27 Mayıs 2022 Cuma

Bilinç Notları 34

Einstein, Bohr ve Schrödinger gibi bilim adamlarının çalışmaları, fiziksel gerçeklikle dilsel gerçeklik arasındaki mutabakatı imkansızlığını pekiştirecek yönde bilimsel bulgulara ulaştı.

Mikro ya da makro fiziksel sınırlara doğru yaklaştıkça algısal imkansızlık yanında dil de ifade imkanını yitirmekte ve daha çok figüratif veya sembolik anlatım yoluyla bir anlama ve anlaşılma zorunluluğu ortaya çıkarmaktadır; insan bilincine ait dil ise daha çok dünya koşullarına uygun orta ölçekte bir yaşama standardına uygundur.
Ümit Aktaş
(Okuma 📖 Serüveni s.220)

// 

EN ESKİ HADİS KİTABI MA'MER B. RAŞİD'İN /Keşfeden Fuat Sezgin

Mâmer, hadis tarihindeki çok önemli kişiler arasında hadislerin intikalinde önemli rol oynamış kilit bir şahsiyettir. Yemen’de h.152/m.770 de vefat etmiştir.
Onun el-Câmi‘ isimli eseri, günümüze ulaşan en eski hadis kitaplarından olması sebebiyle hadislerin çok erken dönemlerden itibaren yazılı olarak ve sağlam bir şekilde intikal ettiğini ispatlayan önemli belgelerden biridir. Önceleri kayıp zannedilen bu kitabın iki
nüshası Türkiye’de bulunmuştur. Bunlardan birisi Türkiye’nin büyük kitap koleksiyoncularından İsmail Sâib Sencer’in Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesine bağışladığı kitapları arasındadır. İkinci nüsha çağımızın yaşayan en büyük Müslüman biyografi âlimi Fuad Sezgin
tarafından keşfedilip 1955 yılında ilim âlemine tanıtılmıştır. İstanbul Feyzullah Efendi Kütüphanesi 541 numarada kayıtlı olan Abdürrezzâk’ın Musannef’inin sonundadır. (aöf-hadis usulü)
*
hadisler hicri 250den sonra yazıldı sözü kocaman bir yalan gibi duruyor. baksanıza
///
Gerçek Öğrenmeye Dair:
Eğer bir fikri baba annenize açıklayıp onu ikna edemiyorsanız, sizde bu fikre tam olarak hakim değilsiniz demektir.
Bir fikri 1 dakika içinde karşınızdaki insana anlatamıyorsanız, bu fikre sizde tahmin ettiğiniz kadar hakim değilsiniz demektir.
Özellikle öğrenciler öğrenmenin ne olduğuna iyice vakıf olmalılar..
///
Tarihe kara bir leke
27 Mayıs!
Savaş yorgunu halkın, sonradan farkettiği iç darbeden kurtulmak için verdiği mücadelenin ilk bedeli!
Asla unutmamalıyız!
///
☑️Müslümanlar fıtır sadakası vermenin heyecanı içerisindeler.
☑️Müslümanlar infak konusunda çok ciddiler.
👉Ben bizzat müşahade ediyorum.
Rabbim kabul eylesin.
🚫(Müslümanlar hakkında sürekli kötü tablo çizenlere bakmayın siz)/mt
///
Namaz ile her günü...
Oruç ile her yılı...
Cihad ile tüm hayatı kuşatan bir İslamımız, Hayat programımız var.
///
İlahi emirlerin uygulayıcısı olmak ne güzel. Bu güzellikten mahrum olanlar, gerçekten büyük mahrumiyetlere dûçar olmuşlardır. Gerçek Sahibimizin emirlerine tutunmak sahte sahiplerden (kurtarıcıdan/liderden/ağadan/paşadan her kimse) koruyacaktır bizi...
Muvahhid müslüman olmak işte bu sonuca götürür insanı.../mt
///
Türkiye gençliğinin problemlerinden biri 1923-2000 arası yılları hakkıyla bilmemeleri...
Hem siyasal
Hem sosyal
Açıdan..
///
İnsan gerçekten cenneti arzuluyor:
1-) Orada kalplerdeki kin atılacak ve kardesçe karşılıklı oturulacak...
2-) Yorgunluk hissedilmeyecek..
Hicr 47-48'de mülhem
///
Kitab obezlerinin meydana getirdigi güven,
Uzaktan iyi görünür, lakin yakından ise küflüdür..
///
Mehmet Akif Ersoy bir şiirinde, “İnkılap istiyorum ben de fakat Abduh gibi” ifadelerine yer verdi. Bediüzzaman Said Nursi, “ittihad-ı İslam’da seleflerim” (Nursi, 1990, 63) dediği kişiler arasında Muhammed Abduh’u da sayar.
///
Abduh’a göre İslam’daki devlet yönetimi şer’i değil, toplumsal bir durum arz eder. Şeriata göre; halifenin, yöneticinin, hakimin ve müftünün makamlarının ayrıcalıkları yoktur. Fakat, şeriat onların ödev ve sorumluluklarını belirlemiştir. Batıdaki durumun aksine, halifelik teokratik bir sistem değildir. Teokratik sistemde, Tanrı hükümlerini doğrudan doğruya yöneticilere bildirir. Halk otomatikman itaat etmek ve boyun eğmekle yükümlüdür. Böyle bir sistemde halk yöneticiyi Tanrı buyrukların düşmanı dahi bilse karşı çıkamaz. Yönetenlerin her hal ve davranışları dini hüküm şeklindedir. Buna karşılık İslam’da günahkar yöneticiye boyun eğmek caiz değildir. Eğer yöneticinin yaptıkları sürekli olarak şeriata aykırılık teşkil ediyorsa, halk onu iktidardan alma hakkına sahiptir. Nasıl ki, ümmet ve temsilcileri onu bu makama getirmişlerse aynı şekilde, menfaatleri gereği onun yönetimine son verme hakkına da sahiptirler (Hamid İnayet, 1997, 172).
///

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...