biçimleriyle yönetilen eski dünyada insan hayatının her tarafında kölelik, kan, gözyaşı, açlık ve sefalet kol geziyordu. Başta din olmak üzere ele geçirilen her şey de bu ilkel amaçlar için kullanılıyordu. Son yıllardaki gelişmelere bakılırsa şimdi gök kubbenin altında değişen tek şey, şiddetin biçimi ve araçlarıdır. Çağımızda, insanoğlunun bu vahşi tarafını yok edeceği düşüncesiyle –kutsalı külliyen reddetme çılgınlığı dâhil- birçok şey yapıldı ama o yapılanlar da sadece yeni acılar üretti ve üretiyor.
Öyle görülüyor ki, yapılması gereken, kutsalın reddedilmesi değil, insanın ve varlığın imarına imkân veren öz felsefesiyle kutsalı yeni baştan okumak ve hayatı o felsefenin ışığında yeniden inşa etmektir. Başlıktaki “İslam’ın estetik okunuşu”ndan kastım bu okunuş ve inşadır.