Ayetleri kırparak sloganlaştırma hatasına düşmemeliyiz. Mesela Kuran "hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?" diyor değil mi?
Az yukarıdan alsak ayeti. Bilenle ve bilmeyenle kimin kastedildiği net anlaşılıyor
İşte ayetler:
Ayetleri kırparak sloganlaştırma hatasına düşmemeliyiz. Mesela Kuran "hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?" diyor değil mi?
Az yukarıdan alsak ayeti. Bilenle ve bilmeyenle kimin kastedildiği net anlaşılıyor
İşte ayetler:
2023 yılının Ramazanına kavuştuk elhamdülillah.
Rabbim hakkıyla istifade etmeyi nasib eylesin.
Oruç ayetle farz kılındı inananlara (Bakara:183).. Bu
nedenle kalbinde Allah’a ve Resulüne iman bağı hisseden her mü’min orucu
tutmalıdır. Eksik olabiliriz, günahkar olabiliriz ama en azından elimizden
geleni yapmalıyız. Şeytanın mükemmeliyet tuzağına düşmemeliyiz. Elbette
hedefimiz bütüncül kulluk olmalı. Gücümüz yettiği kadar ifademle ilgili şu
ayeti kerimeyi sunmak isterim:
“Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah'tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır.” (Teğabün:16)
Rasulullah (sav) buyurdu:
"Muhtaç, insanların etrafında dolaşan, birkaç lokma veya birkaç hurma isteyen serseri dilenci değildir. Muhtaç odur ki, ihtiyacını karşılayacak asgari miktarı dahi yoktur ve insanlardan istemeye de utanır; sadaka vermek için kimse onun halini bilmez."
(Sahife-i Hemmam ibni Münebbih, 74)
Mustafa Öztürk hocanın önemsediğim/katıldığım bir ayet yorumu:
Rahman suresinde geçen "hel cezau'l ihsan ille'l ihsan" ifadesi meallerde
"İyiliğin karşılığı yalnız iyilik değil midir?", "İyiliğin karşılığı ancak iyiliktir."
şeklinde çevrilmektedir. Ancak bu çevirilerdeki iyilik kavramının neye atıfta bulunduğu belli değildir.
Kur'an terminolojisinde tevhide imandan bağımsız bir iyiliğin karşılığı iyilik/sevap değil, habt-ı amel ve ihbat yani amellerin boşa çıkması/çıkarılmasıdır. Bizim farklı çevirimiz hem bu gerekçeye hem de bu gerekçeyle birebir örtüşen İbni Abbas'ın yorumuna dayanmaktadır.
Mustafa Öztürk hocanın meali:
Rahman 6: "Tevhide iman ve bu imana yaraşır güzellikte işler yapmanın karşılığı cennet değil de nedir?"
Bu notu paylaşmanın bir sebebi de şu;
Toptan süpürücü mantığın sakat olduğunu göstermek. Normalde ben Öztürk hocanın başka bazı yorumlarına asla katılmıyorum. Eğer toptan süpürücü olsaydım şu paylaştığım yorumundan mahrum kalacaktım. Mümeyyiz olmak derdi bir hoca... İşte öyle olmaya çalışalım.
“Şehidin borcu hariç bütün günahları bağışlanır.” (Müslim, İmare, 119.)
(bu hadis rivayeti https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php?ID=30875 linkinden alındı)
*
Aşırı abartılı, hatta uydurma olan diğer şehid hadislerini düşünürsek bu hadis daha gerçekçi.. Şehidlik bile borcu kapatmıyor.. Dikkat!!!
Rivayetlerde peygamberimizin "borçlu olarak ölenin cenazesini kılmadığı da var". Vaizler vaazlarında ne olur gerçek yaralarımızın olduğu konuları işlesinler...
Kuşatılmışız.
Hangi saat, hangi dakika?
Gözler nöbette..
Kalp tedirgin..
Vücut soğuk..
Bazı Müslümanlar sırf fay hattını ve kırılgan yapıları öğrendi diye nerdeyse Kur'anda geçen helak olaylarını inkar edecek. Evet evet inkar edecek.
Tamam fay var, tamam bilim uyardı, tamam sağlam yapmalıyız. Buna itirazım yok.
"Her deprem ilahi ikazdır" diyemeyiz. Ama "kesinlikle ilahi ikaz değildir" de diyemeyiz. Ayrıca ilahi ikaz sadece depremle olan bir şey de değil elbette..
__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...