tercih ediyor. Başka ülkelerden doktorlar var. Gerçekten büyük hizmet. Rabbim bağışçılardan razı olsun. Ayrıca hastanenin bahçesinde büyük GES var. Oradaki yönetim ilgili ve alakalı. Türkiye'den Emre ÇİTİL kardeşimiz orada. Aynı zamanda Somali'li yöneticiler var. Başhekim ve personel işleri. Bu arada Türkiye'nin yaptırdığı Recep Tayyip Erdoğan Hastanesi var. 

Ayrıca Yardımeli derneğimizin orada Kardeş Aile projesi güzel çalışıyor. İmza veya parmak izi karşılığında ailelere Türkiye'den veya Avrupa'dan gönderilen infaklar teslim ediliyor bizler de şahid olduk. Oradaki yoksul ailelere yönelik gerçekten güzel bir salih amel . Bu nedenle bizler de Urfa'da infak ehline Kardeş Aile projesini tanıtacağız. Tespit edilen aileye bir yıl boyunca aylık 500₺ gönderiliyor. Başka ülkelere yönelik de var.

Katarakt ameliyatı projesine de şahid olduk. Yine infak ehlinin infaklarıyla yoksul yaşlı büyüklerimizin gözleri açılıyor. Bu da büyük bir amel. 

Kısacası Somali gözlemlerim böyle. Bir kurban nelere vesile oluyor. 

Hastaneler, okullar, su kuyuları, göz aydınlığı, kardeşlik, insanlık...






31 Ağustos 2022 Çarşamba

Teşriq Tekbirleri Üzerine Tefekkür

 #Teşriq #Tekbirleri #Üzerine #Tefekkür 

Allahu Ekber Allahu Ekber 

Lailahe illallahu vallahu ekber

Allahu Ekber Velillahilhamd 

**

Peygamberimizin uygulamaları İslam medeniyetinin inşasında son derece önemlidir.

Eğer onun örnekliğini çağa taşımaz isek hayatımızı başka şahıslar işgal eder...

4 Temmuz 2022 Pazartesi

Kurban’a Beş Gün Kaldı, Moritanya’ya Gidiyoruz

2015 yılından bu yana pandemi dönemi hariç Afrika ülkelerine kurban emanetleri ulaştırdım. Kurban vesilesi ile oraları gördüm. Birçok şey kattı bana. Ülkemdeki imkanların ne boyutta olduğunu daha iyi anladım evvela. Oradaki kardeşlerimizin ise nasıl da sömürüldüğünü, istikrarsızlaştırıldığını farkettim. Devletleri fakir, orduları güçsüz, insanların ekseri eğitimden mahrum. Daha da önemlisi suya ulaşma sıkıntıları var. Okul problemleri var. Mesela Uganda’da devlete ait okul sayısı nerdeyse %20 deniyordu. Bununla beraber alt yapı eksikliği şehirlerin çoğunda mevcut. Başkent olan şehirler az biraz derli toplu. Sudan’da başkentin kenar mahallerinde mesela kaldırım yok, çöp konteynırı yok.

25 Ağustos 2021 Çarşamba

Kurban Mahalle Baskısıyla Olmasın

 #Kurban kesme konusunda müslümanlar arasında görünmez tarzda ya da kısık sesle bir "mahalle baskısı" var. Böyle yapmayın. İnsanı mahalle baskısı ile #kurbana itmeyin. Farkında olmadan kişiyi karib (yakın) değil, ba'id (uzak) etmiş olursunuz. .

"Niyet ettim mahalle baskısında kurtulmak için #Kurban kesmeye" olur sonra..... Rabbim korusun bu niyetten.. Aman düşmeyin bu tuzağa.. 

Ki aslında bu da tevhidi zedeleyecek boyutta olur..

Kesmiyorsa şayet hesabını Allah'a bırakırsanız daha iyi olur.. Maliye müfettişliği yapmamak lazım.. Yapılacaksa da tam yapmak lazım.. Tüm gelir gideri incelemek lazım.. Hatta gerekirse borçları ödemek lazım.. Öyle değil mi? 

**

İyi ki malik-i yevmuddin Rabbul Alemindir, başkası değil...

1 Ağustos 2021 Pazar

Anacağızımla Dağıttığımız Kurban Eti Üzerine

 


Bugün (01.08.2020) anacağızımla (etikeminra) onların kurbanını kestik. 

Kurban hakkında boşboğaz konuşanlar keşke baştan sonra eşlik etmiş olsa bize.

İlk olarak salih niyetler ile infak edip kurban alıyorlar, yani ceplerinden para çıkıyor.

28 Temmuz 2021 Çarşamba

Afrika Uganda İzlenimlerim

Bu sene Yardımeli Derneği kurban çalışması vasıtası ile Afrika Uganda
yolculuğumuz oldu. 8 günlük bu çalışmada Uganda’yı gezerken yaptığım gözlemleri sizlerle paylaşmak istedim.

3 Eylül 2016 Cumartesi

Kurban'a Farklı Bir Bakış

Bismillahirrahmanirrahim
Bizi yaratan ve yaşatan Yüce Rabbimize hamd olsun.
Kendisini bize elçi, rehber ve önder kıldığı Peygamberimiz Muhammed’e salat ve selam olsun.

Kurban’a  Farklı Bakış

İnsan yeryüzüne başıboş yaşasın diye gönderilmedi. İnsan ünsiyet/bağ kurup hayatında anlamlı yaşamlar inşa etme çabasıyla yürüyen bir varlıktır. İnsan ve hayatı rastgele oluşmuş değildir. Ki şu alemde rastgele olan bir şeyin olmaması bile ünsiyet kuracağımız bir çok varlığın olduğuna delalettir. İnsan, bağ kuran bir varlıktır akıl sahibi olduğundan dolayı. İnsanın ünsiyet meziyeti onun sosyal bir varlık olduğuna, akıl nimetine sahip olması da onun düşünsel bir varlık olduğuna delalettir. Akıl ile hem somut hem de soyut bağlar kurar ve yücelik nimetinin hayrını görür. Burada kastettiğimiz aklın kalb ile birlikte hareket eden akıl olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Kuru akıl az öteye kadar görse de, kalbe sadık kalan akıl taa ötelere uzanır. İnsan öteleri bulanık ve karmaşık gördüğü zaman an’ı da anlamsızlaşır, buğulaşır. İşte ahirete iman ve gayba iman bu aşamada ruhumuzu çamurlaşmaktan kurtarıyor. Bugün modern ve seküler insan Allah’tan kopuk olmasının sancısını bu şekilde yaşıyor. Öteleri bulanık görerek anını yapay meşgalelerle doldurup şişirmeye çalışıyor ama nafile çalıştığını ömrünün üçte ikisi gidince daha iyi anlıyor. O halde insanın bağ kurması ve yakınlaşması gereken doğru hedefleri olmalıdır. Bu hedefleri yanlış belirleyen rezil ve hüsran olmaya mahkumdur.

29 Eylül 2015 Salı

Dinî Bir Şiar Olarak Kurban

Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

(I)
Arap dilinde kurb, karâbet, kurbiyyet, tekârub, tekarrub gibi çeşitli türevleriyle gerek
maddî gerek manevî anlamda yakınlık ve yakın olmayı ifade eden kurban kelimesi,
dinî ıstılahta genel olarak Allah’a yakınlaşma vesilesi olan şeyi, özelde ise
ibadet maksadıyla belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu maksatla
kesilen hayvanları ifade etmek için kullanılır. Bununla birlikte, fıkıh ıstılahında kurban
farklı türlerine göre farklı kelimeler ve terimlerle anılır. Mesela “udhiyye” kelimesi
hac ve umre yapmayanların kurban bayramı dolayısıyla kestikleri kurban için
kullanılır. Hac ve umre yapanların kestikleri kurbanlar ise genel olarak,
“sevk edilip gönderilen, hediye edilen şey” manasında “hedy” yahut hayvanın büyükbaş
ya da küçükbaş oluşuna göre “bedene” ve “dem” diye adlandırılır. Öte yandan
genel çerçevede “ibadet” anlamına gelen “nesîke”, “nüsük” ve “mensek” kelimeleri de
özelde kurban manası taşır.

Batı dillerinde, ”bir nesnenin tanrıya sunulmak suretiyle kutsal kılınması” anlamındaki
 “sacrifice” kelimesiyle ifade edilen kurbanla ilgili farklı uygulamaların tarihi erken
paleolitik çağa kadar uzanır. Dahası, antik Yunan’dan kadim Mısır medeniyetine,
eski Mezopotamya’daki dinî kültürlerden Zerdüştîliğe, Japon dini Şintoizmden
Hinduizme kadar hemen her din ve kültürde kurbanla ilgili farklı ritüeller ve kültler
mevcuttur. Diğer taraftan Musevî gelenekte bazı hayvanların veya yiyeceklerin
Tanrı’ya bağlılığın bir işareti olarak ve aynı zamanda O’nun lütfuna erip affına
mazhar olmak niyetiyle bir mezbah üzerinde tamamen veya kısmen yok edilmesi
şeklinde bir içeriğe sahip olan kurbanın tarihi Hz. İbrahim’e kadar götürülür. Eski
Ahit’te “manah” (vermek) ve “minha” (bağış, vergi) gibi kelimelerin yanında “yaklaştıran
şey” manasında “gorban”, “boğazlanan şey” manasında “zebah” ve “günahı ortadan
kaldıran dinî tören” manasında “hattah” gibi çeşitli kelimelerle karşılanan kurban
Musevîlikte farklı türlere ve detaylı hükümlere sahiptir. Hıristiyan ilahiyatında ise
Hz. İsa’nın haçta kurban edildiği yönündeki inanç Eski Ahit’teki kurban sistemini asıl
mecrasından çıkarmış ve hatta iptal etmiştir. Diğer bir deyişle, “Tanrı kuzusu” İsa
geleneksel Hıristiyan teolojisine göre ilk ve son kurban olması hasebiyle başka hiçbir
kurbana ihtiyaç yoktur. Bu sebeple İsa artık terk edilmesi gereken Eski Ahit’teki kurban
sistemini kaldırmıştır.

İslam hukukunda vacip veya müekked sünnet hükmünde bir ibadet olarak kabul edilen
kurban, “belli vakitte belirli hayvanların şer’an belirlenmiş usul dâhilinde Allah için
kesilmesi” şeklinde tarif edilir ve bu tarif kurban bayramında kesilen udhiyye kurbanına
karşılık gelir. Bunun dışında yine ibadet niyetiyle kesilen ve İslâmî literatürde özel
isimlerle anılan başka kurban çeşitleri de vardır. Bunlardan biri, kişinin dînen
mükellef olmadığı hâlde Allah’a bir vaatte bulunarak kendi üzerine vacip kıldığı adak
(nezr) kurbanıdır. Çocuğun doğumunun ilk günlerinde Allah’a bir şükür nişanesi
olarak kesilen kurban ise “akîka” diye adlandırılır. Kıran ve temettu’ haccı yapanların
kestikleri kurban “şükür kurbanı”, hac ve umrede vacibin terkine veya ihram yasağının
ihlaline mukabil ceza niteliğinde kesilen kurban ise “kefaret kurbanı” adını taşır.

(II)
Kurban, cahiliye devri Arap toplumunun dinî hayatında çok önemli bir yere sahipti. Bu
dönemde çocukların, köleler ve esirlerin Uzzâ, İsâf ve Nâile gibi bazı putlara kurban
edilmesi şeklinde bir uygulamanın izlerine rastlanmakla birlikte yaygın gelenek
 hayvanların putlara kurban edilmesi şeklindeydi. Cahiliye Arapları belli zamanlarda
veya önemli kabul ettikleri hadiseler vesilesiyle gerek Kabe ve Mekke’deki gerekse
Mekke’nin dışındaki putlarının yanında deve, sığır, koyun, ceylan gibi hayvanları
keserler, böylece hem mabede yönelik saygılarını hem de putlara bağlılıklarını
gösterirler ve aynı zamanda onlara yakınlaşma gayesi güderlerdi. Yine onlar kestikleri
kurbanı parçalayıp dikili taş şeklindeki putların üzerine bırakır, yırtıcı hayvanların ve
kuşların yemesini beklerlerdi. Öte yandan, yarar sağlayacağı zannıyla ölen kimsenin kabri
başında da kurban keserler, kimi zaman da kurban kesme işini cinlerden korunmak
maksadıyla gerçekleştirirlerdi.

Cahiliye devrindeki en meşhur kurban ritüellerinden biri receb ayıyla ilgili olup recebiyye
adıyla maruftu. Hem dört haram aydan biri hem de İslâmî gelenekteki üç ayların ilki
olan receb ayı İslam öncesi dönemde de kutsal/haram kabul edilir, dolayısıyla bu ayda savaştan, baskınlardan uzak durulur, özellikle ilk on gününde oruç tutulur, umre ziyaretleri yapılır ve putlara recebiyye denilen kurbanlar sunulurdu. Araplar özellikle sürülerinin çoğalmasıyla ilgili dileklerinin yerine gelmesi hâlinde receb ayında kurban
olarak bir koyun kesmeyi adarlardı. Fakat dilekleri yerine gelince bazen cimrilikleri
tutar, koyun yerine bir ceylan avlayıp onu keserlerdi.

Receb ayında kurban kesme geleneği İslam’ın ilk yıllarında da korunmuştur. Çoğunluk
ulemanın kanaatine göre bu gelenek Hz. Peygamber’in, “[İslam’da] atîre de fera’ da
yoktur” hadisiyle kaldırılmıştır. Bazı âlimler ise atîrenin meşru olduğuna işaret eden
birtakım hadis rivayetlerine dayanarak recebiyye kurbanının müstehap/mubah
olduğunu söylemiş ve Hz. Peygamber’in bu geleneği tamamen ilga/iptal etmeyip
sadece zorunlu bir ibadet sayılması niteliğini kaldırdığını, ayrıca kurbanın putlar için
değil Allah için kesilmesini vurguladığını belirtmişlerdir.






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...