23 Şubat 2021 Salı
Bugün, Namazın Önemli Bir Yönünü Farkettim.
21 Şubat 2021 Pazar
Neden Üretken Bir Toplum Olamıyoruz?!
Birbirimizi yok yere çok kasmışız, dolayısıyla çok gerginiz, bir türlü relaks olamıyoruz. Sürekli tedirginiz. Bu nedenle düşünce ve icad konusunda üretken olamıyoruz.
20 Ocak 2021 Çarşamba
Siyasal İslam'ı, Peygamber Dönemi Üzerinden Değerlendirme Denemesi
Siyasal İslam konusunda
şöyle bir düşünce oluştu zihnimde:
Şayet peygamberimizin hayatında siyasallık konusunda ilgisizlik olsaydı, Medine'ye gittiği zaman ve orda kral olacak olan Abdullah b. Ubey'e:
1 Ocak 2021 Cuma
Münafıklara Bakara İslam'a Dudak Bükenler - Münafikun:1
"Ey Nebi! O münafıklar, yanına geldikleri zaman: 'Şahitlik ederiz ki sen şüphesiz Allah'ın Resulüsün' derler. Evet, Allah senin kendi peygamberi olduğunu mutlaka bilmektedir. Ancak Allah, o münafıkların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik etmektedir.
8 Aralık 2020 Salı
İslam’ın Estetik Okunuşu - Mustafa ÇAĞIRICI
biçimleriyle yönetilen eski dünyada insan hayatının her tarafında kölelik, kan, gözyaşı, açlık ve sefalet kol geziyordu. Başta din olmak üzere ele geçirilen her şey de bu ilkel amaçlar için kullanılıyordu. Son yıllardaki gelişmelere bakılırsa şimdi gök kubbenin altında değişen tek şey, şiddetin biçimi ve araçlarıdır. Çağımızda, insanoğlunun bu vahşi tarafını yok edeceği düşüncesiyle –kutsalı külliyen reddetme çılgınlığı dâhil- birçok şey yapıldı ama o yapılanlar da sadece yeni acılar üretti ve üretiyor.
Öyle görülüyor ki, yapılması gereken, kutsalın reddedilmesi değil, insanın ve varlığın imarına imkân veren öz felsefesiyle kutsalı yeni baştan okumak ve hayatı o felsefenin ışığında yeniden inşa etmektir. Başlıktaki “İslam’ın estetik okunuşu”ndan kastım bu okunuş ve inşadır.
5 Aralık 2020 Cumartesi
Cahil Baldızın Yaptığı ve Yiğit Halanın Tavrı - Yaşanmış Hikaye
gerginlikler çıkabilir. Ancak bunu ilerletmek insani olamaz.
1 Aralık 2020 Salı
Fakir Olması Lehine Zengin Olması Aleyhine Olan İnsan Tipi
Gerçek hayatta bizzat müşahede ediyoruz bu tür insan tipini...
Bu insan tipinin birinci versiyonu,
Parası çok olsaydı veya zengin olsaydı daha azgın daha umursamaz daha zalim olacaktı. Fakir kalması kendi hayrına aslında. Bazen öyle sözler ediyor ki fakir haliyle, "bunda para olsaydı neler yapardı acaba?" diyorsunuz..
27 Kasım 2020 Cuma
Annem Babam ve Kürtçe
28.11.2017
Annem babam bize geldi. Onlarla konuştuk, sohbet ettik. #Kürtçe konuşurken kendilerini, duygu ve düşüncelerini çok iyi ve net ifade ediyorlar. Ama başka bir dil ile konuşunca ise ilkokul seviyesine iniyorlar.
Bunu ülkemizdeki tüm anne babalar için düşünürsek ve 50 yıl sonrasını düşünürsek kürtçe dili ve ma'ruf olan kültürü antika olacak. #Fıtratın çeşitliliği yok edilecek. Sözü uzatmak istemiyorum. Ben anne babamla #kürtçe konuşmaya çalışıyorum. Daha doğrusu onlar konuşurken #kürtçe konuşun diyorum. Önemli anlatılarına ses kaydı yapıyorum. Babama da en kısa zaman kürtçe ilahi ve türkülerin olduğu bir cd hazırlayıp dinlemesini sağlayacağım. İnsanı kökünden kültüründen koparmak veya kendi toprağında garip duruma düşürmek zulümdür.Ayrıca modernizme ve kapitalizme karşı bir duruş sergileme bilincini de çıkarabiliriz anne babalarımızın hayata bakış açılarından.. Çünkü onlar o konuda temiz..
**
Kim ki bu anlattığıma ırkçılık olarak bakarsa o #FITRAT #HAİNİDİR..
*
[Daha önce yazdığım bir notu da ekleyeyim buraya]
Bu coğrafyalarda kürt sorunu yok..
Bilakis kürt bölgesi, kürdistan var..
Kürt dili, kürtçe var..
Kürt kültürü var..
Kürtlerin ekserinin teslim olduğu İslam var..
Diğerlerinin de olduğu gibi türk, arap, fars..
Olmayan ve olmaması gereken şeyler ise ulusçuluk, ünitercilik, tektipçilik, ırkçılık, sekularizm, batıcılık, mezhepçilik ve benzeri şeytanlıklar...
Kısa ve öz..
1 Kasım 2020 Pazar
Avrupa'da Çokkültürlülük, Entegrasyon ve İslam - Kadir Canatan
Değerler, normlara kıyasla daha soyut olup, bize "iyi" ve "kötü" hakkında fikir veren ideal
düşüncelerdir. Bu bakımdan değerleri, bir toplumun "olması gereken" idealleri ve hedefleri olarak görmek mümkündür. Normlar ise değerleri yaşama geçirmemize imkan tanıyan somut kurallardır. (20)
*
Kuralların anlamlılığını ve etkinliliğini yitirdiği durumlara sosyolojide "anomi" adı verilmektedir. Anomi, modern toplumda ortaya çıkan yeni bir sorundur. (20)*
Değer ve normlar genellikle sosyalleşme sürecinde öğrenilir ve birey için alışkanlık niteliği alır. İçselleştirildiği oranda normların yerine getirilmesine yönelik dışarıdan yapılan zorlamalarda gereksiz hale gelir. Ama sürekli olarak dışarıdan yapılan zorlamalar da içselleştirmeyi engelleyebilir. Bu bakımdan sosyalleşme sürecinde dışarıdan yapılan müdahaleler aşamalı olarak azaltılmalıdır. Aksi takdirde gençlerin ileriki yaşlarda da sürekli olarak dışarıdan düzeltilmeleri gerekecek ve olgunlaşmaları hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmeyecektir. (21)
*
28 Aralık 2019 Cumartesi
Ali KOÇAK Hocamız
Söylemi eyleme dönüştüren bir bilgeydi.
Lise yıllarında karlı kış gecelerinde o şirin evinde bize Namaz Surelerinin anlamını öğretiyordu.
Hayattan damıttığı tecrübeyi, naif ve sempatik bir üslupla bize aktarıyordu.
Özellikle ahlaki bir yaşamın dikkatli takipçisiydi.
Radikalliği dengeledi, frenledi.
Kur'ani bir perspektifin peşinde idi. Hurafelerden uzak tutuyordu bizi.
Gelişmeyi seviyordu. Teknik bir zekaya sahipti.
Müzikal yönü de vardı. Bize ilahi okurdu.
Şiir yazar ve aynı zamanda yine o naif sesiyle okurdu bize.
Her değerli kimse gibi onun da kıymeti bilinmedi.
Gönüllülük esasını ilke edindiği için hep hayal kırıklıklarıyla karşılaştı.
Ama o yine tebliğ görevini aksatmadı. 'Bana anlatmak düşer, gerisi onlara kalmış' diyordu.
13 Şubat 2016 Cumartesi
Şehit Metin YÜKSEL: Yiğit İnsan
2 Kasım 2015 Pazartesi
"AHH! BU ACIYLA ÖLSEM YERİDİR!!" - Eyyub Peygamber Filminden Harika Bir Kesit
25 Mayıs 2014 Pazar
"Şunu Derim Hakim Bey: Yıkılan Umutlara İnat Bir Umuttur Yaşamak!!!" Cümlesi Üzerine
Yaşamak Allah'ın bize verdiği haktır. Bu hakkı nasıl kullanacağımız bizim tercihimize bırakılmıştır. Ancak Allah'ımızın bize sunduğu kullanma seçeneği vardır. Bunu da bize Kur'an'da öğretmiştir ve öğretmen olarak peygamberi göndermiştir. Bu ikisine uyup uymamayı da bize bırakmıştır. Bunun karşısında ise şeytan vardır. Onun ise tek amacı insanın Allah'ın bize sunduğu seçenekleri seçmememiz için elinde geleni yapmaktır. Şeytan bunun için çok sinsi çalışır. Gençleri, kadınları, erkekleri aldatmanın türlü türlü yollarını arar ve uygular. Şeytan dediğim ise sadece cin olan şeytan değil.. Şeytanlaşmış insanlar da bu görevi yaparlar. İrademizi şeytanın yönlendirmesine izin vermemeliyiz. Nefse her hoş gelen şeyi tercih etmek, özgürce yaşadığımız anlamına gelmez. Özgürlük hakkımızı aklımızı da çalıştırarak kullanmalıyız sadece nefsimizi değil.
27 Mart 2014 Perşembe
İslam'ın Hakimiyeti
2) İşin formülü vahdeti zedeleyecek, kardeşliği bozacak hissi yaklaşımlardan, tek taraflı tercihlerden, uzak durabilmektir.
4 Şubat 2013 Pazartesi
“Onların işleri aralarında müşavere iledir.” ayetinin tefsiri - Seyyid KUTUB
23 Ocak 2013 Çarşamba
İnsan Eşya İle Mutlu Olan Değildir.
Mutluluğun insanlar tarafından yaşanan bir olgu olduğunu kavrayanlar eşyanın kölesi olmayacaklardır. Eşyaları olmazsa olmaz saymayacaklardır. Bunu yapanların yaşadığı mutluluk değil. Eşya ile insan. Hiç uyum göremiyorum hiç. İnsan ile insan demeye cesaret edemeyenler, kendilerini eşyanın seviyesine indirecek, esfele safilinden olacaklardır. Eşyaya gösterdiğin ilgi ve alakayı neden insana göstermiyorsun? Neden yüreğin insan kalitesinde bir sevgi üretemiyor da, eşya kalitesinde sevgi üretiyor. İnsandan bir dostun olsun mu istersin yoksa eşyadan bir dostun mu?! Bir problemin olduğu zaman bunu insanla mı çözüyorsun yoksa eşya ile mi? Eğer düşüncen de mekanikleşmişse herhalde "eşya" diyeceksin.
Ben eşya mutlu olanlardan değilim...
Ben vahiy ile mutlu olanlardanım...
Ben insan ile mutlu olanlardanım...
Ben ruhsuz ve donuk değilim...
Mutluluğu eşyaya hasretmem, eşya mutluluğun kölesi bile olamaz.
21 Aralık 2012 Cuma
"Evlilik Şiirle Başlar, Şuurla Devam Eder."
hayvani düzlemdedir. Basiretle bakarsak şayet Yüce Allah'ın insanın önüne çıkardığı kolaylıklar, zorluklar, engeller, rahatlıklar kısaca hayatta karşısına çıkardığı her şey hamlıktan kurtarmak içindir. Hiçbiri kalıcı değildir. Ne zorluk ne de kolaylık. Hedef insanın beşer düzeyinde kalmamasıdır.
Zorluğa düşen insan, hemen yelkenleri indirmemeli; kolaylığa eren insan "küçük dağları ben yarattım" türünden kibre kapılmamalı. Şayet olursa bunlar, işte o zaman kaybetmiştir insan, hamlıktan kurtulana kadar. Peki bu gel-gitler ne zamana kadar sürer? Tabi ki ölünceye kadar. Hamlıktan kurtulan insanca yaşamanın manevi hazzına erer ve ahirette salihlerle haşrolur, ham kalan ise dünyada da ahirette de ızdıraplar içinde kalır.
Böyledir şuursuz evlilikler...
20 Aralık 2012 Perşembe
Günlüğümde "Bir Gün"
Bu akşam Hakka Suresi'nin 25-52. ayetlerine çalışmaya başladım. Salı günü yapacağımız sohbette anla(t)mak için. Bana denk gelen ayetler amel defterini sol tarafından alacak olan bedbahtlarla ilgili olan ayetlerdi. Çok ürpertici bir üslupla anlatıyordu Kur'an.
Kur'an'ı Kerim'in konu ettiği meseleler bizlerin sürekli iç içe olduğu meselelerdir. Yani Kur'an'ı Kerim toplumsal meseleleri sistematik bir şekilde işliyor, yüzeysel bir temas yapmıyor. Bunların en önemlilerinden bazıları mal/para/servet...
İnsanı tatlı yapan şey Allah'lı bir yüreğe sahip olmasıdır. Rabbani öğretileri hayatına yansıtmayan insanların oluşturduğu bir toplumda yaşıyorum ve yüreğimin tadı sürekli kirletilmeye maruz kalıyor.
Mustafa TOSUN
28 Kasım 2012 Çarşamba
Tevhidi Gerçekliğin Işığında - Atasoy Müftüoğlu
- Gerek Batı'lı ve gerekse Doğu'lu müstekbirler şemsiyeleri altına alınmış bulundukları Müslüman toplulukları, Allah'ın dini İslam'ın bütün dinamikleriyle ortaya çıkması ihtimaline karşı sürekli olarak uyarıyorlar. (31)
- İstiyorlar ki bu İslam, krallara, emirlere, başkanlara ve bunların her tür uygulamalarına karşı sesini yükseltmesin. Yine bu çevreler istiyorlar ki krallı, kraliçeli, emirli, şeyhli, şahlı İslamlar olsun, ancak İmamlı bir toplum örneği vücut bulmasın. (31)
- Emperyalistler için dünyada İslam'ın geri dönmesinden başka korku yoktur. (31)
- Kafirlerin sürüp giden saldırılarından ciddi bir şekilde etkilenen kimi çevreler İslam'ı bir sözcük olarak bile kullanmaya cesaret edememekte, sağcılığın, muhafazakarlığın, gelenekçiliğin, görenekçiliğin, milliyetçiliğin ve mukaddesatçılığın şemsiyesi altına sığınma ihtiyacı duymaktadırlar. (32)
- Mekke'li hanifler içinde iman şahsi ve özel bir durumun ifadesiydi. Bu bakımdan Haniflerle müşrikler arasında ciddi bir sorun çıkmıyordu. (34)
- Bugün de, kimi Müslüman topluluklar, kendi zihinlerinden düzmece mazeretler nedeniyle imanlarını saklı tutmakta, tevhidi bir tavır sergileyememekte, imanın kendilerine yüklenmiş bulunduğu sorumlulukları açıklamak üzere daha müsait mevsimler beklemektedirler. (34)
- Her mü'minin asli görevi hayatın içinde her olguyu tevhidi perspektifle değerlendirmektir. (34)
-Realitelerin baskısına karşı duramayanlar, tevhidi mücadelenin günümüzdeki yansımasını ya hayalcilikle ya da romantizmle suçlamaktadırlar. (35)
- Allah'a kulluğu çok soyut bir ilgi halinde, kullara kulluğu ise çok somut bir ilgi halinde yaşayarak tevhidin rahmet ve bereketine ulaşılamaz. (35)
- Allah'ın velisi ve dostu olmak, Allah'ın hukukunu korumakla kabildir. Allah'ın velisi ve dostu olmak, Allah'ın ve O'nun yasalarının düşmanlarına düşman olmakla kabildir. (36)
- Belirsiz tavırlar kaçınılmaz bir azabı haber verirken, belirgin tevhidi tavırlar bir kurtuluşu haber vermektedir. (37)
- Yığınlar nazarında İslam yalnızca ahiret hayatıyla ilgili kıymetler manzumesi olarak hatırlanmaktadır. (38)
- Bir yandan siyasal düzenlerin fiili baskısı, diğer yandan modernizmin psikolojik baskısı sonucu Müslüman topluluklar, bu baskıları tümüyle ortadan kaldırmayı amaçlayan tavırlar ortaya koymak yerin, bu baskı unsurlarıyla uzlaşarak baskıları hiç değilse asgari sınırlar içerisinde tutabilecek tavırlar geliştirmişlerdir. (39)
- Hayatın içindeki rolünü tevhidi duyarlılığa göre belirleyen Müslümanlar için, ne doğuculuğun, ne batıcılığın, ne sağcılığın, ne solculuğun bir değeri yoktur. (39)
- Bir insan hem müslüman, hem laik, hem liberal, hem demokrat, hem kapitalist, hem marksist olamaz. İnsan bunlardan ancak biri olur ya da olmaz. (41)
- Müminler namazla bütün putları ve putçu eğilimleri ayakları altına alır. (44)
- Zekat, insanı eşyaya ve mala kulluktan, bireycilikten ve cimrilikten kurtaran, toplumla ilişkimizi kardeşlik hukuku içinde tanzim etmemizi sağlayan, müslümanların birbirlerini bütün yönleriyle paylaşmasını temin eden kutlu bir vecibedir. (44)
- Beşeri yasalar kötülükleri ortadan kaldırmak yerine, onları sosyal realiteler olarak kabul ediyor. (44)
- Sinenizde maraz yoksa her türlü kimlik sorunuyla başa çıkabilirsiniz. (45)
- Allah'la ilişkileri dürüst ve düzenli olan, Allah'la ilişkileri sürekli ve içtenlikli olan Allah'ın himayesine mazhar olmuş demektir. (45)
- Müslümanlar şu ya da bu kabileye, sınıfa ve renge, şu veya bu mezhebe ve ulusa bağlı bulunmakla değil, sadece İslam'a bağlı bulunmakla şöhret kazanır. (45)
- Geçmişten bize intikal etmiş bir eserin mutlaklaştırılması, bir alimin ya da fakihin mutlaklaştırılması, bir şeyhin ya da müçtehidin mutlaklaştırılması, atalar mirasına bağlı ve ancak onunla kayıtlı bir dini hayatın ortaya çıkmasına neden olmaktadır. (53)
- Hiç bir muvahhidin modern hayat hayat tarzının getirdiklerinden olumsuz bir yönde etkilenmesi düşünülemez. (56)
- Günümüzde insan, modern teknolojinin ürettiği aygıtlar eliyle bilgilendiriliyor. Bu aygıtlar paketlenmiş bilgiler üretiyorlar. Paketlenmiş bilgiler de paketlenmiş çağdaş insanlar üretiyorlar. (57)
- Her hangi bir sorunu çıktığında Kitabın hükmü budur, Resul'ün buyruğu budur tarzında bir tavır seçmek yerine, filan veya falan alimin ve de fakihin tavrı budur gibi bir yol seçiliyor. (58)
- Dinini aslına ilişkin, tevhidin aslına ilişkin bir hassasiyeti canlı tutmak yerine, biçimsel kimi tezahürler yaşatılmak istenmektedir. (58)
- Hicret, müşrik bir toplumda müslümanların karşılıklı ödünler almak ve vermek suretiyle içiçe yaşayamayacaklarının en açık kanıtıdır. (59)
- Hicret, müşriklerin egemenliklerine razı olmamanın, onların egemenliklerini paylaşmamanın ilk göstergesidir. (61)
- Bilindiği gibi Peygamberimiz Efendimizle hicret etmeyip Mekke'de kalan, imanlarını açıkça izhar etmedikleri için müşriklerle bir arada görünen müslümanlar Kuran'ı Kerim tarafından takbih edilmişler ve nefislerine yazık eden müslümanlar olarak anılmışlardır. (62)
- Cahili hayat tarzı içinde ve bu hayat tarzına bağlı olarak yürütülen bütün arayışlar beyhudedir. (63)
- İslam kendisini seçen herkesten, her durumda bu seçimini en önde ve en başta tutmasını istemektedir. (76)
- Ulusal ve laik ideolojilere dayalı düzenlerin gündeminde iki tür İslam bulunmaktadır. Bunlardan birincisi dost bir İslam, ikincisi ise düşman bir İslam'dır. Dost İslam ilgili düzenlerin her alandaki uygulamasını büyük bir teslimiyetle kabul eden, düşman İslam ise bu uygulamalara karşı çıkması ihtimali düşünülerek sürekli olarak baskı altında tutulan ve resmi dilde 'irtica' olarak yaftalanan bir İslam'dır. (77)
- İslam dünyasından askeri varlıklarını geri çeken sömürgeciler, kültürel varlıklarıyla bu ruhu canlı ve etkin kılmaya devam etmektedirler. (77)
- Sağcılık, solculuk, muhafazakarlık ve devrimcilik her hangi bir batı toplumunda o toplumun kendi sisteminin mantığı içerisinde bir değer ifade edebilir. (79)
- Biz burada, tevhidi gerçekliğin bilincine varmış her müslümanı sağcılığın ve muhafazakarlığın her türlüsünden tenzih ederiz. (79)
- Tevhidi bilincin ve tavrın bütün boyutlarıyla yaşatılamadığı toplumlarda sapma daha geniş ve daha derin boyutlara ulaşmaktadır. (80)
- Sentez fikri de ne kadar iyi niyetlerle getirilmiş olursa olsun, sonuçları itibariyle bir güvensizliğin ve umutsuzluğun nişanesidir. (82)
- İslamı, tevhidi bir görüş manzumesi içerisinde kabul edenler için tavırlarını Doğu'ya ya da Batı'ya göre belirlemek değil, Allah'a göre belirlemek vardır. (82)
- İman ve İslam'ı tevhidi bir sevda haline getirenlerin önünde hiç bir kuşkunun ve kuruntunun bir yeri bulunamaz. (82)
- Gerek geleneksel olanın ve gerekse modern olanın tevhidi bağlamda sorgulanmamış olması, giderek bunlarla uzlaşma sorununu gündeme getirmektedir. (83)
- Rahmani gerçeklik kendi sistematiği içinde bir varlık belirtmekte, şeytani gerçeklik de kendi sistematiği içinde bir varlık belirtmektedir. İki gerçekliğin birbirleriyle yardımlaşması söz konusu olamaz. (83)
- Allah'a itaatın vücut bulmadığı her ortamda anarşi vücut bulur. (84)
- İslam yazdıklarımızla ve söylediklerimizle olmaktan çok yaptıklarımızla vücut bulacaktır. (85)
- Kişiliğini Allah'ın eliyle bulmamış bir topluluğun izzetinden söz edilemez. (88)
- İslam'ın yalnızca bir mezhebin imkanlarıyla açıklanması, ya da yalnızca bir mezhebin ilkeleriyle kuşatılmak istenmesi de Müslümanlar arasındaki farklılaşmayı derinleştiren etkenler arasında bulunmaktadır. Öncelikle bilinmesi gereken husus şudur ki, her hangi bir mezhebin ilkeleri din bütünü olarak algılanamaz. (91)
- Tekelci zihniyet, dünyasını her şey bizimle kaim, her şey bizimle mümkün anlayışı üzerine bina etmektedir. (91)
- Psikolojik iklim şartları sürekli olarak müslümanların aleyhine işletilmektedir. (93)
- Müslümanlar başkaları tarafından belirlenen program ve yöntemlere bu bunları uygulamaya memur ve mahkum edilemezler. (93)
- Müslüman topluluklar için din, yani İslam, bütün unsurlarıyla yaşanılabilir bir gerçeklik olmaktan çıkmış, yalnızca ideolojik bağlamda yaşatılabilen bir kültür ilgisi haline dönüşmüştür. (94)
- Issızlarda İslami özlemleri dile getirenler, kamuoyu önünde sağcı politikaların uygar mümesilleri olarak hayatlarını devam ettirebilmektedirler. (94)
- Zihni düzlemlerde Rahman'ın yasaları geçerliliğini korurken, pratik hayatın içinde Şeytan'ın yasaları yürürlüğe girmektedir. (95)
- Müslümanlar geçmişi kavmi duyarlıkla değil, tevhidi bir duyarlılıkla irdelemelidirler. (95)
- Bilinmelidir ki soyut tartışmalar Müslümanları birbirinden uzaklaştırmakta, bereketi ortadan kaldırmaktadır. (97)
- Tevhidi düşünceyi sadece soyut bir gerçeklik halinde tutan toplumlarla, onu bir harekete dönüştürmüş toplumlar arasında büyük farklar vardır. (103)
- Modern kültür değerleriyle yoğrulmuş bir çevrede de İslami değerler ve davranış biçimleri bütünüyle yadırganmakta ve hayret nazarlarıyla karşılanmaktadır. (104)
- Vahye dayalı bir sistemle, insan zihninin ürünü bir sistem arasında bir yakınlık kurulamaz. Bu iki sistemden de birbirleriyle uyuşmaları beklenemez. (104)
- Bir düşünce ancak fonksiyonlarının tezahürleriyle hayatını sürdürebilir. Fonksiyonlarını yerine getirme imkanı bulamayan bir düşünce zamanla taşlaşma durumunda kalacaktır. (105)
- Allah bir topluma neye layık bulunuyorsa onu veriyor ama sürekli olarak da her toplumu uyararak asıl layık olduğu şeyi hatırlatıyor. (106)
- Taklit olgusu neredeyse bütün Müslüman halkların ayırd edici özelliği haline gelmiş bulunmaktadır. (106)
- Din'i yalnızca toplumsal kültürün bir parçası olarak alan toplumlarda da müzmin bir durgunluk ve umursamazlık gözlemlenmektedir. (107)
- Yığınların ruhi ve zihni melekeleri, uluslararası siyasetin en etkin aracı, haberleşme aygıtlarıyla iptal edilmektedir. (107)
- Fikri temellerden yoksun her davranış yok olmaya mahkumdur. Fikri dayanaktan yoksun heyecanlar anlık hassasiyetlerin yansıması olacak kalacaktır. (109)
- Pek çok ilke gibi İslam kardeşliği ilkesi de sözde yaşatılan ilkeler arasında girmiştir. Öteden beri Müslüman halklar üzerinde uygulanan ulusalcı politikalar nedeniyle İslam kardeşliği ilkesi bütünüyle tahrip edilmiş bulunmaktadır. (109)
7 Mart 2012 Çarşamba
DİN Ne Demektir?
Din: Arapça köken itibariyle "deyn" kökünden türetilmiştir. Deyn: borç demektir. Kürtçe'de 'den" deriz.. O halde ıstılahi olarak ise şu anlamı taşır: Din=Borçluluk bilinci. Diğer anlamlarıyla: takib edilen yol, hesap bilinci, itaat v.b anlamları mevcuttur... (Kurana göre Dört Terim/Mevdudi)
O halde İslam Dini: İlkeleri Allah tarafından belirlenmiş ve elçisi Hz. Muhammed aleyhisselam tarafından bize bildirilmiş ilahi SİSTEMDİR..
İlahi sistemi kabul etmeyenler kendi akıllarınca yol, yöntem
belirlerler ve bizlerde bu duruma deriz ki: "İşte bu kendi akıllarınca
belirledikleri yol her ne ise onun DİNİDİR."
Din kavramı insanlık
tarihi ile yaşıt iken ve bir realite iken yeni yetme ideolojilerin
rüzgarına kapılıp dini tamamen yok sayacak hale gelmek! Şeytanın inkar
politikasının hedefini bulduğunu gösterir.. Ama elbetteki İslam'ı iman
hamlesini de sürekli yapan imanlı kullarda olagelmiştir.. Bu Allah'ın
bir yasasıdır.. Yani küfür de iman da sıfıra inmeyecek!
Hayatın özetini isteyene şunu diyelim: "Hayat, senin hangi tarafta olup olmadığındır."
Öne Çıkan Yayın
RAB NE DEMEKTİR? MUSA PEYGAMBER CEVAPLIYOR:
__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...