وَاِذْ قَالَتْ اُمَّةٌ مِنْهُمْ لِمَ تَعِظُونَ قَوْماًۙۨ اللّٰهُ مُهْلِكُهُمْ اَوْ مُعَذِّبُهُمْ عَذَاباً شَد۪يداًۜ قَالُوا مَعْذِرَةً اِلٰى رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ ﴿١٦٤
﴾164﴿ İçlerinden bir topluluk, "Allah’ın helâk edeceği yahut şiddetli bir azapla cezalandıracağı kimselere ne diye öğüt veriyorsunuz sanki!" deyince onlar, "Rabbiniz katında bir mazeretimiz olsun diye; bir de sakınıp çekinirler ümidiyle" şeklinde cevap verdiler. (A'raf Suresi)
*
İslam toplumunda nasihatleşmenin ne kadar da önemli olduğunu bu ayet üzerinden anlayabiliriz. Müslüman toplum ancak bu şekilde dinamik bir toplum olabilir. Ayette anladığımıza göre "nasihatleşme" ilahi bir sorumluluk.
Sonraki ayette ise nasihat edenler kurtarılıyor. Nasihatlere kulak vermeyenler ise helake uğruyor. Ben bu nedenle müslüman toplumda "sananeciliğin" ve "bananeciliği" oluşmaması gerektiğini düşünüyorum.
Bir anlamda da kontrolsüz bireyciliğin...