27 Kasım 2020 Cuma

Annem Babam ve Kürtçe


28.11.2017

Annem babam bize geldi. Onlarla konuştuk, sohbet ettik. #Kürtçe konuşurken kendilerini, duygu ve düşüncelerini çok iyi ve net ifade ediyorlar. Ama başka bir dil ile konuşunca ise ilkokul seviyesine iniyorlar.

Bunu ülkemizdeki tüm anne babalar için düşünürsek ve 50 yıl sonrasını düşünürsek kürtçe dili ve ma'ruf olan kültürü antika olacak. #Fıtratın çeşitliliği yok edilecek. Sözü uzatmak istemiyorum. Ben anne babamla #kürtçe konuşmaya çalışıyorum. Daha doğrusu onlar konuşurken #kürtçe konuşun diyorum. Önemli anlatılarına ses kaydı yapıyorum. Babama da en kısa zaman kürtçe ilahi ve türkülerin olduğu bir cd hazırlayıp dinlemesini sağlayacağım. İnsanı kökünden kültüründen koparmak veya kendi toprağında garip duruma düşürmek zulümdür.Ayrıca modernizme ve kapitalizme karşı bir duruş sergileme bilincini de çıkarabiliriz anne babalarımızın hayata bakış açılarından.. Çünkü onlar o konuda temiz.. 

**

Kim ki bu anlattığıma ırkçılık olarak bakarsa o #FITRAT #HAİNİDİR..

*

[Daha önce yazdığım bir notu da ekleyeyim buraya] 

Bu coğrafyalarda kürt sorunu yok.. 

Bilakis kürt bölgesi, kürdistan var.. 

Kürt dili, kürtçe var.. 

Kürt kültürü var..

Kürtlerin ekserinin teslim olduğu İslam var..

Diğerlerinin de olduğu gibi türk, arap, fars..

Olmayan ve olmaması gereken şeyler ise ulusçuluk, ünitercilik, tektipçilik, ırkçılık, sekularizm, batıcılık, mezhepçilik ve benzeri şeytanlıklar...

Kısa ve öz..

25 Kasım 2020 Çarşamba

Müslüman Güven Ortamı Oluşturur - Tevbe 6

 Allah'ın kelamını dinlemelerini sağlamak..

Bu amaca yönelik vizyonumuzu geliştirmeliyiz.

**
Baskı, şiddet, zorlama, dayatma, lobi oluşturup engelleme...
Bu gibi şeylere evvela Müslümanım diyen "Hayır" demeli...
Müslümanın en büyük salih ameli GÜVEN ORTAMI OLUŞTURMAK olmalı...
Sizce de öyle değil mi?
ELbette bunun için salihlerin birliği gerekli, zira zalimler güven ortamlarını daima bozarlar ellerinde güç olduğu için...
Bu nedenle müslümanlığın bireysel bir iş olmadığını daha iyi anlamamız lazım..

Siyer (Sünnet) Meal'in Sigortası (Mı?)

Evvela şunu vurgulayalım, siyerden kastımız önümüze gelen her rivayet değil. Mütevatir derecesinde sahih bilgiler ve pratize edilerek yaşama taşınmış Nebevi sünneti kastediyorum. Uydurma hurafeleri zaten reddetmeliyiz.

Kur'an meali, Peygamberimizin siyerinden bağımsız okunduğu sürece insanın düşünce dünyasında nesneleşmekten kurtulamaz. Kur'an, düşünceler içinde boğulur. Kur'an, düşünceyi terbiye edeceğine, çağa göre şekillenen düşünce, onu kırpar, keser, modifiye eder. Modern ve postmodern zihnin Kur'an'a olan yöneliminde artık bunu çok net görüyoruz.

Burada aslolan şudur ki, Kur'an'ı pratize eden peygamber ve ilk nesil var. Yaşanan bu süreçleri çok iyi belleyerek Kur'an'ın asıl maksadını anlamaya çalışmalıyız. Yoksa sadece lafızlarla uğraşarak yahut lugat atraksiyonları yaparak değil.

Kur'an ilk nesil üzerinden yaşamı tüm yönleri ile inşa etti. Bu bilinen bir gerçek. Elbette ki zamanın tağayyürü de var. O halde Kur'an diyorsak şayet nebevi pratiklere (sünnete) de vakıf olmalıyız.

Aksi halde çağa göre şekillenen düşüncelerimiz, Kur'an'ı yönlendirir ve Kur'an çağın şekillendirdiği düşüncelerimize mahkum olur. Oluşan bu durum aslında bizim geleneği eleştirdiğimiz durumun ta kendisi...

O halde peygamber Kur'an'ın sigortasıdır diyebilir miyiz?
Evet diyebiliriz...

24 Kasım 2020 Salı

Duyguların Psikolojisi Kitabından Kesitler - Nevzat TARHAN

Edison'a en büyük icadı sorulmuş. Verdiği cevap: "En büyük icad ottur, bizim yaptığımız icat ve
keşifler mevcudu göstermektir. (önsöz)

*67 yaşında atöylesi ile birlikte her şeyi yandığında ertesi gün ailesini toplayıp "Bütün hatalarımız yandı" diyebilmiş ve üç hafta sonra da fonografı icad etmiştir. (önsöz)

*1990'lı yıllarda duyguların bilimsel bir kategori olduğu ve duyguların ihmal edilmesi sonucu insanların başarılı ama mutsuz oldukları anlaşıldı. (önsöz)

*Tüketerek mutlu olan Batı'nın, paylaşarak mutlu olmayı hedefleyen Doğu'dan alacağı çok dersler vardır. (önsöz)

*Descartes, 'cogito, ergo sum' yani 'düşünüyorum o halde varım' diyerek duyguların maddesel varlığını ve yaşam üzerindeki etkisini yok saymıştı. (giriş)

*Duyguların aktarılması, düşünce bilgisinin duygu bilgisine dönüşmesi için zihinsel malzemeler gerektiğini gösteriyor. Bu malzemeler de serotonin, noradrenalin, dopamin gibi kimyasallar, hormonlar ve enzimlerdir. (19)

*Duygusal zeka tanısını yaşamın temel becerisi olarak popüler psikiyatriye katan Daniel Goleman şunu söylüyor: "İki ahlaki tavra ihtiyacımız var: Kendine hakim olmak ve şefkat göstermek." (21)

*Duygusal zekası olanlar, kendi duygularıyla birlikte diğer insanların duygularını da okuyabilen, bağımsız davranan, uzlaşmayı başaran kimselerdir. (22)

*Bizi kültürümüzde ilim ve irfan birbirinden ayırt edilmiştir. İlim sahibi olup, irfan sahibi olmayanlar, sırtına kitap yüklemiş ama adam olamamış kişiler olarak tanımlanır. Çok bilgili, ancak sosyal ve duygusal becerileri zayıf olan bu kişiler çok sevilmez ve çoğunlukla yalnız kalırlar. Başarısız olduklarında çevrelerinde kimseyi bulamazlar. (23)

*Modernist bakış, özgürlüğü dürtüleri serbest bırakmak olarak tanımlarken; duygusal zekanın keşfiyle, gerçek özgürlüğün "dürtülerden özgür olmak" olduğunu kabul görmeye başladı. Aslında bu, geçmişin yeniden keşfidir. (23)

21 Kasım 2020 Cumartesi

Ümmeten Vahide:Tek Ümmet... Ve Korksun Parçalayanlar: Enbiya 93 94


 

Yüce Rabbimiz Enbiya suresinde 

İbrahim, Lut, Nuh, Davut, Süleyman, İsmail, İdris, Zülkif, Zünnun, Zekeriya, (Yahya) Meryem (oğlu İsa) isimlerini "hatırla" diyerek haklarında kısa kısa bahislerden sonra yukarıdaki 92. ayette şöyle buyurur:

"İŞTE SİZİN ÜMMETİNİZ BUDUR, TEK ÜMMET VE BEN SİZİN RABBİNİZİM BANA KULLUK EDİN"

Mesele bu kadar açık net. Ümmetin oluşumu akidenin dışında Ne etnik aidiyete dayanıyor ne de başka şeye... 

Ortak birlikteliğin merkezi akidedir. Akideyi belirleyen kaynak ise Vahiydir. Vahyin özü de "Ene Rabbukum"dur yani "Ben Sizin Rabbinizim"... 

Bir sonraki 93. ayette ise bu ümmeti parçalayanlardan (veteqettehu) bahsediliyor. 

Kanaatimce bunlar da modern yahut gelenekçi mezhepçiler ve kavmiyetçilerdir. Korksunlar bu iki grup Allah'ın azabından. Vallahi korksunlar.. Ümmeti Parçalayanlar büyük vebal altındadır. 

Davranış Bekçiliği Değil Bilinç İnşa Edicisi Olmak

İnsanların davranışlarının bekçiliğini yapacağımıza bari bilinçlerinin bekçiliğini yapalım. Yani illaki bekçilik yapacaksak. Aslında en doğru tabir bilinç inşa edicisi olmak.

Ne demek istiyorum?

- İnsanların davranışlarının başına dikilip bekçi olup, "şöyle değil böyle, öyle değil şöyle... Haydi şimdi sıra bunda.. Onu öyle yapma.." gibi sözlerle davranış bekçiliği yaparsak insanları ancak robotlaştırırız. Madem bir efor sarfediyoruz. O eforu insanın bilincine sarfedelim. Yani insana fikir verelim, bilinç verelim. Zihninde aşamadığı zorlukları aşmasına yardımcı olalım. Bunu böyle yaparsak o kişinin davranışları başında bekçi olmak zorunda kalmayız. Kişi, biz olsak da olmasak da düzelttiğimiz bilince göre zaten hareket edecektir. Davranış dıştan değil içten yönetilecek. 

20 Kasım 2020 Cuma

Yirmi Beşinci Saatini Arayan Kadın

[malatya günlüğümden bir kesit]

Yirmi beşinci saatini arayan kadın..

Zavallı kadın..

Yorgun ve bitkin..

Varoluşunu fıtrat dışına taşıyan..

Erkeğe rakip olarak yaşayan..

Modernizmin baş aldatılmışı olan..

Yirmi beşinci saatini arayan kadın..

Yirmi dört saati elinde uçup gitmiş olan..

Ekonomizme sırtını dayayıp,

Böylece varoluşunu arzı endam eden..

Yirmi beşinci saatini arayan kadın..

Dişiliğini fıtratına düşman eden..

Toplumu çökerten, duygularına tapan..

Ailesi olmayan, ailesi çevresi olan ama kendisinden olmayan..

Yirmi beşinci saatini arayan kadın

Zavallı kadın..

Yorgun ve bitkin..

Varoluşunu fıtrat dışına taşıyan..

Tüm gücünü dışarıda tüketen 

Eşine ve çocuklarına sıfır olan..

Modanın esiri, tüketimin abidi..

Kapitalistin silahı ve maktulü olan..

Yirmi beşinci ssaatini arayan kadın..

Ruhsuz... Tatsız... Cansız... Yorgun ve bitkin...

Ve son olarak

Hain ve alçak erkek... Kadını kullanan ve sonradan kadına yenilen...

Fıtratına düşman etti kadını ve şimdi de baş edemiyor...






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...