2 Haziran 2021 Çarşamba

Cami Cemaati Terkibi Üzerine

 "Cami cemaati" olgusu sosyolojik bir vakadır. İçi boş bir olgu değildir. Sakin ve önemli bir alan. Birçok entelin ihtiyaç duyacağı bir zemin. Tabi aynı zamanda cami cemaatinin de entellektüel zemine ihtiyacı var.. Bundan da önce Kur'an'ı anlamaya ihtiyaçları var. Duygusallıktan kaynaklanan efor ile sabah namazını cemaatle kılma durumları var iken sosyal hayatta aktif dindarlık üretme konusunda zayıflar. Bu nedenle sakin/anlamlı/içi dolu bir zemin olan "cami cemaatine" hikmetle yaklaşıp Kur'an'ın anlamı ile buluşturup bütüncül/muhkem/sosyal dindarlık seviyesine çıkması sağlanmalıdır. 

Diyanet bunun üzerinde çalışmalar yapmalıdır.

Aksi halde tek tip, robotik, din içinde "din" olan yapıların kucağına itilirler..

Hucurat 13'ten Zihnime Yansıyanlar

İnsanın kendini tanıması ve geliştirmesi için bir zıddına ihtiyacı var. Yahut kendisinden farklı olana.

İnsanlık, bu ontolojik/fıtri/doğal rekabet zemininde gelişir. Bu nedenle fıtri farklılıkları yok etmek, her şeyi tektipleştirmek insanlığın gelişimine darbedir. İnsanlık zıdlarla kaim olup ilerlemektedir.

Ben sendeki farklılığı görüp kendimi kontrol edeceğim, sen bendeki farklılığı görüp kendini kontrol edeceksin. Bu bir nimettir.

Devletler tek tipleştirme ile halkı iyi yöneteceğini sanıyor ama istidatları törpülüyor farkında değil. Böylece robotlaşmış insanlık oluşuyor. Diğer adıyla sömürü...

1 Haziran 2021 Salı

Tevhid, Tekfir ve Şirk Üzerine - Said Ali Ekinci

Kişi ve kurumların işlediği hatalar, islam’a ve Müsümanların geneline mal edilmemelidir. Bu nedenle İslamî kavramları, yanlış kullanan kişi ve kuruluşların tasallutundan, tekelinden kurtarmamız gerekmektedir. Bu minvalde; tevhid, şirk, küfür, cihad, şehadet ve hüküm gibi kavramları tekfirci grupların; cemaat, hizmet, himmet, abi, abla, ihvan gibi kavramları da pragmatist kişi ve grupların elinden kurtarmak gerekir.

İbni Teymiyye'nin Necaşi Hakkında Yorumu

 Bakın!! İbni Teymiyye Allah'ın hükmü ile hükmetmeyen NECAŞİ hakkında şöyle der:

"Biz kesin olarak biliyoruz ki, Necaşi'nin kendi halkı arasında Kur'an ile hükmetmesi imkanı yoktu. Çünkü onun kavmi Kur'an'ın hükümlerine inanmamakta idiler. Bununla birlikte Necaşi ve onun gibiler İslam şeriatını yerine getirmemelerine ve iktidarlarını devam ettirecek ahkamı tatbik etmiş olmalarına ragmen cennette mutlu olarak bulunan kimseler arasındadır. (Allahın izniyle)"

(islam devletind kamusal özgürlükler kitabından)
Raşid el Gannuşi

İnsanların Gelişimine Ket Vuranlar

        Özellikle geçmişteki alimlerin kitaplarını okuyup kendilerini geliştirerek fikir sahibi olanlara, hâla "sen arapça biliyor musun?", "Sen şunu biliyor musun?", "Oniki ilmi aldın mı?" gibi sözde mantıklı gibi görünen soruları soranlar aslında şunu söylemiş oluyorlar:

        "Yahu kardeşim ben bir alimin peşine körü körüne takıldım. Yıllarca o ne dediyse ben onu yaptım. Başka incelemeler ve mukayeseler yapmadım, yapmam da. Benim yaşadığım zamanda yaşayan alimler kim oluyor ki kitap yazıp milleti aydınlatacak. Ben geçmiştekiler ne yazmışsa ona uyuyorum. [Sofrada ne varsa hepsini abur cubur yiyen obez misali]. Sen de şimdi kalkmış o inandıklarıma/yediklerime itiraz ediyorsun. Ne kadar okuma yaparsan yap seni Arapça bilmemekle köşeye sıkıştırıp kendi körlüğümü örtbas ederim.... vs vs"

**
        Ne olursunuz bu tip insanlar gibi davranıp insanların gelişimlerini engellemeyin. Madem böyle diyeceklerse o halde alimlere desinler, kitap falan yazmasınlar, biz de okumayalım. Onca okumalar yapan insanları hala şunu bunu bilmemekle itham edenlerin ilme, akla, fikre ne kadar ihanet ettiklerini bilmeleri lazım... Geçmiş alimlerin kitapları ile yetinecek isek o halde onlar da kendilerinden önceki kitaplarla yetinmiş olsalardı, denir herhalde.
        Okumak bir baslangıçtır, daha başlangıçta bile insanların olan hevesini yok edecek "katolik" mizaçlı kişilikler her daim başımızın belası olacaktır.

Ya Sabır.. Ya Sabır..

Hedefi Iskalatılan Gençlik

        25 yaşına kadar sınavlarla, testlerle, rekabetle hayata sözde hazırlanan genç, maaşlı olduğu günden itibaren yarışın ve sınavın bitmesi ile kendini öyle bir rehavete bırakır ki, sanki cennete girmiş.


        Ve başlar emeklilik döneminden daha akim bir süreç o dinamik yaşlarda.

O Zaman Da Peygambere Kulp Bulmuşlardı - Nahl 24,25

 


Baksanıza taa peygamber zamanındaki "modernler" de bir kulp bulmuşlar kendilerine... Hatta başka ayetlerde "bu Kuranı değiştir" diyor müşrikler. bugünkiler de peygamberin uygulama biçimini gözardı ederek anlamları modernize edip değiştiriyorlar. Peygamber kendi çağdaşları olduğu halde inen vahye "bunlar öncekilerin masalları" diyor o günün müşriği... Demek ki inanmak istemeyen kendine çok rahat kulp bulabiliyor, dün de bugün de... O halde bugünki modernite ile mankurtlaşmış zihinlerin Kur'an'a yaklaşımlarına dikkat edelim. Çok parlak söz ederler ama aslında yüreklerine ilk karar kılan modern yaşam algısıdır, Kur'an'a da bu algı ile yaklaşıyorlar... Ayetler nahl suresinden....

/

Aman Allahım!! Tarih okuması yapamamak ne de berbat bir durum. Oysa bunu diyenlerin kendileri de 'masal' oldular.. İlahi vahyin sürekliligini 'eskilerin masalları' diye okumak ne de ucuz bir okuma! Oysa Vahiy çaglarüstü bir gerçekligi barındıyor içinde.. Ayetin devamında diyor ki Rabbimiz mana olarak, bilgisiz insanları Allahın yolundan bu şekilde saptıranlar onların da yükünü taşıyacaklar kıyamet gününde...






Öne Çıkan Yayın

RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:

__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...