Ya İyiliği Emreder Kötülükten Nehyedersiniz Ya da

 

Kur'an Merkezlilik ve Kur'ani İrfan

 Kur'an merkezliliğimiz sadece şefaat, kabir azabı, nüzul-u isa, hurafeler ve teorik boğulmalar/tıkanmalar/patinajler vs. ile sınırlı kalmamalı.. Olduğu kadarıyla anlatıp bırakmalıyız..

Kuran merkezliliğimizin ana kalkış noktası Kur'ani irfanı keşfetmek ve bunu pratiğe dökmek olmalı. Bu noktadan hareket edersek tevhidi savunmamız/şirki reddetmemiz daha gerçekçi ve fıtrata uygun olur. Dönüt verir.

Kişi Kalbinin Arası ve Süslü Ameller

 Yüce Rabbimiz bir ayet-i kerimede der ki:

"Allah kişi ile kalbi arasına girer"

Madem kalbine hükmedemiyorsun Allah'ı çağırsaydın ya..

Gece boyu secdeler edip Allahım nefsim kalbimi işgal etti, kurtar beni deseydin ya.. Ama şeytan ve nefis sana nasıl bir çözüm sundu:

Particilik, Cemaatçilik Virüsleri

 Bugün particiliğin müslüman toplumu olumsuz etkilediğini konuştuk.

Ama bununla birlikte particilikten ziyade koyu bir cemaatçiliğin müslüman toplumun huzurunu kaçırdığını ve gücünü dağıttığını söyledik. Bunun particilikten daha zararlı olduğu söylendi. Koyu cemaatçiliğin olduğu bir toplumda iktidarda müslümanlar olsa bile ümmet çapında bir güç birliği oluşturulamıyor.

O halde cemaatçilik ve particilik hastalığının büyük vebal olduğunu hatırlatalım birbirimize. Aksi halde zalim ve kafirlere mağlup olup zelil yaşamaya mahkum oluruz.

İçinde Allah'a Şükrün Olmadığı Bir Dürüstlük, Bizce Eksik Bir Dürüstlüktür

 Allah'ın arzında yaşayıp, O'nun yarattığı enva-i çeşit zarurî, hacî ve tahsinî nimetler içerisinde yaşayıp, bunların oluşumunda zerre kadar katkısı olmadığını bildiği halde, biyolojik sağlam bir bedene sahip bir insanın aklına,

Yahudi Alimleri Görevlerini Yapmamış - Maide 63

 Keşke onların rabbanileri ve ahbarı, (Allah fakir biz zenginiz; biz Allah'ın çocukları ve sevgili kullarıyız, gibi) çok çirkin sözler söylemekten, (rüşvet ve faiz gibi) haram yemekten onları MEN ETSELERDİ. Bunu yapmamış olmaları ne kötü!

(maide:63)

*

Demek ki yahudi toplumunda alimler gerçek anlamda görevlerini yapmamış. Ya bizimkiler?...

Şahin Doğan’ın “Mustafa İslamoğlu Eleştirisi” Kitabı Üzerine

        Şahin Doğan hocanın kitabını kısa sürede okudum. Mustafa
İslamoğlu hocayı takip edenlerin de hassaten okumalarını tavsiye ederim. Zira kitap baştan sona eleştiri barındırıyor. (Çok az yerde muvafakatın dışında). Neden tavsiye ediyorum? Çünkü hayranlıkla okuduğumuz, takip ettiğimiz biri eleştiriliyorsa ve biz de o kişiyi tanıyorsak, biliyorsak bu eleştirilere kulak vermeliyiz, belki bizim bilmediğimiz durumlar vardır, belki de eleştirenin yanıldığı yerler vardır. 

Bildiğimiz kadarıyla Akabe Ekolü’nün eleştirel düşünme, kritik etme, körü körüne bağlanmama, şahısları putlaştırmama, mukayeseli okumalar yapma vs. gibi özellikleri var. Bu ekol çizgisinde gelişenler, hocalarının eleştirildiği kitaptan ne gocunurlar, ne rahatsız olurlar. Dikkatle okurlar, içinde hatalar varsa oturup yazarak cevaplarını verirler. Benim bu yazım genel bir değerlendirme, ayrıntılı değerlendirmeyi hocanın eserlerine iyice vakıf olanlardan bekliyorum. 

Irkçılık Mikrobundan Kurtulmanın Bir Yolu Da

Irkçılık mikrobundan korunmanın bir yolu da "qul siru fil erdi" emri ile başlayan ayetlerdir.

Yani farklı toprakları, coğrafyaları gezmek...