Yaşasın Urfalılar! Teslim Olmadı!

 "Yaşasın Urfalılar teslim olmadı..

Gidiyor kumandanlar dönmüyor geri"

Bugün 11 Nisan, sözlerinden az bir kesiti yukarıda olan türküyü dinledik. Özellikle "dönmüyor geri" sözleri beni duygulandırdı Ardından Urfa'nın kurtuluşuna dair belgesel izledik. Birleşmenin örnekliği ve direnişi görünce duygulanmamak elde değil.

Urfalılar bu günleri ile gurur duymalılar. Tabi bir anlamda -bir Adıyamanlı olarak- bizi de korumuş oldular. Fransızlar oraya yerleşmiş olsaydı, sonradan kuzeye Adıyaman'a doğru yönelebilirlerdi. Bu anlamda tarihsel birliğimiz var. Adıyaman'ın kurtuluş günü yoksa bunun sebebi Urfa direnişidir diye düşünüyorum..

İngilizler, Fransızlara devretmiş işgali. Fransız bir komutan da Urfa'yı işgal etmeyi "talih kuşu" olarak değerlendirmiş.

Onikiler ismi ile nam salan ileri gelenler, Kur'an üzerine yemin ederek direniş kararı almışlar. Ah Kur'an keşke her daim sana yönelse nesiller...

Bucak aşiretinden Siverekli Ali bey'in hapsedilmesine karşı Badıllı aşireti lideri Fransız yetkililerine Ali Bey'in serbest bırakılmasına dair mesaj gönderiyor aksi halde üzerlerine saldıracaklarını bildiriyor.

Bu mektup üzerine serbest bırakılıyor.

Arap aşiretleri de direnişe katılma kararı alıyorlar. Galiba katılmayan da varmış.

Hatta Fransızlara ihbar durumu da olmuş.

Fransız askerlerin, kadınların bulunduğu Vezir Hamamı'na baskın düzenlemesi halkın galeyana gelmesine yol açmış. Maraş'ta da kadının örtüsüne uzanan el direnişi başlatmıştı.

Ermenilerin silahlandırılması meselesi de var. Dış güçler Ermenilerin kanına girmeden önce beş asır "millet-i sadıka" olarak isimlendirildi. Barış içinde yaşanmıştı. Ama maalesef kötü olaylar oldu.

Ayrıca Fransız ordusu içinde maalesef Cezayirli müslüman askerlerde varmış, hatta araplar "ene müslim" diyerek bağırmışlar. Ümmetin dağılmasının resmidir bu aslında. Birbirimizi tanımıyoruz ve sömürge güçleri bizi bize karşı silah olarak kullanıyor. İngilizler de Çanakkale'de hint müslümanlarını getirmişti.

*

Hasılı Urfa'nın kurtuluşu halkın yerel gücü ve direnişiyle gerçekleşmiştir. Özellikle yerel güçler diyorum sebebi şu: bu direnişin ekser olarak Arap ve Kürt halkların ortak direnişi olarak görülmesi gerekir, Türkmenler de var. Urfalılar kendilerine özgü bu direnişi bilmeliler. Bunu asla dar bir alana hapsetmemeliler. Dar alandan kastım resmi ulusçu ideoloji... Yani her yerde bizi tek adam kurtardı efsanesi. Bu doğru değil. Bu vatanı anasır-ı İslam kurtardı.

Urfalılar çocuklarına bu direnişi iyice belletmeliler.

Zira bu direnişte müslüman halkın farklı etnik köken de olsa birlik olma örneği var.

Savaş her zaman olmaz. Kurtuluştan sonraki yaşam biçimimiz de önemli. En basitinden bir Urfalı demeli ki, "madem atalarım kan dökmüş bu topraklar için o halde ben de barış zamanlarında Urfa'ya sahip çıkayım, bunun en küçük adımı yere çöp atmamak diyeyim gerisini arayı siz doldurun.

Düşman gittikten sonra bu defa kendi içinde barışı korumak gerekir. Bunun için de elbette bilinç gerekir. İşte bu bilinci besleyen damarlardan biri de 100 yıl önceki Urfa direnişidir.