arazi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
arazi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ocak 2021 Pazar

Urfa İçin Kritik Hutbe! "Adaletsizliktir, Zulümdür"


Evet, geçen Cuma günü (15.01.2021) camilerimizde çok kritik bir hutbe okundu. Hasretle beklediğimiz içeriği dolu hutbelerden biriydi bu. Hatta yakın zaman öncesinde sosyal medya hesabımda şu mealde paylaşım yapmıştım. Acaba sesimizi mi duydular dedim:

14 Kasım 2020 Cumartesi

Fıstık Bahçeleri ve Mülkleriniz Dünya ve Ahirette Cehenneminiz Olacak! - Yaşanmış Hikayeler

    Yine Yetim Malı Yiyen Zalimler (Amcalar, Dayılar)

    Evet bir acı haber daha...
    Babaları ölmüş. Birkaç yetim geride kalmış. Anne ise çocuklarını alıp kardeşlerinin yanına gelmek zorunda kalmış. Zira kocasının tarafında hayır yok.
    Kız öğrencime sordum:
- Peki ya babana düşen fıstıklar?
    Kızın verdiği cevap:
- Bize hiçbir şey vermediler. Sizin burada bir hakkınız yok, dediler...
    Kardeşlerinin yardımı ile şehre gelen anne ve yetimleri, haklarından mahrum bir halde yaşamaktalar. O zalimler ise sözüm ona mülk sahibi olacaklar. Halbuki Allah'ın belalarına tutuluyorlar ve tutulacaklar da..

    İşte o zalim dayı ve amcalara Allah'ın ayeti:
    "Haksız şekilde yetimlerin mallarını yiyen kimseler, ancak karınlarına ateş doldurmuş olurlar. İşte onlar, yakında kızgın alevli ateşe atılacaklardır." (Nisa10)
    "Müslümanız", diyen bir toplumda bu gibi olaylar öyle fazla ki. Yüreğim şişiyor.
    Bu gibi aileler için dernek kurulmalı ve o zalimlerin üzerine gidilmeli. Bu gibi olayları gündemine almayan Müslümanım diyen insanlar nasıl rahat durabiliyorlar anlamıyorum. Nasıl bir fantezi ki, gerçek sorunlarla ilgilenme yerine hayal dünyalarında dolaşmayı tercih ediyorlar.
    
    Bana göre Urfa'nın asıl gündemi bu. Bu fıstık tarlaları birçok kişinin cehennemi olacak gibi. Yaşanan olaylar bunu işaret ediyor. Allah'ın azabı mahvedecek bunları hem dünyada hem ahirette. Nitekim ediyor da.. Görenler görüyor..
*
    Yaşanan bir olay daha duydum. Ne çok bahçe zulmü varmış bu coğrafyada.
    Bu defa miras dağıtılmış. Üstelik aradan yıllar geçmiş. Evin büyük abisi evin küçük erkeğine diyor: "Sana düşen ağaçlar iyi bize düşenler kötü, sen bize biraz vereceksin". Adam şok oluyor, "yahu ben buraya bir sürü masraf ettim, ağaçlara baktım, nasıl olur sana veririm?" dese de adamın büyük oğulları ve sürekli baskısı küçük kardeşi iyice bezdirmiş ve "Al istediğini ama seni Allah'a havale ediyorum" diyerek resmen yetişkin ağaçları vermiş büyüğüne. Tabi bu süreçte başka yerlerden gelen arazi cinayetleri de bu kararı tetikliyor.
    
    Bu zulümleri işleyen evin büyükleri namaz kılan, oruç tutan tipler aynı zamanda ama bilmezler ki zalimin ta kendisi olmuşlar. Allah bunun hesabını elbet soracaktır onlardan ve o ibadetler yüzlerine çarpılacak.
*

    Bir başka olay daha... Üstelik bu cinayetle de sonuçlanmış.

    Sözde akrabalar. Herkesin sınırı belli. Herkes birbirinin sınırını biliyor. Ama buna rağmen sözde okumuş biri tapu hilesi yaparak diğer akrabalarını yerinden etmeye çalışıyor. Birkaç yıl sürüyor bu baskı. Zayıf olan adam eninde sonunda bu işin sonu ölüme varacağını hissediyor. Zira karşısındaki akrabalar azmış, mal için köpekleşmiş hale gelmişler. Bunu da görüyor.

    Zayıf adamın evinin etrafındaki tarların bile ekin ekmesi engellenmeye çalışılıyor. Kala kala sadece adamın evinin yeri ve küçük bahçesi kalıyor. Adam günün birinden evinin etrafına tarlasını sürerken o azgın ve sözde okumuş adam küçük kardeşini şeytani vesveseyi veriyor: "Git onu vur ve ben hapse düşmemen için her şeyi yaparım ne kadar para gerekirse veririm" diyor. Büyüğüne taparcasına bağlı olan ahmak küçük kardeş silahı alıyor ve gidiyor. Evinin dibinde olan adamcağıza silahı doğrultuyor, diğer zayıf adamı vuruyor öldürüyor. Orda bir hamle ile vuran adam da vuruluyor. Kısacası ölmesini beklemedikleri adam da ölüyor. Böylece iki kişi mezara gidiyor, bir kişi hapse.....

    İşte insi şeytanların bu güzelim memleketi getirdiği yer burası. Cennet gibi topraklarda insanca ve hakça yaşamak yerine birbirlerine hayatı zindan ediyorlar. Ömür boyu süren kahırlar ekiyorlar yüreklerine. Çoğusu akraba sözde. Ve sözde müslüman. İslam davetçileri bu topraklarda hakkıyla ve gerçek daveti yapmalıdırlar sadece namaz ve oruçla yetinmemeliler.
*
    Galiba bu sayfa böyle kötü haberlerle dolacak. Duyduklarımı sizlerle paylaşacağım. O la ki okuyan biri böyle bir zulüm işleme ihtimali varsa bu yazılardan ders alır da vazgeçer.





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...