30 Mart 2021 Salı

Bu Kazan Ne Zaman Sönecek? - Şiir

Kaynayan bir kazan...

Yürek kızdıran..

Canı yakan..

Bu kazan ne zaman sönecek?..

Ya Rabbi!

Nuh'un dediğini diyorum: Enni meğlubun fentesir

Kuluna yardım et..

Çıkacağım yerden hayırla çıkar..

Gireceğim yere hayırla girdir..

(31.03.2013)

Algı Operasyonuna Gelme! - İsra:36

 "Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur." (İsra:36)

Ayeti bugüne taşırsak,

"Algını (kime ait olursa olsun) medyanın yönetmesine izin verme, bir haberi iyi öğren"
diyebilir miyiz?

Zaman, maalesef propagandalarla algıları yönetme zamanı olmuş.

Kim kime, neyi ne kadar yutturursa...
O başarmış demektir(!)

Ne menem bir çağdayız ya...

İşte bu nedenle bilgili olmak zorundayız. Kulağımızın duyduğunu, gözümüzle ve gönlümüzle gördükten sonra karar vermeliyiz. Gözümüzün gördüğü hakkında kulağımızla açıklamasını dinlemeliyiz ve gönlümüze sorarak karar vermeliyiz.

29 Mart 2021 Pazartesi

Nesillerimiz Altı Yaş Öncesi Sevgisizlikten Ölüyor! Bedenen Yaşasa da!




Galiba Nesillerimiz 6 Yaş Öncesi Sevgisizlikten Kaybediliyor?!

Bizim ikizler 6 yaşına doğru gidiyor. Odaları ayırma sürecindeyiz. Bugün biri gece kalkmış lavabosuna kendisi gitmiş ve dönüşte benim ayak tarafıma uzanarak yatmış. Hiç farketmedim... Ötekisi de uyutmaya çalışırken "baba gitmeyin sizi özlüyoruz" diyor. Yani öteki odaya gitmemizi istemiyorlar. 4 yaşını doldurmaya 3 ayları var. 

*

Bu ve benzeri örnek olaylardan anlıyorum ki, çocuk anne baba ilişkisi çok ama çok önemli. Nasıl ki ekmek ve su ile büyüyor. Aynen öyle de anne babanın sevgisi, ilgisi, duygusal teması ile de ruhu güçleniyor. Özgüveni oluşuyor. 

*

Şimdi düşünüyorum da geçmişten bugüne birçok anne baba, çocuğuna gerekli sevgi, ilgi ve duygusal teması göstermeyip böylece çocuğun ruhunu/özgüvenini güçlendirmeden hayata bırakıyor. Küçük yaşlarda sevgi eksikliği ile beraber üstüne bir de vurmalar ve kızmalar da olunca topluma nasıl nesiller bırakıldığını tahayyül ediniz. 

Kanaatimce toplumsal sorunlarımızın temeli sevgisiz ve ilgisiz, bol vurmalı ve kızmalı çocukluk süreçlerinde atılıyor. Sizlerle paylaşmak istedim.

28 Mart 2021 Pazar

"Çocukluğum Türk Çocuklarına Özenerek Geçti" - Vahdettin İNCE

        İlkokula başlarken tek kelime Türkçe bilmiyordum, köyümüzdeki
diğer çocuklar gibi. Dili düşe kalka öğreniyorduk. Ses benzerliklerinden dolayı kelimeleri karıştırıyorduk. Kastettiğimiz şeyle söylediğimiz söz uymuyordu ve dönüp birbirimize gülüyorduk. Bir arkadaşımız “dişim ağrıyor” diyecekken “dışım ağrıyor” demişti de öğretmenimiz gülmekten kırılmıştı. Zavallı çocuk dişinin ağrıdığını söylemenin neresi komiktir diye içinden geçirmişti herhalde. Kürtçede hem tilkiye hem de bağırsağa “rovî” denir. Bir derste öğretmenimiz tilkinin resmini göstermiş ve Türkçede buna tilki denir demişti. Arkadaşlarımızdan biri bir gün sırasında kıvranıyordu. Garibim, karnını üşütmüştü. Öğretmen ne oldu, diye sorunca da “tilkim ağrıyor” diye cevap vermişti. Basit bir mantıkla Kürtçede olduğu gibi Türkçede de tilki ile bağırsak için aynı kelime kullanılmalı diye düşünmüştü.

27 Mart 2021 Cumartesi

Toplumda Dedikodulara Sebeb Olan Bir Halimiz


 

Toplumda dedikoduların önünü açan şey bizim toplumsal yapımızdır. Muhataba, eleştiri ve bize katılmama payını, yüzümüze karşı söyleme fırsatını/imkanını vermeyince iş arkadan cekiştirmeye doğru gidiyor.

Yani sorun derinlerde yine. Hepimizin yarası.
Oysa dostluklar birbirine %100 katılmayı gerektirmez. %70 olur, %80 olur, bazen % 0 olur. Ama dostluk yine devam eder.
Bir de insanları özgür kılacak esas formül şu cümledir: "Baki Dost Ancak Allah'tır"
Oysa Kur'an, kapısını çaldığınız ev sahibi "musait değiliz bugün" derse geri dönün, der. Bu sadece bir örnek. Yani alınganlık ile anlayış arasında dağlar kadar fark var desek yanlış demiş olmayız değil mi?

Zekeriya (As) Niçin Evlat İstiyor? - Meryem:5,6

Bismillah 


"Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum; karım da kısırdır. Tarafından bana yerimi alacak bir halef ver; o, Ya‘kūb hânedanına da vâris olsun; rabbim, onu rızana erdir!” /Meryem:5-6

26 Mart 2021 Cuma

Üstad Nursi'den İndirilen-Uydurulan Din Ayrımı

Seyyid olmayan "Seyyidim" ve seyyid olan "Değilim" diyenler, ikisi de
günahkâr; ve duhul ile huruç haram oldukları gibi, hadis ve Kur’ân’da dahi ziyade veya noksan etmek memnudur. Fakat ziyade etmek, nizamı bozduğu ve vehme kapı açtığı için, daha zararlıdır. Noksana cehil bir derece özür olur. Fakat ziyade etmek, ilimle olur. Âlim olan mâzur değildir.

Kezalik, dinden birşeyi fasl veya olmayanı vasl etmek, ikisi de caiz değildir. Belki hikâyâtın bakırları ve İsrailiyatın müzahrafatı ve teşbihatın mümevvehatı elmas-ı akidede, cevher-i şeriatta, dürer-i ahkâmda ithal etmek, kıymetini daha ziyade tenzil ve müteharrî-i hakikat olan müşterisini daha ziyade tenfir ve pişman eder.

(Muhakemat, Onikinci Mukaddeme)
**
Üstad Said Nursi, burada din'e ekleme yapmanın çıkarma yapmaktan daha büyük bir haram olduğunu söylüyor. Özellikle bu eserleri döne döne okuyan kardeşlerimiz bu notu derinlemesine anlarlarsa çok iyi olacak.

Aslında burada Üstad, indirilen din'e uydurma eklemeler yapmamaya vurgu yapıyor. İşte bu tevhidi bir hassasiyettir..

(Görüş ve değerlendirmelerinizi bekleriz)





Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...